Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O kuduğum Kitaplar METİN CELÂL Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri di’nin Renk ve Korku Meselleri ilerleyen sayfalarda polisiye bir macera romanına dönüşüyor. Kitaba adını veren “renk meselleri”nin kaynağı İskender Sof’un gizli bir renk körü olması. Çocukluğunda geçirdiği bir kaza nedeniyle renkleri göremez olmuş, dünyası solmuş, kararmış ama İskender renk körü olduğunu kimseye söylememiş, kimse de fark etmemiş. İskender renkleri yıllar sonra tekrar Iğdır’da Nuh’un boyadığı tabelalara bakarken görür ve o renkleri bir daha görmemekten korkar. Oysa korktukça renkleri kaybedecektir o nedenle korku’nun üsteomünist şair sinden gelmesi gerekmektedir. Bu korİskender ku da ‘korku meselleri’ kısmını oluşturaİsmail Güzelsoy Sof, ‘yarı caktır. Renkleri kaybetmek bir yana İskender Sovyet Rusya’ya kaçamayacaresmi karanlık çevreİsmail Güzelsoy, Banknot Üçlemesi’nin ilk ğından ya da yolda öldürüleceğinden korkler’ tarafından takip Sincap’ta da (Ekim 2005, Everest yay.) maktadır asıl ve bu korkuyu yenemezse başaedilmektedir. Peşinde kitabı aynı konuyu işlemiş. O romanda da esas kahrılı olamayacağına inanmaktadır. İskender’in ki iki MİT ajanından raman şair İskender Sof, ülkesini, dostlarını bıkorkuyu yenmesinde ona kılavuz olacak kişi kurtulmak için trende rakıp kaçmak zorunda bırakılmıştı. Birlikte yolde Iğdır’ın kanaat önderi ve Nuh’un dedesi tanıştığı ihtiyar kalpa culuk ettiği kalpazan Sincap’tı ve peşlerinde 90’lık Ahund’dur. İskender, Ahund’un yol göstericiliği ile korkunun tersinin ne olduğunu anzan Sincap’ın önerisiy gizli polis vardı. Sincap 1966 yılında geçiyordu ve eleştirmen layabilirse, korkuyu da anlayıp ondan kurtulale Iğdır’a gider. Amacı, Ömer Türkeş’in özetlemesiyle konusu şöyleybileceğini kavrar. kışları buz tutan Aras di, “İstanbul’un soğuğuna rağmen, roman Yavaş yavaş karlarla kaplanıp Dünya’dan Irmağı üzerinden Sov kahramanımız İskender, arkasındaki Milli İstihkopmakta olan Iğdır’da İskender korku ve renk yet Rusya’ya kaçmak barat ajanlarını atlatmak için var gücüyle koşmesellerine kaynaklık edecek birçok kişiyle karşılaşır, olaylar yaşar. Hemen herkesin kentır. Oysa Iğdır’da onu tuğundan kan ter içinde. İskender, ünlü bir şair. Pek çok aydın gibi yazdıkları nedeniyle dine has ilginç bir hikayesi vardır ve geleceğe bekleyen başka tehliama hapislikle, ama serseri bir kurşunla o da ilişkin bir şeyler planlamaktadır. Ama İskenkeler de vardır: Bir susturulmak isteniyor. Neyse ki bu seferlik der’in hayatını birebir etkileyebilecek olan en vampir... Onu öldür şansı yaver gidiyor kahramanımızın. Peşindeönemli kişi Mit Osman’dır. Gözden düşmüş, mek için peşine düşen kileri atlatmayı başarıp bir zamanlar yanında Iğdır’da adeta unutulmuş bir istihbaratçı olan Mit Osman... Görür çalıştığı Nazif Usta’nın matbaasına, Ankara’ya Mit Osman, daha görür görmez İskender’den görmez kalbini çala atıyor kapağı. Yakayı kurtarmış ama en sevdiği kuşkulanır ama titizlikle (!) tuttuğu dosyalar ona İskender’in bir magazin gazetecisi olducak bir güzel... Ve kor üç yakınından birisinin ihanetinden kuşkulandığı için huzura kavuşamamıştır. İşte tam bu ğunu ve istihbarat teşkilatına bir çok faydaları kunun ta kalbine ya sırada karşılaşırlar Sincap’la... (…) Yeni bankdokunduğunu söylemektedir. Bu yanılgıdan pacağı bir yolculuk...” notların çıkmasıyla yaşanacak karmaşadan faydalanan İskender, Mit Osman’ın tuttuğu diye tanıtılıyor İsma yararlanmak isteyen Sincap, malzeme temini dosyaları okur, hatta en kalın olanını okumak il Güzelsoy’un yeni ro için Nâzım Usta’nın matbaasının kapısını çaldı için ödünç bile alır. Sincap, Nuh ve Ahund başta olmak üzere hayatında ilk kez tanıdığı manı Değil Efendi’nin ğında İskender’le karşılaşacak, farklı dünyalarda da olsa hayatlarının kararlarını almak üzere birçok kişi İskender’e yardımcı olmaya çalışRenk ve Korku Mesel olan iki adam, birlikte yola koyulacaklardır. maktadır ama Mit Osman’ın İskender’in kimlileri (Nisan 2010, Doğan Son hazırlıklar Iğdır’da yapılacaktır. Ne var ki ğini çözmesi ve görevini yerine getirmesini çok Kitapçılık). İskender’in şiirlerine hayran milli istihbaratçı fazla geciktirmek mümkün değildir. Metin izlerini bulmuş, peşlerine takılŞehrin genel korku kaynağı ise insanların mıştır bile. Kahramanlarımız kaderi ve geceleri sokağa çıkmaktan çekinmesine neolayların akışı Varto depremiyle değişeden olan vampirdir. Vampir önce kaymakamı, cektir...” sonra şehrin telgraf memurunu ısırmıştır. Telgraf memurunun görevini üstlenen Sincap, Mit Son meddahlardan “Kendisi dünyaOsman’a gelen İskender’in öldürülmesini emnın gelmiş geçmiş en renkli ve en müreden şifreli telgrafı yanlış okuyarak kahramatevazı meddahı (ya da kendi deyimiyle nımızı bir süreliğine korur. Ama yeni telgraflameselperdazı)” diye tanıtılan Değil rın gelmesi kaçınılmazdır ve Aras’ın bir an önEfendi’nin şey ve hiç, renk ve karanlık ce donması için dua etmekten başka yapacak üzerine meselinde İskender Sof’un hibir şey yoktur. kâyesi anlatılmaktadır. İskender ve SinBir yandan İskender Sovyetler’e kaçmaya cap trende karşılaşırlar. Karısı, yayımcıhazırlanırken diğer yandan şehirde birbirinden sı ve en iyi dostu tarafından ihanete ilginç olaylar da yaşanmaktadır. Geceleri Vamuğrayıp kaçışı polise ihbar edilmiş olan pir faaliyetlerine devam etmekte, Ahund’un İskender’in niyeti Sovyetler Birliği’ne ilevinde uzun süredir konuk olan Adalet Hanım tica etmektir. Sincap, İskender’i Iğdır’a Nuh’un Gemisi’ni korumak için bombalı eylem gelmeye ikna eder. Değil Efendi’nin planları yapmakta, oyuncakçı Hayati kaymaepik ve fantastik anlatımı ile postmoJochaim Sartorius kam için oyuncaktan geliştirilmiş bir helikopter dern bir anlatı gibi başlayan Değil Efenimal etmeye çalışmakta, Nuh resim sanatında ilerlemek için İstanbul’a gitme planları yapmakta, Sovyetler’den kaçmış bir bilim adamı olduğu tahmin edilen Ninno okuduğu kitapların kahramanlarının kimliğine bürünmekte ve hayat bir anda kendisine gönlünü verecek Selvi’yi en olmadık yerde, bir randevu evinde İskender’in karşısına çıkartmaktadır. Bu yan hikâyeler hem romanın okuma keyfini artıracak hoşluklar olarak gelişir, hem de ana hikâyeye görünür görünmez katkılarda bulunur. İsmail Güzelsoy, postmodern romanlarda alıştığımızın aksine hiçbir şeyi boşuna yazmıyor. Romanın başında duvara asılı bir tüfek varsa Çehov’a uyarak mutlaka onu bir yerde patlatıyor. Romanın sonuna doğru anlatıcı Değil Efendi de hikhayeye dahil olur. İskender’in kaçış planında önemli bir rol oynar. İsmail Güzelsoy, Değil Efendi’nin Renk ve Korku Meselleri’nde iyi bir kurguyla postmodern anlatıyı polisiye bir maceraya dönüştürürken yakaladığı mizahi dille de okuruna keyifli bir okuma sağlamış. Tavsiye ediyorum. PRENS ADALARI Joachim Sartorius, 1946’da doğmuş. Tunus’ta büyümüş. Diplomatik görevlerinden dolayı yirmi yılını New York, İstanbul ve Lefkoşa’da geçirmiş. 2000’e kadar Goethe Enstitüsü’nün genel sekreterliğini yapmış. 2001 yılından beri de Berlin’de çeşitli sanat tarzlarının buluştuğu bir etkinlik olan Berliner Festspiele’nin yöneticisi. 2008 yılında son şiir kitabı Hôtel des Éstrangers ve derlediği şiir antolojisi Für die Sehnsucht nach dem Meer yayımlanmış. Geçen yıl Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’nin konuğu olmuş. Joachim Sartorius, Büyükada’da Splendid Otel’de geçirdiği günlerin öyküsünü anlatıyor Prens Adaları’nda (Çev. Sezer Duru, Everest Yay.). Yazları Köprüaltı’nda serserilik edip kışları Büyükada’daki Con Paşa Köşkü’nün bekçiliğini yapan Selçuk’un kılavuzluğunda sonbaharın dinginliğinde sessiz sakin bir adalar gezisi yaptırıyor Sartorius. Sartorius, Büyükada’dan başlayıp Hayırsız Ada’ya kadar uzanan gezilerinde adalar hakkında yazılmış kitapları da yanında bulunduruyor, anlatısını onlardan aktardığı güzel bilgilerle güçlendiriyor. Ve tabii Sartorius’un Türkiye’de geçirdiği uzun yıllarda dostluk kurduğu Demir Özlü, Sezer Duru, Ferit Edgü, Orhan Pamuk ve Ara Güler gibi yazar ve sanatçılar da hem anıları tekrar canlandırıyor hem de Prens Adaları anlatısının renklerini çoğaltıp, kuvvetlendiriyor. Prens Adaları iyi bir edebiyatçının kaleminden çıkmış 95 sayfalık küçük ve keyifli bir anlatı. Anılar, gözlemler ve bilgilerin iç içe geçtiği türlerarası bir yapıt. Özellikle adalara gitme zamanı olan bu günlerde insanda bu kitabın kılavuzluğunda geziler yapmak isteği uyandırıyor. Tabii sessiz sakin bir sonbahar akşamı tek başına yola koyulup, o muhteşem Splendid Otel’de konaklayarak... ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1057 “K SAYFA 14