Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ bulunmuş, çok eski çağlara ait insan kalıntıları ile sembolik yazı, resim, tablet gibi tarihsel kayıtlardan yararlanılarak, anakaradan ayrılan kolonicilerin izleri sürülüyor. Parayı Verdi Düdüğü Çaldı/ Frances S. Saunders/ Çeviren: Ülker İnce/ Kırmızı Yayınları/ 628 s. Amerika, Soğuk Savaş döneminde Batı Avrupa’da CIA’nın finansörlüğünü yaptığı gizli bir kültürel propaganda faaliyeti başlatır. Bu programın uygulanabilmesi için birçok aydının içinde bulunduğu Kültürel Özgürlük Kongresi oluşturulur. Bu kongrenin ve kongreye destek verenlerin tek amacıysa; dünyada başlayacak yeni bir aydınlanma çağının, Amerikan çağı olarak anılmasıdır. Kongre, çeşitli konferanslar, seminerler, sergiler ve konserler düzenleyerek her türlü kültürel silahı kullanır. Amaca tamamen ulaşılamadıysa da savaş sonrası Avrupa’da pek çok yazar, ressam, bilim adamı ve tarihçi bu gizli propaganda hareketine karışmış olur. Frances Stonor Saunders, o dönemin tanıklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, röportajlar ve arşiv belgeleriyle desteklediği bu çalışmasıyla, Soğuk Savaş dönemi Amerikası’nın sanat ve edebiyat dünyası üzerinde CIA destekli yürüttüğü faaliyetleri gözler önüne seriyor. Kadınlar Ekolojik Dönüşümde.../ Editör: Emet Değirmenci/ Yeni İnsan Yayınevi/ 176 s. Türkiye’den ve dünyanın değişik köşelerinden “Kadınlar Ekolojik Dönüşümde...” için eline kalem alan kadınlar, mücadelelerini, görüşlerini ve deneyimlerini Emet Değirmenci’nin editörlüğünde okuyucularla paylaşıyor. Türkiye’de yirmi yıldır ekoloji hareketlerinin içinde bulunan ve dünya çapında projelerde çalışmış olan Değirmenci, yıllar içinde biriktirdiği anılarını ve dostluklarını bu kitapta okurlara aktarıyor. Avrupa Rüyası/ Jeremy Rifkin/ Çeviren: Buket Okucu Özbay/ İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları/ 424 s. Amerika’da duyulan ayak seslerinin Avrupa’da yankılanmasıyla 60 hareketi Avrupa kıtasındaki yaşamlarda daha farklı izler bırakır. Jeremy Rifkin, “Avrupa Rüyası”nda 60’lı yıllarda Vietnam Savaşı karşıtlığıyla başlayan ve tüm dünyaya barış hareketi olarak yayılan havanın ve Amerika’nın özgürlükler, kişisel haklar ve ilerleme konusunda tek adres olduğuna duyulan inancın Avrupa’daki etkisini anlatıyor. Yazar, bu kitapta ‘Amerikan Ruhu’nun yoruluşunu, yıpranışını ve yerine yeni bir Avrupa Rüyası’nın doğuşunu anlatıyor. Savaşın Meyveleri/ Michael White/ Çeviren: Nilgün Güngör/ Abis Yayınları/ 342 s. Yirmi birinci yüzyıl yaşamında görülen aşağı yukarı her aygıt ve yenilik, savaş sonucunda geliştirilmiş teknolojilerden doğmuş. Teknoloji ve bilim tarihindeki en önemli yedi gelişmeyi esas alan Michael White, elimizdeki kitabında modern teknolojik dünyanın çok büyük bir kısmının, savaşın karanlık bulutu arasından sızan çizgiden insanlığa ulaştığını gösteriyor. White tüm bunların sonunda, savaşın insanın açgözlülüğü ve saldırganlığının kaçınılmaz sonucu olduğuna ulaşıyor; ama bu olumsuzluktan insanlığın büyük bölümü için dünyayı daha iyi bir yer yapan çok sayıda olumlu gelişme çıktığını da anlatıyor. Siyasal Antropoloji/ Georges Balandier/ Çeviren: Devrim Çetinkasap/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 206 s. Uzun süre antropoloji biliminin değişik bir dalı olarak görülen Siyasal Antropoloji, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, özellikle de 1960’lı yıllarla birlikte yeni bir disiplin olarak kendini kabul ettirir. Georges Balandier bu kitapta, toplumların içsel dinamiklerini, siyasal alanı ve tarihin hareketini birbiriyle ilintili bir şekilde ortaya koyuyor. Yaptığı bu çalışma da yapısal antropolojinin görmezden geldiği veya ortadan kaldırdığı ilişki sistemlerinin ve toplumsal bağların diyalektiğinin öne çıkarılmasına yol açıyor. TanyaChe Guevara’yla Bolivya’da Gizli Görevde/ Ulises Estrada/ Çeviren: Derya Kömürcü/ Agora Kitaplığı/ 284 s. Latin Amerika devriminin önemli ismi olarak bilinen Tamara’ya, bir başka devrim efsanesi Che Guevara’yla gerçekleştireceği kendi güvenliğine yönelik ciddi riskleri de barındıran gizli bir görev verilir. Bu görev Latin Amerika’dadır ve en gizli koşullarda yürütülmesi gerekir. Tamara, Latin Amerika’nın kurtuluşu uğruna görevi kabul eder. Bu görevin gerekirse gerilla mücadelesini de kapsayacağı belirtildiğinde Tamara sadece kod adını kendisi belirlemek ister. Yaşamı Bolivya’daki gerilla mücadelesinde sona eren unutulmaz gerilla Tanya’nın doğuşunu anlatan ve eşi tarafından kaleme alınan bu kitap raflardaki yerini aldı. Romanov’ların Son Evi/ John Boyne/ Çeviren: Özlem Yüksel/ Doğan Kitap/ 440 s. 1915 yılında genç Georgi, Rusya’da bir arkadaşının Romanov hanedanının önemli bir üyesine yapacağı suikastı canı pahasına önler ve Çar II. Nikolay’ın tek oğlu Aleksey’in özel muhafızlığına getirilerek ödüllendirilir. 1981’de Londra’da ölüm döşeğindeki karısının başucunda otururken, birlikte geçirdikleri koca ömrün bütün dönüm noktalarını bir bir hatırlar. John Boyne, “Romanov’ların Son Evi”nde, yoksul bir kulübeden koparılıp, çökmekte olan bir imparatorluğun kalbine gönderilen bir delikanlının öyküsünü anlatıyor. Bu tarihi roman aynı zamanda, bugünün dünyasında yaşamakta zorlanan bir erkek ile geçmişiyle barışamayan bir kadının parçalanmış evliliğinin de öyküsü. İstanbul Müzeleri/ Editör: Nurhayat Yazıcı/ Uranus Fotoğraf Ajansı ve Yayıncılık/ 288 s. Elimizdeki kitapta Tarihi Yarımadasur içi, sur dışı, Haliç, Beyoğlu, Taksim, Şişli, Yıldız, Maslak, Boğaziçi, Anadolu Yakası, Adalar ve İstanbul ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1067 Yemen DosyasıFakirlik ve Terör Kıskacında Bir Ülke/ Serpil Açıkalın, Gamze Coşkun, Sedat Laçiner/ Usak Yayınları / 220 s. Yemen konusunda Türkçe literatürde alanının ilklerinden olan “Yemen Dosyası”, ülkenin coğrafi, tarihi, demografik, ekonomik ve siyasi alanda sahip olduğu önemi akıcı bir dille okuyucuya sunuyor. Konuyla ilgili araştırma yapanlara ve genel bilgi edinmek isteyen okuyucuya ülkeyi tüm yönleri ile bütünlüklü bir şekilde görme imkânı sunan bu yapıt, Osmanlı döneminden bugüne GüneyKuzey çatışmalarına dek geniş bir perspektif verme amacını taşıyor. Son Şarkı/ Nicholas Sparks/ Çeviren: Zeynep Yeşiltuna/ Artemis Yayınları/ 470 s. “Son Şarkı”, ailesinin aldığı ani kararlar sonucu evini, çevresini, alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalan Veronica Miller’in yaşamını konu ediniyor. Veronica bu karar yüzünden ailesine kızgın ve küskündür; ama bu değişim ona hayatının hediyesini getirecektir. O hediye ise aşktır. Aşk, ısrarcı, kararlı ve her şeyden güçlü olup; Veronica’yı yavaş yavaş içine çeker. Modern aşk öyküleriyle tanınan Sparks’ın yeni kitabı “Son Şarkı” da bu türden bir aşk romanı. Ay Konuşsun/ Aynan Yalçın/ Hayal Yayınları/ 86 s. “suyun kanı çekilmiş, belli ki ateşin gözü kör/ kim derdi ki bu düş burada biter/ yine bir aşk ısırığı, aldatmış beni her şey/ ne baktığım göz olacaksın, ne tuttuğum el/ oysa konuşan sözlerdik ve hiç susmayan deniz/ şimdi dalgın sokaklarda/ yiten ayak sesiyiz…” Şiirler ve yazıları birçok edebiyat dergisinde görünen şair Aydan Yalçın’ın “Aşkence”den sonra ikinci şiir kitabı olan “Ay Konuşsun”, şiirseverlerle buluşuyor. Tekirdağ Sonsuz Gurbet/ Hasan Akarsu/ Heyamola Yayınları/208 s. Hasan Akarsu, “Tekirdağ Sonsuz Gurbet”te Tekirdağ’ı gördükleriyle, yaşadıklarıyla, duyduklarıyla anlatıyor okuyucuya. Kitapta, Tekirdağ’ın tarihinden, tarihsel yapılarına, ilçelerinden, fiziki yapısına kadar her şey ayrıntılarıyla ele alınıyor. Akarsu, Tekirdağ’ı Atatürk’le, Namık Kemal’le ve yeni sanatçılarıyla büyüyen bir kent olarak değerlendirirken, bu kitabıyla okurları Tekirdağ’da bir gezintiye sürüklüyor. SAYFA 28