06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kâmuran Şipal’den ‘Sırrımsın Sırdaşımsın’ (H)iç sesle yolculuk Sırrımsın Sırdaşımsın, kendisine uzaktan baktığını söyleyen bir yazarın; Kâmuran Şipal’in yeni romanı. Kitap, günümüz yaşamında yeniden dışarıya çıkmaya karar veren bir adamın, hiç hesapta yokken, geçmişe doğru ilerleyen, uzak ama mesafesiz yolculuğunu anlatıyor. Ë Arzu EYLEM Sır /Sırdaşlık “Sırrımsın sırdaşımsın Hocada yoldaşımsın Niçin kolumu çimdikledin Sen benim kardaşımsın’’ (164) ırrımsın Sırdaşımsın, kendisine uzaktan baktığını söyleyen bir yazarın; Kâmuran Şipal’in son romanı. Kitap, günümüz yaşamında yeniden dışarıya çıkmaya karar veren bir adamın, hiç hesapta yokken, geçmişe doğru ilerleyen, uzak ama mesafesiz yolculuğunu anlatır. Bilindiği üzere ‘‘sır’’ ilk elden aynayı akla getirir. Saydam cam, arkasına ince bir metal tabaka sürülmesiyle ayna halini alır. Madde olarak sır, cisimlere parlaklık kazandırır ve kimi nesneleri dışarıya karşı korur. İçerdekinin de dışarıya sızmasını engeller. Sır olmak ile sırdaş olmak arasındaki müthiş bağ belki de bu tanımdan gelmektedir. Bu yüzden romana adını veren sırsırdaşlık ilişkisi, gizli bir ayna metaforunu çağrıştırır. Ayna; insanın içine bakma halini, yüzleşmeyi, anlamayı ve görmeyi simgeliyorsa eğer romanda bu anlamıyla bir değil iki ayna var: Anne ve oğul. İki ayna birbirine dönük olduğunda, ortaya nasıl sonsuz sayıda görüntü çıkarsa; geçmişe ve annesiyle olan ilişkisine bakan adam da sonsuz görüntüler içinde kendini arar. Çünkü aynaya bakanla aynanın yansıttığı sonsuzluk, arayışın başlangıcıdır. Niyet, aynanın karşısında duran kişiye ulaşmaktır. Bu arayış ya da yolculuk, ayna olma niteliğini kazanabilen ilişkilerle mümkündür. Bu nedenle romanda karakterin anılarında gezinen her bir kişi onun aynası ve bize karakter hakkında ipucu veren sırdaşlarıdır. Anlatı da tamamen bunun üzerine kurulur. Anne geçmişi simgeliyorsa eğer, geçmiş ve anılar bugüne ayna tutar. Bu sırrı çözmekse okura bırakılır. Kahraman sırlarını, zihninden yüreğine akıtmaya başlar. Böylece Anlatıcıyazarın seçtiği ‘‘sır’’ yürekte kalır. Kahraman böylece dışarıyı anlatırken, kendisini anlatmayı sürdürür. S rinden çiçekçileri, kitapçıları, eczaneleri vb. tarif etmeye başlar. Bunu yaparken de okurun dikkatini, günümüz tüketim kültürüne, reklamlara ve göz kirliliğine çevirir. Romanın ilk otuz yedi sayfasında, hızın hâkim olduğu günümüz yaşamı, karakterin bugünü olarak resmedilir. Bu sayfalar okuru başka bir zaman ve mekâna hazırlar. “Hızlı hızlı yüründü, geçildi hep. Koş! Koşuldu.” (20) rız. Ve daha da önemlisi, yapılan betimlemelerde her bir özne ve nesne sırları çağıran bir sırdaştır. Kahramanın yavaşladığı yerde, sırlar da ortaya çıkmaya başlar. Dışarıdan içeriye yapılan bu yolculukla beraber isimsiz kahraman, elleri, yüzleri, ağaçları, meyveleri, gelinleri, damatları vb… şimdiye dek seyretmediği kadar uzun seyrederek yürüyüşüne devam eder. Fakat hâlâ yavaşlayamadığını düşünüyor olmalı ki dilinden şu cümleler dökülüyor: kabul eder ve benliğinin derinlerine inerek, anımsamalar yoluyla, romana iki karakter daha girer: Esas kahramanın çocukluğu ve anne. Şipal, Türkçenin sonsuz olanaklarını kullanarak, yaptığı betimlemeler, mecazlar, düşsel tanımlamalarla ortaya edebi bir şölen koyar. Fakat eser yalınlığından hiçbir şey kaybetmez. Sıradanın büyülü anlatımını üçüncü tekil şahıs anlatıma başvurarak aktarıyor olsa da, anlatıcıyı tanrısal anlatıcı seviyesine çıkarmaz. Üçüncü tekil anlatım, kimi zaman zihninde gezindiği kahramanın dışına çıkabilmek ve diğer karakterlere de aynı mesafeden bakmak ya da esas kahramanla yazar arasına mesafe koymak için yapılmış bir tercihtir. Çünkü romandaki diğer karakterlere (anne, teyze, öz baba, üvey baba, teyze kızı, komşu kızı) yine esas kahramanın gözünden bakar. Anlatıcının olgun gözü ile çocuk gözüyle birleşir. Romandaki geçmiş; ağaçlardan, çiçeklerden, kuşlardan, kitaplardan, kumaşlardan, oynanan oyunlardan örülü bir dünya. Gazyağını veresiye veren satıcıdan, tulumbadan su çekilen günlerden, yerli yerinde anlatılan masallardan, ayakla çalıştırılan dikiş makinelerinden ve her şeyden önce doğayla, gökyüzüyle yakın ilişkilerden örülü bir dünya... Tüm bunları, yaşadığı hayatla yakın ilişki kuran bir annenin hikâyesiyle, asıl karakterin hikâyesi buluştuğunda anlıyoruz. Yabancılaşma “(…) çiçekçileri olduğu kadar satıcıları da tanıyor, selamlaşıp birkaç laf etmeden hiçbirinin önünden geçmiyordu (…) (77)” diye anlatılan ve “Haydi, yat şimdi, yum gözlerini de uyu! Gökyüzünde ne kadar yıldız varsa sana bakıyor, senin bir an önce uyumanı bekliyor.” (172) gibi cümlelerle konuşan anne, günümüzde selamlaşmayı bile unutmuş, çevresinden kopuk, yalnız ve yabancılaşmış insan figürünün çok uzağında bir kadındır. Pek çok masal bilir, oğlunu onlarla büyütür, yıldızlarla ve ayla konuşur, çiçeklerin dilinden anlar. Önünden geçtiğimiz ağaçları görmediğimiz, kimi zaman kuşların sesini duymadığımız, yıldızlara gözlerimizi çevirip uzun uzun bakmadığımız bir dönemde; doğayla kurulan böylesi bir yakınlık günümüz okuruna uzak gelebilir. Aslında anne, bundan çok da uzak olmayan yılların gerçek kişisi iken, sonradan var edilmiş, düşsel biri gibi durur romanın içinde. Belki de Şipal artık düşlerde ve özlemlerde kalan bir hayatı anne simgesiyle geri çağırır. Böylece insanı insana yeniden düşündürmek ister. Şipal, anlatılan öyküyü odak noktası yapmak yerine, anlatılanı bahane edip başka bir yere mi varmak ister? Çünkü hikâye klasik bir konuyu içermesine rağmen hiç rahatsız etmez ve “yazar bunları niye anlatma gereği duymuş” sorusunu pek akla getirmez. Özellikle dilin büyülü gücü anlatılandan çok anlatma biçimini de ön plana çıkarınca, romanın etkisi artar. Bundan dolayı romanı, yaşlanmış olduğunu çıkarsadığımız, pek çok şeyi yaşayıp geride bırakmış bir adamın, geçmişini geri çağırması ve annesiyle olan ilişkisini yeniden gözden geçirmesini konu alan roman olarak tanımlamak oldukça yüzeysel bir yorum olur. İlla ki romanda rahatsız edici bir yan arayacaksak, sorunsuz işleyen hafızadan bahsedebiliriz. Zaman zaman “pes artık, bunca şeyi nasıl hatırlıyor bu adam” dedirtmiyor değil. Şipal, tüm bunların farkında bir yazar olarak, hafızayı zorladığını, ço ¥ Hız/ Yavaşlık Anlatıcıyazarın ilk sayfada, hızla kahramanını sokağa bırakır ve onun gözleSAYFA 16 Karakterinin duymazdan geldiği iç se“Bu akşamki yürüyüşte değişik bir yol sin sıklaşması ve “fildişi tarak” imgesiyizleyecekti ve izleyeceği yol üzerinde pek le birlikte ritim düşmeye başlar. Tam çok eczane vardı. Her zamanki gibi, pek olarak ne anlattığını anlamadığı, kulakçok eczane, ilkin yavaş, sonra hızlı hızlı, larının dibinde uğuldayan bu sesin ziyapek çok eczane, yürürken neden hızlı, reti, isimsiz kahraman yavaşladıkça netyürürken bir süre sonra nefesi daralır gileşir. Bakışlar dışarıdan içeriye doğru bi olup afişler üzerinde reklamı yapılan kaymaya başlar. Anılar dile gelir. Buna ilaçların isimlerini okuyacak ve içlerinrağmen dışarısı uzun uzun betimlenirden bazılarını ezberlemek ister gibi bir ken, kahraman gizemini korur. Kahrasüre eczane önünden ayrılmayacaktı.” manın kişiliği ve dış görünüşü hakkında (22) neredeyse doğrudan Kahramanın zihninde verdiği bu kahiçbir bilgi verilmez. rar, romanın ilerleyen bölümüne dair Kahraman kendisine ipucu taşır. İşte tam o sırada iç ses netilişkilerden ve yaşanleşir. mışlıklardan bakar. (H)iç Ses ve Anlattıkları Zaman ve mekân da bu duruma uyum “(…)Verilmek istenen mesaj ortadaysağlar; belirsiz ve bir dı. Ve gerilerden uzanıp gelen çağrılara o kadar da önemli bir daha fazla kulaklarını tıkayamayacağına yer alır. – neden sonra aklı yatmış, doğruldu Yazar, dışarıyı, içe(…) (37) cümlesiyle kahraman anılarını riyi gösteren bir ayna olarak kurar. Çünkü Şipal seçimini, kişisel bir tarihi konu edinirken, anlatmaktan çok göstermekten yana kullanır. Daha romanın başlangıcında, gerçekle sanılanı buluşturmaya çalışan karakterden çok çevresiyle tanışırız. Karakterin yalnızlığını ve çoktandır görmezden geldiği geçmişle olan hesaplaşmasını, manzaraların arasınKâmuran Şipal çoğu öyküsünde yabancılaşma temasını işleyen bir yazar. dan anlamaya çalışı CUMHURİYET KİTAP SAYI 1074
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle