05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O K U RLA R A Simon Van Booy’dan “Yanılsamalar Atlası” Öykü ve romanlarıyla tanınan Simon Van Booy, “Yanılsamalar Atlası”nda insanların aslında hangi hakikatler etrafında birleştiğini anlatıyor. Kitapta, Booy’un yalın üslubu ve dolu cümleleri ise dikkat çekiyor. Kahkahası’nda bir motelde olup bitenlerle bir ülkeyi anlatıyor. Kaygusuz kendine has üslubuyla ve bir polisiye roman gerilimi eşliğinde sonlandırıyor romanını. Sema Kaygusuz’la, Sibel Oral konuştu. Jeffrey Eugenides ‘Middlesex’te, üç kuşak ve iki kıtaya yayılmış bir ailenin hikâyesini anlatıyor. Eugenides bu ailenin hikâyesini anlatırken biz de Kurtuluş Savaşı yıllarının Türkiyesi’nden, kapitalizmin şahlanışa geçtiği yılların Amerikası’na doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Kitabı Eray Ak değerlendirdi. Orhan Pamuk’un ‘Kara Kitap’ı, yayımlanışının yirmi beşinci yılında özel bir baskıyla okur karşısında. Pamuk’un büyük çoğunluğu hiçbir yerde yayımlanmamış el yazması sayfaları, çizimleri, ilk baskıya son anda ekleyip çıkardığı her biri birbirinden ilginç paragraflar, cümleler ile kitabın muamma ve bilmecelerini ortaya çıkaran yazı ve karalamalarıyla... Handan İnci hocamız kitabı okumak için 25 neden gösteriyor okurlara. Sezer Ateş Ayvaz, yeni öykü kitabı ‘Küllenmiş Bir Kuşu Yakalamak’la kolay unutan bir ülkenin belleği olmayı sürdürüyor. Kuşak çatışmaları, kadınerkek ilişkilerindeki yabancılaşma, toplumsal mücadelesinde yenilen ama geleceğe umutla bakabilen bir halk, aile kurumunun baskıcılığı, yeni öykülerinde ortak olan temalardan sadece bazıları. Ayvaz kitabı ve öykücülüğüne ilişkin düşüncelerini Gamze Akdemir’e anlattı. Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap Sema Kaygusuz ‘Barbarların olan bu adama göre insanlar “olmayan şeyden korkuyor.” Kafanızın yarısının yerinde durmuyor oluşu da bu korku için yeterli. Booy’un hikâyesi, farkında olalım ya da olmayalım, birtakım gizli bağların bizi başka insanlarla yakınlaştırdığını, beri taraftan hemen yanı başımızdakilerin bizden ne kadar uzak olabileceğini de hatırlatıyor. En yoğun duyguların bileşimi diye de adlandırılabilecek bu hayat hikâyeleri, birileri ayırdına varana dek başlangıçta bahsedilen hakikatleri gizliyor. Her bir isim, uçsuz bucaksız yaşanmışlıkların, sadeliğin ve karmaşıklığın etkileyici biçimde resmedilişi aslında. Anımsamadığımız küçücük bir ayrıntının, bir başkasının yaşamında epey büyük bir yer kaplayabileceğinin altını da çiziyor Booy. SÖYLEYECEK SÖZÜ BOL YAZAR Yazarın kahramanlarının öne çıkan özelliklerinden biri de zaman kavrayışları. Yazar, onları kurgulayıp konuştururken buna fazlasıyla dikkat etmiş; gerek geri dönüşlerle gerek günümüze gelişlerle hep zaman sorgulanıyor. Gözleri görmeyen genç bir kızın düşündükleri bu anlamda manidar: “Yaşlandıkça bedenlerimiz nasıl değişecek diye merak ediyorum. Henüz başımıza gelmemiş olaylar hakkında nasıl hissedeceğimizi merak ediyorum.” Sorular, sorgulamalar, birbirini bulanlar ve itenler, savrulanlar ve zamanın dışına taşanlar… Booy, anlattıklarının bir bölümünün kısmen gerçek yaşamöykülerinden esinlendiğini söylüyor. Kısa ve vurucu cümlelerle kahramanlarının yanı sıra onların temas ettiği insanların ruh hallerini aktarıyor. Tabii hikâyelerin geçtiği dönemlerin dokusunu da. Yanılsamalar Atlası, 1940’ların savaş ortamından 2000’lerin zaman zaman tedirginliklerle yoklanan huzurlu günlerine gelip dayanıyor. Peki, Booy tüm bunları kimler aracılığıyla ya da hangi kahramanların dilinden anlatıyor? Öncelikle huzurevi hademesi Martin’in. Ardından kafa şekli bozuk Bay Hugo’nun, öğrenci Sebastian’ın, pilot John’un, kör genç kız Amelia’nın, senarist ve yönetmen Danny’nin. Booy’un kahramanlarının tümü, hademe Martin’in ağzından dökülen şu cümleyle birbirine bağlanıyor sanki: “Hepimizin farklı hayatları vardır ancak sonunda, muhtemelen aynı şeyleri hisseder ve bir biçimde bizi ayakta tutabileceğini düşündüğümüz korkudan hayıflanırız.” Booy’un hikâyesindeki kahramanlar, birbirinin hayatını keşfedip tanıdıkça ortak korkuların ve sarsıntıların çemberinde yer aldığını anlıyor. Her birinin söyleyecek çok sözünün olması da yine bu anlamdaki benzerliklerinden ileri geliyor. Dolayısıyla onlara can veren Booy’un da aynı şekilde edecek epey lafı var. Yanılsamalar Atlası, bunun yalnızca bir örneği. n [email protected] Yanılsamalar Atlası/ Simon Van Booy/ Çeviren: Şeyda İşler/ Delidolu Yayınları/ 182 s. Farklı hayatlar, aynı korkular r Ali BULUNMAZ eçmişten bugüne uzanan bir hikâye yazmak ve onun içine hakiki bir şeyler katmak beceri isteyen bir iş. Üstelik orada anlatılanları yaşanmışlıklara uygun hale getirmek de benzer bir yeteneği gerektiriyor. Öyküleri ve romanlarıyla tanınan Simon Van Booy, bahsi geçen yeteneğe erişmiş isimlerden. Felsefeye ilgili, tarihe duyarlı ve edebiyata tutkun yazarın Yanılsamalar Atlası isimli yapıtı, bütün bu ilgi alanlarını kapsayan; yakın geçmişten günümüze dek gelen olay ve kişileri içine alan bir kitap. G ruz. Onun hakikati, “insanları başkalarına söyledikleriyle, hareket etme şekilleriyle ve soluk alış veriş biçimleriyle görmesi.” Kafasının yarısı olmayan bir adama sabitlenen bakışlar, bir körü gözlemlemekten çok daha “ilgi çekici.” Eskiye dair hatıraları kalmayan ve kafasını çevirdiğinde insanların nutkunun tutulmasına neden KAHRAMANLARIN HAKİKATLERİ Booy, Yanılsamalar Atlası’nda kalabalık bir karakter topluluğunu takdim ediyor bize. Bununla birlikte mekânlar da çeşitli: İngiltere, Fransa, New York ve Los Angeles. Yazar, hem kişiler hem de ülkeler ve kentler arasında köprüler kuruyor. Bu köprülerden biri, başkalarının tarihinin kendimizinkine nasıl dönüştüğünü ve onların altında hakikatler yattığını, bunu görmeninse dikkatli bir gözlem gerektirdiğini anlatıyor. Booy, hayatımızdaki yerini anımsattığı oyunların, kendimizin farkına varmamızı sağladığından bahsediyor; elbette karakterlerinin diliyle. Oyunun, korkuyu alt etme aracı ve gerçeği öteleme yolu olduğunu da ekliyor. Heyecanlı sessizliğin, şöhretten daha yoğun ve özel bir duygu olduğunu anlatan satırlar ise başlı başına bir kitabın konusu. Özel duygu demişken körlüğün aslında görmemek değil, başka şekilde görme olduğunu söyleyen genç bir kıza da rastlıyo Anımsamadığımız küçücük bir ayrıntının, bir başkasının yaşamında epey büyük bir yer kaplayabileceğinin altını çiziyor Booy. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 8 2 1 M A Y I S 2 0 1 5 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle