Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dâhi yönetmenler Sinemanın sıra dışı naletleri! Pek çoğumuz hayranlarıyız. Hepsi sinema tarihine geçmiş sektörün dâhi çocuğu. Yaratıcılıkları sınır tanımadı! Fakat yazıya konu ettiğimiz kitabın meselesi bu değil: “Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları.” Mevzu yönetmenlerin patolojik takıntılarına odaklanan, arızalarını ortaya koyan kitabın alt başlığı daha da açıklayıcı: “Sinemanın Dâhileri Hakkında Sadece Arkalarından Konuşabileceğiniz Gerçekler.” r Özge BAHAR önetmenlerin George Washington’u, yazarlarının kurucu babası D.W. Griffith, sektörün ilk zalim, zorba stereotipi olarak skalada. Alkolikti, epey barmen dövmüşlüğü vardı. Irkçıydı. Kadın oyuncuların vay haline dedirtecek denli zamparaydı! Bir diğer zorba ve nalet Cecil DeMille’e gelince neredeyse yatacak yeri hem var hem yok! Daha doğrusu var ama kadın senaristlerle yaratıcı(!) çalışmalar için kullandığı kutupayısı postundan bir aşk halısı şeklinde. Fişlemelerin azılı destekçisiydi. Sendika karşıtı bir vakıf bile kurmuştu: DeMille Foundation for Political Freedom. Sürekli silah taşırdı. Oyuncularının fiziksel olarak yaralanmalarını hiç umursamazdı. Müthiş bir Avrupa edebiyatı koleksiyonu vardı. Ayak fetişistiydi. Emprezaryo Sid Gruman’a, sahibi olduğu Çin Tiyatrosu’nun önündeki Şöhretler Kaldırımı fikrini veren de oydu. CHAPLIN’İN İNANILMAZ KOKUSU! Charlie Chaplin hakkındaki en ilginç anektotlardan biri kuşkusuz katıldığı bir yarışmayla ilgili. Charlie Chaplin benzerleri yarışmasına sessiz sedasız kendisi de katıldı ve yedinci oldu. Rivayet odur ki çok sinirlendi ve yarışmayı protesto etti. Sonra sinemacılar onu hiç sevemedi çünkü inanılmaz kokuyordu! Sovyet yanlısı fikirleri ve kapitalizme azılı muhalefeti nedeniyle Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi’ne çağrılmasına karar verildi. Fakat Chaplin o koca pabuçlarını onlara bırakmadı! İfade vermeye Serseri filmindeki kostümüyle gelip komisyonla alay etmek tehdidini savurunca konu orada kapandı. McCarthyciler bir Avrupa gezisinden sonra ülkesine girmesine izin vermeyince “Artık Amerika’yla işim olmaz; İsa, başkan olsa bile geri dönmem oraya” sözü sloganlaştı. SADİST FORD, FAULKNER’CI HAWKS! John Ford’un lakabı “Pappy”ydi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I Y (Baba). Tam bir sadistti; Henry Ford’u yumrukladı, John Wayne’i ağlattı. Woody Strode “Ayağıma basar, yumruklar, üzerime taş atardı” demişti. Aşağılayacaksa “zenci” derdi. Tyrone Power’la öpüşürken Maureen O’Hara’ya yakalanmıştı. Westernlerinde dua etsinler ve hava durumunu öngörsünler diye Kızılderilileri işe almıştı. Howard Hawks maço, ağır içici, kumarbaz ve zamparaydı. Yahudi düşmanıydı. William Faulkner ile avlanmak, uçmak ve burbon içmekten hoşlanırdı. Clark Gable’ın kültürsüzlüğüyle dalga geçerdi. HITCHCOCK VE EŞEK ŞAKALARI! Alfred Hitchcock da tüm zamanların en yaratıcı yönetmeniydi! Platin sarışınlara takıntılıydı. Kadın oyunculara bel altı fıkralar anlatmaya bayılırdı. Eşek şakalarıyla da nam salmıştı. Kızının dönmedolabın tepesinde asılı kalmasını sağladı, Kim Novak’ın makyaj masasına parçalanmış kanlar içinde bir tavuk bıraktı, oyuncularını birbirine kelepçeleyip anahtarları bir türlü bulamadı! Tippi Hedren’in üzerine Kuşlar filminin çekiminde gerçek kuşları saldı ve kızı Melanie Griffith’e doğum gününde tabut içinde bir benzerini yolladı. Geçirdiği bir ameliyat nedeniyle göbek deliği yoktu. Kana bayılır, yumurtadan nefret ederdi. Kadın kıyafetleri giymekten hoşlanırdı. Kitapta yer alan ve her biri birbirinden enteresan diğer yönetmenler ise şöyle sıralanıyor: Luis Bunuel, Walt Disney, Louis B. Mayer, Leni Riefenstahl, Elia Kazan, Akira Kurosawa, Orson Welles, Ingmar Bergman, Ed Wood, Federico Fellini, Robert Altman, Sam Peckinpah, Stanley Kubrick, Sergio Leone, Don Siegel, JeanLuc Godard, François Truffaut, Romean Polanski, Woody Allen, Francis Ford Coppola, Brian de Palma, Alice GuyBlachè. n Büyük Yönetmenlerin Gizli Hayatları/ Robert Schnakenberg/ Çeviren: Emre Gözgü/ Domingo Yayınevi/ 288 s. 1290 6 K A S I M 2 0 1 4 n S A Y F A 1 9