18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Wilhelm Dilthey’den ‘Hermeneutik ve Tin Bilimleri’ Yaşamı anlamak için Dilthey Doğa ve tin bilimleri arasındaki farkın görünürlük kazanmasını ve farklı bir bilme şeklinin mümkün olduğunu, bilginin sadece doğaya ilişkin bilgiyle sınırlı olmadığını, bu amaçla da hermeneutik yaklaşım biçiminin önemli bir gelenek olduğunu gösteren ve bu geleneği temel metinleriyle birlikte bize tanıtan ve öğreten Doğan Özlem hocanın Dilthey’dan çevirdiği dört yazıdan oluşan Hermeneutik ve Tin Bilimleri başlıklı kitap ülkemizde bu geleneğin farkına varmamızı sağlayan önemli eserler arasında geliyor. Ë Tuncay SAYGIN (*) rkadaşım, dinle, geçmiş çağlar/ bizim için yedi mühürlü bir kitaptır/ çağların tini dediğimiz şey/ çağların kendilerini yansıttıkları/ siz sayın bayların tinidir, özünde.” Goethe, doyumsuz bilme çabasını tatmin için kutsal kaynak arayışında insanın zamanla ilişkisini Faust’ta bu sözlerle ifade ediyor. İnsanın bu bitmek bilmeyen çabası neredeyse her zaman varlığının en vazgeçilmez parçasını oluşturmuştur. Bilginin insan zihnindeki yüceliği, dinlerin kendilerini bilinmeyeni bildiren olarak sunmasından; bilimin, bilinmeyenleri bilinir kılarak özel bir konuma yükselişine kadar hemen hemen bilgi içeren veya içerdiğini iddia eden her edimden açıkça anlaşılabilir. Öyle görünüyor ki, bilginin içerik ve nesnelliğine dair sorunlar, tarih boyunca bilme çabasına eşlik etti. Bilginin nesnesini oluşturan iki temel alandan birincisi doğa, Batı felsefesi tarihi içinde genellikle bilme çabasının odak noktasında bulunur. Buna paralel olarak da tarih ve toplum, ya oldukça arka planda bırakılmış ya da pozitivist doğa bilimlerinin vesayetine girer. “Zengin bir bilgi dağarcığına sahip tarihçi ve özellikle büyük bir kültür tarihçisi, bilim ve sanat eleştirisinde eşsiz bir deha” olarak kabul edilen on dokuzuncu yüzyıl Alman düşünürü Wilhelm Dilthey, “tin bilimleri” olarak tanımladığı bu bilimler üstündeki vesayetin kırılma çabasının en önemli temsilcilerinin başında gelir. TİNSEL BÜTÜNLÜK Türkiye’deki yerleşik bilim kavrayışı dikkate alındığında, bu kavrayışın kırılmasının felsefi yönelimimiz açısından ne kadar özel bir gereksinim olduğu çok daha açık bir şekilde anlaşılır. Dilthey’in temel tezlerinin önemli bir bölümünü bir arada sunan yazılar, tin bilimlerinin içeriğini, yöntemini, tarihselliğini, sanat yapıtıyla ilişkisini oldukça açık bir şekilde yansıtıyor. Dilthey’e göre, tüm bilim bir deney bilimi olmakla birlikte, her türlü deney bilincimizin koşullarında, yani iç deneyimde ortaya çıkar. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda yara8 EYLÜL 2011 SAYFA 8 Dilthey’e göre Greklerden itibaren tekil ve tipsel olan, eşbiçimlilik ekseninde, sabit ve değişmez formlarla anlaşılmak istenmiştir. Bu nedenle de modern bilimin sahip olduğu katı yasalı anlayış biçimi ilk kökenlerini Grek tininde bulur. Bu anlayış biçimi doğa bilimlerinin yüceltilmesini beraberinde getirir ve tin bilimlerinin de doğa bilimlerinin vesayetine girmesine neden olur. Oysa tin bilimleri doğa bilimleri karşısında bir önceliğe sahip. Bu öncelik tin bilimlerinin konusunu oluşturan şeylerin deneyimlenmiş olmalarından dolayı. ANLAMA: PSİŞİK TANIMA Tin bilimlerini ancak hermeneutik anlama tekniğiyle anlayabiliriz, diyen Dilthey anlamayı şu şekilde tanımlar: “Duyulara dıştan verili olan işaretler aracılığıyla içsel gerçekliğin bilinmesini sağlayan bu yönteme anlama diyoruz.” Dilthey’e göre anlama psişik bir tanıma biçimi olup ilgiye bağlı olarak çeşitli dereceler gösterir. Anlamanın merkez noktasını “insan varoluşunun yazıya geçmiş terekesinin veya kalıtının açımlanması veya yorumlanması” oluşturur. Çünkü yazılı eser, tinsel yaşamı ve tarihi anlamamız bakımından içselliğin en kapsamlı ifadelerini içerir. Yazılı eserlerin açımlanmasını amaçlayan Hermeneutik bu nedenle ortaya çıkar. Buna bağlı olarak Dilthey, metnin anlamını kavramak üzere geliştirilen farklı hermeneutik yaklaşımlarını ortaya koyar ve bunun etkili bir biçime kavuşması için filolojik virtüözlüğe ve felsefi bir zekâya ihtiyaç olduğunun altını çizer. Dilthey’in önemle üzerinde durduğu noktalardan biri de kuşkusuz, hermeneutiğin sınırı. Ona göre, anlama daima göreceli kalır ve ancak belli bir yere kadar olanaklıdır. Dolayısıyla tam anlama hiçbir zaman tam olarak mümkün değil. Anlamada son amaç yazarın anladığından daha iyi anlamaktır. Böyle bir anlamanın ne kadar olanaklı olduğu düşünülebilir. Ancak, hermeneutik bir bakışla yazarın kendine ilişkin yapamadığı analizi açımlayıcı yapabilir. Dilthey’in dört yazısından oluşan kitap, aslında onun hermeneutiğe ve tin bilimlerine dair tezlerinin önemli bir bölümünü en açık bir şekilde yansıtır. Bu yönüyle tin bilimlerine bakışta hâkim pozitivist yaklaşımın dışına çıkma şekillerini bize gösterir. Yazılara Doğan Özlem’in yaptığı, yalın bir ifadeyle duayenliğini sergileyen açıklama ve notlar, metnin anlaşılmasına katkıda bulunurken Dilthey’i ve hermeneutik geleneği kavramada da özel bir katkı sunuyor. Bu yönüyle eser, Türkiye’de entelektüel düzeyde bir türlü aşılamayan yüzeyselliğin aşılması gerekliliğini gösteren bir metin olarak da okunabilir. Heidegger’in ifadesiyle “yalnızca teorik gözlemle bilinen ve önermeler halinde ifade edilebilen dünya içindeki varlıkları” bilen bilim adamlarının ve sosyal bilimcilerin içinden çıkamadığı açmazlardan kurtulmalarında hermeneutik bakışın ne denli ufuk açıcı olabileceği Dilthey’in eldeki eserinden çok açık bir şekilde anlaşılır. Hermeneutik ve Tin Bilimleri/ Wilhelm Dilthey/ Çeviren: Doğan Özlem/ Notos Kitap/ 146 s. (*) Adnan Menderes Üniversitesi, FenEdebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü. “A tılışımızın, varoluşumuzun bütünlüğürak hermeneutik bir anlama, bilme ne bakmak gerekir. Dış dünya, bu yatekniği. şamsal bütünlüğümüz olmaksızın var Dilthey, anlama yöntemi için başvuolamaz ve anlaşılamaz. O halde bu toracağımız önemli kavramlardan biri tal bütünlüğü kavramak üzere tarihsel olarak tip kavramını ortaya koyar. ve toplumsal yönlerimize bakmak ge“Tipsel olanı görme, bir formdur” ve rekir. İnsan tinsel bütünlük içinde var tip ona göre bir sınıfı temsil eder. Bu olur ve anlam bulur. Bu nedenle de yolla, bir sınıf içinde öne çıkmış ortak tinsel dünyayı kavramamız gerekir. yönleri, yaşam içindeki değişik dereceHer türlü bilgi ve bilmenin doğası anlerdeki farklılıkları ve yakınlıkları görcak bu tinsel alan içinde anlaşılabilir. me şansı bulabiliriz. Sanatçı tipsel olaTin bilimleri, bu doğrultuda tinsel yanı yakaladığından dolayı sanat en açık şam alanını konu alan bilimler olup ifadeyle tipsel olanı yansıtır. Tipsel doğa gibi boş ve ıssız bir tekrar değil, olan aracılığıyla anlamak ve kavramak insandan ve onun tarihselliğinden olunesnelliği ifade etmez, zira öznellik saşan gerçekliktir. natsal olanda aşılabilir bir şey değildir Söz konusu tarihsel toplumsal yave hatta arzulanacak bir şey de değilşam, tekilleşmiş yaşantılarda en iyi şedir. Burada temel amaç tekilliğin ve kilde anlaşılabilir. Bu nedenle Diltözgüllüğün anlaşılmasıdır. Dilthey bu hey’e göre, yaşama, kendini sanat eseeksende Homeros’tan Shakespeare’e, rinde dile getirir. Çünkü sanatsal yaraNovalis’ten Goethe’ye pek çok sanattılar yaşama deneyimini yansıtan çının yaşama formlarını nasıl kavradıürünlerdir. Bilim ve bilimsel çaba yağını ortaya koyarak, tarih dünyasında ratı edimi değil. Zira Dilthey’in ifadeve tekilleşmede sanatın önemini göstesiyle “hiçbir bilimsel kafa bir şey yararir. tamaz ve bilimdeki ilerleme, sanatçının yaşamın içeriği üzerine ifade yoluyla ortaya koyduğu şeyle boy ölçüşemez. Sanat, yaşamayı anlamanın organunudur.” Sanat, insanlığı bizzat yansıttığından dolayı dar çerçevelerimizi, kavrama potansiyelimizi ve var oluş ufkumuzu genişletir. Yaşama, çoğunlukla sanıldığı şekliyle salt mantık aracılığıyla nüfuz edilemez, ancak psişik şekillerde, başkalarının duygularına ve kederine ortak olunarak anlaşılabilir. Bunu yapmak Dilthey’e göre yeniden üretici ya da kurucu ve oluşturucu anlamayla mümkün olabilir. Bu anlama biçimine ulaşmak için başvurulacak en iyi yol empati. Empati, kendini başkasının yerine koyarak (transpozisyon) anlamanın en iyi şekli, çünkü nötr bir konumlanmayı Alman düşünürü Wilhelm Dilthey, “tin bilimleri” olarak tanımladığı bu bilimler üstündeki vesayetin kırılma çabasının en önemli temifade eder ve tam olasilcilerinin başında gelir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1125 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle