Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Çamur Kralının Kızı’ Diptekilerin yaşamına ayna tutmak ? ki! yan miş son duğunu pırıltıla mış, gö adeta te Birgitta Trotzig, İsveç edebiyatının en önemli isimlerinden. Çamur Kralının Kızı ise onun başyapıtı sayılıyor. Türkçeye çevrilen bu ilk romanında yazar, İsveç’in ücra bir köyünde yaşayan ve tüm hayatı çiftliğinde çalışmaktan ibaret bir kadının, Mojan’ın hikâyesini anlatıyor. Yaşadığı evlilik dışı ilişki sonrasında hamile kalan Mojan’ın bu utancı taşıyamayacağını düşünerek önce bebeğini düşürmeye çalışması, sonrasında da yaşadığı yede daha fazla tutunamayacağını anlayıp uzaklara kaçmasının hikâyesi Çamur Kralının Kızı. ? Bahar ÇELİK OMUR aşadığı yerden bağımsız bir kadın tek başına yolculuğa çıktığında, ayrı bir yaşam kurmaya çalıştığında başına gelecekler neredeyse hiç değişiklik göstermiyor. İster Anadolu’nun ücra bir kasabasından yola çıkmış olsun, isterse ta kuzeyde demokrasi simgesi olarak anılan bir ülkenin herhangi bir kasabasından. Sadece kadın olmasıyla ilgili olarak yaşadıkları hiç değişmiyor. Her daim tetikte, her daim sağlam durmalı. Bir erkeğin gayri meşru çocuğu olması onun toplumdaki yerini sarsmayabilirken, aynı şey bir kadın için hiçbir zaman geçerli olmayacaktır. Hatta yaşadığımız topraklarda kadın cinsinin öldürülmesi için en büyük gerekçelerden biridir bu. İster başından talihsiz bir SAYFA 16 ? 15 MART 2012 Y olay geçmiş olsun, ister bile isteye bu hayatı seçmiş olsun toplum içinde var olmak istiyorsa bir kadın her daim “namuslu” olduğunu kanıtlamak zorundadır. Aksi durumda başına gelecekler karşısında bizden günah gitti. Yaşadığı evlilik dışı ilişki sonrası hamile kalan bir kadın bu utancı taşıyamayacağını düşünerek önce bebeğini düşürmeye çalışır. Ancak bebek ona sıkı sıkıya tutunmuştur. Bunun üzerine kadın, yaşadığı yerde daha fazla kalamayarak bilmediği bir yere gitmek üzere yola koyulur. Gideceği yerde hayat elbette hiç kolay olmayacaktır. Kısaca bahsettiğim bu hikâye hepimiz için oldukça tanıdık. Hatta bir Türk filmi klişesi bile denilebilir. Ancak kitabı okuyunca göreceksiniz ki yazar, her türlü klişeden uzak bir hikâye kuruyor. İsveçli yazar Birgitta Trotzig’in Çamur Kralının Kızı adını taşıyan romanı İsveç’in ücra bir köyünde yaşayan ve tüm hayatı çiftliğinde çalışmaktan ibaret bir kadının, Mojan’ın hikâyesini anlatıyor. 1920’li yıllarda başlayan hikâyeyi bir anlatıcının ağzından dinliyoruz. Yola çıkmış bir kadının hikâyesidir bu. Anlatıcı muhteşem doğa tasvirleri eşliğinde başlar hikâyeye: “ (…) çiy tanecikleri kekik çiçeklerinin üzerinde titreşiyor, sakin, tuzlu bir rüzgâr kadının şakaklarına vuruyor, yaban arıları ve mavi kanatlı kelebekler hala ıslak olan çimenlerin üzerinde dans ediyordu. Yaban çiçeklerinin duası derin uçurumlardan yaratıcıya doğru yükseliyordu. Her şeyi ama her şeyi örten ıslaklık buharlaşırken yuvarlak damlacıklara dönüşüyor, dönüşürken de sevinçten kıpır kıpır kıpırdanıyordu. Kadın bu vızıltılarla dolu, kokular ve kuş şakımaları barındıran yaz sabahının içinden geçerek yürürken, çıplak tabanlarının altında uzanan çimden halı sıcak bir bedenmişçesine deviniyordu. Yalınayak yürüyordu kadın, ayakkabılarını çıkarıp çantasına atmıştı. Ayaklarının altında uzanan toprağın bedeni öylesine güçlüydü ? BEK DIŞIN Bu m lu bir h niz. Zir nı özde kurtulu layan b lu sonla recek b nenin v cektir. ayna tu Haya şadığı t zemeye sonrası jan’ın h Kızı’nd kalınca ailesini de bula Şehre g yeni bir bir kad le hiç k olarak dipteki bulursa san” ol vardır. şur. “Yaş bir şey kendin şiydi./ B jan, beb geleni y olarak elinden bebeği dünyay safeli ta ışıl ışıl b sonra o geçirir: doğru u Birgitta müsait b nunu k gıçtaki süre içi sinde b bir süre ise bab nen dev çekik g yunca o gulanac “Tatar’ mayı is iyimser Kendi bildiğin man he CUMHURİYET KİTAP SAYI 1152 CUMH