22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

O “Yedi Güzel Yıl”da Etgar Keret, oğlunun doğumundan babasının ölümüne kadar geçen süreden, yedi yıldan kendine dair öyküler anlatıyor. Bir yazar, bir eş, bir baba ve bir oğul olarak yaşadıklarının öyküsünü anlatırken hayatta acıyı ve mutluluğu, korkuyu ve sevinci, hüznü ve sevinci birlikte yaşadığımızı da hatırlatmış oluyor. Julien Green bir kötülük toplumunda yaşadığımızı, hemen herkesin kendine göre küçük ya da büyük suçlar işlediğini yani kimsenin masum olmadığını anlatıyor. Ahlakı, inançları, kuralları açık ve keskin bir dille sorgulayan bir roman “Léviathan.” tgar Keret İsrailli bir yazar. 1967 Tel Aviv doğumlu ve halen orada yaşıyor. Kitapları 34 dile çevrilmiş, 30 ülkede yaymlanmış. Sinema ile uğraşıyor. The New Yorker, Paris Review, Guardian gibi yayınlarda yazıları yayımlanıyor. Türkiye’de de sevilen, çok okunan bir yazar. “Nimrod Çıldırışları”, “Gazze Blues”, “Buzdolabının Üstündeki Kız”, “Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü” ve “Kapı Birden Vuruldu” adlı kitapları Türkçede yayımlanmış. “Yedi Güzel Yıl”ın da (Kasım 2013, çev. Avi Pardo, Siren yay.) sekiz dilde hakları satılmış ve ilk yayımlandığı dil Türkçe. İlk öykü “Ansızın, Aynı Şey”de karısının doğum sancıları başlayınca Tel Aviv’deki bir hastanenin yenidoğan bölümüne kendileri ile ilgilenilmesini bekleyişlerini anlatıyor Keret. Servisteki iki hemşire dışında tüm çalışanlar bir intihar saldırısında patlayan bomba ile yaralananlara yardım etmek için acil servise gitmiş. O olağanüstü halde karısı doğum yapıyor ve oğlu Lev dünyaya geliyor. Lev’in aileye katılması ile yaşamları çocuğa göre şekillenecek ve Keret’in tüm yaşam biçimini değiştirecektir. Tabii öncelikle evdeki bu yeni yabancıya alışması, dost mu yoksa gizli bir canavar mı olduğunu anlaması gerekmektedir. Öyküleri okudukça Keret’in ailesini tanımaya başlıyoruz. Soykırımdan, toplama kamplarından kurtulup canlı kalmayı başarmış, İsrail’de kendilerine yeni bir hayat kurmuş anne ve babasını geçmişleriyle değil bugünleriyle, babasının hastalığı ve tedavi süreci üzerinden anlatıyor. Tam kendi ülkelerinde huzurla yaşayacaklarını düşünürken sürekli tepelerinde patlayan Scud füzeleri, sokakta her an yaşanacak canlı bombalı saldırıları onlara neler hissettiriyor acaba diye düşünmeden edemiyorsunuz. On bir çocuk, sekiz torunlu aşırı dindar S A Y F A 12 n 19 kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Yedi Güzel Yıl E Etgar Keret ablası ve eniştesini, insan hakları ve marihuana kullanımını yasallaştırılması için çalışan barışçı ağabeyini, savaş yanlısı ya da karşıtı arkadaşlarını tanıyoruz öykülerde. Onların birbirleriyle ilişkilerine, gündelik hayatlarına, acılarına ve neşelerine şahit oluyoruz. Keret, oğlu henüz üç yaşındayken “Çocuğunuz 18 yaşına geldiğinde orduya katılacak mı?” sorusuna cevap vermeye çalışıyor. Karısıyla “oğlumuz askere gitsin mi, yoksa vicdani retçi mi olsun” diye tartışmak durumunda kalıyor. Keret terör saldırılarını gündelik hayatın bir parçasıymışcasına anlatıyor. Rutinleşmiş, sıradan olaylar gibi... Oysa insanlar bitmek bilmeyen bu saldırıları “etrafı düşmanlarla çevrili bir küçük ülke”de oldukları düşüncesiyle yaşıyor ve ister istemez milliyetçi duyguları artıyor, gerçek bir savaşı yeğlediklerini söylüyorlar. Masum halka yönelik ve sürekli saldırılara rağmen barışçı insanlar, savaş karşıtı, zorunlu askerlik hizmetine karşı insanlar da az değil. Bir yandan da Etgar Keret yazarlık hayatını da sürdürmek zorunda. Üniversitede ders veriyor, gazeteye yazıyor, öyküler kaleme alıyor. Yurtdışı seyahatleri, katıldığı kitap fuarları, festivaller, paneller onun bu ortamdan kopmasını, biraz ferahlamasını sağlıyor. Ama “Yahudi karşıtlığı”nın nerede kendisini bulacağını ya da sıradan bir kötülüğü öyle yorumlayacak ruh haline gireceğini kestirmesi de kolay değil. İnsanların hayatlarında ilk gördükleri İsrailli, Yahudi yazar olarak neler yaşadığının öyküsü de bunlardan biri. Keret kendine has sade anlatımı ve iyimser bakışı ile ve açık yürekle kolayca ötekileştirdiğimiz insanların neler yaşadığını anlatıyor. “Yedi Güzel Yıl” Etgar Keret’in hayata iyimser bakışı, mizahi anlatımı ile hem terör tehdidi altında insanların yaşamlarını nasıl sürdürdüklerini öyküleri hem 2013 de Keret’in çocuk sahibi olduktan sonra başından geçenleri anlattığı anı parçaları olarak okunabilecek güzel bir kitap. LEVİATHAN Julien Green, 1900’de Paris’te doğmuş bir Amerikan yazarı. Yaşamını büyük bir bölümü Fransa’da geçmiş. 98 yıllık hayatında çok verimli olmuş. Birçok romanı var ama dört ciltlik otobiyografisi ve 70 yıllık bölümünü anlattığı 19 ciltten oluşan günlükleri ile tanınıyor. Tüm eserlerini Fransızca yayımlatmış. Fransız Akademisi’ne seçilmiş ilk yabancı yazar. Sekiz çocuklu protestan bir ailenin en küçük çocuğu. Annesinin aşırı baskısı altında büyümüş. Bu baskı gelecekteki yaşam biçimini, ahlaki, cinsel ve dini tercihlerini de etkilemiş. Annesinin ölümünden iki yıl sonra, Katolikliği seçmiş. Ertesi yıl, 16 yaşındayken ambulans sürücüsü olarak Amerikan Silahlı kuvvetlerinde gönüllü görev almış. Yaşının küçük olduğu anlaışınca görevine son verilmiş. 1918’de Fransız ordusuna katılmış. 1919 22 arasında ABD’de Virginia Üniversitesi’nde eğitim görmüş. 1926’da Julien Green ABD’den döndükten sonra ilk romanı yayımlanmış. İkinci Dünya Savaşı sırasında New York’ta ABD ordusunda görevli olarak yaşamış. Amerika’nın Sesi’nin Fransızca radyo yayınlarında görev almış. Savaş sonrası Fransa’ya dönmüş ve ölene kadar orada yaşamış. Fransız edebiyatının tanınmış adlarından biri olmuş. Andre Gide, Hermann Hesse, Borges gibi yazarlar ondan övgü ile söz etmiş. Türkçede ilk kez 1955’de “Yeryüzünde Bir Yolcu” (Varlık yay.) kitabı yayımlanmış. 1956’da “Çılgın Kız” (Varlık) ve 1964’de “Adrienne Mesurat” (MEB) çıktıktan sonra unutulmaya terk edilmiş. Geçen yıl yayıncılarımız Green’i yeniden keşfetmiş. İmge Kitabevi “Yeryüzünde Bir Yolcu”yu yeniden yayımlamış. Everest Yayınları’ndan da “Leviathan” (Aralık 2013, çev. Işın Gürbüz) çıktı. Sinemaya da uyarlanan “Léviathan” (1929) Green’in en önemli eserlerinden biri sayılıyor. “Léviathan”ın ana kahramanı Paul Guéret kasabaya yeni taşınmıştır. Artık hiç sevmediği, hatta nefret ettiği karısıyla birlikte yaşamakta, zengin bir ailenin küçük oğluna kendisini geçindiremeyecek bir ücretle özel öğretmenlik yapmaktadır. Tam anlamıyla kıstırılmışlık duygusu içindedir, bunalmaktadır. Çamaşırcılık yapan genç ve güzel Angele’le tanışınca hayatı birden değişir. Kıza hastalıklı bir tutku ile bağlanır. Angele onun duygularına karşılık verse de tatmin olmaz. Genç kızın kasabanın diğer erkekleri ile de para karşılığı birlikte olduğundan kuşkulanır. Öğretmenlik yaptığı çocuğun babası Grosgeorge’de Angele’nin yazdığı bir notu görünce iyice çılgına döner. Sürekli yemeğe gittiği restoranın sahibi Madam Londe’nin Angele’in müşterileri ile buluşmasında aracılık ettiğini anlayınca da bir gece kızın restoranın üst katındaki odasına duvarı tırmanarak girer. Bu olaydan sonra Angele ormanda saldırıya uğrayıp yüzünde derin ve geçmeyecek izler kalacak şekilde ağır yaralanacak, ardından bir yaşlı adam öldürülecek ve Guéret ortadan kaybolacaktır. Tüm kasaba halkı suçlu olduğunu düşündükleri Guéret’nin yakalanmasını bekler ve sonraki saldırının kendilerine olacağı korkusu içinde yaşamaya, akşamları erkenden evlerine kapanmaya başlar. Polis Guéret’nin izini sürerken biz de kasabadaki tek suçlunun Guéret olmadığını anlarız. Bir kötülük toplumudur kasaba halkı. Angele’nin yaralı yüzüyle artık beğenilmeyeceğini düşünen Madame Londe 13 yaşında küçük bir kızı onun yerine müşterilerine satmak için hazırlamaktadır. Oğlunu kocasının bir tecavüzü sonucunda doğurduğunu düşünüp adamdan nefret eden Eva Grosgeorge bir umut olarak önceden hep aşağılayıp küçümsediği Guéret’nin peşine düşer. Guéret’nin dönüşü ile de hem macera iyice heyecanlanır hem de kahramanlar arsında hesaplaşmalar başlar. Green bir kötülük toplumunda yaşadığımızı, hemen herkesin kendine göre küçük ya da büyük suçlar işlediğini yani kimsenin masum olmadığını anlatıyor. Ahlakı, inançları, kuralları açık ve keskin bir dille sorgulayan bir roman “Léviathan.” Julien Green’in tekrar keşfedilmesi iyi olmuş, farklı ve iyi bir yazarla tanışmış olduk. Umarım kitapları okurlardan ilgi görür ve diğer eserleri de Türkçeye çevrilir. n K İ T A P S A Y I 1244 A R A L I K C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle