Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Harun Atak’tan yeni şiirler Ödüllü ozandan hiçlik kitabı Harun Atak, adındaki at koşturmasını ardına alarak, toz kaldırmadan uçuşu denemiş. Hep olgunluk mertebesinde yazmış Gecel’den beri. Sanki çocukluğunu hiç yaşamamış. Doğuştan şiirde konacağı yeri belirlemiş ve olgunluk sesini orada tamamlamış: İlhan Berk gibi inceleceği kadar incelmiş sesle konuşup gidiyor aramızda. Ë Hüseyin PEKER arun Atak ismi düne kadar genç şair sıfatıyla anılsa da bugün yaşına yük bindiren, sorumluluğu diz boyu çoğalmış birini çağrıştırıyor edebiyat dünyamızda. Şöyle ki, henüz 19 yaşındayken 2009 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü, ‘Gecel’ isimli kitabıyla aldığında, Eskişehir’de Türk Dili ve Edebiyatı okuyan, fanzin çıkarıp Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nde dikkate değer görülmüş bu gencecik edebiyatseverin kimse daha büyük sorumluluklar üstleneceğini hesaplamamıştı. Bu ödülü kısa zaman aralığıyla 2012 Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü almasıyla pekiştiriyordu. Soyadı gibi Atak gelişen bu gencin, bir yayıneviyle şiire emek döküşü de beğeni topluyordu dünyamızda. Her şeyin yanı sıra yazın köprüsüne kendini adamış varlığıyla parlattı son kitabını: ‘Tekvin ve Hiçlik Kitabı ya da Ah’. İki şiir kitabının çok kısa bir sürede 2. baskılarının çıkıp hareketinin sürmesi de onun belli kesimlerde bir hayran kitlesi oluşturduğunun işaretleri. YAŞININ ÖTESİNDE 2012 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü alan bu kitap neler çağrıştırıyordu, oradan söze başlayalım. Bir kez, diğer şiir yazan gençlerden farklı bir kulvarda koşturan biri Harun Atak. Adeta büyümüş de küçülmüş gibi, yaşının da ötesinde Mallarmé veya İlhan Berk ve Enis Batur’la aynı ırmakta yıkanıp bu şiir damarına yakın yerde kuruyor köprüsünü. ‘Şiir sözcüklerle yapılır’ tezine bakarak uçurumun dibine dalan bir söyleyiş bu Harun Atak’taki. Hani Ahmet Haşim’in saf şiire kavuştuğu yerde bulduğu Mallarmé’deki derinlik, Atak’ın da yoldaşı olmuştur. Keza günümüzün yetiştirdiği Bir Ahmet Hamdi Tanpınar gözüyle izlerseniz Harun Atak’taki gizliliği, inceltilmiş söyleyişi bir kez daha keyifle karşılarsınız. Sesi, içeriğine uygun sözcükler… Bunları bir kuyudan ince iplikle çeker gibi yaşanılan ve yazmaya düşürülen şairin özerk serüveni: Harun Atak’ı anlamak, gençler arasında yerini ayarlamak okurun görevi bence. Varlık’ta ödül nedeniyle yaptığı söyleşide şunları söylüyor: ‘Tüm SAYFA 14 ? 18 NİSAN 2013 H evren dile gelmek ve dile getirilmek için yarışır. Bir çiy damlasında yıkanan tırtıl, o damlayla soluklanan serçe kendi anlamını yürür.’ Sulandırılmamış, eskitilmemiş bir lirizmi önemsediğini, lirizmin seçkin örneklerini vermek istediğini de söyleyen Harun Atak, dünyanın imgesel resmini yaratmanın peşinde. Hem de nasıl: Var oluşunu kazarak. Musa peygamberin kardeşi Kâhin Harun’a Eski Ahit’te biçilen sonla kendi var oluşunun kesiştiği yerden dillendirdiğini söylüyor bu ödüllü kitabını: Mallarmé’nin tek sözcükle hükümranlığını ilan ettiği şiir kurgusunda, gece karanlığını çağrıştıran sözcüklerle yarattığı evreni hatırlatmıyor değil, Atak’ın seçkinci birleşimleri: ‘Ta ki; sisin dibinde kımıldayana dek Lir.’ (s:33) ‘Tenhanın dinginliğini giyinirim’ (s:32) Yukarıdaki örnek iki dizede de izleyebileceğimiz şey Harun Atak’ın seçmeci tavrı, incelikli şiir uğraşıdır öncelikle. Derdi dilin, boşuna ironik tavırlara kapılmadan vardığı yerde yeni sesler ve anlamlar yaratarak ilerlemesidir. ‘Ben sizi orda bir incirden soydum, kirpiklerimle’ (s: 23) Harun Atak, adındaki at koşturmasını ardına alarak, toz kaldırmadan uçuşu denemiş. Hep olgunluk mertebesinde yazmış Gecel’den beri. Sanki çocukluğunu hiç yaşamamış. Doğuştan şiirde konacağı yeri belirlemiş ve olgunluk sesini orada tamamlamış: İlhan Berk gibi inceleceği kadar incelmiş sesle konuşup gidiyor aramızda: ‘Ben orda size hep bir tutam küfle yıkandım Son telim de koptu/ Kemanım artık tüm susacak’ (s:20) Ödüllerin yararı konuşulsun derim. İşte peş peşe aldığı iki ödülün yarattığı ayrıksı, üretken, bir o kadar da derinlikli bir ses olan Harun Atak’ı aramızda büyüten, dünyamıza katan nedenler. Sevgiyle selamlıyorum bu ozanı… ? Tekvin ve Hiçlik Kitabı ya da Ah / Harun Atak / Varlık Yayınları / 64 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1209