19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Christina Burrus’tan ‘Frida Kahlo’ Kendi gerçeğinin resmi bir ifade de bu sözü destekler: “Kendimi resmediyorsam, en iyi bildiğim konu bu da ondan.” “FİL” İLE “GÜVERCİN” Kitap, ressam Frida’nın yanında aslında yine elbette onun eserlerini yaratım süreçlerine, sanatının nasıl şekillendiğine ilişkin olarak yırtık liseli kız Frida, erkek kılıklı Frida, komünist militan Frida, Tehuana yerlisi Frida, âşık eş Frida, yaralı eş Frida, baştan çıkarıcı Frida, tanrıça Frida, kurban Frida, ölüm saplantılı Frida, Meksikalı Frida’yı da konu ediyor. Acıdan sanat çıkarmak, sanatçının kendi zaaf, zayıflıklarını hatta kendi bedenini sanatında malzeme olarak kullanması, sanatsal tartışmalar üzerinden de okunmalı. Bir yaşamöyküsü olduğu kadar bir belgesel de. 120 fotoğraf, resim, desen ve mektup. İyi bir mektup yazarı Frida Kahlo, çok mektup kaleme almış. “Yazdıkları avangardlığını, duygularının yoğunluğunu ve fiziksel sıkıntılarını ortaya çıkarır: Kişiliğini bir biyografiden daha iyi gözler önüne serer” diyor Burrus. Kitabın sonunda yer alan sarı sayfalarda bu mektuplardan örnekler sunuluyor. Sondaki sayfalar mektupları dışında da pek çok konu içerip nokta atışlar yapıyor. Carlos Fuentes’in önsözünde “SAKAT DEĞİL, KIRGINIM” “Frida Kahlo’da siyaseti, hatta estetiği Bazı sanatçıların dikkat çekici, beğeaşan ve yaşamı gıdıklayan bir mizah var. nilen yaşamöyküleri ise sanatlarının Frida’yı bütün o acılara rağmen sonuçta önüne geçer. Bazılarının eserlerinin pek ilgi çekici ve mutlu bir kişi kılan, cinasçok açıdan yaşamöykülerinin ilginçliğiylarla dolu, canlılıkla yüklü bu açık saçık le desteklendiği bile olur; işaret edilve mizahi dil dehasının en iyi örneği” dikleri kadar da değerli olmasa bile. dediği, “Günlük”ünden bu bölüme alıFrida Kahlo’nun yaşam öyküsü ise tam nan parçalarda apaçık ortaya çıkıyor bu tersine çoğu zaman eserleri ile destek nokta atışların hedefi vurduğu... (Frigörür. O eserleri görmeseydik, hakkında’nın Diego, yeni doğan daha doğrusu dakileri bilmek istemeyebilirdik. Resimdoğamayan bebeği, Stalin, tablosu İki Frida’nın kökenine vardıracak –ikizi lerindeki birçok öge onun pek çok kez hakkındaki söyledikleri, “komünist bir neşter ve acı gören bedeninin hikâyesikimse” olmak üzerinden yaratıcı evrenine yol döşüyor, örneğin. Birçok iç yapınin Marksist bir yorumu.) sal özellik ve ayrıntı ise meraklısı babaÖmrü boyunca yirmi iki cerrahi müsının aktardığı Schopenhauer felsefesindahale geçiren Frida’nın sağlığı hakkında söyledikleri ile bir sağlık raporunun gerçeği tokat gibi yüzünüze çarpmasına hazırlıklı olun. “Tanıklıklar”da, André Breton’un (“Meksika” sergisinin katalogu, 1939) “Bu kadar dişi bir başka resim yoktur; en çekici olmak için, kendini sırayla en saf ve en kötü kılmayı seve seve razı gelir bu anlamda. Frida’nın sanatı, bir kurdeleye sarılmışbombadır” dediği sözünün de yer aldığı metin, Kahlo’nun resmi ve Meksika’daki yeri açısından önemli belirlemeler içeriyor. “Diego ve Frida” olarak başlığı açılmış bölümde ise bu ikilinin aşkı yorumlanıyor. Yazar J.M. G. Le Clézio’ya göre, “Diego ile Frida hem birbirine benzemeyen hem de birbirini bütünleyici yapıtlar ortaya koyarken resimle kuru Tehuana Giysileri İçinde Otoportre ya da Düşüncelerimdeki lan ve dile gelen tuhaf bir aşk Diego1943. 2011 Lev Troçki’yle dostluk kuran, gerçeküstücülerin hayranlığını uyandıran, en büyük fotoğrafçılar tarafından fotoğrafları çekilen Frida Kahlo, aralarında “İki Frida” ve “Kırık Sütun” adlı tabloların da bulunduğu otoportreler ve benzersiz natürmortlar yaptı. Acımasızlık ve mizahın, saflık ve küstahlığın birbirine karıştığı yapıtları, ıstırabını koca kahkahaların ardına gizleyen bu özgür, güzel ve cesur kadının kendisine benziyordu. Christina Burrus, sanatçının olağanüstü öyküsünü anlatıyor. Ë Nurduran DUMAN essamın keskin netliği, gerçeği dolandırmadan yüzünüze söyleyişi, samimiyeti... Tablolarına verdiği şiirselliğe varan ilginç adların yanında “Maymunlarla Otoportre” gibi adlar, yalın duruş, dik duruş. Ah, Kahlo! Tüm bunları karmakarışık bir iç ve dış dünyadan söylemek üstelik ve geçirmek; tuvalden, çizgiden, boyadan bu yana, yıllar sonraya... Onun dünyasını giyinip eve dönmek işte, karmaşıklığın netliği, canlı renkler, aşkın kaçınılmaz sancısı, kabulü, ödülü, eh, Frida...” Frida Kahlo’yu İstanbul’da 23 Aralık 2010 27 Mart 2011 tarihleri arasında konuk eden Pera Müzesi’ndeki “Gelman Koleksiyonu’ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera” adlı sergiyi ziyaretimden sonra böyle not almışım kişisel sergi okuma tarihim için. İstanbullu sanatseverin, az sayıda da olsa, önemli resimleri ile karşılıklı bire bir ilişki kurma fırsatı bulduğu Frida Kahlo’nun artık gitmeye hazırlandığı tarihlerde, kendini resim sanatına adamış yazar Christina Burrus’un hazırladığı bir kitap, onunla dopdolu, çıkıverdi karşımıza: Frida Kahlo: Kendi Gerçeğimin Resmini Yapıyorum. Kitabın adı aslında Kahlo’nun bir sözü. Kahlo’nun hem eserlerindeki özü hem de otoportreleri için söylediği SAYFA 20 16 HAZİRAN hikâyesi söz konusu. Sanat ve devrim, mantıksızlığın bütün biçimlerini katetmiş bu iki insanın tek ortak noktası.” Aşkları için biçilen söz “Fil ve Güvercin”, fiziksel varlıklarının betimine uygun düşmesi bir yana, bu iki insanın, zayıfgüçlü, başka yönlerini irdelemek açısından da oldukça düşündürücü, hatta davetkâr bir ifade. Diego nasıl Frida’dan uzak kalamıyorsa, uzak kaldığında içinde tanımsız bir boşluk, kendinde bir eksiklik, dengesizlik hissediyorsa “Başıma gelen en kötü olay yaşadığım kaza ve Diego” diyen Frida için de Diego, kocası, babası, arkadaşı, sevgilisi, eşi ve ilk gördüğü anda ondan çocuk yapmak istediği adam. Onları tanıyıp da, bu aşktan haberdar olan hiç kimsenin kendi aşk algısını ve aşk(lar)ını yaşama biçimini sorgulamadan geçemeyeceğini düşünüyorum. Hele de başına “ne senli ne sensiz” bir aşk düştüyse. Ressam Frida üzerinde, bu taraftan özelden bakılınca: Sanatçı eserleriyle olduğu kadar yaşamıyla da sanatseverin kendisiyle ilişkisinde bir katalizör görevi görüyor. Ne güzel, mi demeli? Bazılarının tartışmalı yaşamına bakıp da eserlerini sevip sevmeme konusunda yapılagelen sanat içre tartışmaları düşünecek olursak… “R den etkilenen Frida’nın, yine babası gibi doğa bilimlerine, anatomi ve fizyolojiyle ilgilenen, doğru gözlemlere, kesin olgulara, ince ayrıntılara düşkün tarafını görsün diye oraya yerleştirilmiş sanki. Kitap, birçok eserinin görselini hem ressamın kişisel tarihi, hem yaratım süreci hem de açıklamalarıyla birlikte içeriyor. Bazı okurlar, 1933 tarihli, manifesto değeri taşıyan Elbisem Orada Asılı (1933) adlı eseri üzerinden şimdiki dünya düzenine farklı bir bakış atmak isteyebilir. Ressam eseriyle New York ile ilgili bir alaycı görüş sunuyor. Bu resimde ABD’ye ilk gittiği sıralarda Amerikan şey’ine hissettiği büyük çekim bir sütunun üstüne koyduğu klozetle yerle bir edilirken, yok yoksul bir kalabalık bir askeri geçit töreninin yanında gösteri yapıyor. Bir reklam panosunda son moda giyinmiş bir kadın (özellikle sarışın) ile lüks düşkünlüğü şeylere de nanik yapan Frida bu resimle Amerikan Rüyası’nı çöp kutusuna düşürür. Resmin orta yerine astığı Meksika tarzı elbisesi ise temiz, pak. Diego’nun sadakatsizliğinden yorulan, “Sakat değil, kırgınım” diyerek saçlarını dibinden kesen Frida’nın “Kesilmiş Saçlı Otoportre” tablosu ise “Öteye Sevmiştim” adlı şiirimin şu dizelerine götürüyor insanı: “başka zamanlar diledi tarihte varmış/ benim gibi, ama yabancı uzun saçlı kadınlar/ kestim saçımı: boynuma ip.” Sonra da Gülten Akın’ın “kestim kara saçlarımı” ifadesi gelip dikiliyor karşınıza, kesik saçlı Frida’nın otoportresinin tam yanına. Demem o ki: “kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” diyen Cemal Süreya’ya nazire olsun, saçla aşkın kesin bir ilişkisi olmalı... Frida Kahlo’nun Diego ile 1939’da boşanmasının kesinleştiği sırada yaptığı dev resim “İki Frida”yı canlı görmek, bu tablo ile etkileşimli bir ilişki kurabilmek nasıl bir his verir bilmiyorum ama cep boy bir kitabın sayfalarından bile geçeni o sayfalara geri dönecek yanıtı okurun kendine ait algı ve yorumuna bırakıyorum. “Kurban Oldum Ben Yaşamım Boyunca…”, Yeni Kimlik, “Kader Kartları Karıştırıyor Biz de Oynuyoruz”, Yaşam Böyledir İşte, Tanıklıklar ve Belgeler bölümlerinden oluşan kitap ciddi bir çalışmanın ürünü. Tıp öğrenimine başladıktan sonra sanat tarihine yönelen, tablo restorasyonuyla uğraşacak denli sanatsever olan Christina Burrus’un verdiği emek dikkate değer. İki kapak arasından bu tarafa sızan Frida ve hatta Diego sevgisi ise bu emeği daha da değerli kılıyor. Bu yerden bir Frida ve Kahlo, bir Frida Kahlo geçti. Onunla dostluğu uzun yıllara dayanan Meksikalı şair Carlos Pellicer’in şu dizesi tarih ilerledikçe kendini doğrular nitelikte değil mi: “Acımızda hiçbir şey boşuna değildi.” Frida Kahlo/ Christina Burrus/ Çeviren: Elif Gökteke/ Yapı Kredi Yayınları/ 144 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1113
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle