Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş ÖYKÜ iir Atlası CEVAT ÇAPAN Ahlam MUSTAĞNAMİ / Şiirler/ Çeviren: Metin Fındıkçı Kalpsiz ve ömürsüz! Sonunda fısıltıyla sabahlarım uykusuz. Üçüncü anı, Akşamımda “kırmızı bir ay” Döndüğünü görüyorum Günbatımında güvercinin Onda hazar mevsimi saklı. Dördüncü anı, Yağmur, kar ve rüzgâr Ağaçları sallıyor Kuşlar dalların arasında saklı Ben sevgimi veriyorum Yalnız koynuna ey sevgilim. Beşinci anı, İki defa öldüm Oradaki mağarada Şimdi her gün o ölümü üstümden silkeliyorum Örümcek ağları içinde. Altıncı anı, “Bütün bölümler uyuyor” Sen uzaklarda gömülü seninle kim uyuyor Ben yaşayan iki ölü bedenle ne yanıt vereceğimi şaşırıyorum Ne zaman Beklemekten susayacağım Yüzüm bitkin uykudan. KALPSİZ ÖMÜRSÜZ Erkeğin ardında yürüyorum Konuşmadan Yürüyen benim Aşk benim aşkım Kalpsiz ve ömürsüz! Sana geliyorum Günahımla sevabımla Sana geliyorum Bütün şehvetimle Sana geliyorum Fırtınaya ve tanrıya rağmen Sen benim gibi sevebilir misin Kalpsiz ve ömürsüz? FIRAT BENİ YAZMADAN Baharında açan çiçeklerle Beni yazdın Yaza doğru yelken açmışken Sonbaharında düşen parlak yapraklarınla Kar Sendeki gizli ateşin giziyle. Umutla bekleyen giysilerinle Âşıkların beklediği umutla İki âşığın çantalarındaki sabırla Kalelerde zamanı olmayan uçaklar Alfabe kapılarındaydı havalimanları Bütün kapılar sana feda. Beni yazdığın bayramları vahşete çevirir Armağan kutularını yırtarak Arzumu kaldırımlara çizer Yakar yolculuk anıları Ağırlaştırır dolu valizleri Otelde sabahlarken mutlu Evimizdeki akşam yemeğini özleriz Elimde anahtar. Uzun bir sabırla Döndürüp duruyorum Dilsiz geceyi diliyorum uyumak için Almadan aldın Ömrün tamamlanmayan adımlarıyla bıraktın Esmeden estin Unutulmadan unuttun Unuttun ve Seninle olan kadın anılarımda soldun Öğüt vermeden Sonumu verdin Ölümümle kışa büründün Kışınla öldü her şeyim! GÜZELLİKTEN BAĞI KOPARMAK Orası senin ağlama yerin ama gözyaşı senin değil Orası senin söz söyleme yerin ama susmak senin değil Orası senin hüzünlenme yerin ama ayrıcalığı senin değil Orası senin boş düşüncelerinle dolu Günlerin beyaza benzer Orası senin gecenin arkıyla karşılaşır yedi günün Karanlığın uzun saatleriyle Orası senin cahillik yerin sonu pişmanlık olan Aşıkların sonu şiddet olan Orası senin yerin güzelliklerin bağını koparma. Orası senin yerin şimdi mektupların yazıldığı Telefonun hiç çalmadığı Ne söyleneceğini bilinmeyen Tutsaklık anında nafakası bedeli ömür olan Orası senin tutsaklığımızda kalbimizin yerinden oynadığı ay masası. Orası senin sona benzeyen yılın başlangıcı Orası senin haftalar boyunca uzun haftanın sonu Orası senin günlerin külden sabahı sonbaharla ilgisi olmayan Anılar apaçık komşusunu silahlandırmayan. Orası senin bir damla suyun her zaman yolcu olacağı Uçakların bizleri kişiliğimizden daha uzaklara götürdüğü Orası senin yerin derinliğimize çöken yağmurun içinde durmadığı Orası senin yağmurların defterlerimizi ıslatmadığı Orası senin destanların şiirler düşürdüğü Orası senin amaçların şairlerin hayatını biçtiği Orası senin kitabından görüşler yazdığım Orası senin dostluklardan daha güzel aşk öyküleri Orası senin âşıkların aşk yolunu adımlandığı Orası senin yaşlı bir âşıkta aşkın anımsandığı Orası senin zamanın aşkı soyunmadığı Orası senin âşıkların zamanı soyunmadığı Orası senin aşkın geri kalanını soyunduğu Orası senin aşkın hiçbir şeyin üstünde durmadığı Orası senin aşkın lanetli ışığı Orası senin lanetin aşkı tutsak almadığı Orası senin kadınların erkeklerden daha fazla olduğu Orası senin yalanın gerçekten daha gerçek olduğu Orası senin ben, Orası senin sen, Orası senin verilen sözlerin önemi bütün verilen sözlerde Orası senin aşk yolları aşk öykülerinden daha güzel Orası senin ayrılığın iştahı binlerce kavuşmada Orası senin muhalif olmak binlerce silahtan daha güzel Orası senin ömürden akan anlar Orası senin ömrün anlarda barındığı Orası senin ben, orası senin sen Orası senin bütün aşkla doğan geleceğin sürekliliği. SAYFA 23 Ahlam Mustağnami, 13 Nisan 1953 Cezayir Kostaniye doğumlu. 1970 yılından beri Paris’te yaşıyor. Keyifli bir kedi gibi ateşin yanında oturuyorum Küçük nesnelerin seslerini duyuyorum Evlerin ta içlerine vuran atların ayak seslerini Uykuya dalan evlerin Ve gecedeki yüzlerine… Mutfakta yemek işlerine koyulan aşçıları Ve kış için odun toplayanların ırgatların Günlerine dönüyorum, Küçük evler avluda birbirlerine karışır Bütün büyüklüğüyle Hayatın yüceliğini öğretir atlar. … Ve binlerce amaç bu küçük işlerde barınır Yeniden dönüyorum günlük işlere Uzak şehirleri düşleyerek Evlerdeki odunları… çocukları Bekleyişlerimde uykusuz kadınları Ve atları. GEMİM Sularla güreştiğimizde Korkma ey dostum Gemim seni korur Ancak İlahlar geçerken Gemileri ikiye böler Bozguna uğratır ayakta ne varsa Yelkenleri yırtar Kanatları olduğundan değil Fırtınalar çıkarır büyüleriyle Rüzgâr çalkalar Sonunda yelkenler Yaranın şarkısı olur Sonunda anlatıldığı gibi Bilinmeyen düşmanla yüz yüze gelinir. Gemim Dalgaların tepesinde Gözler menzilin gücü Denizleri kesenlerden Emir almadan Gözetlerler Cevherin uçup gittiği dar geçitlerde Usta kaptanlar Yıldızları sorar Uzak yerleri İnciden Kayıp denizleri Deniz çalkalanıyor Kaderimizi değiştirerek! ANILAR İlk anı, Dostum bir gün bana dedi: “Son arzu gerçekleşene kadar Şair o günün akşamında doğmadan Bedelini hüsranla öder” Şaşırdığın sözcüklerin önünde kalakalırsın Gerçekler o gün yıl olur. İkinci anı, Gün çantamda toplanmış soğuk Mektuplar bir köşesinde Bireysel seçiciliğiyle hataların renkleri Başka bir amaçla gönderilmiş yalnızlıkta Üç defa çözülmeli beni görmesi için CUMHURİYET KİTAP SAYI 1067 Bir an önce kapıyı kapatıp mutluluğumuza. Suskunluğun anında beni yazdın Evinin kiremitlerinde dökülen gözyaşlarınla Sabrın bahçesinde bekleyen dut çiçeklerinle İnleyen şikâyetinle, o başakları Değiştiren orağınla Bodur yeminimizde dağılan tanelerde Çiçeklerimizle uçan gül yapraklarıyla Penceremize ışık vurmadan önce.