Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Goskino dize geliyor ve bu Goskino Stüdyoları’nın bir başarısıdır” duyurusunda bulunuyor. “Sayat Nova” gibi bir başyapıtı da sanata yaklaşım farklılığı yüzünden yasaklıyorlar. Ağır cezalara çarptırılmasının bir diğer nedeni de o yıllarda eşcinselliğin şiddetle yasak olması. Uluslararası alanda büyük sinemacılar, yazarlar baskılara karşı birlikte direniyorlar. Okuyoruz ki Parajanov için de böyle bir direniş söz konusu. Tabii, seferber oluyorlar. Hüküm giymesinden üç gün önce Andrey Tarkovski, Ukrayna Komünist Partisi’ne yazdığı mektupta, “Evet, suçludur, tek başına kaldığı için suçludur. Hepimiz suçluyuz” diyor. Yine serbest bırakılması için mücadelede, tam bir sonuç alamamakla birlikte, Luis Bunuel, François Truffaut, Federico Fellini, Michelangelo Antonioni başı çekiyor. Bir yıl erken salıverilmesi şeklindeki görece bir sonuca ise Louis Aragon, Elsa Troilet ve John Updike ulaşabiliyor. Talebi doğrudan ilettikleri Brejnev’in kararı bizzat imzalamasını sağlıyorlar. KİTABIN KADINLARI ESTELA BRAVO VE JANE CHAMPION Kitapta çok fazla kadın yönetmen yok. Çok haklısınız ama bunun nedeni dünya sinemasında da kadın sinemacı sayısının az olması. Festivalimize de yansıdı bu ve iki kadın yönetmene yer S A Y F A 1 8 n 6 K A S I M 2 0 1 4 verebildim kitapta. İlki, Amerika’nın dünyaya dikte ettiği resmi tarihe başkaldıran, Orta ve Güney Amerika halklarının yolsulluklarını, emperyalist güçlerin düzenlediği darbelerin arka planlarını, diktatörlerin insanlık dışı işkencelerini, özellikle de Küba’dan Amerika’ya kaçan göçmenlerin dramlarını dünyaya gösteren New Yorklu Estela Bravo. Diğeri de Jane Campion. Sinemada kurduğu şiirsel dille öne çıkan, insana, duygusal çatışmalara ustaca dokunan, kendisi de filmleri gibi sade ve yalın bir insan olan Campion’la kişisel tanışıklığım aslında tam bir tanışma denemez belki 1986’da Cezayir’deki “Images de Femmes” adlı mütevazı bir festivale dayanıyor. Cezayir’in Konstantin kentinde bir halk pazarında karşılaşmıştık. Asıl tanışmamız ise İstanbul Film Festivali’ne katılımının bir yıl öncesine dayanıyor. Sicilya’nın kuzeyindeki ada kasabası Taormina’da, jüri üyesi olduğum film festivalindeki bir kokteylde yollarımız kesişmişti. O akşam başlayan küçük dostluk sonucunda Campion’ı festivalimize davet etmiştim; kendisi de 2005’te Altın Lale Jüri Başkanı olarak ülkemize gelip, festivalimizi onurlandırmıştı. n gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Nisan, Ayların En GüzeliYolu Emek’ten Geçen 12 Sinema Ustası/ Hülya Uçansu/ Doğan Kitap/ 176 s. K İ T A P S A Y I 1290 C U M H U R İ Y E T