04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yılmaz Dikbaş’tan ‘Efendi Teröristler’ Terörün efendileri Yılmaz Dikbaş, Efendi Teröristler’de terör bağlamı üzerinden teröristlere değiniyor. Ë Halit PAYZA aedri’nin söylediği bilinen sözüdür; “Şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler.” Kahramanlığı söylerken hırsızlığı anlatır anlamındadır. Siz bir kahramanla değil, sıradan bir hırsızla yüz yüze olduğunuzu anlarsınız. Kitapta okuduklarınız, İsrail’e ilişkin bundan sonra okuyacaklarınızın teminatıdır ve bu sözleri söyleyenler bir ülkenin devlet adamları değil, içlerinin karası dillerine vurmuş zavallılardır. David Ben Gurion, “Yahudi devletinin sınırları sonsuza dek kesinleşmeyecektir” derken, İsrail devletinin, yalnız Filistinliler için değil, sınırları belirlenmiş diğer devletler için de tehdit olarak ortada olduğunu şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Gurion şunu da eklemeden edemez: “Hiçbir ülkenin hiçbir biçimde kesin toprak mülkiyetini kabul etmiyoruz.” Dahası da vardır: “Parayla toprak almayacağız. Toprakları işgal edeceğiz.” İzhak Şamir, “Terörün bir savaş yöntemi olarak kullanılması engellenemez. Bizim için terör, bugünkü koşullarda siyasi bir savaşın bir parçasıdır” derken, savaşı siyasallaştırarak, terörü kutsallaştırdığının altını çizer. 1 Nisan 1988’de İzhak Şamir, “Filistinliler, tıpkı çekirge gibi öldürülmelidir. Kafaları kayalara ve duvarlara çarpılarak parçalanmalıdır” derken 1 Nisan şakası yapmaz. Menahem Begin, “Filistinli Müslüman Araplar, iki ayaklı iğrenç hayvanlardır” derken Filistinlilerin av, kendilerinin avcı olduklarını itiraf eder. Prof. Dr. Haim Weizmann, “Zaman içinde Filistin’in tamamına yayılacağız” derken, yayılmacılığı siyasal bir yöntem olarak kullandıklarını ortaya koyar. Ariel Şaron, daha pervasız: “Eğer ben sıradan bir İsrail vatandaşı olsaydım ve bir Filistinliyle karşılaşsaydım, yemin ederek söylüyorum ki, ben o Filistinliyi yakarak öldürür ve öldürmeden önce ona eziyet ederdim.” Bu kadar mı? Devamı var: “Ben askerlerimi, Arap kızlarının ırzına geçmeleri yolunda cesaretlendirdim. Çünkü Filistinli kadınlar Yahudilerin köleleridir ve biz bu kölelerle istediğimizi yaparız ve kimse de bizden hesap soramaz. Asıl biz herkesten hesap sorarız.” Devlet adamları böyle de, din adamları farklı mı? Devlet adamları böyle olanların, din adamlarının farklı olacağını düşünmek de olanaksız. Onlar neyse, bunlar da öyle. Haham Rav Leor, 18 Mayıs 2002’de şunları söylüyordu: “Yahudi dininin temel ilkesi, ‘Hoşmadat goyim’ yani Yahudi olmayanların imhasıdır.” Haham Yisroel David Weiss, Washington’da 14 Nisan 2004’te, inanılmaz ama şunları söyler: “Yüz yıla yakındır, yalnız Filistin halkının değil, Yahudi halkının da çektiği acıların, dökülen kanların sorumlusu, Siyonistlerdir. Siyonistler, dünya çapında antisemitizm üreten en büyük fabrikadır.” Öyleyse iki İsrail tanımı çıkıyor Weiss’in sözlerinden. Biri Siyonist İsrail, ikincisi Siyonizmi siyasal ve dinsel bir düşünce biçimi olarak algılamayan İsrail. Bir de Prof. Dr. Walid Khalidi’nin sözleri var ki, Weiss’i doğrular nitelikte: “Siyonist teröristler, Filistinli Müslüman çocukları, kafalarına sopalarla vura vura ölürdü.” Tanıklıktır. Dikkate almak zorundayız. Son sözü, ilk söz olarak söylemem gerekirse, bizim ve dünyanın sorunu, İsrailli sıradan halk değil, Siyonizmi kanlı bir balta gibi terör silahı olarak kullananlar. Sion ya da Zion, Kudüs’te bir tepenin adı. Süreç içerisinde bu tepenin sınırları genişletilip bütün Kudüs’ü içine alacak kadar büyütüldü. Kudüs’ün bulunduğu topraklar Erez İsrail olarak adlandırılır, Erez İsrail, İsrail Yurdu demektir. Siyonizmin ilk kez 1 Nisan 1890’da Nathan Birnbaum tarafından çıkarılan ve adı geçenin genel yayın yönetmenliğini de yaptığı Selbstemanzipation adlı dergide geçtiğini öğreniyoruz. Ancak kuramın siyasallaştırılarak ideolojileştirilmesi, isim babası olan Dr. Theodor Herzl’dir. Dikbaş, ilk “efendi terörist”in Dr. Theodor Herzl olduğunu söyler. Kitapta yirmi “efendi terörist”ten söz edilir. Bunlar aynı zamanda “Terörün Efendileri”dir. Dr. Theodor Herzl, David Ben Gurion, Prof. Dr. Haim Weizmann, Zeev Vladimir Labotinski, Moşe Şaret, İzhak Ben Zvi, Levi Eşkol, Zalman Şazar, Golda Meir, İzhak Rabin, Prof. Dr. Efraim Katzir, Menahem Begin, Şimon Peres, İzhak Şamir, Haim Herzog, Ezer Weizman, Benjamin Netanyahu, Ehud Barak, Moşe Katsav, Ariel Şaron. Dikbaş uyarıyor: “Tüm Siyonistler, Yahudidir. Aman dikkat, Yahudilerin tümü Siyonist değildir!” “Yaklaşık 90 yıldır sürmekte olan Siyonist saldırılarda, en az 1 milyon Filistinli Müslüman evlerinden, topraklarından, yurtlarından sürülüp atıldılar. Genç, yaşlı, erkek, kadın, çocuk ayrımı yapılmadan on binlercesi öldürüldü. Siyonistler, 531 Filistinli Müslüman köyü yakıp, yıkıp yerle bir ettiler. Köklerinden, söküp sürdükleri Filistinli Müslümanların evlerini, işyerlerini, mal ve mülklerini yağmaladılar. Kadınların ve kızların ırzlarına tecavüz ettiler (...) ABD’nin son 40 yılda Siyonist İsrail devletine yapmış olduğu parasal yardımın tutarı, yaklaşık 200 milyar dolardır. Yalnız Bush yönetimi döneminde Siyonist İsrail devletine 21 milyar dolar hibe ettiler. Siyonistler, silahsız Filistin halkının tamamını, yani Efendi Teröristlerin deyimiyle ‘çekirge sürülerini’ yok edip kökünü kazısın diye!” İsrail’in varlığı terörün kanıtı. Katliamlar mı? Sayısız ve Dikbaş en küçük ayrıntısına kadar anlatıyor. Efendi Teröristler/ Yılmaz Dikbaş/ AsyaŞafak Yayınları/ 528 s. 24 MART 2011 SAYFA 19 L CUMHURİYET KİTAP SAYI 1101
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle