Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
D len bir edebiyatçının, bir düşünürün bütün eserleri yeniden yayımlanırken nasıl bir anlayışla yayına hazırlamak gerekir? Cemil Meriç’in oğlu babasının bütün eserlerini yayına hazırlarken eleştirel bir yaklaşımla kişisel değişiklikler yapmış. Bu yöntemi yanlış bulan Enis Batur şunları söylüyor: “Mahmut Ali Meriç’in yaklaşımını, uyguladığı ‘eleştirel basım’ yöntemini kabul edilemez bulmanın ötesinde, skandal boyutlarında gördüğümü hemen belirtmek isterim” (Cumhuriyet KİTAP, Çok Kritik Bir Kritik Yayın, 15 Temmuz 2010). Enis Batur’a göre “oğul, metinlere ‘saldırı’ niteliği taşıyan işlemler uygulamış”. Yayıncı da buna izin verdiğine göre bu suçu paylaşmış görünüyor. Enis Batur’un bu eleştirel yaklaşımı, ölmüş bir yazarın bütün eserlerinin yayımlanması sorununu yeniden gündeme getirdi. Zaman gazetesinin eki “Kitap Zamanı”nda bu konu bir dosya halinde gündeme alındı (Kitap Zamanı, ‘Bütün Eserleri Aslında Kimin Eseri?’ 6 Eylül 2010). Cemil Meriç’in “Bütün Eserleri”, “İletişim Yayınları”dan çıkmaktadır. Bu kitaplardan biri olan “Kırk Ambar” edebiyatımızın, çağımızın sorunlarını ele alan bir kitap. Öyle anlaşılıyor ki, “Bütün Eserleri” yeniden basılırken, eserleri yayına hazırlayan ile Cemil Meriç’in oğlu uyum içinde şöyle bir görüşe varmış: eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Ö Bütün Eserleri İkinci basım, Esendal’ın ölümünden 5 yıl sonra, 1957’de, Dost Yayınları olarak basılmıştı. Metin Eloğlu’nun hazırladığı kapakta “Ayaşlı ile Kiracıları” başlığı, Memduh Şevket Esendal adı vardı. Bu ikinci basımda “Sanatçının hazırladığı eserin orijinal ve bütünüdür” sözleri yer almıştı. “Seçilmiş Hikâyeler Dergisi”, Esendal’ın ölümü üzerine bir özel sayı çıkardı (Cilt 6, sayı 5), Salim Şengil burada romanın asıl adının “Ayaşlı ile Kiracıları” olduğunu anımsatır. Gene aynı dergide, ölümünden üçdört gün önce Cahit Külebi ile birlikte Esendal’a giden Naim Tirali anılarında şöyle diyor: “ ‘Ayaşlı ile Kiracıları’ndan bahsediyorduk. Romanın asıl isminin ‘Ayaşlı ile Kiracıları’ olduğunu, basılırken metinde de bir faslının atlanmış olduğunu söyledi. İkinci baskıda bu hataların düzelebileceğini işaret ettik.” Romanda da “ile” bağlacını anımsatan şöyle bir tümce var: “Bütün bizim arkadaşlar, Fahri’nin arkadaşları, Ayaşlı ile kiracıları, bizim umum müdür bile hep cenazeye geldiler.” Esendal gibi dil bilinci olan bir yazarın burada “ve” yerine “ile” bağlacını kullanması doğaldır. Ayrıca Esendal’ın “ve” bağlacını kullanmayı sevmediği söylenir. Daha sonra yayımlanan öykülerinde “ve” bağlacını kullanmamaya özen göstermiştir. SAKINCALI BÖLÜMLER VAR MI? Dost Yayınları Esendal’ın öykülerini iki kitapta toplamak istemişti. Birinci kitap “Temiz Sevgiler”e Tahir Alangu bir “önsöz” yazmış, şu varsayımları öne sürmüştü: “O yılların dar anlayışına, politik zorluklarına uyularak eserden büyük bir parçanın çıkarıldığını sonradan öğrendik. Dost Yayınları arasında çıkan ikinci baskının da sansür edilmiş bu parçayı yerine koymadan yayımladığını burada belirtmeliyiz” (Temiz Sevgiler, Dost Yayınları, Hikâye Dizisi, 1965). Vakit Matbaası’nın basımında XXXV bölümden oluşan romanın XI, XIII, XXIX numaralı bölümleri yoktur. “Dost Yayınları”nda çıkan ikinci baskıda da bu bölümler eksiktir. Esendal’ın kitaplarının yayın hakkı Bilgi Yayınevi’ne geçtikten sonra, romanı yayına hazırlayan Zeki Akıncı 3 bölümü yok sayarak 32 bölüm olarak göstermiştir. Tahir Alangu’nun söylediği gibi o yılların dar anlayışı, politik zorlukları yüzünden kitaptan 3 bölüm çıkarılmış mıdır? Yoksa Esendal’ın söylediği gibi, basılırken ana metinden atlanmış bölümler mi vardır? Esendal her ne kadar İttihatçılardan Kara Kemal’in yakın adamı sayılsa da, kendini Cumhuriyet ülküsüne adayan bir siyasetçiydi. Yoğun bir eleştirel okumadan sonra üç bölüm başlığının düştüğünü, bölümlerin iç içe geçerek birleştiğini saptadım. Bu bölümler uygun yerlerinden kolayca ayrılabiliyordu. Durumu ayrıntılı bir raporla “Bilgi Yayınevi”ne sundum. Böylece “Ayaşlı ile Kiracıları”nın 4. basımı aslına uygun bir biçimde yayımlanabildi. Bir kitabın yeniden yayına hazırlanmasında eski basımlarda ne gibi yanlışlar olabileceğine de özen göstermeli. Böyle bir çalışma yazarın görüşüne karşı çıkmak değil, basım yanlışlarını düzelterek yazarın gerçek kimliğinin ortaya çıkmasına yardımcı olmak anlamına gelir. YAZILAN ESER ARTIK OKURUN MALIDIR Ölen bir yazarın terekesindeki belgeler incelenirken “Bütün Eserleri”ne eklenmesi gereken nice yazı ya da şiir ortaya çıkabilir. Belki herhangi bir dergide unutulmuş şiirler, öyküler, yazılar da vardır. Muzaffer Uyguner, Sait Faik’le ilgili geniş bir araştırmaya girişerek onun nice bilinmeyen çalışmasını gün ışığına çıkarmıştı. Sevengül Sönmez’in giriştiği Sait Faik araştırmasında; Sait Faik’in “Bütün Eserleri” Bilgi Yayınları’ndan Yapı Kredi Yayınları’na geçince, Sevengül Sönmez çalışma yöntemini şöyle açıklıyor: “Sait Faik’in ‘Havada Bulut’ 1951’de yayımlandığında ‘Büyük Doğu’daki tefrikasında bulunan ‘1 Nisan’da Bir Erik Ağacıyla Konuştum’ ve ‘Mehmet Bey’e Göre’ adlı iki öykü kitaba alınmamış. Bu öykülerin yerlerini kitabın içinde işaret ettik ve öyküleri sona ekledik” (Kitabın İç Düzeni Bozulmamalı). Bir yazarın yayımladığı her şey artık kendinden çıkmış, okurların ilgisine sunulmuştur. Eleştirel okumaya özen gösteren bir okur o öykülerin neden alınmadığının da değerlendirilmesini yapmak ister. Daha önemlisi kimi ozanlar çalışmalarının ilk dönemlerini gözden çıkarmışlardır. Onların yeniden anımsanmasını istemezler. Oysaki okurlar bir ozanın hangi evrelerden geçtiğini, nasıl bir düzeye geldiğini merak ederler. Bu nedenle ilk çalışmalarını da merak ederler. Daha çok bir eleştirmen böyle bir çalışmaya gereksinim duyabilir. Örnekse Edip Cansever, Ö. Edip Cansever döneminde yazdığı ilk şiirlerini gözden çıkarmıştır. “Sonrası Kalır” demesi belki de bu yüzdendir. Ama o ilk dönem şiirleri de toplayan Mehmet Can Doğan “Öncesi de Kalır” adını vermiştir. Önemli olan Edip Cansever gibi bir ozanın nasıl bir şiir gelişmesi gösterdiğini saptamaktır. Ayfer Tunç’un “Yazar ne yazdıysa o!” sözünü anımsarsak, artık yazardan ya da ozandan çıkmış olan bir çalışma okurların malı olmuştur. Önemli olan yazılanları gerçek özellikleriyle korumak, dışardan karışarak yozlaştırmamaktır. “Bütün Eserleri”nin yayına hazırlanmasında yayınevlerinin önemli bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk bir eseri yayına hazırlayan kişinin niteliğiyle ilgilidir. Yaşayan bir yazarla ilişki kurarak eseri yayına hazırlamak kolaydır. Nice yazar böyle bir çalışmayı olumlu karşılar. Kimi yazarlar da biçem özelliğinin değişmesini istemeyebilir. Yanlış bir dili biçem özelliği sayan yazarlar da vardır. Ama ölen yazarın kullandığı bir dil vardır. O dili bozmadan, yazarın gerçek kişiliğini değiştirmeden “Bütün Eserleri”ne özgün bir nitelik kazandırmak gerekecektir. Bir eseri yayına hazırlayanların buna özen göstermesi beklenir. ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: “1974’ten 1986’ya uzanan bir zaman dilimi içinde gün ışığına çıkan Cemil Meriç’in eserleri arasında bir bütünlük sağlamak, yani hiç olmazsa konular arasında bir atıflar ağı kurmak, birbirini tamamlayan ama çeşitli eserlere dağılmış yazıları bir araya getirmek, külliyatı biraz daha sistematikleştirmek, daha metodik kılmak, yazarın aynı konudaki benzer, bazen değişik, bazen zıt düşünce ve hükümlerini olduğunca bir arada sunmak istedik” (KIRK AMBAR, Girişİletişim Yayınları, 2006). “Kitap Zamanı”nda dosyayı tartışmaya açan Musa İğrek soruyor: “Artık hayatta olmayan yazarın özgün metnine yayıncı veya yazarın vârisleri tarafından müdahale edilmesini doğru buluyor musunuz? Yazarın “Bütün Eserleri”nin yayına hazırlanmasında ölçüt ne olmalıdır?” BİR DOSYA Bu konuda 7 yazarın görüşlerine başvurulmuş. Bunların hepsi de doğrudan ya da dolaylı olarak Enis Batur’u haklı buluyor. Rasim Özdenören, “Bu tür müdahaleleri kesinlikle doğru bulmuyorum. Ahlaka da uygun bulmuyorum” dedikten sonra; “Dokuzuncu Hariciye Koğuşu” romanını Nâzım Hikmet’e adayan Peyami Sefa öldükten sonra yayıncısının bu adayışı kaldırdığını anımsatıyor. Ayfer Tunç’un görüşüne göre: “Eleştirel basımlarda tek ölçütüm var: Yazan ne yazdıysa o! Yapıta müdahale edenin oğlu, yayıncısı veya saygın bir uzman olması durumu değiştirmez. Ana metnin dışında kalmak şartıyla, dipnotlar, önsöz, sonsöz vs. gibi yardımcı metinler kullanarak bir metin eleştirel hale getirilebilir, ama yazarın virgülünü bile değiştirmeye çocukları da dahil olmak üzere hiç kimsenin hakkı yoktur. “(Tek Ölçütüm Var; Yazan Ne Yazdıysa O!). Namık Kemal’in oğlu Ali Ekrem’in içinde sövmeler olan bir mektubunu olduğu gibi yayımlayan Abdullah Uçman diyor ki: “Ne yayıncının, ne vârislerin, ne de eseri hazırlayanların metne müdahale etmeye hakkı vardır; bu hem bilimsel ahlâka aykırıdır, hem de o metnin yazarına saygısızlıktır” (Kimsenin Müdahale Hakkı Yok). İbrahim Yıldırım bir romanın adının değiştirilmesinin bile ne denli yanlış olduğuna ilgimizi çekiyor: “Yıllar önce “Eskici ve Oğulları” adıyla okuduğum Orhan Kemal romanının 2004 yılında “Eskici Dükkânı” adıyla yayımlanmasını, 2008’de tekrar “Eskici ve Oğulları”na dönülmesini ise anlamış değilim” (Yayınevleri Daha Duyarlı Olmalı). “AYAŞLI İLE KİRACILARI” Bu eleştirileri somut bir temele oturtmak için Cemal Meriç’in “Kırk Ambar”ında ne gibi değişiklikler yapıldığını, bunların yazarın düşüncelerini nasıl değiştirdiğini belirten bir çalışma gerekebilir. İbrahim Yıldırım’ın kitap adı değişikliğinin bile yazarın anlayışına karışmak anlamına gelen sözlerinden yola çıkarak bir olayı anımsatmak istedim. Orhan Kemal’in ölümünden sonra romanının adının değiştirilmesi bir başka roman adını anımsattı. Memduh Şevket Esendal’ın ünlü romanı “Ayaşlı ile Kiracıları”, 1934 yılında Vakit Neşriyatı olarak basılmıştı. Münif Fehim’in düzenlediği kapakta yazarın adı yoktu, romanın adı “Ayaşlı ve Kiracıları”ydı. İç kapakta M.Ş. harfleri vardı. Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1075 SAYFA 22