24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İBRAHİM YILDIRIM’DAN “HÜZNENGİZ BİR ARABESK” ‘Edebiyat, sarsıntıları kayda geçebilir’ vedat arık “Hüznengiz Bir Arabesk”, İbrahim Yıldırım’ın “Nişantaşı Suare” ile başladığı “Dokuzuncu Haşmet” ile devam ettiği yolculuğun son durağı. Yıldırım bu kez, Aksaray’ın değişimi temelinde iki yalnızın Refik Çelebizade ve Hüseyin’inyaşamlarına konuk ediyor okuru ve bir semtin hikâyesinden Türkiye gerçeklerine uzanan yolu çiziyor. Yıldırım’la yeni romanını konuştuk. eray ak erayak@cumhuriyet.com.tr H üznengiz Bir Arabesk’i okurken aklım hep önceki romanlarınız Nişantaşı Suare ve Dokuzuncu Haşmet’e gitti. Bu üç roman arasında bir akrabalık, bir bağ kurmak mümkün mü ya da bu üç romanı birbirinin ardılı, tamamlayıcısı olarak görebilir miyiz? n Doğru bir saptama: Roman diye nitelenen her üç metin arasında sıkı bir hısımlık var. Aslında düşünülmüş, tasarlanmış bir kardeşlik değil bu. Dolayısıyla bu çalışmaları, Nişantaşı Suare’nin açtığı duyuş ve anlatış özelliğini benimseyen yazarın, kendiliğinden oluşuveren kan bağını yeni metinlerle genişletme çabası olarak da değerlendirmek mümkün. Araya başka bir bakış açısı olan Madam Samatya girdi ama ben 2013’ün sonlarına doğru Dokuzuncu Haşmet’le hısımlığı geliş tirdim. Son kardeş ise Hüznengiz Bir Arabesk oldu. n Peki, bu kardeşliğin sonucunda Vatan Dersleri’ndeki gibi tek çatı altında toplanma ihtimalinden söz edebilir miyiz bu üç romanın? n Vatan Dersleri’ni 2004’te yazmaya başladım: Amacım tek parça iri bir metin oluşturmaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı, imzaladığım sözleşme doğrultusunda romanı bölmek zorunda kaldım. İlk kitap 2006’da, ikincisi ise 2008’de yayımlandı. Bu kopukluk ve diğer nedenlerden dolayı, çok uzun süre huzursuzluk, eksiklik duyduğumdan romanı satır satır yeniden yazdım, yeniden kurguladım. Böylece Vatan Dersleri, 2016’da neredeyse bin sayfalık tek parça bir metin olarak okura ulaştı. Nişantaşı Suare, Dokuzuncu Haşmet ve Hüznengiz Bir Arabesk’e gelince onlar Vatan Dersleri’nin yekpare bütünlüğüne sahip olmasa da az özce belirttiğim gibi kardeş kitaplar. Kim bilir belki ileride tek bir ciltte üçleme olarak değerlendirilirler. n Bu üç romanı birbirine bağlayan unsurlar ne? n Nişantaşı Suare’yi okurun anlayışına teslim etmeden önce, yani metnin hemen başında bulunan notu şöyle bi tirmiştim: “Kitabın kapağında ‘roman’ yazsa da okuyacağınız metne ‘öykü’, ‘anı’, ‘deneme’, hatta ‘monolog’ bile denilebilir. Ancak yine de en doğru ad ‘roman’dır. Çünkü roman, yerleşik türler dışındaki yaklaşımlara kapısını her zaman açık tutmuştur.” İşte üç kitabı birbirine bağlayan unsurlardan biri bu, yani romanın yerleşik olsun, olmasın diğer türlere çok sıkı ilişki kurabileceği iddiasındaki çalışmalar bunlar. Diğer bağlayıcı unsur ise her üç metnin de hoşsohbet denilebilecek anlatıcılarla ilerlemesi, toplumda yaşanan değişim ve dönüşüme onların lisanlarıyla tanıklık etmeye çalışması olabilir. Öte yandan her birinde yazınsal göndermeler de var. Dokuzuncu Haşmet’te bunların bazılarını liste olarak verdim. Ancak Nişantaşı Suare’de ve Hüznengiz Arabesk’te böyle listeler yok, dolayısıyla göndermelerin kimlere ait olduğunu tabii ki bilmiyorsa araştırmak okura kalmış bir şey. Örneğin, Hüznengiz Bir Arabesk’teki “insan önce çevresinden ölür” dizesi” gibi... “ÇATIŞMA KÜLTÜRÜ TOPLUMU BELİRLEYEN UNSUR” n Hüznengiz Bir Arabesk’i yazarken kafanızda dönüp duran baskın mesele ya da meseleler neydi? n Bence coğrafyamızda olumsuz gelişmeler yaşanıyor. Bunlar toplumu değiştirip dönüştürüyor. Böylece ister istemez yeni çatışma ortamları, yeni alt kültürler oluşuyor. Dolayısıyla Hüz nengiz Bir Arabesk’in konu edindiği Aksaray, artık bence melez kültürü içselleştiren küresel bir semt. Orada bizlerin bilmediği, hatta öğrenmek istemediği bambaşka hayatlar yaşa nıyor; neredeyse bütün dünya dilleri konuşuluyor. Bu insanların buluştu ğu tek değer yaşamı sürdürebilmek için gerekli parayı ne şekilde olursa olsun kazanmak. Bunun için her şeyi göze alıyorlar; dileniyor, gasp ediyor, çalıyor, bedenlerini satıyorlar... Kısa cası oraları artık eski Aksaray, eski Laleli değil. Kabaca bir karşılaştırma yapılacak olursa oraları ne Fatih’e, ne Taksim’e ne de Beylikdüzü’ne benziyor. Oysa çok da uzak olmayan geçmişte, semtler bu denli ayrışmamıştı. Çatışma kültürü neredeyse toplumu belirleyen en önemli unsur oldu. İster kutuplaş ma deyin, ister başka bir şey... Bence yaşananlar buna işaret ediyor. Geçen yıl okuduğum bir araştırma, siyasi görüş farklılıklarının sosyal mesafeye dönüştüğünü, insanların aynı dünya da yaşamadığı düşüncesiyle hareket ettiğine işaret ediyor. Ayrı dünyaların insanları, komşu bile olmayı, başka bir siyasi partiden biriyle evlenmeye bile karşı çıkıyor. Kendimden bir örnek vermem gerekirse birkaç yıl öncesinde, sol kültürden gelmeme karşın, yazdık larımı önemseyip değerlendiren kimi arkadaşlarım, ayrı dünyada ve sanki ayrı ülkede yaşadığımıza ikna olmuş olacak ki ne arayıp ne soruyor... İşte bu meseleler toplumda baskın olduğundan yazdıklarıma da sızıyor. n Nişantaşı Suare’de, Nişantaşı’nın değişimi, Dokuzuncu Haşmet’te Samatya’nın değişimi, yeni roman Hüz nengiz Bir Arabesk’te ise Aksaray’ın değişimi üzerine kurulu yazdıklarınız. Bu nasıl bir değişim ki sizi bu denli rahatsız ediyor ya da romanların baş köşesine kurulacak denli kafa yormanı zı gerektiriyor? n Az önce söylediğim hoşgörü, uz laşma ve adabınca tartışma zemininin iyice zaafa uğramasına hem üzülüyor hem de tedirgin oluyorum ve bu olum suz değişime, dönüşüme tanıklık etmek için kendimde hak görüyorum. Tabii ki toplumdaki tarihsel denilebilecek gelişmelerin, yani somut durumların analizi ileriki zamanlarda, daha serin kanlı yapılabilir. Ancak bence edebiyat beklemeyebilir, sarsıntıları travmaları günü gününe kayda geçirebilir. Hatta çok öncesinden bile yola koyulabilir. Örneğin Almanlar, Paris’i 1940’ta işgal etmiş, İlya Ehrenbug Paris Düşerken’i 1941’de bitirmişti. İspanya İç Savaşı’na katılan Hemingway, Çanlar Kimin İçin Çalıyor’u hiç beklemeden yazmış, 1940’ta yayımlamıştır. Halide Edip Adıvar’ın 1922’de basılan Ateşten Gömlek’i ise neredeyse naklen yazılan bir romandır. >> 18 20 Nisan 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle