02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılı Savaş öncesi ‘son barış yılı’ “1913: Fırtınadan Önce”de Florian Illies, Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, geri dönüşü olmayan felaketlere gebe bir geçiş döneminin portresini çiziyor. “1913: Fırtınadan Önce”, uzun on dokuzuncu yüzyılın ardından, savaşların ve aşırılıkların çağı olarak tarihe damgasını vuracak kısa yirminci yüzyılın ilk büyük krizinin eşiğinde sanata, edebiyata ve kültüre dair bir kitap. r Sibel ORAL homas Mann, Franz Kafka, Rainer Maria Rilke, Coco Chanel, Virginia Woolf, Joseph Stalin, Pablo Picasso, James Joyce, Rodin ve daha niceleri… Hepsi Alman gazeteci yazar Florian Illies’in 1913: Fırtınadan Önce adlı kitabında, o büyük savaştan bir yıl önce yapıp ettikleriyle sanki birer roman kahramanı oluyorlar. Illies tarihi olayların sıralandığı didaktik bir kitap yerine komik ve hatta zaman zaman melankolik bir şekilde ele almış. 1913: Fırtınadan Önce, Illies’in beşinci ve dilimize çevrilen ilk kitabı. İnsan bu kitabı okuduktan sonra “Diğer kitaplarını da okuyabilecek miyiz acaba?” diye düşünmeden edemiyor. Türkçeye Sami Türk tarafından kazandırılan bu kitap hem tarihi bilgilerle dolu hem de sanat ve bilim dünyasının bu muhteşem isimlerini daha yakından tanımamızı sağlıyor. 1913: Fırtınadan Önce, adından da belli olduğu üzere, Birinci Dünya Savaşı’nın patlamasından bir yıl öncesini konu alıyor. Özellikle Avrupa, en karanlık zamanlarını yaşamasına bir yıl kala, yirminci yüzyılın belki de en heyecan dolunu yılını yaşıyor. Savaş bulutları toplanmaya başlarken Avrupa’daki umut dolu havayı, sanatı ve teknolojiyi ele alan yazar kültürel meseleleri siyasi gelişmelerin önünde tutuyor. Diğer “koca bir yıla ışık tutmayı” amaçlayan tarih kitaplarındaki o klasik ağır ilerleyen bir dilden de söz etmek yanlış olur. Kronolojik olarak ay ay ilerleyen kitapta, savaş yaklaşırken dönemin Avrupası’ndaki elit çevrenin neler yaptığı anlatılıyor. Nitekim kitaplarından, resimlerinden, eserlerinden vs. tanıdığımız pek çok ismin pek çoğunun yolunun bu dönemde bir şekilde kesişmiş olduğunu hayal edebiliyoruz. Kitapta birtakım belgelere de yer veriliyor; Kafka’nın o meşhur aşk mektupları gibi… İLKLERİN YILI 1913 Illies, savaşa neyin yol açtığını anlatmak yerine bu savaşla birlikte nelerin yitip gittiğini ve savaş boğazlarına dayanmadan önce sanat ve sosyete dünyasının nasıl bir yaşam sürdüğünü göstermiş. Kitapla birlikte 1913’ün aslında ilklerin yılı olduğunu fark ediyoruz. Kafka âşık oluyor, Louis Armstrong trompet çalmayı öğreniyor, Coco Chanel ve Prada ilk mağazalarını açıyor, Charlie Chaplin ilk sinema S A Y F A 22 n 23 T 1913’e ait bilgi kesitlerini toplayarak ve onları “sanat ve bilimi kucaklayan bir dünyanın günlüğü” içinde okuyucuya sunan kitap, yirminci yüzyılı etkileyen bu dehaları ve savaş öncesi o dönemi anlamak için meraklılarına bir armağan niteliğinde. ve orada otuz yıl kalması gerekir (…) Ludwig Wittgenstein, Cambridge’te eşcinselliğini ilana ve yeni mantığına başlar; Virginia Woolf ilk kitabını bitirmiştir, Rainer Maria Rilke’yse nezledir. Herkesin aklındaki soru: “Nereye gidiyoruz?” Eylül: Venedik’te bir ölüm, Berlin’i sarsar. Virginia Woolf ile Carl Schmitt canlarına kıymak ister. 9 Eylül’de yıldızların konumu iyi değildir. Münih’te düello: Freud ve C.G. Jung kılıçları çeker. Rilke amalgam dolgu yaptırmak üzere diş hekimine gider; Karl Kraus paldırküldür Sidonie’ye âşık olur. Kafka, Venedik’e gider, ölmez, Riva’ya âşık olur. “İlk Alman Güz Salonu” başlar, Rudolf Stein da Dornach’ta temel taşını koyar. Louis Armstrong ilk defa dinleyici karşısına çıkar. Charlie Chaplin ilk film sözleşmesini imzalar. Gerisi suskunluktur. Kasım: Proust’un Kayıp Zamanın İzinde eserinin ilk cildi Swann’ların Tarafı çıkar; Rilke kitabı hemen okur. Kafka sinemaya gidip ağlar. Prada Milano’da ilk butiğini açar. Aralık: Robert Musil Almanya’yı çok karanlık bulur. Mona Lisa Floransa’da tekrar ele geçirilir ve dünyanın en önemli tablosu olur. Rainer Maria Rilke kirpi olmak ister. Thomas Mann bir şeyi açıklığa kavuşturur: Ben büyücü çırağını yazmıyorum, Büyülü Dağ’ı yazıyorum! SANAT DÜNYASININ GÜNLÜĞÜ 1913’e ait bilgi kesitlerini toplayarak ve onları “sanat ve bilimi kucaklayan bir dünyanın günlüğü” içinde okuyucuya sunan 1913: Fırtınadan Önce, yirminci yüzyılı etkileyen bu dehaları ve savaş öncesi o dönemi anlamak için meraklılarına bir armağan niteliğinde. Kitabın en önemli özelliği ise sıkıcı tarih anlatımlarının çok ama çok uzağında olması. Illies kültür sanat gazeteciliğini de konuşturarak tarih kitaplarındaki alışılmış anlatım dilinin dışına çıkmış. Mizahi bir dil kullanan Illies okuru dönemin tanıklarının karakterlerini net bir şekilde analiz etmemizi de sağlıyor. Doğal olarak anlatımlarda aşk ve cinsellik de ön planda. Özellikle en dikkat çeken ilişki Franz Kafka ve Felice Bauer’inkisi. Nitekim Kafka’nın mektupları hem aşk için yanıp tutuşan hem de aşktan korkan bir adamın halini çok iyi yansıtıyor. Keza Thomas Mann, Rainer Maria Rilke okurlarını heyecanlandıran anekdotlarda mevcut. Yalnız kitaba eleştiriler de yok değil. Mesela kitabın tamamında Avrupa’daki kültür çevresine fazlasıyla yer verilirken “Cezayir, Bombay veya İstanbul’un kahvehanelerinde neler konuşulduğu” göz ardı edilmiş. Elbette bu yazarın tercihi. Sonuçta kapsamlı ve titiz bir araştırmanın ürünü 1913: Fırtınadan Önce ve gerçekten hem tarih hem de sanata düşkün okurun hem bilgi dağarcığını beslerken dönemin tanıklarının eserlerine yeniden çağırıyor okurunu. Özellikle edebiyat düşkünleri için iştah açıcı bir kitap. n [email protected] 1913: Fırtınadan Önce/ Floran Illies/ Çeviren: Sami Türk/ Can Yayınları/ 328 s. K İ T A P S A Y I 1288 filmi sözleşmesini imzalıyor, Proust en tanınmış eserini kaleme alıyor, Stravinski Bahar Ayini’ni yazıyor, New York’ta ilk Armory Show düzenleniyor, Essen’de bir süpermarket açılıyor ve tüm dünya Picasso ve soyut sanatla tanışıyor. Ecstasy de ilk kez bu dönemde ortaya çıkıyor. Ocakta Armstrong’un trompetle tanışma hikâyesi, pasaporttaki ismiyle Stavros Papadopulos olan Stalin’in Viyana’ya gidişi ve Adolf Hitler’le daha birbirlerinin kim olduğunu bilmedikleri o dönemde rasgele selamlaştıkları anla başlayan kitap, şubatta meteliksiz şair Else Lasker Schüler’e yardım için düzenlenen açık arttırmayla devam ediyor. Martta Virginia Woolf ilk kitabını yazıyor ve kitabı sadece 50 adet satıyor. Yine martta Kafka’nın “böcekli” bir hikâyesi yayıncı dünyasında konuşulmaya başlanıyor. Kitap bu şekilde Ocak 1914’e kadar devam ediyor. 1913’ten genelde Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki “son barış yılı” ve “felaketin eşiği” diye bahseden Illies sanatçıların, bilim insanlarının, mucitlerin ve siyasilerin yaşamından kesitleri yenilikçi bir bakış açısıyla sunmuş. İlginçtir ki 1913 nesli gayet tasasız görünüyor. Zira dönemin siyasi kitaplarına bakıldığında ülkelerin ekonomik açıdan birbirine bağımlı olduğu için asla savaş çıkmayacağını, insanlığın mükemmel anlaştığını ve “McDonald’s olan ülkelerin asla birbirlerine saldırmayacağını” düşünen yazarlar var. NELER OLMUŞ? Kitaptaki 12 aydan bazı örneklere bakalım… Ocak: Bu ay, Hitler ile Stalin’in Schönbrunn Sarayı’nın parkında gezerken karşılaştığı, Thomas Mann’ın homoseksüelliğinin neredeyse meydana çıktığı ve Franz Kafka’nın aşktan neredeyse çılgına döndüğü ay. Mart: Kafka gerçekten Felice Bauer’in yanına Berlin’e gider, birlikte gezmeye çıkmaya çalışırlar ama bir türlü olmaz. Robert Musil bir nöroloğa danışır ama bir şeyi çıkmaz, Camille Claudel’i psikiyatri kliniğine kaldırırlar Louis Armstrong Sonradan ünlenecek birçok isim 1913: Fırtınadan Önce adlı kitapta, o büyük savaştan bir yıl evvel yapıp ettikleriyle sanki birer roman kahramanı oldu. EKİM 2014 C U M H U R İ Y E T Charlie Chaplin Robert Musil Franz Kafka
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle