23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Samet Ağaoğlu’ndan “İlk Köşe: Edebiyat Hatıraları” Anılarda yaşayanlar İlk Köşe:Edebiyat Hatıraları’nda, siyaseti bir nebze kenara bırakıp şair ve yazarlar arasında geçen yaşamından portreler sunuyor bize Samet Ağaoğlu. Ë Yağız KARA endisi gibi yazar ve fikir adamı olan Ahmet Ağaoğlu’nun oğlu Samet Ağaoğlu’nu çok kişi Demokrat Parti yıllarında siyasete dalmış ve malum günlerin ardından siyasi sahneden çekilmek zorunda kalmış biri olarak tanır. Doğrudur da… ancak Ağaoğlu’nu tanımlamada bu ilk cümlenin “fazlaca eksik” kalacağını bilenler bilir. Bu eksikliği ise Ağaoğlu’nun hep unutulan ya da bir köşeye itilen edebi kişiliği oluşturur. Evet, Ağaoğlu siyasetçidir ama bir zamanların konuşulan, gündem yaratan, ses getiren hikâyecisidir aynı zamanda. Üstelik edebiyat ortamlarının önemli ismi, aranılan kişisidir. Siyasi görüşüne bakmadan çoğu edebiyatçıyla dostluk kurmuş, yaşamının en az siyaset kadar önemli bir bölümünü de sanatına harcamış, bugünlerde unutulsa da geçmişin dikkat çeken figürleri arasında yer almış çalışkan bir kalemdir. Çalışkanlığını ise yazmaya çok erken yaşlarda daha lise yıllarında başlayıp yaşamının son demlerine kadar devam etmesine borçlu. Bu yazdıkları da hikâyeleri değil sadece. Yaşamının hemen tüm dönüm noktaları hikâyelerinde olduğu kadar anılarında da karşımıza çıkar Ağaoğlu’nun. Türkiye’nin Demokrat Parti’li yıllarındaki siyasi atmosferin önemli kesitlerini yine onun kaleminden okuyabiliriz ancak İlk Köşe:Edebiyat HatıralaSamet Ağaoğlu rı’nda, siyaseti tamamen olmasa da bir nebze kenara bırakıp şair ve yazarlar arasında geçen yaşamından portreler sunuyor bize Ağaoğlu: “(…) gençliğimden bu yana, kimisi ile yıllar boyu, bir kısmı ile birkaç mevsim beraber dolaştığım, bazısı ile uzun yazlar, kışlar kol kola, yüz yüze yaşadığım, yine bazısı çok tanınmış, bazısı unutulup gitmiş şair, hikâyeci, romancı, eleştiriciyi kendime göre değer ölçüleri, renkler ve görüşlerle anlatacağım (…)” (s. 12). Ağaoğlu anılarını dillendirmeye 19291931 yılları arasında, içlerinde Behçet Kemal Çağlar ve Ahmet Muhip Dıranas adlarının da bulunduğu arkadaşlarıyla çıkardığı Hep Gençlik dergisi günlerinden başlıyor. Anılarının arasına dalarken ise hikâyeci kimliğini bir kenara bırakıyor. Çünkü yazarın kitabında yapmak istediği, yaşamına giren edebiyat insanlarına birer paragraf, belki birkaç sayfa açarak kısaca onlarla ilgili yaşanmışlıklara yer vermek. İşte bu yüzden dile getirmek istediklerini “portre” olarak sunuyor bize. Ancak yazarın bu kitabında kaleme aldığı İlk Köşe: Edebiyat Hatıraları/ Samet portreler, öncesinde yayımlanmış Aşina Ağaoğlu/ Yapı Kredi Yayınları/ 114 s. Yüzler ve Babamın Arkadaşları kitaplarında SAYFA 6 ? 18 NİSAN 2013 K yer alanlardan biraz farklı: “Daha önce kaleme aldığım portreleri, kimden söz ettiğimi isimleriyle bildirmeden yazmış ve o kitapların sonraki baskılarının başında karışık olarak isim listesi vermiştim. Şimdikileri isimli olarak yazıyorum ve onlarla sadece edebi sanat ve dostluk noktasından bağlarımız üstünde duruyorum bir ölçü ile methetmek veya yermek için ya da herhangi başka bir düşüncenin tesiri altında yazmıyorum. Bunun içindir ki aynı yolda bazı eserler yazmış olanların yaptıkları gibi lüzumsuz dedikodulara, şahsi kırgınlıklara yer vermiyorum.” Ağaoğlu’nun bu portrelerinin dikkat çeken en önemli yönü ise yer verdiği yazar mektupları. Döneminin, hatta bugünün bile önemsenen edebiyatçılarının mektuplarına yer veriyor yazar: Sait Faik Abasıyanık, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Sabahattin Ali’nin eşi Aliye Ali gibi… Mektupların samimiyeti her zaman fark yaratmıştır. Kitapta yayımlanan mektuplarda da durum değişmiyor. Ünlü kalemlerin çıplak halleri, anıların samimiyetini cilalıyor. Mektupları bir kenara bırakıp portrelere tekrar odaklandığımızda, daha birçok önemli şahsiyetin, Ağaoğlu’nun yaşamında büyüklü küçüklü bir yer kapladığını görüyoruz: Sabahattin Ali, Baki Süha Ediboğlu, Behçet Kemal Çağlar, Nahit Sırrı Örik, Sait Faik Abasıyanık, Sadri Ethem Ertem, Şevket Rado, Yaşar Nabi Nayır, Ahmet Muhip Dıranas, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı, Hamit Macit Selekler, Feridun Fazıl Tülbentçi, Orhan Veli Kanık, Faruk Nafiz Çamlıbel, Ahmet Hamdi Tanpınar, Orhan Seyfi Orhon, Nurullah Ataç… İsim listesini genişletmek mümkün. Ancak isimlerden çok yaşananlar önemli ki kitap asıl kapısını bu yönde açıyor bize. Yukarıda adı geçen edebiyat insanlarının, çok bilinmeyen yönlerine tanıklık ediyoruz İlk Köşe’de. Ağaoğlu’nun çok bilinmeyen bir diğer yönüne de aynı zamanda; şairliğine… Ağaoğlu daha kitabının başında, “Burada yalnızca edebî hatıralarıma odaklanmak istiyorum!” mesajını verse de okuruna, yılların birikimi siyasi kimliği ve alışkanlığından olsa gerek mekânlar, kişiler ve olaylar üzerinden yaşadığı dönemin politika atmosferini koklatıyor. Hatta kitabın bazı bölümlerinde edebiyat ve sanattan çok politika giriyor yazarın gündemine. Sayfalar politikayla açılıp kapanıyor. Bu bağlamda, İlk Köşe, yazarın diğer portre kitapları olan ancak siyaset ağırlıklı Aşina Yüzler ve Babamın Arkadaşları ile eş güdümlü okunabilir. Onun edebiyat ve siyasetle kol kola yürümüş yaşamını daha yakından tanıyabilmek adına… ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1209
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle