Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Çocuk Cenneti Kitaplığı mı? Elbette şımarırlar. “Yeşilini daha yeşile, alını daha ala boyuyorlar. Şaşırtıcı, farklı tatlarda kirazlar sunuyorlar. Bahçenin sultanı biziz dercesine kırıtıp salınıyorlar.”(s,6) İşte tam o günlerde kurtçuklar larvadan çıkıp palazlanıyor. Annesi kırmızı Pelerinli Kurtçuk’u “benim kirazım da sensin” diye seviyor. Kiraz şımarır da kurtçuk şımarmaz mı; annesine nazlar yapıyor, kuşlara laf atıyor, çocuklara dilini çıkarıyor. Niçin adı “pelerinli” diye merak ettiniz mi? Çünkü kurtçuğun başından başlayan kırmızılık tıpkı bir pelerin gibi sırtına doğru uzanıyor. Adını da oradan alıyor. Rüzgâr estiğinde pelerini dalgalanıyor, güzelliğine güzellik katıyor. Günlerden bir gün, annesi artık onun kendine bir yaşam alanı bulması ve evden ayrılması gerektiğini söylüyor. Kırmızı Pelerinli Kurtçuk bundan pek hoşlanmasa da annesinin sözünü dinliyor, en güzel kirazlardan birini gözüne kestiriyor ve meyveden içeri girecek bir kapı arıyor. İşte minik kurtçuğun serüveni böyle başlıyor. İlkbahardan sonbahara değin türlü meyvelerin içinde farklı yolculuklar yapıyor, ilginç deneyimler yaşıyor. Bu yolculuk aslında onun yaşama tutunma yolculuğu. Mehmet Güler, hayatın acımasızlığına karşın yaşama tutunma konusunda da çocukları düşündürüyor. “Yaşadıkça görüyordu ki hayat çok ince bir çizginin üstünde gidip geliyordu. Bu dengeyi kuranlar mutlu, kuramayanlar mutsuz oluyordu.” (s.65) Kırmızı Pelerinli Kurtçuk kimi zaman kendini karanlık çukurlarda bulmuyor değil ama mutlaka umudun ışığı parlayıveriyor bir yerden. “Kara gün kararıp kalmaz” diyenleri haklı çıkarıyor onun yaşamı. Kırmızı Pelerinli Kurtçuk’un felsefi damarı dikkat çekici. Kurtçuğumuz iyi bir gözlemci olmasının yanı sıra, denemekten kaçınmıyor hiç. Kısacık ömrüne sığdırdığı büyük gerçekleri görmezlikten gelmemek gerek. Kitapta “aç” ve “yıkıcı” olan hep insan, kurtçuğu tehdit eden en büyük tehlike o aslında. Mehmet Güler, seslendiği yaş grubunun özelliklerini, kavram çözümlemeleri için gerekli donanımını, birikimini iyi bilerek yazıyor. Turgay Fişekçi bir yazısında diyordu ki; “Edebiyat sorulmamış sorular sorar, o soruların yanıtları ardında koşarken doyumsuz tatlar ve güzellikler yaratır. İnsan kişiliğinin ve doğasının bağımsızlık duygusunu yüceltir.” Kırmızı Pelerinli Kurtçuk da, çocuğa sorulmamış soruları sordururken onun bağımsızlık duygusunu yüceltecektir. Mehmet Güler’in Nesin Yayınevi, Çocuk Cenneti Kitaplığı’ndan çıkan bir başka romanı Ben ve Öğretmenim, “gerçekçi roman” tanımlamasına uygun bir yapıt. Cumhuriyet İlköğretim Okulu 5B sınıfının öğretmeni Aras Bey emekli olmuş, yerine Özge öğretmen tayin edilmiştir. Özge Hanım işini seven, iyi bir eğitmendir. İlk işi, Aras öğretmenin anısını yaşatmak için neler yapabilecekleri konusunda öğrencileri beyin fırtınasına çağırmak olur. Sonuçta Aras öğretmenle ilgili anılar, şiirler yazmaya, sonra da bunları kitaplaştırmaya karar verirler. Ben ve Öğretmenim’de Aras öğretmeni öğrencilerinin gözünden tanıyor, öğrencileriyle arasındaki sıcacık iletişime tanık oluyoruz. Öğrenciler birbirinden farklı konuları anlatan, devamlılığı olmayan ayrı metinler yazıyor. Tek ortak nokta, hepsinin de Aras öğretmen hakkında oluşu. Öyküleme açısından da birbirinin devamı değil bu yazılar fakat bütüne baktığımızda Aras öğretmenin nasıl biri olduğunu, karakter tahlilini bulabiliyoruz. Öğrenciler kitapta birer portre olarak bırakılmış, Mehmet Güler onları roman kahramanı yapmamayı özellikle seçmiş. Yazar, anlatım tekniği olarak öğrencilerin yazdığı metinleri yeğlemiş. Orada bulunmayan kahramanı, yani Aras öğretmeni, romanın başat öğesi haline getirmeyi böyle başarmış. Aras öğretmen belleğimize canlı bir kahraman olarak oturuyor. O, robot öğretmen değil. Öğrenmeyi salt ders saatleriyle sınırlamamış, öğrencilerine yaşamı okuma konusunda ışık Ë Mavisel YENER esin Yayınevi, 2004’de kuruldu. Kurulma amacı öncelikle Aziz Nesin’in bütün kitaplarını yayımlamak, (Daha önce Adam Yayınları’ndan çıkıyordu Nesin’in kitapları) şimdiye kadar basılmamış yazılarını kitaplaştırmaktı. Bir başka ereği de, Aziz Nesin tarafından okumaya muhtaç çocukların hayata atılıncaya kadar tüm gereksinimlerini karşılamak üzere 1972’de kurulan Nesin Vakfı’na olabilecek en yüksek telif gelirini aktarmaktı. Adını Aziz Nesin’in Çatalca’da kurduğu Çocuk Cenneti’nden alan Çocuk Cenneti Kitaplığı, Nesin Yayınları’nın yepyeni bir yüzü. Bu cennetten bana ulaşan renkleri paylaşacağım okurlarla. Çocuk Cenneti Kitaplığı’ndan çıkan kitapların dizi yönetmeni edebiyatseverlerin, Cumhuriyet okurlarının yakından tanıdığı bir isim: Turgay Fişekçi. Ben ve Öğretmenim, Kırmızı Pelerinli Kurtçuk, Mehmet Güler’in Çocuk Cenneti Kitaplığı’ndan çıkan iki kitabı. Nesin Vakfı, Turgay Fişekçi, Mehmet Güler, Gökçe Akgül, Ferit Avcı isimlerini bir arada görünce heyecanlandım doğrusu. Gökçe Akgül ve Ferit Avcı, başarılı illüstrasyonları ile çocuk edebiyatımızın gözbebeği çizerlerinden. Bu kitaplarda da gökkuşağını sayfalara taşımışlar. Sizi Kırmızı Pelerinli Kurtçuk’la tanıştırayım ilkin. “Dalları bastı kiraz” diye seviniyor birileri, çocuk sesleriyle kuş sesleri karışınca belli olmuyor hangisinindir bu sevinç. Kirazlar bunu duyar da şımarmaz N oluyor. Roman, bir öğretmenin, öğrencisinin yaşamında ne çok şeyi değiştirebileceği konusunda da ipuçları barındırıyor. Ben ve Öğretmenim’in yalnızca öğrencilere değil öğretmenlere de söyleyecek sözü var! Kendisi de eğitimci olan Mehmet Güler’in arı dilini yansıtan bu kitap, 5B sınıfında yaşananlardan yola çıkarak evrensel ve toplumsal konulardaki bazı sorunları da alt metinde gündeme getiriyor. Sınıftaki Ermeni öğrencinin yaşadıkları, öğretmenin bir başka işte daha çalışması, annebaba ayrılığı bunlardan bazıları… Bu romanda, Aras öğretmen “ideal öğretmen” tipi çizer; “Aras öğretmenin hiç mi olumsuz bir yanı yok?” sorusu akla gelebilir. Roman, öğrencilerin dilinden anlatılmamış olsaydı, bu bir sorun olarak karşımıza çıkabilirdi fakat kurgunun örgüsü içinde kaçık bir ilmek gibi durmuyor bu. Romanda belirgin bir çatışma olmamasına karşın ritmin hiç düşmediğini vurgulayarak, bundan sonrasında “söz okurun” diyorum. Çocuk Cenneti Kitaplığı’nın çocuklarla buluşturduğu dünya masallarından ikisini okudum: “En Güzel Macar Masalları”, “En Güzel Polonya Masalları”. Macar masallarını Macaristan’da yaşayan yazar ve çevirmen Gün Benderli’nin (Okurlar onu şiir ve oyun çevirilerinden anımsayacaktır.) akıcı çevirisiyle okuyoruz. Kitaptaki on üç güzel masalı Gün Benderli seçmiş. Bu derlemenin en güzel yanlarından biri de, Macar Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri tarafından özel olarak resimlenmiş olması. Her masalı farklı bir sanatçı çizgilere yansıtmış, kitabın bu yönüyle Türk illüstratörlerin de ilgisini çekeceğini sanıyorum. En Güzel Polonya Masalları’nda Kaf Dağı’nın ardına bilet Polonya’dan kesilmiş. “Polonya’da henüz kentlerin kurulmadığı, her yeri yabanıl hayvanlarla dolu uçsuz bucaksız ormanların kapladığı çok eski dönemlerde” geçen bir masal isterseniz pusulanız “Vars ve Sava” masalını gösterecek. Baltık Denizi kıyılarına uzanmak isterseniz “Baltık Kraliçesi Yurata” selamlayacak sizi. Vavel sarayının yamacındaki mağaraya gitmeyi düşünürseniz, korkunç ejderha orada bekliyor, haberiniz olsun! On üç masal var kitapta, ben bir solukta okudum doğrusu. Polonya ile ilgili bilmediklerimi de öğrenmiş oldum; belki de başka kültürleri daha yakından tanımanın bir yolu da o ülkenin masallarını okumaktır, ne dersiniz? ? www.maviselyener.com *Kırmızı Pelerinli Kurtçuk, Mehmet Güler, resimleyen: Gökçe Akgül, Nesin Yayınevi Çocuk Cenneti Kitaplığı, 80s, 2010, 8+ *Ben ve Öğretmenim, Mehmet Güler, resimleyen: Ferit Avcı, Nesin Yayınevi Çocuk Cenneti Kitaplığı, 119s, 2010, 8+ *En Güzel Macar Masalları, derleyen ve çeviren: Gün Benderli, Nesin Yayınevi Çocuk Cenneti Kitaplığı, 95s, 2010, 8+ *En Güzel Polonya Masalları, derleyen ve çeviren: Begüm Emiroğlu, Ayhan Emiroğlu, Anna Sopczak, Nesin Yayınevi Çocuk Cenneti Kitaplığı, 70s, Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi İnönü Cad. No: 28 Kuştepe/ İstanbul Tel: 0216 381 17 50 www.nilayyilmaz.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1067