08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mustafa Fırat’tan ‘Karanlık Şiirler’ Aşkın yürüdüğü yollarda, yarınlara... Mustafa Fırat, yazdığı şiirlerde sesini bulan bir şair! O, bir şiir tutkunu; içinde yaşadığı toplumdan kopmayan bir anlayışla yazıyor şiirlerini. Ë M. Sadık KIRIMLI aranlık Şiirler” Mustafa Fırat’ın son şiir kitabının adı. Bu kez, şiirlere başlık yerine romen rakamları… Şiir okuru, başlığı nı kullanmış… kendi bulsun diye düşünmüş olabileceği gibi numaralandırılmış uzun soluklu tek bir şiir de olabilir bu, diyerek çıkmış okurun karşısına. Bana göre, her haliyle zor bir çalışma ama güzel bir çalışma. Öyle ya, şiir yazan insanın ufku geniştir, söylemek istediklerini tek tek ya da uzun soluklu bir şiirle de söyleyebilir şair ? diye, düşünebilir insan. Tanıdığım kadarıyla Mustafa Fırat, zoru başarmayı seven bir insandır! Bu düşüncesini, şair olarak bu kitabında başardığı görülüyor! Söz konusu kitabındaki şiirlerini okuyunca, Immanuel KANT’ın şu sözü geliverdi hemen aklıma : “Kavrama dayanmadan evrensel . Güolarak hoşa giden şey güzeldir” der. . Şiir de dızel olan şey de sevilir elbet.. şavurumun, içten içe kaynaşmanın sonucuysa ve bu sonuç eğer insanı mutluluğa yönlendiriyorsa, elbette ki beğenilir ve sevilir. BİR ŞİİR TUTKUNU İşte o zaman, şiirin anlaşılmasından korkmamak gerekir. Burada, önemli olan şiirin insanı mutlu edip etmediğine önce insanın kendisinin inanması ; şiirin soylu oluşu da buradan önemlidir; ileri geliyor olmalı. Şiir, aklın dil yordamıyla yansıması olduğuna göre, o akıl; dan çıkan sözcüklerden korkulmamalı; aksine, o aklın gösterdiği yolu önemsemeli insan. Mustafa Fırat, yazdığı şiirlerde sesini bulan bir şair! Çünkü o, bir şiir tutku; içinde yaşadığı toplumdan kopmanu; yan bir anlayışla yazıyor şiirlerini. Bir numaralı şiirin daha ilk kıtasında çarpı: “düşerse geceye hasyor dizeler insanı: ret aşka yalan / büyür gözlerimde bakışların / bakışların kimi zaman yıldızlara süs / ve aya taş olur…” Fırat’ın şiirlerinde genellikle lirizmin ön plana çıktığını görüyoruz. Bunu ironi zenginliği ve SAYFA 10 ? 18 NİSAN “K anlamla birlikte dizelerde varlığını hissettiren ses izliyor; o ses ki korkak ve çekingen bir ses değil, aksine “ben buradayım” diyen bir ses. Ayrıca, betimlemeler de öylesine oturmuş ki dizelere, okuyana şiir tadı veriyor. Hazır, betimlemeden söz açılmışken onunla ilgili bir açıklamayı da yapmakta yarar var. Aristo’nun “Poetica” adlı yapıtında sanatın, bu arada şiirin “mimesis” olduğu ileri sürülüyor. Peki nedir bu “mimesis” diye düşünüldüğünde, ona şöyle bir açıklama yapılabilir: “Prof.Dr. Berna Moran, ‘Edebiyat Kuramları ve Eleştiri Kitabında mimesisi yansıtma terimiyle karşılıyor. Öykünme de denebilir, diyor ve ekliyor: Müzikçi ezgiyle, dansçı vücut devinimiyle, ressam renkle çizgiyle, şairse sözcüklerle gerçeği yansıtır. Anlatım deriz buna, betimleme de denebilir. Böylece Aristo’nun görüşü uzun süre geçerliliğini korumuş olacaktır” diyerek sözünü tamamlıyor. Burada betimleme derken, şiirde esas olan dilin nasıl kullanıldığıdır. Dili ezip büzerek değil, sözcükleri yerli yerinde kullanma yöntemiyle gerçeği sunabilme ustalığını göstermesi gerekir şairin. Çünkü şiir gücünü dilden alır; şiirin araç gereci, hamuru, mayası dildir. ( XI ) Numaralı şiirin dizelerine bakalım: “kalbimize oturan bu dağ / nicedir beklenendir akşamda / nallarından ateş döken atlar / bu kentin izbe sokaklarında yorgundur... eskiyen saatler ve zaman / dursun yarın umut çağı / yarın geleceğe mektup / atılmış şairler meclisi” Nice zamandır beklenen yenilikler çağıdır bu, geçen zamanın atları artık yorgun, gelecek çağa hazırlanmak gerek, zaman dursun, geleceğe mektup atılan şairler meclisi kurulsun, diyor şair bu dizeleriyle. Kısacası, insanların artık kendilerini geleceğe hazırlamasını istiyor. Şair düşüncesi bu, elbette haklı bir takım istekleri olacak toplumdan, yarın... Çünkü geçmişe seslenmek larla ilgili. bir yarar sağlamaz insana. Topluma söylenen bu güzel sözcükler şairin “Karanlık Şiirler” adlı kitabından yansıyor belleklere ama aslında bunlar pırıl pırıl aydınlık sözcükler hepsi de. Şiirimizde İkinci Yeni, Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde önemli bir dönüşümdür! Şiirde ‘dönüşüm’ derken 1940’ların başındaki “Garip” hareketiyle başlayan birinci ‘dönüşüm’le oluşan bu hareket, 1950’lerin ortasında, hatta sonuna doğru “İkinci Yeni hareketi”yle de ikinci dönüşümünü yapmıştı. Dönüşüm, derken: “Buna, gelenekselleşmiş harekete bir karşı çıkış, toptan bir ret/ sonunda girilen /ulaşılan /dönülen kesin değişmeyi amaçlayan bir harekettir!” demek lazım. Böylece İkinci Yeni bir yandan şiirin, bir yandan da şairin kendi içine dönüşünü, daha doğrusu, bireyi arayışıdır da diyebiliriz. Bir önceki dönemin Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat, Behçet Necatigil… vb. gibi gözde şairlerinin İkinci Yeni ile buluşacağı, ’60 sonrası genç şiirinse başka bir çaba içinde gözden kaçıracağı nokta burasıdır. Yani, ilk etapta şiirde bir bütünselliğin varoluşu göze çarpmaktadır; ancak o günlere değin bu yeni oluşuma hep karşı çıkılmıştı. Nasıl olacaktı da bu oluşum sağlanacaktı? Bu soruya yanıtı şair Edip Cansever, bir yazısında şu sözlerle: “Önemli olan ‘küçük olsun, büyük olsun’ insanın trajedisine geçmek, birey olarak ve toplum içindeki konumuna göre trajedisini yakalamak önemli. Ben bunu yaptım işte” diyerek yanıtlıyordu. Peki, İkinci Yeni hareketine katmıştı şiirimize dersek, şu yanıt çıkar karşımıza: “Şiirde bireyselliğin yanı sıra, imgenin de şiire yerleşmesi sağlanmıştır.” Mustafa Fırat’ın şiirlerinde bunu gör menin güzelliği de böylece çıkıyor ortaya. Çünkü o, İkinci Yeni izleğini günümüz çağdaş şiiriyle kaynaştırarak bütünselleştiriyor, dizelerini “ benlik” üzerine kuruyor.“Kalbimizde oturan bu dağ” derken çokluğun, büyüklüğün güzelliğini önplana çıkartıyor. Böylece ele veriyor kendini şiir. Şiirin kendini ele vermesi, okuruyla kaynaşması demektir ki, Fırat’ın şiirinde bu üst düzeylere çıkıyor. Şair ve yazar Tuğrul Tanyol, onun için şu güzel sözcükleri söylemiş :“Şair ve dergikitabının arka kapağında: ci. Sevecen ve vefalı. Zamanını iyi kollayan ve geçmişi unutmayan. İyi bir şairle karşı karşıyayız kısacası. Zengin imge dünyasını yer yer günümüz tatlarıyla renklendiren yer yer de bizi Garip şiiri öncesine taşıyan Mustafa Fırat Türk şiirinin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri kuşkusuz…” Onun hakkındaki bu güzel övgüler, sevindirici elbette ki… sayfa 56’ da ki (XXXII) no’lu şiirin üçüncü kıtasında bakın ne diyor şair : “huzur ki ipince bir uykudan kalkmaktır ve senin yanında oturmak sakince hadi biriktirelim çığlığımızı gözlerimizin aşkın geçerken saatleri sayalım bir bir...” Huzurlu olmayı ne güzel betimliyor, … Onun öz aşka saygılı bir dille hem de… geçmişini okuduğumuzda şu bilgileri ediniyoruz : “İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra MEB kadrosunda Türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarak çalışmaya başladı. Ülkenin birçok nitelikli edebiyat ve kültür dergisinde şiir ve yazılarıyla imzası görüldü. İlk şiir kitabı 2003 yılında Paslı Ayna’dan sonra ikinci şiir kitabı 2005 yılında Lâlezar yayınlandı. Bu kitabıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Nüzhet Erman Şiir Ödülü’nü aldı. Üçüncü şiir kitabı İçimdeki Telaş ise 2009 yılında Mühür Kitaplığı’nca yayımlandı. 2009’dan bu yana düzenli olarak dergilerden seçtiği şiirlerden derlediği şiir seçkisi “Şair Dağın Doruğunda” yı hazırlıyor. Mühür Şiir ve Edebiyat Dergisi’nin editörlüğünü hâlâ sürdürüyor. Karanlık Şiirler şairin dördüncü kitabıdır.” YARINLARIN ŞİİRİ Mustafa Fırat’ın daha önce yazdığı üçüncü şiir kitabından sonra, içinden geçenleri okuruna kurguladığı dizelerle anlatan bu dördüncü kitabı, “Karanlık Şiirler”in arasında, yolumu aydınlayan dizelerin ışığıyla dolaştım biraz. Her bir dizeden şiir tadı alarak yaptığım bu yolculuktan büyük keyif aldım. Yarınlara seslenen genç bir şairin dizeleri arasında dolaşırken mutluluğu da yakaladım çünkü o aşkın yürüdüğü yolda yarınlara sesleniyordu, daha doğrusu, yarınların şiirini yazıyordu. Yıllardır şiirle uğraşan biri olarak bu yapıtıyla gönendirdi beni. Tuğrul Tanyol’ un dediği gibi o, “ Türk Şiirinin son yıllardaki en önemli kazanımlarından biri kuşkusuz.” Romen rakamıyla adlandırdığı ( I – XXXV ) tam otuz beş güzel şiiri içeriyor kitap. Böylesine güzel bir yapıtı şiir okuruna kazandırdığı için bu genç şairimizi daha nice başarılara diyerek kutluyorum. ? Mustafa Fırat / Karanlık Şiirler / Mühür Kitaplığı / Şiir / 64s. Mustafa Fırat’ın kitabı otuz beş güzel şiiri içeriyor. Yukarıda şair dostlarıyla (ortada) birlikte... 2013 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1209
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle