27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T ziz Naci Doğan, “‘Farkındalık yaratmak’ ve ‘ötekileştir“H mek’ kullanımları öz Türkçe sözcükler de olsalar hiç A doğru değil. ‘Bilincinde olmak’, ‘bilincini taşımak’, ‘ayrımında bulunmak’, ‘bilinci yaygınlaştırmak’ gibi doğal söyleyişler dururken ‘farkındalık’ gibi yapay bir söze ne gerek vardır? ‘Ayırımcılık yapmak’, ‘dışlamak’ varken niçin ‘ötekileştirmek’ gibi doğallıktan yoksun sevimsiz bir sözcüğü kullanalım?” diye soruyor. Son zamanların modalaşan sözcükleri bunlar. Dilbilgisi yönünden, benzer yolla yapılmış örnekler bulunduğu için pek yanlış sayılmasa da epeyce zorlama; ama insanlar herkesin söylediği gibi söylemek istemiyor, değişiklikten hoşlanıyorlarsa yapacak bir şey yok. Bir konuya daha değiniyor Aziz Naci Doğan: “Yeşilçam filmlerinin Hayri Esen, Rıza Tüzün, Jeyan Mahfi Tözüm, Sadettin Erbil, Abdurrahman Palay gibi unutulmaz seslendirme ustalarının konuşmalarının ayrılmaz parçası olan bir yanlış kullanım vardır, anımsayacaksınız. ‘Benimle’ yerine ‘benlen’, ‘seninle’ yerine ‘senlen’ denir ısrarla. Bu çok yanlış söyleyiş biçiminin bugüne yansımaları da olabildiğini gözlemliyorum. O yüzden, değerli ‘Türkçe Günlükleri’ köşenizde konunun dile getirilmesinin yararlı olacağına inanıyorum.” “Benimle, seninle” sözcüklerinin sonunda, biraz değişmiş olsa da korunması gereken ekler var. Bu yüzden Doğan’ın uyarısı son derece yerinde. “Benimle, seninle” sözcüklerini yanlış bulup doğrularının “benle, senle” olduğunu sananlar bile var. Birkaç kişinin öyle sanması önemli değil. Önemli olanı Ergün Özkan şöyle söylemişti: “Bence en kötüsü, çok genç kuşaklar, yanlışları doğru olarak algılayacaklar. Önlerindeki doğru modellerin sayısı azalırsa yanlışlara kalacak meydan.” oshua Bear, her seferinde “Değerli Meslektaşım,” diye seslenerek beni yüceltir, benden desteğini de hiç esirgemez. “Bildiğiniz gibi, bir dilin sözcük dağarcığında bir kelimenin olmaması, o dili konuşanların ortak bilincinde o kavramın olmaması anlamına gelmez.” diye bir not göndermesinden “yardımsever” sözcüğü etrafındaki tartışmalardan rahatsız olduğu anlamını çıkardım. Kendi dilimi yüceltirken başka dilleri küçümsemeyi, o dillerin sahiplerini aşağılamayı hiç istemem; ama galiba Türklere Türkçeyi sevdirmeye çalışırken (!) zaman zaman ayarı tutturamıyorum. ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 4 EYLÜL CUMARTESİ anımefendi,” diye başlayan bir mektup, “‘Evin alt katı tutuşmuşken üst katta piyano çalınır mı?’ demeyeceğinizi umarak bir sıkıntımı açmama izninizi rica ediyorum.” diye sürdürülüyorsa devamını okumadan, ceketinizi iliklemek, duruşunuzu düzeltmek gereğini duymaz mısınız? “Birçok şey kötüye gittiği gibi dilimize duyduğumuz ilgi, saygı, özen de hızla azalıyor. Bu saydıklarımın varlığından haberi olmayan insanların oranı artıyor. Öyle ki, en gündelik konularda bile birbirimizi anlamadığımız zaman oluyor.” diyen Zühre İlkgelen, on dört gün boyunca Cumhuriyet’te karşılaştığı yanlışları not etmiş ve bunları bana göndermek istemiş; ama öyle anlaşılıyor ki yanlışları saptadığı dosyayı eklemeyi başaramamış. O dosyayı göndermesini bekliyorum; ama bu arada, “81 yaşındayım, öbür tarafa sinirleri bozuk gideceğim kesin.” diyen Zühre Hanım’a saygılarımı iletmek için bayram fırsatını da değerlendirmek istedim. 9 EYLÜL PERŞEMBE HP, MHP kısaltmalarını başbakanından parti başkanına, C ana haber sunucuna kadar ne çok kişi CeHaPe, MeHaPe diye okudu. Bir de “referandum” sözcüğü niye o kadar çok kullanıldı? “Halk oylaması” diye bir karşılığı yok muydu bu sözcüğün? Üstelik çok da güzeldi. Niye kimse kullanmıyor onu? Uğur Kökden’in “Türkiye’de Batı Bunalımı” adlı kitabına bakmak için doğru günü seçmişim anlaşılan. Aylar süren siyasi bir mücadeleye nokta konacağı gün, Çağlayangil’leri, Demirel’leri, öte yakadaki Carter’ı okumak, tam “Kimler geldi kimler geçti” tadı verdi bana. Türkiye’de siyaset hiçbir zaman sakin olmadı ki! ‘70’li yıllarda da onlar tozu dumana katardı. ak ettiği yere gelmediğini, getirilmediğini düşündüğüm H yazarlardan biridir Fatma Gürel. “İki Demli Çay” adlı romanı Destek Yayınlarından çıkmış. “İnceldiği Yerden”, Dickens, Faulkner, Cortazar, Fuentes gibi yazarların yanı sıra Elif Şafak’ın romanlarını da Türkçeye çeviren Aslı Biçen’in çok merak ettiğim romanı. Melih Yılmaz’ın “Gece / Bir Güneydoğu Masalı” adlı ilk romanından hiç söz etmemişim. “Birinci Paketi”, Melih Yılmaz’ın ikinci romanı. Hiç değilse bundan ayrıntılı biçimde söz etmeyi, ilk romana gösterdiğim ilgisizliği bağışlatmak için çok istiyordum; ama bu yaz onu okumayı da başaramadım. 12 EYLÜL PAZAR J 6 EYLÜL PAZARTESİ 14 EYLÜL SALI Şu romanları da okuyabileceğimi umarak getirmiştim Ayvalık’a: “Bir Balıkla Sahtekârca İlgilenmek”, yazan: Mesut Lizor, Cinius Yayınları “Kaval”, yazan: Beytullah Özilhan, Sone Yayınları “Hırs Kapanı”, yazan: Gürhan Adana, kendi yayını “Tu Ağacı”, yazan: Hamide Gönen, Everest Yayınları (2009 İlk Roman Ödülü) “Son Hamle”, Ethem Yıldız, Çatı Kitaplar “Acı Bir Kuş”, Zeynep Uzunbay, İlya Yayınları “Şeytanla Randevu”, Özgür Doğan, Sobil Yayıncılık “Deri’n”, Şaban Akbaba, Sone Yayınları Ya öykü kitapları! Kargalara özenirken dilleriyle birlikte bütün özelliklerini yitiren; hatta saka olmaktan çıkıp kargalaştıkları için “sakarga” diye adlandırılabilecek garip bir tür oluşturan kuşların öyküsü hiçbirimize yabancı değil aslında. Hele, “Dilde başlayan bozulma bir mikrop gibi yaşam, beslenme, düşünme, davranış biçimi ve görünüme yayıldı.” diye bir alıntı daha yaparsam sakargaların kim oldukları iyice aydınlanacak. Bu sakargalar, sakalar tarafından dışlandıkları gibi, kendilerini karga sanmaları yüzünden kargalar tarafından da “aşağı bir tür” olarak görülecekler; saka kalamadıkları gibi, karga da olamayacaklar. Ali Günay’ın “Sakarga” adlı bu öyküsünün de bulunduğu kitap: “Hiçbiri Hikâye Değil” (Kanguru Yayınları). “Kayıp Ruhlar Kıraathanesi”, Recep Şükrü Güngör’ün kitabı. Yayınevi: Sütun. “Tuz Saraylar”, Serap Gökalp’in, ilk bölümüyle “Orhan Kemal 2009 Öykü Ödülü İkinciliği” kazanan kitabı (İlya Yayınevi). “Boşluk”, M. Kansu’nun Ürün Yayınları arasında çıkan öykü kitabı. Sedat Erden’in “Karşı Apartmanda Yaşayanlar” adlı öykü kitabından bir ay kadar önce söz etmiştim. “Güvercinler ve Şeytan”, daha sonra yayımlanan öykü kitabının adı (Hayal Yayıncılık). Türkiye’nin en güneyinden bir ses, Onur Aslan, öykülerini, ilk kitabı olduğunu sandığım “Suskun Bir Zaman Karesi”nde (Taflan Dergisi Yayınları) toplamış. “Sümbül Gölü”, Mustafa B. Yalçıner’in Mübadele konusuna da yer veren öykülerini topladığı kitabın adı (Etik Yayınları). Yalçıner gibi Mersinli olan; ama uzaklarda Kanada’da yaşayan İlyas Halil’in ürün / öykü’den çıkan kitabının adı ise “Plaza Dona Elvira”. ? www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Zafer Yalçınpınar’ın şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. 1 D 2 F 3 M 4 H 5 I 6 E 7 G 8 B 9 E 10 L 11 A 12 G 13 M 14 J 15 M 16 F 17 D 18 K 19 D 20 A Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I. “ ... Uygur” (Deneme yazarı). 28 27 82 5 55 21 M 22 M 23 F 24 D 25 G 26 D 27 I 28 I 29 L 30 M 31 K J. Birine göre kız ya da erkek kardeşinin çocuğu. 32 E 33 A 34 J 35 A 36 B 37 C 38 D 39 F 40 M 41 J 42 K 48 14 34 67 41 43 M 44 B 45 A 46 A 47 B 48 J 49 K 50 G 51 L 52 H K. Thomas More’un yapıtı. 53 C 54 B 55 I 56 F 57 K 58 B 59 C 60 G 61 C 62 A 74 18 49 31 42 57 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Üç ... Opera” (Bertolt Brecht’in müzikal bir tiyatro oyunu). 63 C 64 A 65 M 66 E 67 J 68 C 69 B 70 E 71 C 72 G 73 M L. “ ... Demirkubuz” (Sinema yönetmeni). 74 K 75 L 76 G 77 E 78 D 79 C 80 M 81 G 82 I 75 51 29 10 M. Morötesi. 62 33 46 45 11 64 35 20 B. Saray görevlisi yetiştiren okul. 8 54 44 69 58 47 36 24 1 17 19 26 38 78 16 23 39 2 56 40 21 15 13 43 80 65 73 30 3 22 1074. sayının çözümü: A. TEK, B. C. Kolaylıkla paraya çevrilebilen varlıklar. E. “Ferdi ...” (Uzay Yolu adlı TV dizisinde, Dr. Mc Coy’un sesi olan ünlü aktör, tiyatro yönetmeni, yazar). G. Necati Cumalı’nın bir oyunu. 72 81 76 60 25 7 12 50 H. Parola. 68 53 61 71 37 79 59 63 66 77 70 32 6 9 D. “Tek işlevi bastırmak olsaydı, ... kırılgan bir şey olurdu.” (Foucault). F. “...le Kırbaçlanan Kadın” (Marki De Sade’nin romanı). 4 52 EKECEK, C. MAYK, D. MATKAP, E. UKALALIK, F. ZILGIT VERMİŞLER, G. SARISABIR, H. AKREP, I. ALİ BEY, J. TÖREN PROVASI, K. İKTİDAR. Metin: “Bırak kalsın cam kırıkları yatakta / Kapat perdeleri ve gel artık / Sevişmek İstiyorum Alper Özbek” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1075
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle