Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş 1 iir Atlası CEVAT ÇAPAN Elyad MUSEVİ/ Şiirler/ Çeviren: Nihan IŞIKER ‘Kahve yapıyorum Çıkar giysilerini’ 985’te Güney Azerbaycan’da (İran) dünyaya gelen Elyad Musevi, ilk şiirlerini daha çok Farsça yazmıştır. Edebî eleştirmenlere göre Elyad Musevi, Güney Azerbaycan’da postmodern ve dil şiirinin öncülerinden olup bunları ilk kullananlar arasında bulunuyor.“Azerbaycan Şiirini Eleştiri” kitabının yazarı Hümmet Şehbazi ‘‘Modern Azerbaycan Şiirine Giriş’’ başlıklı yazısında postmodern ve öncül şiirin kurucusu olan dört isimden birinin Elyad Musevi olduğunu dile getiriyor. Başka bir eleştirmen de Musevi şiirlerinin Azerbaycan’da yeni bir stilin başlangıcı olduğunu söylüyor. İran’da yapılan birkaç şiir yarışmasına katılıp birincilik aldı. Elyad Musevi, Tahran’da eğitim hayatını sürdürüyor. EPİZOTLAR Müşterek Mızıka Ç o ğ u b i r b i ri n e b e n z i y o r Köhne bir misafirhanenin Penceresinden dışarıya bakıyor birisi Kuşkusuz âmâ biri keman çalıyor caddede Hava bulutlu Mavi giysili güzel bir kadın Pencerenin altından geçecek birazdan Bahsettiğim misafirhane Avrupa ülkelerinin birindeyse eğer O kişinin elinde bira bardağı vardır Değilse Benim bulunduğum yerdeyse Elinde çay en fazla kahve olabilir Elbette böyle zamanlarda biraz da Rutubet kokusu olmalıdır havada Dediğim gibi çoğu birbirine benziyor Demek ki Kendilerinden kaçan insanların Elleri çok da net değil! Çıkar/madan [Gelirsen...] Sen çocukluğumun yitik parçası gizli gizli izlediğim filmlerin sansürlenen bölümü... [Gelmezsen...] Burada değil kırmızı koltuklu eski bir salonda buluşalım gelince siyahbeyaz giysilerini giy [Şimdi ölüm...] Bağrına bas beni öp gömleğimi çıkar/madan giyinip gitmek için acele et sinirleneceğim şimdi alma yüreğine bu perdede ölenlerin kanı kuşkusuzsiyah olmalıdır [...gelsen de gelmesen de] Kurtuluş Sadakatte Yalan söyledim sana Bağışla... Ben Tanrı değilim Bu şehrin kızlarının çoğu tanımaz beni Uyanınca yastığımın altına saklamıyorum kanatlarımı Azaltmadım sigarayı İki paket içiyorum üstelik Nobel ödülünü kabul edeyim diye de aramıyorlar beni Neyse... Biliyorum inanmayacaksın itiraflarıma İşin doğrusu Ben de inanamıyorum bu dedikodulara! İZAH Müzisyenlerden Picasso’yu Ressamlardan Heidegger’i Felsefecilerden Beethoven’i Ve şairlerden kendimi çoook seviyorum Postmodern biriyim ben 8 EYLÜL 2011 SAYFA 23 I Ben ve Ben Babam bornozunu duvara asmış yem serpiyor avludaki kuşlara benim baktığım açıdan komik görünüyor yaşam ahh... II Ben ve Sen Bugünlerde herkes seni soruyor bana ve ben senin gözlerinden bahsediyorum tribünlerde mitinglerde adını özgürlükle birlikte haykırıyorum anlayacağın cehennemin ortasında sevmekle uğraşıyorum III Ben ve Onlar Benim de vatanım olsaydı kaldırımdaki polislere selam selam der geçerdim korkmazdım modern giyimli bir hırsızın çantamdaki kitapları ve sevgilimin resimlerini çalmasından… Birazdan Kol saatimi çıkardıktan sonra Kapıyı açtım Burası zaman ötesi*** Aynada güzelliğine bakıyor annem Torunlarımla satranç oynuyorum ben Sen on dört yaşındasın Mavi giysilerinle okuldan döneceksin birazdan Alfabe ve tütün yeni keşfedilmiş Bu Adına arzuyla dokunmaktır… *** Kapıyı kapadıktan sonra Kol saatimi taktım Tozlu aynada ak saçlarını Kara leçeğinin altında saklıyor Sana benzeyen bir kadın Çırılçıplak Gelirsen ölüm gibi gel Bütün gündelik döküntülerimi boz eski ilanlar gibi Tutabilirsin elimden istersen Çekinmeden sürükleyebilirsin beni Görmediğim ülkelere *** Kahve yapıyorum Çıkar giysilerini Bu yeni dilde senle konuşmam: A k ı y o r u m… CUMHURİYET KİTAP SAYI 1125