05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 Kara Kitap, okurunu sadece Doğu’nun değil dünya kültürünün büyük anlatıları arasında da dolaştırır. Attar’dan Dostoyevski’ye, Şeyh Galib’den Dante’ye kadar dünyanın “edebiyat” denilen ortak bir coğrafyası olduğunu hatırlatan Kara Kitap’ı bu özel coğrafyanın defalarca dolaşabileceğiniz zenginlikteki bir ülkesi gibi de düşünebilirsiniz. 8 Kara Kitap için kullanılabilecek bir niteleme de “büyük roman”dır. Büyük roman dediğimde, yazıldığı edebiyatta romanı dönüştüren, ele aldığı konuya yeni bir boyut kazandıran, ait olduğu dilin anlatım olanaklarını geliştiren, yararlandığı kültürel kaynakları yeni bir işleyişle güncelleyen, farklı dillerin edebi metinleriyle konuşan, çok katmanlı kitapları düşünüyorum. Bu romanlar aynı zamanda yazarın edebiyatçı kimliğinin de damgası olur. Bana göre Huzur ve Tutunamayanlar’dan sonra Kara Kitap da Türkçenin daima başucunda duracak “büyük roman”larından biridir. 9 Kara Kitap, anlattığı ile anlatma biçimi arasındaki eşsiz uyumla da ayrı bir okuma tadı verir. Pamuk’un paramparça, grotesk ve karanlık bir dünyada çıkış yolu arayan bireyi anlatırken kurduğu parçalı yapı, dolambaçlı dil ve kapalı atmosfer göz kamaştırıcıdır. Geçmişle güncelin arasına sıkışmış İstanbul sokaklarını arşınlayan Galib’in yaşadığı kültürel kimlik ve var oluşsal anlam sorunları aslında tam da Türkiye’nin ruhunu yansıtmaktadır. İçerik, dil ve kurgudaki bu çarpıcı bütünleşmeleri zevkle tatmak için dahi kitap tekrar tekrar okunabilir. 10 Kara Kitap’ın çok katmanlı yapısı tek okumayla ele geçirilemeyecek kadar zengindir. En dikkatli okurlar bile kışkırtıcı bir kazı alanı gibi önünde duran metni yeniden dolaşma ihtiyacı duyar. Bu defa suları çekilmiş Boğaz’ın dibindeki balçıkta yürürcesine dikkatle yol alınmalıdır. Zamanın adeta fantastik bir dizilişle yan yana getirdiği değerli, bayağı, eski, yeni yığın yığın nesnenin arasındaki bağları nasıl ustaca gösteriyorsa yazar, okur da romandaki bütün unsurların birbiriyle ilişkisini aynı dikkatle görebilmeli, yorumlayabilmelidir. Bu da ancak yazma sürecinde metni defalarca kurup bozan yazar gibi okurun da gözünü Kara Kitap üzerinden defalarca geçirerek edineceği bir okuma ustalığı gerektirir. 11 Bütün büyük romanlar böyledir ama Kara Kitap’ın iyi okuru yazara dönüştüren gücü üzerinde de ayrıca durmak gerekir. Okumanın yazmak kadar ciddi bir eylem olduğunu ve güçlü yazarların ancak büyük okurlardan çıkabileceğini kanıtlayan Kara Kitap’ı okuduktan sonra kaleme sarılan yazarlar, ilerisi için iyi bir araştırma konusudur. Kara Kitap bu yönüyle bir yaratıcı yazarlık kursuna benzer ve iyi yazmak için iyi kitapları tekrar tekrar okumak gerektiğini söyleyenlerin her zaman liste başında yer alacaktır. 12 Kara Kitap okuruna zevk verir, düşündürür, yetiştirir ama sevecen bir metin değildir hiç. Adı gibi karanlıktır. Metnin merkezini hemen kavramaya hevesli okuru oynak C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I ve akışkan yapısıyla tedirgin edebilir. Bir kısım okur ise cıva gibi başka tarafa kaydıkça kendisini de peşinden sürükleyen bu belirsizliğin ardında sürüklenmekten keyif duyacaktır. Bu anlamda Kara Kitap okurunu klasik bir sona ulaştırmaz, kurduğu labirentten çıkarmaz ama daha değerli bir kazanç sağlar sonunda. Okur, Mantıku’ttayr’ın kuşları gibi onca gayreti boşuna göstermemiş olduğunu anlar. Kısacası Kara Kitap, menzili olmadığını bildiğiniz halde tekrar çıkmaya can atacağınız maceralı bir yolculuğa benzer. 13 Buna göre (ve bana göre) Kara Kitap’ın okuruna hayatla ilgili fısıldadığı en etkileyici cümle romanın sonundadır: “Tek teselli yazıdır.” Orhan Pamuk, yazarak o teselliye ne kadar yaklaşmışsa biz de okuyarak onunla aynı çizgiye çıkar, bize sunduğu teselliden payımızı alırız. Sadece bu teselli payı bile Kara Kitap’ı tekrar okutacak güçtedir. Hayat kafanızı karıştığında bir köşeye çekilip neyse ki iyi kitaplar var, yazı var, edebiyat var demek için de yeniden okunabilir Kara Kitap. 14 Bu madde biraz “seçmeci” olacak ama doğrusu da budur: Kara Kitap’ı en çok İstanbul tutkunları sevmiştir, sevecektir. Merkezine bir şehri yerleştiren romanların sayılı iyi örneklerindendir Kara Kitap. Şehirle romanın yapısı arasındaki benzerlik ise hayranlık verir. İstanbul’un dolambaçlı, sürprizli, nerede çıkmaza dönüşeceği, nerede birden bire ana yola bağlanacağı bilinmeyen ara yollarında dolaşır gibi okursunuz kitabı. Okumak bir yürüyüşe dönüşür Kara Kitap’ta. Her şeye rağmen büyüleyici İstanbul’u arşınlamaktan nasıl bıkmazsak kimi yerde İstanbul gibi zorlayıcı bir metne dönüşen Kara Kitap’ı da tekrar tekrar okumaktan bıkmayız. 15 Söz konusu İstanbul ise Kara Kitap’ı yeniden okumak için bir başka önemli neden Pamuk’un şehirle kurduğu ilişkiyi anlattığı kitabı olacaktır. Kara Kitap’tan sonra yayımlanan İstanbul/Hatıralar ve Şehir’de Pamuk, İstanbul’un kişiliğinde ve edebiyatındaki etkisini uzun uzun anlatır. Bu demektir ki Kara Kitap, bu kitapla arasındaki bağları keşfetmek için de ayrıca okunmalıdır. 16 Ve bu ikili etkileşim, doğrudan doğruya Huzur ile Beş Şehir arasındaki ilişkiyi düşündürüyor bana. Kara Kitap bağlamında Tanpınar ve Pamuk’un anlattığı İstanbulları karşılaştırmak da çoğu edebiyat tutkununun aslında tadını çoktan çıkardığı bir başka okuma deneyimi olacaktır. 17 Tanpınar demişken listeye bu konuda iki madde daha eklemek isterim çünkü bana göre Pamuk’un Tanpınar’la nasıl konuştuğunun izini sürebilmek için Kara Kitap’ın kilit metni saydığım “Boğazın Suları Çekildiği Zaman” adlı köşe yazısı ile Tanpınar’ın “Lodosa Sise ve Lüfere Dair” adlı gazete yazısını karşılıklı okumak gerek. Türkçede Boğaz için yazılmış en etkileyici 1318 metinlerden olan bu iki yazıda Tanpınar’ın renkli, aydınlık Boğaz’ı Pamuk’un kaleminde ışıkları söndürülmüş, suyu çekilmiş bir çamur yığınına dönüşür. Bizi bir aynanın sırlı yüzü ile karanlık arka yüzeyi arasında bırakan bu iki metin, yazarların benzer ve farklı yönlerini yorumlamak için çok verimli bir fırsat yaratır. 18 Kara Kitap’ı Huzur’la birlikte yeniden okuma isteği uyandıran bir başka tema, aynı şekilde bir zıtlık ilişkisine dayanır. Öyle sanıyorum ki birbirinden bu kadar farklı söyleyişlerle bu kadar derinden konuşan iki roman daha yoktur Türkçede. Pamuk, Kara Kitap’ta Tanpınar’ın İstanbulu’nu kendi çağına, diline, edebiyat anlayışına büyük bir özgünlükle çevirmiştir. Mümtaz’la Galib arasındaki benzerlik ile Hüsnü Aşk’ı kullanma yöntemleri bile başlıbaşına bir inceleme konusu olacak kadar önemlidir. Ama asıl dikkate değer olan, Kara Kitap’ın Mümtaz’daki bütünlük ve saflık arayışına kapkara bir cevap vermesidir. Kara Kitap, kişinin ne yaparsa yapsın tamlığa ve saflığa kavuşamayacağını söyler. Huzur’un sonunda Mümtaz’ın bir kabus gibi fark ettiği, hayatın paramparça ve karmaşık bir süreç olduğu gerçeği Kara Kitap’ta gelip tam kalbine yerleşir Galib’in. 19 Kara Kitap’ı yeniden okumanız için bir neden de edebiyat sosyolojisiyle ilgilidir. Türk edebiyatında pek az roman edebiyat çevrelerini birbirine katacak kadar geniş çaplı bir tartışmanın konusu olmuştur. Bu tartışma metinlerinden ayrı bir kitap yayımlandığını da düşünürsek Kara Kitap’a kayıtsız kalmak imkânsızlaşır. Romanı bir defa kendiniz için okuduysanız, bir defa da hakkındaki eleştirileri yeniden gözden geçirmek için okumalısınız demektir. 20 Kara Kitap tartışmalarının önemli bir ekseni postmodernizmdir. Yazarı ister kabul etsin, ister çoğunlukla yaptığı gibi reddetsin, Kara Kitap, çağın etkin edebiyat kuramı Postmodernizmin içinden yazılmıştır ve bu kuramı Türkçede örnekleyen en yetkin romanlardan biridir. Üstelik kitapta “Borges’in, Calvino’nun, Amerikan postmodernizminin de etkisi” olduğunu bizzat yazarın kendisi söyler. Kara Kitap’ı postmodern tekniklerin nasıl kullanıldığını usta işi bir örnek üzerinden görmek için de tekrar elinize alabilirsiniz. 21 Bir dilde bu tür romanlar ancak birkaç tane yazılabilir desem abartmış olmam sanırım. Yazarı dahi Kara Kitap’ı nasıl kaleme aldığına şaşırır bazen. “Belki de kitabın başarısının sırrı da bu. Kitabı yazarken ne yaptığım bana da karanlıktı. Hâlâ da öyle” diyor Pamuk. Hiç kuşkusuz Türk edebiyatının ağır yazarlarından/tezli romanlarından sıkılmış okuru için Kara Kitap’ı çekici kılan noktalardan biri de Pamuk’un kitabıyla kurduğu bu ilişki biçimi olsa gerektir. 22 Kara Kitap, Pamuk külliyatının “kara kutu”sudur, bizzat yazarının “kendi sesimi bulduğum romanım” dediği kitaptır. Kara Kitap’ı bütün romanlarını birbirine bağlayan ‘kilit taşı’na da benzetebiliriz. Her büyük romancının kendisini temsil eden sesini, üslubunu, dünyasını yansıtan böyle tipik bir romanı vardır. Pamuk ilk romanından itibaren dokuz roman boyunca aynı temaları çoğaltarak, derinleştirerek yazmaktadır ve Kara Kitap giderek genişleyen bu yapının temel direğidir. Demem o ki, Orhan Pamuk okudum diyebilmek için başka ne okumuş olursanız olun, Kara Kitap’ı mutlaka ve hatta yeniden okumalısınız. Daha doğrusu her yeni Orhan Pamuk kitabında dönüp tekrar Kara Kitap’a da bakmalısınız. 23 Sadece romanları değil, Pamuk’un Saf ve Düşünceli Romancı adlı kitabını da daha iyi anlamak için tekrar okunabilir Kara Kitap. Yazarın roman türünde neyi neden nasıl yaptığını açık seçik gösteren bu metnin kılavuzluğunda Kara Kitap biraz daha aydınlanacaktır. Saf ve Düşünceli Romancı’da bizi mutfağına sokan Pamuk, özellikle romanlarla teorik açıdan ilgilenenlerin Kara Kitap’dan alacağı zevki ikiye katlayacaktır. 24 Kara Kitap’ı yeniden okumanız için çok keyifli bir neden daha var: Darmin Hadzibegoviç’in hazırladığı Kara Kitap’ın Sırları. Neleri kaçırdığınızı, nelerin farkına vararak, tadını çıkara çıkara okuduğunuzu görmek için önce Kara Kitap’ın Sırları’nı ardından Kara Kitap’ı yeniden okumak gerekir. Tıpkı DVD’lerdeki “film arkası”nın filmi yeniden izleme isteği uyandırması gibi romanın nasıl oluştuğunu anlatan bu çalışma da okuru yeniden Kara Kitap’a döndürecek ilginç bilgilerle doludur. 25 Kara Kitap’ı okumak veya “yeniden okumak” için belki de en temel neden, Orhan Pamuk’a niçin Nobel Edebiyat Ödülü verildiğini anlamak olacaktır. Ödül gerekçesi sanki sadece Kara Kitap düşünülerek kurulmuş gibidir. “Şehrin melankolik ruhunun izlerini sürerken birbirleriyle çatışan ve içiçe geçen kültürlerin yeni simgelerini bulmuştur” cümlesinin Pamuk külliyatındaki tam karşılığı Kara Kitap’tır. Romanı benim gibi çok sevebilir ya da sadece beğenebilirsiniz ama her insaflı okur, Kara Kitap’ı elinden bıraktıktan sonra Pamuk’a gelişigüzel yöneltilen eleştirilerin önünde taş gibi bir metnin durduğunu ve edebiyat dışı ölçütlerle bu gerçeğin değiştirilemeyeceğini görecektir. n Orhan Pamuk okudum diyebilmek için başka ne okumuş olursanız olun, Kara Kitap’ı mutlaka ve hatta yeniden okumalısınız. Kara Kitap 25 Yaşında/ Orhan Pamuk/ Yapı Kredi Yayınları/ 504 s. 2 0 1 5 n S A Y F A 1 3 2 1 M A Y I S
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle