23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 21 HAZİRAN PERŞEMBE ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER rini de dikkate alan Kadıköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ortak bir çalışma başlattı. İBB Harita Müdürlüğü ve Kadıköy Belediyesi Harita ve Numarataj Bürosu elemanlarının ortak çalışmasıyla farklılıklar en aza indirilmeye ve vatandaşın mağduriyeti giderilmeye çalışılıyor.” diye umutlu bitiyor. 22 HAZİRAN CUMA “Sözüm ona” mı, “sözümona” mı? Cumhuriyet’te gördüğü bir resmin altındaki yazıdan hareketle Mustafa Kemal Oyman sormuştu. Kolayca tahmin edileceği gibi, TDK’nin Yazım Kılavuzu ayrı, Dil Derneğininki bitişik yazımı önermiş. Neye göre karar verilmeli? Sözcüklerin tek başınayken taşıdıkları anlamı yitirip yitirmediklerine göre. Yitirmişlerse bileşik sözcük oluşturmuşlar demektir; o zaman bitişik yazılmaları gerekir. “Sözüm sana değil, sen hiç alınma; sözüm ona” dendiğinde elbette ayrı yazılmaları gerek. “Güya, sanki, sözde” anlamlarına gelecek biçimde, “Sözümona iyi giyiniyor” gibi tümcelerde kullanıldığında ise bitişik yazılmaları doğru sayılmalı. 23 HAZİRAN CUMARTESİ23 Haziran Cumartesi “Altı yaşında bir çocuğum var” diyen Satı Kılıç Kaymak, daha önce üzerinde durduğumuz “…anne ve babaların çocuklarına ‘anneciğim’, ‘babacığım’ demeleri” konusuna değiniyor: “Çocuğumun doğumundan beri, ben ‘anneciğim’, eşim de ‘babacığım’ kelimesini bir kez olsun kullanmadık. Nedenine gelince sosyolog olan eşim, çocuklara ‘anneciğim’, ‘babacığım’, ‘dayıcığım’, vb. dendiği zaman, soyut algılama becerisi henüz gelişmemiş olan çocuklarda, bunun bir algılama sorununa neden olabileceğini ve çocuğun kendisinin mi annesinin annesi, yoksa annesinin mi kendisinin annesi olduğunu karıştırabileceğini söylüyor. Bu nedenle çocuklara bu hitapların kullanılmasının yanlış olduğunu dile getiriyor. ‘Anneciğim’i çocuğun annesine söylemesi gerekirken anne çocuğa söylüyor, bunun mantıklı hiçbir açıklamasını da bulamadım açıkçası. Aslında ‘anneciğim’ yerine ‘yavrucuğum’, ‘çocuğum’ desek ya da çocuğun adıyla hitap etsek (örneğin, Aslıcığım, Artuncuğum gibi) daha doğru ve güzel olur kanısındayım.” 24 HAZİRAN PAZAR Kapı Yayınları Halil Cibran’ın kitaplarını ardı ardına yayımla lcay Akkent uzun süredir yazmıyordu; bir sokağın “Faikbey” olan adının bir günde niçin “Betül” olduğunu sorduğumuz günlük onun da derdini depreştirmiş. Anneannesi ve dedesinin 1900’de Nişantaşı’ndan Üsküdar’a geldiklerini, Ayazma Mahallesi’nin Hasbahçe adlı sokağında aldıkları arsaya ahşap bir ev yaptırdıklarını, kendisinin de bu evde dünyaya geldiğini anlattıktan sonra, sözü günümüze getirip yerel seçim öncesinde mahallenin adının Aziz Mahmut Hüdai diye değiştirildiğini söylüyor Olcay Hanım ve haklı olarak soruyor: “110 yıllık mahallemin adı neden değiştirildi? 110 yıl zarfında kaç kuşak yetişti o mahallede. Yalnız bana değil, o mahallede yetişmiş insanların tümüne yapılmış bir saygısızlık değil midir bu?” Ankara’da aynı şeyin yapılagelmekte olduğunu bildiren İlter K. Akbuğ: “Bahçelievler’deki cadde ve sokak numaraları değiştirilmiş, bazılarına yeni adlar konurken bazıları ise yeniden numaralanmış ve tabelalara yeni numara ile beraber ‘Eski No....’ şeklinde bilgi verilmiştir. Bu durumda eski numaralar niçin değiştirilmiştir; bu konuda kimsenin bilgisi yoktur.” dedikten sonra Ankara’da Çayyolu Koru Sitesi yanında bulunan bir bulvarın adını yazmış: Banga Bandhu Şeyh Mucibir Rahman Bulvarı. Birileri Ankaralılarla dalga geçiyor olmalı. Kadıköy Belediyesi Basın Danışmanı Arife Avcu, yakındığımız değişiklikleri Kadıköy Belediyesinin değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığını belirtiyor ve yalnız sokak adlarının değil, kapı numaralarının da değiştirildiğini söylüyor. Konuya ilişkin iki fotoğraf ile Semra Çelebi’nin Gazete Kadıköy’de yayımlanan yazısını da eklemiş. Bu karışıklığın bir yetki karmaşasından kaynaklandığı belirtilen yazıda Kadıköy Belediyesi bütün yenileme işlemlerini bitirdikten sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yeniden işe giriştiği anlatılıyor ve şöyle deniyor: “Kadıköylü vatandaşlar, özellikle de dükkânı olan esnaf şikâyetçi çünkü kapı numaralarında yapılan ufak değişiklikler bile, bir dolu sıkıntıya yol açıyor. Bunun yanında her binada iki levha olması da çirkin bir görüntüye neden oluyor. Kimi yerlerde İBB’nin levhaları, Kadıköy Belediyesi’nin duvara monte ettiği levhaların üzerine yapıştırılmış ancak bunlar da güçlü bir rüzgârda yerlere düşüyor.” Gazetenin haberi, “Bütün bu karmaşanın ardından vatandaşların şikâyetle O mayı sürdürüyor. Yeryüzü Tanrıları ve Öncü’den sonra Kaçık ile Kum ve Köpük de yayımlandı. Malik Aksel’in Bütün Eserleri dizisinin 5. kitabı Sanat ve Folklor alt başlığını taşıyan Malik Aksel kitabı da Kapı Yayınları arasında çıktı. Çinli şair Lu Yu en ideal çayın, Türk süvarisinin deri çizmeleri gibi boğumlu yapraklardan elde edildiğini söylermiş. Kemalettin Kuzucu’nun yazdığı Bin Yılın Çayı Osmanlı’da Çay ve Çayhane Kültürü, adından anlaşıldığı gibi çay konusunu işliyor; yayınevi Kapı. Kapı Yayınları arasında çıkan iki de romandan söz edeceğim. Sevinç Çokum, Lacivert Taşı adlı romanında “İpekyolu ticaretinin son temsilcilerinden, güneydoğulu çerçi bir ailenin hikâyesi”ni anlatıyor. “Koca bir imparatorluktan arta kalan bir avuç toprakta, Arap ya da Ermeni, Türk ya da Kürt olmayı önemsemeden insan olmayı, insan kalmayı başarabilmiş bir azınlığın hikâyesi. Bir zamanların bilimle, sanatla ama illaki incelikle yoğrulmuş bitek topraklarının nasıl çoraklaştığının hikâyesi”. Sürgün ve Hürriyet adlı romanın alt başlığı Paris’te bir Jön Türk. Yazarı Emre Caner. “Kızıl Sultan olarak da bilinen Abdülhamit, ‘İstibdat Dönemi’ni başlatarak muhalifleri baskı ve sansürle kuşatırken Paris, Jön Türklerin sığındığı ve örgütlendiği önemli bir merkez olmuştu. Emre Caner, Türkiye’nin kaderini belirleyen o yılları, Paris’te sürgünde olan bir Jön Türk’ün yaşadıklarını romanlaştırarak anlatıyor.” “İskender Pala, her sabah Boğaziçi’nin iki yakasından birinde Beylerbeyi’yle selamlaşan, İstanbul şiirinin en lirik mısrası gibi insanları yıllardır gözleyen bir saraydan, Dolmabahçe Sarayı’ndan sesleniyor. Dolmabahçe Sarayı’nın, yani ‘Boğaziçi’ndeki Mücevher’in kitabını, eşyaları konuşturarak, onların ağzından hikâye ediyor ve her gün önünden binlerce insanın geçip gittiği mekânın ruhuna ortak olmaya çağırıyor.” Anlaşılmıştır, Kapı Yayınlarının bir başka kitabı, İskender Pala’nın Dolmabahçe Sarayı’nı anlattığı Boğaziçi’ndeki Mücevher. Bayram Bige Tokel’in Türküler Kalır kitabının yayınevi de Kapı. Kitabın arkasında anlamlı bir soru var: “Cumhuriyet dönemi öncesinde ‘avama has kaba nağmeler’ olarak nitelendirilip ‘ilmi şerif’ statüsündeki ‘musiki’nin dışında tutulan, Cumhuriyet sonrasında ise ancak ‘Batı’nın son musiki kurallarına göre’ çok seslendirilmek kayıt ve şartıyla ‘yeni medeniyet’imize ayak uydurabileceği söylenen ‘türkü’, nasıl olmuş da hiçbir zaman arkasında sermaye gücü, medya kayırması, devlet desteği ve akademik katkı olmadığı halde ülke müzik gündemindeki yerini ve ağırlığını koruyabilmiştir? ? feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Kah ve Rengi adlı şiir kitabının adını ve yayınevinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ve yaynevinin adı ortaya çıkacaktır. 10 20 1 C 2 C 3 F 4 H 5 B 6 E 7 N 8 K 9 B Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU mumcuogluilker@gmail.com H 11 J 12 H 13 G 14 N 15 I 16 G 17 L 18 L 19 H N 21 B 22 N 23 M 24 F 25 K 26 L 27 A 28 H 29 I 30 D K. “Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini’nin … kulakları sezdi.” (Halide Edib Adıvar). 31 K 32 A 33 H 34 C 35 G 36 B 37 N 38 F 39 M 40 K 8 53 31 52 40 25 L. “…, İsyan” (İsmet Özel’in ilk şiir kitabı). 41 N 42 M 43 N 44 H 45 E 46 C 47 M 48 G 49 E 50 F 51 N 17 18 79 26 52 K 53 K 54 H 55 D 56 C 57 N 58 E 59 M 60 I 61 H 62 M 63 G 64 I 65 J 66 E 67 J 68 F 69 F 70 C 71 C 72 B Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Harold Pinter’ın bir oyunu. 32 76 27 B. Haksız, gereksiz. 73 G 74 I 75 J 76 A 77 M 78 J 79 L 80 D 81 H M. “Yalnızlar …” (senaryosunu Attilâ İlhan’ın yazdığı, Ömer Lütfi Akad’ın yönettiği, Sadri Alışık ve Çolpan İlhan’ın başrollerini paylaştığı, Turgut Özatay’ın muhteşem bir romantik kötü adamı oynadığı kült film). 59 42 23 39 62 47 77 N. Sağduyu. 6 58 49 66 45 F. “Isaac …” (bilimkurgu yazarı). 61 12 28 4 54 81 44 10 19 33 37 43 41 14 20 7 57 22 51 1167. sayının çözümü: A. EKARTE, B. RUSTİK, C. OBA, D. SEVİNÇ, E. ULRİKE, F. ND, G. OTORİTE, H. KAÇAK, I. ULAŞ BARDAKÇI, J. HALLAÇ, K. EŞLİK EDEN, L. RUF, M. MATARA. Şiir: “Nar bahçede çiçek açtı, başaklar savruldu tarlalarda./ İki tenin kokusu ve ter Erotika Lefkoşa” 5 9 36 72 21 C. James Joyce’un başyapıtı. I. “… Olmayan Sular” (Pınar Kür’ün, 1984 Sait Faik Öykü Ödülü’nü kazandığı yapıtı). 34 56 70 71 46 2 1 D. Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. 24 38 50 68 69 3 G. “… Arslan” (Fransa’da yaşayan Türk ressam). 74 15 29 64 60 J. “… Bayar” (2011’de yaşama veda eden şair ve yazar). 80 55 30 E. “…i kebir’de Sinema” (Giovanni Scognamillo’nun yapıtı). 73 63 35 16 48 13 H. Cumhuriyet’in ilk kuşak ressamlarından biri. 75 67 78 11 65 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1168 TEMMUZ 2012 ? SAYFA 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle