Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
anaakım medyada çok görünür oldu. İnsanlar kültür temasını artık doğal olarak kullanır oldu. “Benim kültürüm, benim değerlerim” derken Hırıstiyan değerlere de sıkça gönderme yapılmaya başlandı. Böylece “öteki” de tanımlanmış oldu. Bu durum normalleşti. Bu, bir paket. TürkiyeAB ilişkileri de bu paketin bir parçası. “SARRAZIN’İN, ‘MÜSLÜMANLAR DÜŞÜK ZEKÂLI’ TEZİ GLOBALLEŞTİ” Bir de Thilo Sarrazin ve Alman toplumunda “zekâ sorunu” konusu var. Sosyal Darwinizm yapmadığını iddia ediyor Sarrazin. Sarrazin, 2010’da yayımlanan kitabında, Almanya’daki Müslümanlar yüzünden ülkede ortalama zekâ seviyesinin düştüğünü iddia etti. Yani Müslümanların düşük zekâlı olduğunu yazdı. Sarrazin olayı kısa sürede globalleşti. Sarrazin’in kitabındaki iddialar BM’ye kadar taşındı. Sarrazin “sosyal Darwinizm yapmıyorum” diyor ama yazdıkları ortada. Zekâ üzerine yapılmış birtakım araştırmalara dayanarak yanlış biyolojik sonuçlara varıyor. Sarrazin tartışmaları Alman kamuoyunun İslam hakkındaki düşüncelerini ortaya koydu. Almanların üçte biri Sarrazin’in haklılığına inandıklarını söyledi. Geniş bir aydın kesimi ise Sarrazin olayından tedirgin oldu. Jürgen Habermas’ın, Sarrazin vakası ve Türkler hakkındaki değerlendirmeleri de önemli. “Avrupa, Yabancı Düşmanlığı Hastalığına Tutuldu” başlıklı, hayli uyarıcı bir yazı kaleme aldı Habermas. “Düşmanlık yeni değil ama artıyor” dedi. Türklerin Almanya’ya entegrasyonunda genelde sorun olmadığının altını da çizdi. IŞİD’in ortaya çıkmasıyla entegrasyon konusu yepyeni dinamiklerle gündemde. Bu konuda Sarrazin yaklaşımı da var Habermas yaklaşımı da. “NEO NAZİLERİN SAYISI HIZLA ARTIYOR” Aşırı sağ, diğer ülkelerde sıkı bir performans gösterse de Almanya’da ise mesela güçlü değil. Öyle. Aşırı sağ partilerin aile fotoğrafında Almanları göremeyiz. Nazi geçmişinin ağır yükü altındalar tabii, o yüzden Almanya’da boy atmaları kolay değil. Gerçi Almanya’da aşırı sağ parZeynep Atikkan; “11 Eylül’ün ardından Londra ve Madrid’deki terörist saldırılar, Hollanda’da film yapımcısı Theo Van Gogh cinayeti korkuları tırmandırdı” diyor. tiler gelişemiyor ama neo Nazi gençlik grupları şiddet eylemlerini artırıyor. Bu gruplar küçük nüvelerde örgütlenip yabancıların yaşadığı mahallelerde terör estiriyor. Alman istihbaratının bir raporuna göre Almanya’da 25 bin aşırı sağcı var. Bunların üçte biri şiddet yanlısı. En vahimi, gençler arasında neo Nazilerin sayısı hızla artıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan düzende Almanya’nın yer alması için Nazizmin izlerinden kurtulması gerekiyordu. Yeni siyasi tasavvur ve hukuk sistemi aşırı sağa geçit vermemek üzere kuruldu. Buna rağmen Almanya’da Nasyonal Demokratik Parti gibi birtakım siyasi oluşumlar da var. Sempatizanları da genellikle Doğu Almanya’da. Bu yılki seçimlerde de bir milletvekilleri Avrupa Parlamentosu’na seçildi. Köklü demokratik kurumlara sahip olsalar da İngiltere’de de durum farklı değil. İngiltere, yakın zamana kadar güçlü merkez sağ ve merkez sol partiden oluşan iki partili sistemin simgesiydi. İngiltere’de aşırı sağ partilerin gelişmemesi siyaset biliminde “İngiliz istisnası” diye izah edilirdi. Yirmi birinci yüzyılın yeni koşulları bu istisnayı bozdu. Ekonomik sıkıntılar, göçmen sorunu ve kültür eksenli siyaset sağcı popülist Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’ni (UKIP) siyaset sahnesine çıkarttı. 2014’teki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde UKIP’ın oylarını patlattı. Muhafazakârları ve İşçi Partisi’ni geride bırakarak birinci sıraya yerleşti. Sağ popülizm İngilitere’deki yerleşik siyasi teamülleri değiştirmeye başladı. UKIP, göçmenler ve AB politikaları konusunda radikal. Yeri geldiğinde kültür odaklı siyaset yapmaktan geri kalmıyor. Mesela, Bağımsızlık Partisi’nin lideri Nigel Farage, IŞİD’e karşı İngiltere’nin YahudiHırıstiyan değerleriyle mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Bu sözleri epey alkış aldı. Günümüzde İngilizlerin yarısından fazlası İngiliz değerlerini sahiplenen bir partiyi desteklemeye hazır. Müslümanların sayısını azaltacak bir partiyi tercih edecek olanların sayısı artıyor. n gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Avrupa Benim: Batı Avrupa’da Aşırı Sağın Yükselişi/ Zeynep Atikkan/ Metis Yayınları/ 240 s. . . . . ÇIZGIMIZI KORUYORUZ! Bilgi sorunlarımızı çözecek mi? Tehlikeli sonuçlarına rağmen merak, neden hâlâ karşı konulamaz bir noktada? Bilme isteğine sınır konulabilir mi? 20. Yüzyıl’ın en etkili Marksist filozoflarından biri olan Althusser’den, yankıları hâlâ süren bir başyapıt! www.ithaki.com.tr facebook.com/ithakiyayin twitter.com/ithakiyayinlari C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1288 2 3 E K İ M 2 0 1 4 n S A Y F A 9