Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şükran Kuyucak Esen’den “Zeki Ökten” ve “Ömer Kavur” ‘İnsana ve sinemaya saygıda birleştiler’ Şükran Kuyucak Esen, “Zeki Ökten: Yeşilçam’da Özgün Bir Yönetmen” ve “Ömer Kavur: Sinemamızda Bir Auteur”de, iki ustanın sinema yaşamını, yaratım süreçlerini, yapıtlarını, topluma ve hayata bakışlarını inceliyor. r Gamze AKDEMİR armara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı Başkanı Şükran Kuyucak Esen, Zeki Ökten, Yeşilçam’da Özgün Bir Yönetmen adlı kitabında, Sürü, Faize Hücum, Kapıcılar Kralı, Çöpçüler Kralı ve Güle Güle gibi filmlerin unutulmaz yönetmenini yaşamı ve eserleriyle ele alıyor. Filmlerine duygularını katarken gerçeklikten uzaklaşmamış, akıcı anlatımıyla izleyicisini yakalarken toplumdaki çelişkileri görmesini sağlamış bir ustanın dünyasını paylaşıyor. Bunun yanı sıra 1960’lardan günümüze Türk sinemasının genel atmosferini aktarıyor. Ökten’le yaptığı söyleşi üzerinden ise Yeşilçam sinemasının ayrıntılarına ve erkek egemen yapısına dikkat çekiyor. Ustanın sanat yaşamını dönemlere ayıran yazar, bunu dört başlıkta inceliyor: “Ticari Yapımların ‘Rejisörü’”, “Özgün Duygusal Filmlerin ‘Yönetmeni’”, “Sıradan İnsanın Toplumsal Yolculuğunun Anlatıcısı”, “Bekleyişteki Sanatçı”. Çalışmanın çatısı, Esen’in “sıradan insanın toplumsal yolculuğunun anlatıcısı” olarak nitelediği Zeki Ökten’in anlatısında izi olan dört senarist üzerine kurulu: Umur Bugay, Yılmaz Güney, Fehmi Yaşar ve Fatih Altınöz. Bu bağlamda Bugay, Yaşar ve Altınöz’le S A Y F A 1 6 n 1 8 tiri yazılarından onun filmlerine ilişkin olanları okudum. Tüm filmlerini, DVD, VCD, VHS kopyalarından bir kaç kez daha izledim. Senaristleri Umur Bugay, Fehmi Yaşar ve Fatih Altınöz’le konuştum. Eşi Güler Ökten’in incelemem için cömertçe açtığı, yönetmenin arşivini inceledim ilk elden. “KENDİNİ BEĞENMEDİ, UZUN SÜRE ASİSTAN KALDI” Ökten gibi yönetmen koltuğuna oturmayı, bile isteye erteleyen sinemacı azdır herhalde. Gerçekten de onun kişiliğini ortaya koyan, pek görülemeyecek bir yaklaşım bu. Kendisinden öğrendiğime göre, sinemaya altmışların başında Nişan Hançer’e asistanlıkla adım atıyor, üç filmine asistanlık yapıyor. Sonra, gelen bir teklifle Ölüm Pazarı (1963) filmini yönetiyor. Yapımcısı ve Yeşilçam piyasası filmi beğense de Ökten, kendisi beğenmediği için asistanlığa geri dönüyor. Memduh Ün’e biriki filmdeki asistanlıktan sonra, tam dokuz yıl Atıf Yılmaz’a asistanlık yapıyor. Sonunda yönetmenliğe geçmeye nasıl karar veriyor? Zeki Ökten’le söyleşimizden çıkardığım sonuçlara göre üç etken var: İlki, artık birbirini tekrar eden ticarî filmlerden, yeni bir şey öğrenemeyeceğini görmüş olması. İkincisi, evlendiğinden yeni sorumluluklar hissetmiş olması, belki ekonomik olarak daha iyi koşullar gerekmesi. Üçüncü olarak, asıl harekete geçiren etken de Yeşilçam’ın en büyük yapım şirketlerinden Erler Film’in sahibi Türker İnanoğlu’ndan gelen, ilginç yönetmenlik teklifi. “DUYGULARA SESLENDİ, KLİŞELERİ SÖMÜRMEDİ!” Filmleri sizce topluma, hayata nasıl bakar ve yansıtır? Zeki Ökten’inkiler nereye, nasıl bakacağını çok iyi bilen filmler. Gerçeğin ayrıntılarda gizli olduğunu ancak dikkatle bakınca anlaşılabileceğini bilen yönetmenin gözlemlerini aktarır. Sıradan hayatı ve insanı, aynı sıradanlıkla anlatır. Toplumsal yapıda, her gün bakıp da görmediğimiz pek çok ayrıntıyı, çelişkiyi, güzelliği, çirkinliği, iyiliği, kötülüğü, zayıflığı, güçlülüğü fark ettirir. Akıcı bir dille, öyküler içinde, olaylar arasında, insanı anlatır. Hemen yanıbaşımızdaki küçük, yenik insanları göz hizasından, oldukları gibi gösterir. Yüceltmeden, küçültmeden. Abartmadan ama farkına vardırarak gösterir. Kamerayla oynamaz, gösteri yapmaz. Duygulara seslenir ama duyguları sömürmez onun filmleri. Yeşilçam klişeleriyle ilişkisini, nasıl bir düzlemde korudu? Kendisi de o filmlerle büyüdüğünden, Yeşilçam izleyicisini yakından tanır ve isteklerini iyi bilir. Sinemayı öğrenirken asistanlık ve ilk yönetmenlik yıllarında, Yeşilçam klişelerini çok kullanır. Bu klişelerin halka ulaşmada işe yaradığının farkındadır. Duygusal özdeşleşmenin insanlarla iletişim kurmaktaki etkisini bilir. Ama toplumun sorunlarının da farkındadır. Ökten, kaçış masalları anlatmak yerine, klişelerden, gerçekleri anlatmakta yararlanır. Yeşilçam izleyicisi onun filmlerinde, kendi yaşamına benzeyen öyküler içindeki, kendine K İ T A P S A Y I 1 3 2 2 M yaptığı söyleşilere yer veren yazar, ayrıca Yılmaz Güney’in cezaevinden, Zeki Ökten’le yazışmalarını belgeleyerek Güney sinemasının derinliklerine ulaşıyor. Esen, Sinemamızda Bir Auteur kitabında ise Ömer Kavur’un sinemasına yoğunlaşıyor. Anayurt Oteli, Gizli Yüz, Gece Yolculuğu ve Akrebin Yolculuğu gibi kült filmlere imza atan Kavur’un sinemasında yabancılaşma, yalnızlık, dışlanmışlık, zaman ve ölüm temalarının izini sürüyor. 49. Uluslararası Antalya Film Festivali için hazırlanan, Her Şeye Rağmen Ayakta; 90’lı Yıllar Türkiye Sineması kitabının editörlüğünü ve bazı bölümlerinin yazarlığını yapan Esen’in yayımlanmış diğer kitapları ise şöyle: 80’ler Türkiyesi’nde Sinema, Türk Sineması’nın Kilometre TaşlarıDönemler ve Yönetmenler. Esen’le kitaplarını konuştuk. Zeki Ökten Yeşilçam’da Özgün Bir Yönetmen kitabınızı yayıma hazırlarken hangi kaynaklara başvurdunuz ve kimlerle görüştünüz? Çocukluğumdan bu yana iyi bir Türk filmi izleyicisiydim. Üniversitede iletişim okuyup da sinema araştırmalarıyla ilgilenmeye başlayıp özellikle de seksenlerin başında Âlim Şerif Onaran’ın asistanı olunca sinemanın toplumla etkileşimi üzerine yoğunlaştım. İşte o yıllardan bu yana dikkatle izlediğim yönetmenlerden birisi de Zeki Ökten oldu. Özenli ve eleştirel yaklaşımını, Yeşilçam klişelerini kullanırken bile belli bir derinliği yakalayabilmesini seviyordum. Yıllar sonra Ökten’le ilgili kitap çalışmasına başlayınca filmlerinden izlemediklerimi seyrettim. Kendisiyle uzunca bir ön görüşme yaptım. Türk sinemasıyla ilgili kitapları gözden geçirdim. Arşivimdeki gazetedergi eleş Zeki Ökten (solda), Yeşilçam’ın içinde yer alıp klişelerini kullanırken Ömer Kavur, klişelerden uzakta kendi sinema metnini oluşturur. H A Z İ R A N 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T