Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU emr ki… Ne d lü Amca olabilece tadında s ken eğle malar, iy ? kan KİTAP GÖLGESİ KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ Burcu Kızın Bebekleri/ Zehra Ünüvar/ Resimleyen: Ercüment Sabri/ Bilgi Yayınevi/ 60s./ 2012/ 8+ Çocuk edebiyatının üretken yazarlarından Zehra Ünüvar’ın yeni kitabı okuruyla buluştu. Kitapta iki uzun öykü var. Evin üçüncü çocuğu olarak doğan Burcu’nun öyküsünü okuyoruz ilkin. Burcu’ya en çok gelen armağan, oyuncak bebek. Büyüdükçe bebekleri çoğalıyor. Konuşmaya başladığında odasını dolduran bebeklerle söyleşmeye başlıyor. Hepsinin adı var, ama öyle bildiklerimizden değil! “Kayseri, Edirne, Pınarbaşı, Elazığ, Kuşadası, Gönen…” Bebeklerin isimleri, alındıkları yerlerin adı. Yalnızca Burcu onlarla konuşsa iyi, oyuncak bebekler de onunla konuşuyorlar. Burcu’nun öğrendiği şarkıları biliyorlar, yan yana dizilere gülümsüyorlar, şiir bile okumayı biliyorlar. “Pisi pisi, gel pisi/ Var mı senin gibisi/ Gel cingözüm bebeğim/Güzel kürklü meleğim/ Gel boynuna bakayım/ Mavi boncuk takayım” Öyküde Burcu’nun okula başlamasında da tanık oluyoruz. Bebeklerine yüksek sesle öyküler okuyor artık o. Yıllar geçiyor, Burcu büyüyor, bebek biriktirme tutkusu gitgide artıyor. Bebekleri çoğalan Burcu bir gün sergi açıyor. Hayal gücü çok geniş olan Burcu’yla tanışmak çocukları sevindirecek. Kitabın ikinci öyküsü Soyunmak İstemeyen Ağaç, ekim geldiği halde yapraklarını dökmek istemeyen inatçı dut ağacını anlatıyor. Bakalım ağaç arkadaşları dut ağacını soyunmaya razı edebilecekler mi? O yaprak dökmezse yaprak koleksiyonu eksik kalır, değil mi ya? İki öyküdeki koleksiyon izleği okurlara bakalım nasıl esin verecek, biz koleksiyon yapmaya başladık bile… Sıra miniklerde… Harika Bilim Serisi/ Keşfedin Buluşlar / Alex Frith / Resimleyen: Colin King / Çeviren: Cumhur Öztürk / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 15s./ 2012/ 9+ Zaman zaman sizin de aklınıza takılır mı; örneğin mikroskobu ya da ilk araba motorunu kimin icat ettiği? Merak güzel şeydir, araştırmaya, sormaya, gözlemlemeye, soru sormaya iter insanı. Zevklidir de üstelik… İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Harika Bilim Serisi’nin Keşfedin Buluşlar isimli kitabı yüzyıllardır merak eden, soran, araştıran, gözlemleyen bilim insanlarının bugüne katkılarını anlatıyor. Kısacık bir girişle buluşların nasıl gerçekleştiği anlatılmış; birçok buluş aslında yüzyıllardır biriken bilginin, düşüncenin ve hayal gücünün bir araya gelmesiyle olasıymış. Örneğin; Alman kuyumcu Gutenberg 15. yy’da sorunsuz çalışan ilk matbaayı yapmıştır. Ama ilk matbaanın kökleri meğer daha önce atılmış, baskı yapma düşüncesi, vidalı pres… Hepsi daha önce düşünüşmüş. Gutenberg ise bunları bir araya getirmiş. Ya daha basiti; örneğin cırt cırtlı ayakkabıları kim akıl etti dersiniz? 1940 yılında İsviçreli mühendis Georges de Mestral köpeğiyle yürüyüşe çıkar. Sonra? Sonrasını öğrenmeyi size bırakalım. Dedik ya merak etmek güzel şeydir… Kitap, kısa ve sade notlarla dünyayı bugüne taşıyan pek çok buluşu anlatıyor. Resimler çok güzel ve bol renkli. Her buluşun yanında küçük ve hareketli bir cep var. Kapak şeklinde tasarlanmış bu cepleri kaldırınca şaşırtıcı ve bir o kadar da ilginç dipnotlarla karşılaşacaksınız. Okumaktan, sormaktan, merak edip gözlemlemekten vazgeçmemeniz dileğiyle… Sakar Fareler Büyük Gösteriyi Karıştırıyor / Sorrel Anderson / Resimleyen: Nicola Slater / Çeviren: Ayşe Başçı /Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 223 s./2012/ 8+ Sakar Fareler yine ortalığı karıştırıyor. Bu kez Hazar’ın da başı dertte üstelik. Hazar’ın iş yerindeki şefi Bay Bağırtkan, dünya kadar iş verir hem de hemen bitirilmek üzere. Ama etrafta Sakar Fareler olunca bu ne mümkün… Önce yılbaşı ağacını görmek isterler ve hep birlikte ağaca tırmanırlar. Haliyle ağaç darmaduman olur. Bu da yetmezmiş gibi ağacın tepesindeki peri kızı kaybolur. Bay Bağırtkan peri kızının hemen bulunmasını isteyince işler iyice sarpa sarar. Sakar Fareler, peri kızını araya dursun biz birlikte büyük gösteriye gi ? delim. Eğlenceli ve hareketli bir gösteri isteyen Bay BağırtCUMHURİYET KİTAP SAYI 1180 Sonsuzluk bahçesinde şiir boyamak... Çocuk ve edebiyatı üzerine emek harcayan, bu edebiyatın köklerini araştırıp kitaplarına da konu edinen Mustafa Ruhi Şirin’in çocuk, bitki, hayvan üçlemesi yayımlandı: Okula Giden Kedi, Dünyanın En Güzel Yeri, Harflerin Kardeşliği. sevgilerin nasıl büyütüleceğinin kanıtı! Orada ne mi var? Söylemeyeceğim, okurlarıyla şair arasında kalsın. Mayıs 2012 basım tarihli Dünyanın En Güzel Yeri adlı kitap tıpkı “Okula Giden Kedi” gibi sekiz ana bölümden oluşuyor. Bölüm başlıkları şiirlerin izleklerinin ipucu: Dünyanın En Güzel Yeri, Günlere Hangi Renk Yakışır, Hangisini Öğrenmeliyim? Saat Kimi Sever?, Deniz de Çocuk Gibidir, Ağaçlar Neye Benzer?, Soruların En Güzeli, Biraz Şakacı Şiirler. Kimi bölüm başlığı merak uyandırdığı için, benim gibi meraklılar istedikleri bölümden başlayabilirler. İşimiz gücümüz oyun değil mi zaten? İşleniş, içerik farklı olsa da kitaptaki şiirlerin hemen hepsi sorular soruyor/ sorduruyor. İlk bakışta, kimi soruların yanıtları keşke verilmeseydi, çocuklar sezseydi diye düşünebilir yetişkinler. Ancak, bu seçimin bilinçli yapıldığını algılayabilmek için yazarın otuza yakın yapıtını okumak gerekiyor. “Uçan halıdaki peri/Seni bekliyor/ Yoksulların evleri”(s,56) Sönmeyen Fener adlı şiirden alıntıladığım bu dizeler masalsı anlatım örneklerinden yalnızca biri. Şirin, yer yer masal motiflerinden yararlanarak masal varsıllığımıza da el sallıyor. Çocuk, bitki, hayvan üçlemesinin son kitabı Harflerin Kardeşliği, çocuk hakları üzerine bir güzelleme. “Ben hep çocuklara oy verdim” diyor M. Ruhi Şirin. Şiirlerin isimleri, izlekle ilgili fikir verebilir diye bazılarını aktarayım: Azınlık Çocuk, Ayrımcılık Dersi, Ana Dili Hakkı, Adalet, Çocuklar Kime Oy Versin? Son andığım şiirde Dağlarca’nın iki dizesi anılmış: “Büyük insanın hakkı büyük/ Küçük insanın hakkı küçük” Şairin toplumcu, gerçekçi yönünü vurgulayan kitapta, özlemi çekilen çocuk hakları için birer çığlık niteliğinde şiirler var. En kısası, üç dizelik Sandalye Bile Ağlar adlı şiir. Bu üç dizenin yansıttığı gerçekler kuşkusuz hepimizin yürek yarası. “Bir çocuk/ Sanık sandalyesine oturursa/Sandalye bile ağlar” Çocuk okurun duyguları, düşünceleri, özlemleri, tasarıları yansıtılırken, yetişkinlerin özlemleri de yerini alıyor şiirlerde. Şairin çocuklara verdiği değer, okurunu şiire çağıran, birikim, incelik barındıran dizeleri daha da etkili kılıyor. Birçok şiir kitabında karşımıza çıkan aksaklık bu üç kitapta başarıyla aşılmış. O da, yaş grupları konusu. Beş yaşındaki çocuğun algılayabileceği şiirle, on iki yaşındaki çocuğun algı seviyesine seslenen şiiri aynı kitaba koyarsanız, kimi şiirler okura uzak gelecektir. Hemen hepsinin aynı yaş grubuna seslenmesi hem kitabın bütünlüğünü korur hem de okur kitlesine saygının gereğidir. Bir eleştirmen olsaydım bu üç şiir kitabını hak ettiğince, çok daha derinlikli irdelerdim. Yapıtın ussal eleştirisinin yanı sıra, M. Ruhi Şirin yapıtlarının ortamdan aldığı etkileri ortaya koymak isterdim. Çocuk hakları bağlamındaki yaklaşımlar, eğitim sistemindeki yaklaşımlar bu incelemenin alt başlıkları olabilirdi. Yazarın yaşamöyküsel özelliklerinin şiirlerine yansımasının,1983’de yayımlanan ilk çocuk şiirleri kitabından yola çıkarak, ortaya konmasını dilerdim. Haddimi aşmak istemem ama Ahmet Kerem’in (yazarın torunu) varlık ışığının şiirlerin hamuruna kattıkları var, diyebilirim. Bunları araştırmak akademisyenlerin, eleştirmenlerin işi elbet. Her sanatçının insan haklarından yana mücadelesi beklenir. Kalemini çocuktan yana, çocuk haklarını kazanma mücadelesinden yana kullanan M. Ruhi Şirin bu kitapları salt us gücüyle değil, çocukların duyarlık ve gereksinimlerini hissederek yazmış. Başka bir deyişle, sanatın dönüştürücü gücünden yararlanmayı başarmış. Deneyimli illüstratör Ferit Avcı’nın içerikle örtüşen sevimli, nitelikli çizgileri, üç şiir kitabını da güzellemiş. Bu kitapları çocuk edebiyatına kazandıran Kök Yayıncılık da kutlanmayı hak ediyor. Haydi çocuklar dizelerle oynamaya… sonsuzluk bahçesinde şiir boyası karmaya… ? www.maviselyener.com ? Mavisel YENER ocuk, bitki, hayvan üçlemesi “Çocuk şiiri üzerine daha önce yazdıklarım dışında okurlarla ne paylaşabilirim?” diye düşündürdü beni. Montaigne gülümsedi önce: “Şiirin orta hallisi için kurallar, ustalıklar bir ölçü olabilir; ama en iyisi, yükseği, harikuladesi aklın kurallarını aşar. Büyük şiir, muhakememizi tatmin etmez, allak bullak eder.” Ardından, Melih Cevdet Anday çıkageldi: “Tanım akıl işidir. Şiir ise akıl dışıdır.”(Cumhuriyet Kitap Dergisi sayı 37, s 9) Yetişkin şiiri için ortaya koyulan bu görüşleri çocuk şiirine de uyarlamak olası. Çocuk şiiri, söz sanatlarının, içtenliğin, edebiyatın uçurtmasına tutunmazsa ona “iyi şiir” demiyoruz. Peki, çocuğa şiir yazmanın kuralı var mı? İşte burada Montaigne’in sözü gelip başköşeye oturuyor. Şiir ve kural yan yana konulamayacak iki sözcük. Hele ki çocuk şiirini büyütece alıyorsak, düş dünyamızı sonsuzluğa açmaktan başka çaremiz yok. Çocuklar için, sonsuzluğun içinde salınan dizeler yaratmak “çocuk işi” değil, tam tersi, zor iş! Yaratıcı yetiler, titizlikle işlenmiş biçim, yetkin dil yeter mi? Yetmez! Türk çocuk yazını ve dünya çocuk yazınında çocuk şiirinin kökleri, bugüne değin yazılanlar incelenmeden üretilen tek dize bile köksüz ortamda büyümeye çabalamak anlamına gelir. Bana bunları düşündüren, çocuk ve edebiyatı üzerine emek harcayan, bu edebiyatın köklerini araştırıp kitaplarına da konu edinen Mustafa Ruhi Şirin’in yeni çıkan üç şiir kitabı. Onları, okurla buluşma sırasına göre ele alalım. 2012 Nisan’ında basılan Okula Giden Kedi’nin arka kapağına şunlar yazılmış; “Çocuklar için yazılmış şiirler anne sütüne benzer. Anne sütü nasıl bebek için önemliyse şiir de çocukluk çağında okunduğunda değerlidir çocuk için. İyi yazılmış çocuk şiirleri ise hiç eskimez ve tazeliklerini korur hep… İyi şiir taze süt gibidir. Çocukların şiir sütüyle beslenmesi de bir çocuk hakkıdır.” M.Ruhi Şirin çocuğun iyi şiirle buluşturulmasını çocuğun hakkı olarak görüyor. O halde, bu ülkede çocukların hakkını çok yedik, çok! Okula Giden Kedi tasarlanırken, şiirler sekiz ana başlık altında toplanmış. Bu başlıklar, şiirlerin izlekleriyle ilgili ipuçlarını sunuyor. İlk bölümün başlığı: Şairlerin İlk Dersi. M.Ruhi Şirin, değerbilirliğini ilk şiirde ortaya koyup yazın ustası Dağlarca’ya da kocaman bir çocuk gülüşü gönderiyor. Bu gülüşü okurların keşfine bırakıp Şirin’in dizelerine geçiyorum: “Şairlerin bilmesi gerekir/ Şiirlerin de büyüme yaşı vardır/ Kolay mı/ Küçük yaşlarda/ Kalmak isteyen/ Şiirler yazmak…”(s,10) Kitabın ilk şiirinin ilk dizeleri bile çocukların ezberini bozacak nitelikte. Şiir denen şeyin eğlenceli bir sözcük oyun olduğunu yalnızca bu şiirle bile anlatabilirsiniz çocuğa. “Kolay mı küçük yaşlarda/ kalmak isteyen şiirler yazmak” diye de okunabilir bu dizeler. “Kolay mı, küçük yaşlarda kalmak isteyen şiirler yazmak” biçiminde de… İki türlü okumada farklı anlamlar yüklenen bu şiirle “oynamak” okuru şiirin olağanüstü dünyasına çeker mi çekmez mi, siz söyleyin! Bu şiirin okuru, isterse küçük yaşlarda kalıcı şiirler yazmak üzerine düşünsün, isterse bir şiirin hep küçük yaşta kalma isteğini irdelesin… Yeter ki düşünsün, sorgulasın! Ülkemizde en az satılan kitaplar şiir kitapları, bunun en önemli nedeni çocuk yaşlarda şiirin büyüsünü bireylere duyumsatamamamız. Yukarıdaki dizelerle oynamış, oyun hamuru gibi eğip bükmüş, gülüp eğlenmiş çocuk, şiirin kapısından eli boş dönmeyecek, ilerinin seçici okuru olacaktır. Kitaptaki şiirlerin tek tek incelemesini bu yazıda sunabilmem olası değil elbette. Hepsinin ortak noktası, konuların çocuğun dünyasından seçilmesi, yalın, doğal, rahat anlatımın yanı sıra tek dizeyle söylenenlerin bile sezgiye, çağrışıma, eleştirel bakışa yol açması. “Gözleri mi vardır/ Her Harfin?/ Ayrı ayrı mı bakar/ Her biri?” (s,26) Her harfine farklı kokular, renkler işlenen bu şiir kitabını M. Ruhi Şirin, ilk torunu Ahmet Kerem’e ithaf etmiş. “Bunda ne var?” diyeceksiniz, sabırlı olun. Çocuk, bitki, hayvan üçlemesi olarak yazılmış üç şiir kitabının da son sayfası başka bir inceliği barındırıyor; oradaki ithaflar, Ç yanlış ok dukça ka başlı baş kitap eşl başlayıp ma kılav riş bölüm soldan s simlere d bulabilirs tabın her olaylar, d nemde il latılmış, K rupa ve A Kitabın s hem de s sözlük d çilmiş ka nenler iç malar! tabı ve b rencilerin celi bir ö tiğin hay tabın dö Çok e ülke varm güvenirm yardımcı netirmiş. emekli o şuşak ne bir adam onun gö Başuş kardeşin İki karde sonra kit saray ça topraklar Yok, dah yalım. M kadar ko kavramın anlar nas Dizide Kraliçe Yarışmas Kral, Ölç ses’in Do *Okula Giden Kedi, Mustafa Ruhi Şirin, Resimleyen: Ferit Avcı, Kök Yayıncılık, 68s, 2012, 8+ *Dünyanın En Güzel Yeri, Resimleyen: Ferit Avcı, Kök Yayıncılık, 80s, 2012, 8+ *Harflerin Kardeşliği, Resimleyen: Ferit Avcı, Kök Yayıncılık, 71s, 2012, 8+ ya’ya, or pal, End Bali Ada Estonya, Kızılderil geniş bir sından ta keyifli bir Mavisel Y SAYFA 20 ? 27 EYLÜL 2012 CUMH