Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
eksik olan, yalnızca kirişler ve bağlardır. Bunların bulunmayış nedeni, kirişlerin hareket amaçlı oluşu. Dünya kendi içinde durağan olduğundan, bir hareket meydana gelmez ve hareket olmadığı için bir hareket meydana gelmez ve hareket olmadığı için de kirişler gerekli değildir. Ancak bütün diğer konularda insan ve dünya büyük benzerlik gösterir.” ¥ Da Vinci, insan bedeni çizimlerinde hep “ölçülü” davranır; resim ve matematiği birleşirir. USTA LEONARDO Leonardo’yu bilge diye adlandırmak ne kadar doğruysa, bunu aşan bir niteliği daha var: Ustalık. Klasik eğitim almadığı göz önünde bulundurulursa dehasının pek çok alana yansıdığı ve o alanlarda ustalaştığı su götürmeyen bir gerçek. Bunların başında mimari ve heykel geliyor. İncelediği yapıların derinliğine yönelen gözlemleri, onu en az bir mimar kadar hatta kimi zaman mimardan daha da bilgili yapar. Pratik diye nitelendirilen mimari, Leonardo’nun resmetme yeteneği sayesinde tüm inceliklerinin; görülmez noktalarının görünür kılındığı bir sanata dönüşür. Üstelik Leonardo’nun incelemeleri, dönemine göre çok ileri mühendislik bilgilerini de içerir. Ağırlık merkezi ve kiriş dengesi türünden konulara değinmesi bunun göstergesi. Mimarlık gibi bir başka pratik uğraş heykel. Leonardo “heykel yapımını resme göre daha az entelektüel bir etkinlik” olarak görür; yine heykel, Leonardo için “doğanın pek çok özelliğinden yoksundur.” Işık ve gölge sayesinde önemli hale gelen heykel, nesnelerin farklı doğal renkleriyle çeşitlendirilemezken Leonardo’ya göre resim, ışık ve gölgesini her yere taşır. Ancak resim ile heykel arasında herhangi bir değerlilik tartışması ve karşılaştırmasına girmeye yanaşmayan usta, heykelin nasıl yapıldığı ve nasıl yapılması gerektiğine dair yine ayrıntılı bilgiler verir. Alaşımın ölçüsü, cilalama, kalıp alçısı, pürüz temizleme, fırınlama gibi teknik konular, üstadın geniş geniş anlattıkları arasında. Ortaya koydukları incelendiğinde, dikkate değer olanlardan biri de, Suh’ın derlemesinde görüldüğü gibi Leonardo’nun öngörü yeteneği. Gözlem gücüyle birleşen bu yetenek, onda tasarımlamayı tetikliyor. Çağını epey aşan bu özelliği, alet tasarımı veya mekanik konusunda kolayca ilerlemesini sağlıyor. Suh, bunu Leonardo’nun ağzından şöyle aktarıyor: “Alet tasarımı veya mekanik bilimi, bütün diğer bilimler arasında en yararlı ve en değerli olanıdır.” Savaş için tasarladığı köprü, top, zırhlı araba benzeri araç gereçler, Leonardo’nun hem geleceği gören kişiliğini hem de onun üstün yeteneklerini sergiler. Kitabın sonundaki aforizma ve yazılar, Leonardo’nun ressamlığı ve teknik konular yanında, düşünür olarak da zamanının ne kadar ilerisinde olduğunu gösterir. Değindiği konuların çeşitliliği, onun bakış açısının zenginliğini yansıtır. Bir örnek: “Başkalarına karşı suç işleyen, kendini koruyamaz.” Bir tane daha: “En büyük talihsizlik, fikirlerimizin çalışmalarımızın önünde gitmesi.” Şuna ne demeli: “Değersiz bir insan hakkında olumlu konuşmak, iyi bir insan hakkında olumsuz konuşmak kadar büyük bir hatadır.” Hayatı ve çalışmalarının orta yerine koyduğu sanat için de bir not düşmüş: “İnsandaki güzellik geçicidir ama sanattaki kalıcıdır.” LEONARDO’NUN ZİHİN HARİTASI Defterler ve notlar, Leonardo’ya ilişkin gizli ya da şifreli herhangi bir şeyi açığa çıkarmıyor. Aksine çok uzun zamandır tartışılıp konuşanları eli yüzü düzgün biçimde ortaya koyuyor. Burada göze çarpan en önemli özelliklerden biri de Leonardo’nun tavrı. Bilimin temelinde yer alan gözlem, onun ilgilendiği ve uzmanlaştığı her alanda etkisini fazlasıyla hissettiriyor. Elyazmaları, gözlem ve notları da gösteriyor ki Leonardo, yakalayan bir adam. Algıları açık, hep meraklı ve her ne olursa olsun öğrenmeye istekli bir kişilik. Bu yönü, onun başarısını ve yüzyılları aşan kimliğini yansıtıyor. Suh’ın derlediği elyazmaları, Leonardo’nun öğrenirken öğreten biri olduğunun da göstergesi. Çağdaşlarından bir iki adım önde yer almasını sağlayan da bu belki. Leonardo’nun Defterleri, onun çok yönlü zekâsını göstermesinin yanında zihin haritasını da veriyor bize. Hemen her sayfada Leonardo’nun ilgi alanlarının ayrıntıları ve dehasının kâğıda dökülüşüyle karşılaşmak da olası. Suh’ın hazırladığı kitap, Leonardo’ya dair bir bakış açısı yaratıyor. Peki, Leonardo’ya bakınca ne görüyoruz? Üstün bir gözlemci; sanatı (özellikle de resmi), gözlemlerini aktarımının merkezine yerleştiren bir bilim insanı ve hemen her konuda usta bir entelektüel. Dolayısıyla Suh’ın yardımıyla çağını, döneminin klasik düşünce yapısını ve devrin otoritelerinin kural olarak benimsenen öğretilerini aşan bir bilim insanı portresiyle yüzleşiyoruz. Elyazmaları, Leonardo’nun yaşamını; bilmeye ve öğrenmeye adadığı hayatını koyuyor orta yere. Kısacası Leonardo’nun Defterleri, bugünün bilim insanları ve Leonardo’nun yolunda ilerlemeyi amaçlayanlar için bir kılavuz olarak niteliğinde. ? bulunmazali@hotmail.com http://bulunmazali81.blogspot.com Leonardo’nun Defterleri/ Leonardo da Vinci/ Yayıma Hazırlayan: H. Anna Suh/ Çeviren: Alev Serin/ Arkadaş Yayınevi/ 334 s. SAYFA 17 Son cilt “İlk Kırılma” yakında... CUMHURİYET KİTAP SAYI 1067