07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O KURL AR A Enis Batur, hem Türkiye’de hem de dışarıda kültüre önemli katkılarda bulunmuş bir isim. Kısa aralıklarla yayımlanan kitapları her zaman büyük bir ilgiyle karşılandı. Yılın en verimli yazarıydı aynı zamanda. Altı kitabıyla yıla damgasını vurdu diyebiliriz. Bu kitaplardan dört tanesi okurla yeni buluştu: “Hepsi”, “Siyah Sert Berlin”, “Ziyaretler Kitabı” ve “Ölesiye Sanat.” Batur bunlarla, yakın zamanda yaşadığı sıkıntılardan yazmak için yollandığı Berlin üzerine düşüncelerine, yaptığı yolculuklarla satırlara dökülen sözcüklerden, edebiyat ve sanata dair yazdığı denemelerin yeni bir toplamına dek bir seyahate çıkarıyor bizi. Batur’la dört yeni kitabını ve bunların yazılış sürecini konuştuk. Mimarlık ve sanat tarihçisi, sanat eleştirmeni, Doğan Kuban’ın kaynak niteliğindeki yeni eseri, “Osmanlı’nın İstanbul’uOsmanlı Başkenti İstanbul’u Simgeleyen 112 Anıtsal Yapı” henüz yayımlandı. Kitapta, Fetih’ten Cumhuriyet’e kadar geçen süreçte Osmanlı’nın son başkenti İstanbul’da yapılan ve Osmanlı’nın büyük ustalarının imzalarını taşıyan camilerden saraylara, hamamlardan çeşmelere, farklı tipoloji ve ölçekteki 112 eser üzerinden Osmanlı mimari mirasını okurlarla buluşturuyor Kuban. Kuban’la kitabı üzerine söyleştik. Sevgilisinin dört yaşındaki kızına taciz suçlamasıyla kendini bir anda hapishanede bulan Harun’un hikâyesini anlatıyor Mehmet Anıl “Bir Perişanlık Hali”nde. Romanda, adil yargılamadan kadın erkek ilişkisine kadar birçok olgu, Anıl’ın en ağır durumlarda bile işin içine kattığı eğlenceyle farklı bir boyut kazanıyor. Kitabı Eray Ak değerlendirdi. Eda Yiğit’in yayına hazırladığı “Gezi Direnişi “27 Mayıs18 Haziran” Gezi Direnişi’ne dair geniş kapsamlı belgeselinceleme. Gezi Direnişi sürecinde görsel ve yazılı alanda üretilen, sosyal medyada ve basında yer alan, tartışılan, paylaşılan malzemelerin derlenmesiyle oluşturulmuş kronolojik bir belgeleme çalışması. Özenle hazırlanmış bir kitap. Eda Yiğit’le Gamze Akdemir konuştu. Bol kitaplı günler... P T ervasız Pertavsız ENİS BATUR Durmadan dönüp bakmak yaklaşımlardır. ahir Alangu’yu hak ettiği(!) Ya günümüzün edebiyat “bilgin”leri, ölçüde unutmuşuz: eleştirmen ya da tarihçi, Alangu’ya bakıp Birkaç öğrencisi (Ardıç, kalem kırmazlar mı? Tek başına bir fakülte İleri) sayılmazsa, kimse gibi çalışmış. üzerinde durmaz oldu o değerli Necatigil ve Alangu: İki bilge. araştırmacıöğretmenin “öğretmen”i Pusula ayarları. burada gerçek, yüksek anlamında Yazı/n kıbleleri. kullandığımı belirtmeliyim. Durmadan dönülmeli(ydi) onlara. Yeni Dergi’nin “masal özel sayısı”nı (23/1966) o hazırlamıştı: Bugün tıpkıbasımı * Muharrir Bu Ya’nın girişindeki “Yaz!” yapılası bir dergi sayısıdır. Orada yer alan, başlıklı denemeyi her yazar dikkatle ölümünün ardından yayımlanan Türkiye okumalı; hele benim gibi kesintisiz yazının Folkloru Elkitabı’na da (Adam, 1983) alınan pençesine düşmüş olanlar daha dikkatli, “Necatigil’in Şiirlerinde Masal Terimleri ve şüphesiz biraz burularak okumalı: Nefis bir Motifleri”ni yeniden okudum: Bir tür “doruk metin o. söyleşisi” bu; yarım yüzyıl geçmiş aradan, Döne döne okuduğum yazarlarımız öneminden kırıntı yitirmediği gibi, bugün arasında Ahmet Rasim. Geçen hafta, bir eşdeğeri üretilebilir mi Türkiye’de, bir defa daha Eşkâli Zaman’ı okudum, düşündürtüyor. yundum arındım, keyifle doldum. Orhan Şüphesiz, birbirilerini ciğerleri gibi Şaik Gökyay’a, ışık saçan eleştirel basım tanıyan iki kadim dostun söz konusu çalışmasından dolayı yeniden borçlu olmasından kaynaklanan bir ayrıcalığı var hissettim kendimi: O açmalar, açımlamalar söyleşinin. Bir o kadar da, masanın iki ayrı olmadan kitabın pek çok noktası karanlıkta tarafından edebiyata ve folklora bakmayı kalırdı günümüz okuru için; önsözünde elden bırakmamış modern bir “çift”ten gelmiş olması söyleşinin düzeyi açısından bağlayıcı. Neredeyse Sokratik bir diyalog. Alçakgönüllü ortamlarda doğup büyümüş, alçakgönüllü serüvenlerini titizlikle dokumuş böyle insanları yeniden yetiştirebilme yeteneği kalmış mıdır şu toplumun? Kısıtlı olanaklarıyla yabancı dil öğrenmeyi, geçmişin kültürüne eğilirken modern perspektif geliştirmeyi, sayısız öğrenciye ufuk açmayı, “temel” sağlamayı başarmışlar. Necatigil’in edebiyatımızın en özgün şairleri arasında yer aldığı genel kabul görmüş durumda sanırım. Yapıtının sağlamlığı ortada ya, bir giz varsa arkasında, onu Bile/Yazdı’yı, andığım söyleşide söylediklerini, sözgelişi “Tahkiye” hakkında yazdıklarını okuyarak kavramak güç değil. Genç şair Ahmet Rasim’in yazılarında öylesine alımlı çalımlı deyişler, deyiş adaylarını çok çalışmaya ya biçimleri var ki yitirdiğimiz, bu sonucu olsa olsa fakirleşme da pes etmeye yöneltebilecek kapsamında değerlendirebiliriz. Tahir Alangu TURHAN GÜNAY [email protected] eposta: [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap yardımlarına başvurduğu kişileri selamlıyor, ifadesinden anlaşılan, kimi deyişleri sökmekte zorlanmış o geniş kültürlü usta bile. Ahmet Rasim, üstelik, son derece yalın, anlaşılır bir dille kuruyormuş denemelerini. Öyleyse, neden her yazının açıklama notlarıyla donatılması gerekiyordu? Gündelik dil, sokağın dili yüz yılda enikonu değişmiş çünkü. Bu değişimlerin ne kadarı kaçınılmazdı, ne kadarı yaşanan tepeden inme toplumsal dönüşümle bağlantılıydı, ayırt etmesi güçtür. Pek çok öge doğal akış içinde yürürlükten kalkar; onlarla birlikte isimlerini, dolayısıyla sözcükleri de kaybederiz. Ama Ahmet Rasim’in yazılarında öylesine alımlı çalımlı deyişler, deyiş biçimleri var ki yitirdiğimiz, bu sonucu olsa olsa fakirleşme kapsamında değerlendirebiliriz: Tasfiyelerine bir tür dil sevgisizliği yol açmış gibidir. Yeniden, hayata, döndürülemezler mi? Eğitimin neredeyse öldürüldüğü bir düzende, dilin düpedüz horgörüldüğü bir ortamda, okumayan yazarların nüfusunun arttığı bir edebiyat ortamında, boşyere düş kurmak olur. Ya bugün, sokağın dilinin yazıya yansıma biçimi ve oranı nedir? Sokağın dilini en iyi temsil edebilecek yayın organları gazetelerdi, geçmişte de. Ahmet Rasim’in yazılarının yuvası oydu. Bugün, gazeteciler gökdelenlerde, ekran başında çalışıyorlar, sokak onlara en uzak mesafede. Kaldı ki, yazdıklarına bakılırsa, dili hiçbir boyutunda sevmiyor çoğu. Biz, sokağın dilini kullanan bir avuç yazarla yetineceğiz şimdilik: Metin Üstündağ’dan Murat Menteş’e. Ve ikide bir dönüp Ahmet Rasim’in tadına bakacağız. n İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Müdür: Aykut Küçükkaya t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1244 19 A R A L I K 2013 n S A Y F A 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle