23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER SESLER HARFLER AYTÜL AKAL NİLAY YILMAZ ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU KİTAP GÖLGESİ KİTAPÇI ? M. YENER, A. AKAL, N. YILMAZ, Ç. GÜNDEŞ Suların Sessizliği/ José Saramago/ Çeviren: Pınar Savaş/ Resimleyen: Manuel Estrada/ Kırmızı Kedi Yayınevi/ 28s./ 2012/ 5+ Okulöncesindeki bir çocuğu edebiyatla buluşturmak olası mı? Suların Sessizliği, bu sorunun yanıtını uygulamalı olarak gösteren bir kitap. Nobel Ödüllü usta yazar José Saramago’dan, düşündürücü bir masal bekliyor okuru. “Tijo Nehri’nin kıyısında bir çocuk saatlerce büyük bir balık yakalamaya çalışır. Sonunda oltasına bir balık takılır ama çocuk onu elinden kaçırır. Saramago, bu olağanüstü güzel ve bilgelik dolu masalı bir çocukluk anısından esinlenerek kaleme almış. Suların Sessizliği, okumaya yeni başlayan çocuklara edebiyatın keyifli dünyasıyla tanışma olanağı sunuyor. Kitabın ilginç çizimleri, nitelikli baskısı dikkat çekici. Akkuzu Karakuzu / Stefano Bordiglioni/ Resimleyen: Barbara Nascimbeni / Çeviren: Tülin Sadıkoğlu/ Can Çocuk / 2012 / 39 s. / 6+ Arkadaşlarımızı seçer miyiz, yoksa kendiliğinden mi gelişiverir dostluklar? Eğer seçiyorsak, neye dayanarak seçeriz acaba? Fiziksel özellikleri dostluklarda etkin rol oynar mı sizce, ya da oynamalı mı? Akkuzu ve Karakuzu’ya soracak olursak, onlar renklerine bakarak kendi sürülerinden dışlandıklarını ve buna çok üzüldüklerini söyleyecekler. Biri, ak koyunların içinda kara koyun, diğeri, kara koyunların içinde ak koyun. Ama renklerinden dolayı sürülerinin içinde kendilerine yer bulamayınca, birlikte yola çıkarlar. Uyumak için seçtikleri mağarada ayı ailesiyle tanışırlar. Derken çok şaşırtıcı bir sürüyle karşılaşırlar. Acaba… acaba bu kez onların arasına katılabilirler mi? Dostluk ve farklılıklar üzerine sıcacık bir öykücük. Araf’ın Atlıları / Mehmet Kemal Erdoğan / Bu Yayınevi / 2012 / 143 s. / 12+ Araf’ın Atlıları, fantastik bir roman. Eğer bu tür romanlardan hoşlanıyorsanız, hiç kaçırmayın. Dünyanın aydınlık yüzü ve karanlık yüzü arasında gezinebilen kahramanlar, uzaylı ziyaretçiler, asırlık sırlar ve canlanan efsaneler bütün çekiciliğiyle sizi bekliyor. Fantastik romanın kahramanlarından Oğuz, bu sırların ve efsanelerin arasında kalan bir genç. Diğer kahramanlar ise şöyle tanımlanıyor: “Bütün soruların yanıtını bildiği düşünülen, gizemli, esrarengiz, bilge bir yaşlı adam: Kudret. Her şeyin ortasına aniden düşüveren, serüvendeki bir kişinin hayatını tamamen değiştirecek olan genç bir kız: Esma. Ve her şeyin merkezinde yer aldığını bilmeyen, kendini temize çıkarmaya çalışan, hayal mi gerçek mi olduğu belirsiz bir delikanlı: Araf.” Bütün bu karakterlerin ortak kaderi, romanda belirleniyor. “Belki bu öyküde kendini bulursun,” cümlesiyle başlayan roman, son sayfaya kadar heyecanını yitirmeden okurlarını esrarengiz bir zaman ve bilinmeyen bir mekân yolculuğuna taşıyacak. Böcek Orkestrasının Muhteşem Sınıfı / Göknil Genç/ Resimleyen: Mustafa Delioğlu / Can Çocuk / 2012 / 46 s. / 710 Müzik ve edebiyat ne güzel tamamlıyor birbirini. “Sihirli Mozart”, “Bach Yürürken” ve “Chopin: Küle Dönüşen Kalp” gibi, sanatın iki muhteşem dalını bir araya getiren kitapların ardından, neşeli bir “Böcek Orkestrası” kurarak çocuklara iki sanat dalını yine bir arada ulaştıran Genç, şimdi bu ilginç orkestranın ikinci kitabını sunuyor müziksever okurlarına. İlk kitapta orkestranın “Muhteşem Turne”sini okumuştuk. Şimdi, “Muhteşem Sınıfı”na göz atıyoruz. İlk hafta, yaylı çalgılar eğitimi alacak müziksever böcekler... Dersleri kim mi veriyor? Keman dersleri İşçi Karınca’dan, viyola dersi Taklaböceği’nden. Kırlangıç Kelebeği viyolonsel, Tespihbö ? ceği ise kontrbas dersleri veriyor. Orkestra şefini tahmin CUMHURİYET KİTAP SAYI 1184 Ordu Edebiyat Festivali ve masal coşkusu 3. Uluslararası Ordu Edebiyat Festivali, 1014 Ekim 2012’de gerçekleştirildi. Türk ve dünya edebiyatının temsilcilerinin davetli olduğu festivale, valinin, Ordu Belediyesi’nin, Ordu Üniversitesi’nin, sivil toplum örgütlerinin, öğretmenlerin, Orduluların desteği erinç vericiydi. ? Mavisel YENER estival düzenleme komitesinin değerli üyelerinden İbrahim Dizman, Şinasi Tepe ve Mesut Şenol’un çocuk ve gençlik edebiyatını önceleyen yaklaşımları, gelecek adına atılmış direngen adımlar olarak tarihte yerini aldı. Ordulu çocuklar ve eğitimcilerle buluşmanın, birlikte bir masalın kahramanı olmanın tadı, belleklerimizden, yüreklerimizden silinmeyecek. Çocuk ve gençlik döneminde edebiyatın tadını alamamış birey yetişkin olduğunda kitaplarla iletişim kurmakta zorlanacaktır. Ordulu çocukları yazarlarla buluşturan Ordu Uluslararası Festivali’nin kazanımları bir kitapta toplanarak katılımcılara ulaştırıldı. Ordu’nun bir edebiyat limanı olmasında emeği geçenleri kutluyorum. Onlar çok iyi biliyorlardı ki; bir masal çocukta başlar, çocukta biter. Onun imgelem dünyasına varabilmenin yolu sonsuz sevgidir. Ordu’da hep birlikte açılışını yaptığımız Ordu Yazarlar Evi’nde nice masallar kaleme alınacak, nice düş gerçek olacak… Ordu’da masmavi denizin kıyısında, yeşillikler arasında okuduğum iki masal kitabından söz etmek istiyorum. Masal kitaplarından ilkinin adı: Kütburun İle Kocakarın. Doğası Ordu’ya benzeyen bir köydeyiz. Dört bir yana dağılmış kırmızı kiremitli evlerden birini büyüteç altına alıyoruz. Bir de ne görelim; bahçenin bir köşesindeki kulübede bir köpekle eşek tartışıp duruyorlar. İkisi de Cabbar Dede’nin gözünün bebeği. Ne var ki, yıllardır aynı çatı altında yaşasalar da bir türlü geçinemiyor bu iki sevimli hayvan. Aslında, “Kütburun” adını köpeğe eşek takmış. Kütburun boş durur mu, o da eşeğe “Kocakarın” deyivermiş. Köpek eşeğe havlar, eşek de köpeği çiftelemek için fırsat kollarmış. Elbette onların tek görevi kavga etmek değilmiş. Köpek sürüye göz kulak olur, eşek ise dağdan odun taşırmış. Cabbar Dede bu odunları kasabada satıp para kazanırmış. Kavga etmemeleri için hayvanlarına öğüt verse de bu hiç işe yaramazmış. “Günlerden bir gün, Cabbar Dede, her zaman yaptığı gibi köpeğini ve eşeğini alarak dağa çıkmış. Kestiği odunları Kocakarın’ın sırtına yüklemiş ve evin yolunu tutmuş”(s,21) Bundan sonra olanlar olmuş… Gerisini elbette anlatmayacağım. Fedai Çakır, çocuk okurun ilgisini çekecek bu kitapta okurun duygusal anlamda da duyarlık kazanmasını hedeflemiş, başarılı da olmuş. Okulöncesi yaş grubu çocukların bir türlü anlaşamadığı arkadaşları, ablaları/ağabeyleri vardır. Bu masalı okuduktan sonra onlarla olan iletişimlerinde daha başarılı olabilirler. Kişisel gelişime katkısı olması açısından da başarılı bir kitap Kütburun ile Kocakarın. Alanna Marohnic’in resimleri çocukların sanat duyarlığını geliştireceği gibi onları renklerin derin evrenine davet edecek. Resimlere defalarca baktığınızda farklı ayrıntılar yakalıyorsunuz, bunu çocuğunuzla birlikte oynanacak bir oyun haline getirebilirsiniz. Ressamın diğer çalışmalarını görebilmek için www.alannamarohnic.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Fedai Çakır’ın iki kitabına da “okulöncesi” ibaresi koyulmuş. O halde bu edebiyat ürününü okulöncesi yaş F grubu kıstaslarına göre değerlendireceğiz. Eğitimbilimciler okulöncesi yaş grubu için anadilin yapı ve işleyişi konusunu ortaya koymuşlardır. Okulöncesi kitapların bol resimli az yazılı olmasının yanısıra tümce yapılarının da basit, kısa olması gerekir. Fedai Çakır’ın iki kitabında, seslendiği yaş grubu göz önüne alındığında, uzun tümcelere de yer verildiğini görüyoruz. Okulöncesi çocuk edebiyatı farklı bir alan, bu konuda deneyim kazanmış editörlere gereksinim var. Seslendiği yaş grubu için uzun sayılacak, okumayı zorlaştıran tümcelerden bir örnek vereyim: “Köpek, eşeğe havlar, eşek de kuyruğunun ve burnunun ucundaki iki kahverengi lekeyi saymayacak olursak kar beyaz olan bu sevimli köpeği çiftelemek için fırsat kollarmış.” (s13Kütburun ile Kocakarın) Yazarın yaratım heyecanı içinde böylesi bir tümceyi kaleme almasını hoş görebilirim ama editöryal çalışmada bunun göz ardı edilmiş olması özenle hazırlanmış, harika baskı yapılmış kitaba haksızlık değil mi? Bir örnek daha: “Hem gerçek mi, düş mü olduğuna karar veremiyor hem de atın çevik mi çevik olduğunu birbirlerine anlatıp duruyorlarmış” (s,9Kara Yele) Sözcüklerin yeri üzerinde nakış nakış çalışılırsa, eksiltiler yapılırsa, bu tür zorlayıcı cümlelerin yerini akıcı, anlaşılır olanları alacaktır. Fazlalıklardan arındırılmış dil, okulöncesi yaş grubunun gereksinimi elbette. Dilin özgünlüğü bir yapıtın olmazsa olmazı! Bir masal çocukta başlar, çocukta biter. Onun imgelem dünyasına varabilmenin yolu kullanılacak dilden geçer. Kara Yele adlı kitapta, şirin bir köyde yayılan söylentiye kulak veriyoruz: Kapkara yeleli yabani bir atın ormanda dolanıp durduğu anlatılıyormuş. Ne kadar çevik olduğu dilden dile dolaşırmış. Düş mü, gerçek mi kimseler bilemezmiş. Onunla gerçekten karşılaşan kimse yokmuş. Köyün çobanı minik Memo sürekli bu atı düşünürmüş. Memo, hayallerini süsleyen bu yabani atla karşılaşabilecek mi? Sevimli Memo’nun koyunlarını kurtların saldırısından kim koruyacak? Memo’nun yardım ettiği tay gerçekte kim? Bütün bunların yanıtı kitabın heyecanlı sayfalarında anlatılmış. Fedai Çakır, iyiliklerin karşılıksız kalmayacağı iletisini verirken Memo’nun büyük hayalinin peşine takıveriyor hepimizi. Türkiye’de, güzel atlar ülkesi Ihlara Vadisi’ni özellikle çok beğendiğini söyleyen, bunu yapıtlarına da yansıtan Alanna Marohnic’in kitaptaki at figürleri birer tablo güzelliğinde çalışılmış. Kavis Çocuk’un, Fedai Çakır’ın yolu açık olsun; her kitap, edebiyatın sınırsız gücünü çocuklara duyumsatsın.? www.maviselyener.com *Kütburun İle Kocakarın/Fedai Çakır/Resimleyen: Alanna Marohnic/ Kavis Çocuk/ 40s/ 2012/ 5+ *Kara Yele/ Fedai Çakır/Resimleyen: Alanna Marohnic/ Kavis Çocuk/ 40s/ 2012/ 5+ SAYFA 20 ? 25 EKİM 2012
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle