27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Reha Çamuroğlu’ndan ‘Nazar’ Avrupa’da yaşanan cadı avları Batı edebiyatında Avrupa’da Cadı Avı Çağı’nda yaşananlar üzerinden kurmaca çok sayıda edebi çalışmanın varlığına karşın, ülkemizde bu konuda çok fazla örnek bulunmuyor. Reha Çamuroğlu’nun Nazar‘ı bu anlamda kapsamlı bir ürün. ? Haydar AKIN vrupa topraklarında çoğunluğu bugünkü Almanya, İsviçre, Polonya, Kuzey İtalya, Fransa ve İskandinav ülkelerinde yaşanan takiplerin “sürek avı”na dönüşmesi 15801630 arasındaki yaklaşık elli yıllık döneme denk düşer. Dönemin kent kroniklerinde anlatılanlar, yaşananların ne denli dramatik olduğunu izah edebilecek boyuttadır. Örneğin Güneybatı Almanya topraklarındaki bazı kentlerde, bir ihbarla başlayan ve dalga dalga genişleyen takip ve sorgulama sürecinin sonucunda, yüzlerce cadının yakıldığı meydanlardan yükselen dumanlar havada kesif bir bulut oluşturmuş, çevreye sinen yanık insan eti kokusu nedeniyle nefes almak güçleşmiştir. Batı edebiyatında Avrupa’da ‘Cadı Avı Çağı’nda yaşananlar üzerinden kurmaca çok sayıda edebi çalışmanın varlığına karşın, bildiğimiz kadarıyla, ülkemizde bu konuda şimdiye kadar roman veya öykü yazılmamıştır. Bu bağlamda Reha Çamuroğlu’nu son romanı ‘Nazar’, kanımızca, ‘Müslüman mahallesi sakinlerini salyangozun varlığından haberdar etme girişimi’ olarak büyük bir öneme sahiptir; umarız girişim, ‘ilk ve son’ olarak kalmaz. İTALYA’DA BİR OLAY Nazar klasik roman örgüsüne sahip yirmi “sahne”den oluşuyor. Olaylar 1532’de İtalya’nın Navi di Modena yerleşim merkezinde geçiyor. Margarita hayat arkadaşı Marco’yu Türklerle savaşta kaybetmiş 35 yaşında çocuksuz bir duldur. Zaman zaman çevresi otacı ve ebe olarak kendisinden faydalansa da, ‘yetenekleri’nin farkına varması, bir gün ormanda hayvanlarla yakınlaşması ve daha önce hiç görmediği Matilda isimli kadınla karşılaşmasıyla başlar. Kara kedisi Gece ve yanından ayrılmayan kargası Krak’ın eşlik ettiği yürüyüşlerinde Matilda onu, Inge ve Gudrun isimli, ten ve saç renklerinden ‘yöre’den olmadıklarını anladığı, iki yeni kadınla tanıştırır. Margarita, Matilda tarafından kendisine takdim edilen yeni arkadaşların Movi ormanlarında ne aradıklarına anlam veremese de bu dostluktan memnundur. İlk karşılaşmayı takip eden günlerde yeni dostları ona, bazı gizlerin perdesini aralayacaklardır; bunların en önemlisi kendi hazırladıkları cadı kremlerini bedenlerine sürdükten sonra birlikte çıktıkları gece yolculuklarıdır. Margarita Perşembe geceleri yapılan bu uçuşlarda gittikleri yerlerde küçük şölenlere katılacak, dahası daha önce hiç görmediği yeni dostlarla tanışacaktır; hatta bunlar arasında bir Türk bile vardır. Bazı gece yolculuklarında kendisini, geniş katılımla yapılan kara büyü ayinlerinin (Sabbat) ortasında bulan Margarita’nın yaşadıkları rüyalara bile konu olamayacak denli renkli ve zengindir; ateşte kaynayan büyük bir kazanın etrafında toplanan kadınlar esrik bir ruh haliyle çılgınca dans etmekte ve büyük bir neşeyle şarkılar söylemektedirler, yenilen içilenlerin hepsi daha önce hiç tadılmamış, güzel ve tatlı şeylerdir. Bu yolculukların sadece biri gündüz olacak ve ormanda Hidayet isimli bir Türk kadın onu ‘Fatıma’nın Gözü’ ile tanıştıracaktır. Margarita, daha sonra yaşamını nasıl etkileyeceğini bilmeden, ‘Fatıma’nın Gözü’nü tasvir eden el şeklindeki kolyeyi boynunda taşımaya başlar. Ancak anılan yıllar Avrupa’da olduğu üzere İtalya’da cadı takiplerinin giderek arttığı bir dönemdir. Roma Engizisyonu daha önce farklı dönemlerde Modena Dukalığı’na engizitörler göndermiş ancak pek verim alamamıştır. Bu kez çıkan söylentileri araştırmak için Novi’ye Alman Dominiken keşiş Georg Sauer gönderilir. Sorunlu bir çocukluk geçirmiş olan ve bir keşişe göre özel ilişkileri nedeniyle çalkantılı bir yaşamı olan engizitör derhal işe koyularak iz sürmeye başlar. Giderek olağanüstü yetilerini keşfeden Margarita, ‘tarlalardaki ürünlerin yanacağı’ hissiyle bulunduğu ilk kehanette başarı elde etmiş ve kasabalıların gönlünü kazanmıştır. Yine Modena Dükü’nün kâtibinin karısı Maria’nın karısı Maria tarafından boğulmaktan kurtarılır. Masumiyeti anlaşılsa da, sorgusu sürer, Georg Sauer’in pes etmeye niyeti yoktur. Engizisyon bildik yöntemlerle acısız bir son ve ruhun selameti için Margarita’ya işbirliği, yani cadı olduğunu itiraf etmesini önerir. Ancak cadılık suçlamasını kabul etmeyen Margarita Pedronelli 28 Ocak 1533 yılında şehir meydanında yakılarak idam edilir. Sonrasında yaşananları romanı okuyacakların merakını kaybetmemeleri için anlatmayalım. DÖNEMİN KOYU ATMOSFERİ Nazar’ın okunma sürecinde Çamuroğlu’nun, monologları ve anlatı düzeyi ile başarılı bir iş çıkardığı anlaşılıyor. Tarihsel bir romanda olması gereken teorik altyapının önemli ölçüde kurulduğunu söyleyebiliriz. Kitapta Cadı Margarita (Bulgakov’a bir selam mı bu ismin seçilmesi?) ve Domiken engizitör Sauer (Almanca ‘ekşi’ anlamında) gibi başkarakterlerin, Nori rahibi Bolognese, kâtibin hamile karısı Maria, Alman cadılar Gudrun ve Inge gibi yan karakterlerin özenle seçildiğini görüyoruz. Yine, dönemin koyu atmosferinin kavranmasına olanak veren ‘melankoli günahı’, ebeotacı birliğinde şekillenen cadı kimliği, hizmetçilerin yalancı tanık olarak imali, işkence aletlerinin tasviri, gece uçuşlarınayolculuklarına olanak sağlayan cadı kremi, cadıların bedeninde şeytanın emarelerini arama, Katolik dünyasınca ‘Tanrı’nın Sadık Köpekleri’ olarak tanımlanan Dominikenler Tarikatı ve mezhep kavgaları, cadıların uçuşlarını batıl itikat (hurafe) olarak tanımlayan kilise metni Canon Episcopi’, Malleus Maleficarum’un yazarı Heinrich Kramer (Institoris) gibi kimi gerçek olgu, kurum ve kişiliklere yapılan açıkkapılı çok sayıda gönderme öykünün gerçekliğine katkı sağlıyor. Diğer yandan 14. yüzyıldan itibaren şekillenen modern cadı kavramının temel unsurları olan Sabbat (kara büyü) ayinlerine katılım, gece uçuşları, hayvana dönüşme ve şeytan ile yapılan işbirliğinin, öykü içinde dengeli bir şekilde dağıtılmış olması okuma zevkini artırıyor. Bir okur olarak, her ne kadar kitaba adını verse de, ‘Nazar’ ve ‘Fatıma’nın Gözü’nden hareketle çizilen ‘bilge kadın’ Hidayet kimliğinin, öykünün bütünlüğüne ne kadar uyum sağladığına ilişkin kafamızda ciddi soru işaretlerinin bulunduğunu söyleyelim. Yine beddua etmeklanet okumak üzerine öykünün ana gövdesine monte edilen iki unsurun (Engizitör Sauer’in yıllar önce çocuğunu kaybetmesi ve romanın finali), ‘iyilerin her zaman kazandığı’na ilişkin, romanın dokusuna pek uymayan, bir mesaj olduğu fikri kafamızda hâsıl oldu; umarım yanılıyoruzdur. Sonuç itibarıyla daha önce roman sanatındaki başarısını ‘İsmail’ ve ‘Son Yeniçeri’ gibi kitaplarla ispatlamış akademisyentarihçi Reha Çamuroğlu’nun, yer darlığı nedeniyle değinemediğimiz bazı övgü ve eleştiriler için hakkımız saklı kalmak üzere, nitelikli bir işe imza attığını söyleyebiliriz. Umarız tarihidizifilm senaryosu yazarları, ‘Nazar’ı okuyup biraz feyz alırlar. ? Nazar/ Reha Çamuroğlu/ Everest Yayınları/ 196 s. ARALIK 2012 ? SAYFA 15 A Nazar’ın okunma sürecinde Çamuroğlu’nun, monologları ve anlatı düzeyi ile başarılı bir iş çıkardığı anlaşılıyor. Tarihsel romanda olması gereken teorik altyapının önemli ölçüde kurulduğunu söyleyebiliriz. kız çocuğunu sorunsuz doğurtacak, ancak isim verilmesi konusunda lohusa odasındaki konuşmalar hizmetçiler aracılığıyla engizitörün kulağına gidecektir. Bu arada Margarita’nın yaşadığı mekânı yakından görmek üzere evine gizlice bir ziyaret yapan Dominiken engizitör Sauer onu, daha doğrusu yarı çıplak bedenini, yatakta uyurken bulur ve arzu dolu bakışlarla uzun süre izler. O anda Margarita, takip eden günlerde başına gelecek felaketlerden haberi olmaksızın, çıktığı uzun bir ‘gece yolculuğu’ndadır. Uyanmasından sonra engizitör ile arasında pek de sıcak olmayan bir konuşma geçer. Bu karşılaşma Margarita için sonun başlangıcıdır; takip eden günler engizitörün ‘suç delilleri’ni toplamak ve tanık yaratma çabalarıyla geçer. Şeytanla işbirliği, büyü yoluyla kısır bırakma ve cadılıkla suçlanan Margarita gözaltına alınır ve zindana kapatılır. Engizitör Sauer sonucunu bildiği için gönülsüz olsa da, çevrenin baskısıyla, masumiyet karinesi için ‘su deneyi’ne başvurulur; Margarita suya batar ancak çocuğunu sağlıklı bir biçimde doğurttuğu kâtibin 27 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1193
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle