Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Film eleştirileri Sinema kitaplığına ne dersiniz? İzlenen filmleri tekrar izleme hevesi uyandırıyor kitapların hepsi. Yıllar önce, belki de daha geçenlerde izlediğiniz bu filmlere bir de kitapların içinden bakmakta yarar var. r Melisa BULUT ürkiye’de sinema seyircisinin sayısı bile ciddi bir tartışma konusuyken sinema kitaplığı da nereden çıktı demeyin sakın. Demeyin çünkü sevilen filmlerin kamera arkaları, senaryo süreçleri, set aşamaları hep merak edilmiştir. Biz ise bu aşamaları oyuncuların ya da yönetmenlerin yazılı veya görsel basına yaptığı açıklamalardan öğrenebiliyoruz ancak. Belki de set dışına taşmış birkaç dedikodu sayesinde haberdar oluyoruz farklı bir hükümranlığın sürdüğü o dünyadan. O nedenle de hep bir merak, hep bir soru yaratır kafalarda kamera arkası denen o meşhum dünya. Yönetmenlerin, oyuncuların verdiği röportajlar tamam da bir de uzman isimlerin bu dünya üzerine kaleme getirdikleri var ki en değerlileri de onlar olur genelde. Dışarıdan bir gözün, içeriye bakmasıyla ortaya çıkarlar çünkü ve ne yönetmen ne de oyuncuların dile getirdiği ayrıntılardan bahsederler. Değerleri de bu farklılıktan ortaya çıkar zaten. Bu yönleriyle objektif olmalarının yanında bir o kadar da çarpıcıdırlar çünkü doğal bir eleştiri hamurunu da içlerinde barındırırlar. Eleştiri eksikliğini sadece edebiyatımızda yaşamıyoruz. Hep yakınır dururuz bu eksiklikten ama nitelikli bir eleştiri karşısında oklarını fırlatmaya hazır bir kirpi gibi de tetikte oluruz. Sinema için de aynı durum söz konusu ancak yine de kapsamlı çalışmalar yapılmıyor değil. Bunlardan birkaçı da kısa süre önce meraklı okur karşısına çıktı. Meraklı okur diyorum çünkü elimizdeki kitaplar, bir filmin görünen yüzlerinin ardını gösteriyor bize. Kitaplardan ilki Francis Ford Coppola’nın efsanevi üçlemesi The GodfatherBaba üzerine Jon Lewis’in yaptığı derinlikli inceleme. Önemli klasiklerden olan filmin kamera arkasında olan biteni öğrenmek, test çekim hikâyelerini dinlemek, Coppola ve yapımcı şirket arasındaki tartışmalara şahit olmak... Daha da önemlisi filmin kıyı köşe detaylarında gezinmek. Lewis’in kitabı bunları sağlıyor bize. İkincisi kitap; Stanley Kubrick’in çekimleri yıllar süren ve montajı ölümünden sonra tamamlanan Eyes Wide ShutGözleri Tamamen Kapalı filminin Michel Chion gözünden anlatılışı. Chion, filmi sahne sahne ele alıyor kitapta. Michael Haneke’nin Caché’sinin Catherine Wheatley değerlendirmesi de kitapların arasındaki yerini alıyor. Haneke’nin bu filmi çok konuşuldu çünkü filmin ünlü yönetS A Y F A 2 0 n 6 K A S I M 2 0 1 4 T men Haneke zihninden çıkmış dolambaçlı anlatımı zihinlerde birçok sorunun oluşmasına neden oldu. Bu sorular da yeniden yeniden, ve yeniden yorumlara... Haneke’nin, bu filmi her biri kendi bütünlüğüne sahip, fakat içinde, görünmeyen derinlikte katmanların gizlendiği bir toplam oluşturan matruşkalar olarak anlayabileceğimiz iddiasından esinlenen Wheatley, Caché’nin kavranmasına yönelik basit ve tekleştirici bir yaklaşımdan kaçınıyor. Caché’nin aslında ne demek istediği konusunda yapılan muhtelif açıklamalarla dolu, çok zengin bir eleştirel yazılar külliyatını araştırıyor... Kitaplığa eklenen bir başka efsane film de Quentin Tarantino’nun Pulp Fiction’ı. Pulp Fiction çarpıcı bir başarı kazandı ve internetteki sohbet odalarında ve hayran sitelerinde ateşli tartışmalara neden olan ilk filmlerden biri oldu. Dana Polan kitapta işe Pulp Fiction’ın üslup ve tekniğini çözümleyerek başlıyor. Polan, kültürel ve toplumsal kodların iç içe geçmesinden popüler kültür göndermelerindeki detaya, şiddetin kullanımından ırkçı küfürlere, sert erkeklerin çocuksu hareketlerinden kadınların rollerine kadar her şeyi Pulp Fiction’a yakışan bir keyifle tartışıyor. Bir de Hayao Miyazaki’nin yönettiği Ruhların Kaçışı adlı anime... Andrew Osmond bu çalışmasında tartışmasız bir kült film olan Ruhların Kaçışı’nın gizli koridorlarına giriyor. Miyazaki sinemasının kaynaklarından Japon mitolojisine, savaş sonrası Japonyanın durumundan dünyanın ruhuna uzanan bu kitap, sadece Miyazaki’nin bu filmi üzerine düşünmekle kalmayıp okuru, yok olan dünya üzerine düşünmeye zorluyor. Kitapların hepsi seri halinde yayımlandı. Şimdilik beş kitaptan oluşan bu serinin umarım devamı gelir. İzlediğiniz filmleri tekrar izleme hevesi uyandırıyor kitapların hepsi. Yıllar önce, belki de daha geçenlerde izlediğiniz bu filmlere bir de kitapların içinden bakmakta yarar var. n The Godfather – Baba/ Jon Lewis/ Çeviren: Kemal Atakay/ Alfa Yayınları/ 134 s. Eyes Wide Shut – Gözleri Tamamen Kapalı/ Michel Chion/ Çeviren: Merve Erol / Alfa Yayınları/ 132 s. Caché – Saklı/ Catherine Wheatley/ Çeviren: Süha Sertabiboğlu/ Alfa Yayınları/ 124 s. Spirited Away – Ruhların Kaçışı/ Andrew Osmond/ Çeviren: Hakkı Doğan Dalay/ Alfa Yayınları/ 186 s. Pulp Fiction – Ucuz Roman/ Dana Polan/ Çeviren: Barış Gönülşen/ Alfa Yayınları/ 136 s. K İ T A P S A Y I 1290 C U M H U R İ Y E T