03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

¥ insanların işidir, kafaca gelişmiş, olgunlaşmış insanların işi... Bir dünya görüşüne, bir yaşam anlayışına ulaşamadan şiirde tam bir başarı elde edilemez...” irlerdir. İkinci çizgideki şairler ise kapalı, gizemli, içe dönük, sözcüklerden çok içerik sanatlarına ağırlık veren, imgeyi imge olarak seven şairlerdir” der. YENİLİK ARAYIŞLARI Şiirde yenilik arayışlarına hep açık olmuştur. İleri sürülen görüşleri, verilen yapıtları sabırla izlemiş, dikkatle değerlendirmiştir: “Şairler ‘Şiir kendini buldu’ diye, zaman bunlardan (şiiri şiir eden dış ve iç öğelerden) birinin üstüne düşüyorlar. Bir ara düşünceler, duygular, bir ara deyiş öbür öğeleri ezdi, geri itti. Bugün de olmayacak görüntüler, sıçramalar, karanlıklar el üstünde tutuluyor, değerlendiriliyor. Başka yolu yok, şiirin ne olduğu, ne olmadığı böyle böyle çıkacak ortaya.” “Ben anlamsız şiire gülüp geçenlerden değilim. Sanat alanında, iyi kötü, her yeniliğin her aşırılığın, her denemenin bir faydası olduğuna inanıyorum. Anlamsız şiir modası gelip geçtikten sonra, bugün ona en çok kızanlar bile şiire yeni bir tat getirmiş olduğunu, şairlere birtakım kolaylıklar sağladığını kabul edecekler sanıyorum. Ama işte o kadar.” “Batı’da doğan, eskimek üzere olan bir yeniliği gördüler, önce yadırgadılar, sonra alıştılar, havasına girdiler, dilimize, şiirimize aktardılar. Yani bu doğrudan doğruya bir akıl işi. Yani bu işde aramak, bulmak, aklı aşan yaratıcı bir hava içinde olmak gibi şeyler yok.” ÇAĞDAŞ TÜRK ŞİİRİNİN GELİŞİMİ SÜRECİNDE ELEŞTİRMECİNİN GÖRDÜKLERİ Memet Fuat’ın şiirle ilgili yazılarında çağdaş şiirimizin türlü özelliklerine değinilmiş, aksakeksik yanları gösterilmiştir. Değindiği noktalardan biri, şiirimizin yaşamdan kopmuş olmasıdır. İçten gelen baskı, şiiri, “örtünmeye, çevreyle, yaşadığı dünyayla ilişkilerini kesmeye” götürmüştür: “Bütün sanatlar gelişmek, iletişim gücünü artırmak, toplumsal gelişmeler üzerinde insanların iç dünyalarının biçimlenişinde daha etkili olabilmek için yarışırlarken, Türkçede şiir kendini sınırlamaya, içten gelen baskılarla, kendi kendine yasaklar koymaya yöneldi. Yoğunlaşma, içte dışta biçim oyunlarını çoğaltma sağlandıysa da, yasakların neden olduğu yaşamdan kopuş, içerikte büyük bir boşluğa, duyguda, düşüncede şiiri sezme yeteneğinin nerdeyse bütünüyle yok olmasına yol açtı. Bakıyorsunuz güzel bir şiir, birçok bakımlardan bayağı yetkin, ama kimseyi etkilemiyor. Bir iletişim kuramıyor.” “YAŞLI BİR ŞAİRE MEKTUPLAR” Memet Fuat, şiir sorunlarını, ele aldığı konularla ilişkisi bulunduğu oranda, sırası geldikçe, şurasından burasından işlemiştir. “Yaşlı Bir Şaire Mektuplar” kitabında da birtakım sorunlara değinilir. İzlediği yol, yine özgür bir tutumdur. Mektuplar, öğretmenşair Ş’yedir. “Herkes ‘Ş kim?’, onu öğrenmeye uğraşıyor. ‘Benim düşünceleri “YENİ DERGİ’DE ŞAİRLER” Yeni Dergi (19641975), Memet Fuat’ın yaşayan Türk şiirine yaklaşımının bir aynası olmuştu. “Yeni Dergi’de Şairler” başlıklı yazısı bu serüveni özetler. Yazıda derginin yalnız belli ozanlardan şiirler yayımlandığı yolundaki eleştirilere karşı, dergi sahibieleştirmecinin şu açıklamaları yer alır: Yeni Dergi bir “kadro dergisi” olarak tasarlanmamıştır. Derginin amacı, yazın, düşünce alanlarında “kulaktan dolma bilgilere karşı çıkış”tır. Dergide “şiiri en iyi biçimde sunmak” amaçlanmış, bunun için de başlangıçta altı ozanın yalnızca Yeni Dergi’de yazması istenmiştir. Bu şairlerin kitaplarını da De Yayınları basacaktı. Şiirler yanlışsız çıkacak, kitaplar özenle basılacaktı. Altı ozan şunlardı: Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Edip Cansever, Cemal Süreya, Kemal Özer, Ece Ayhan. Bu adlara sonraları Behçet Necatigil, Ülkü Tamer, İlhan Berk, politika dergilerine yazdıklarının dışında kalan şiirleriyle Can Yücel, İsmet Özel, Ataol Behramoğlu, Turgut Uyar eklendi. Nâzım Hikmet’in şiirleri özgün biçimleriyle Yeni Dergi’de, kitapları De Yayınevinde basıldı. Ahmet Ada, Mustafa Irgat, İzzet Yasar, Erdal Alova, Barış Pirhasan, Veysel Çolak Yeni Dergi’de yazmaya başlayıp ünlenen genç şairler oldu. Memet Fuat bütün bu uygulamaları, “ ‘Konumuz eleştiri, şiir değil,’ diyen bir dergi için gerçekten şaşırtıcı, onur veren bir görünüm,” diye özetleyecekti. GELENEKSEL ŞİİRİNDEN ETKİLENME Çağdaş şiirin kaynaklarla ilişkisi, eleştirinin önemli sorunları arasındadır. Memet Fuat, ünlü “Folklor şiire düşman” savı üzerinde dururken, “Çağcıl şiir, folklorun geleneksel, kalıplaşmış, hazır şiirselliğinin kullanılarak doyuma ulaşılmasını, gelişmesine en büyük engel olarak görüyor” der. Halk şiirinden etkilenme konusunu da şöyle değerlendirir: “Halk şiiri, alışık olmadığımız bir biçimde başkaldırıyor. Batı kültürü etkisinde büyük serüvenler yaşamış şiirimizin karşısına kendine güvenen bir tavırla çıkıyor, yüzyıllardır aydın şiirinin yarattığı baskıdan, aşağılık karmaşasından kurtulmuş görünüyor, geleneklerinden, tekdüzeliklerinden sıyrılıp ‘çağdaş şiir ortamı’na üstünlüklerini sunuyor.” Divan şiirinin çağdaş şiire etkisi konusunda ise kapıyı daha dar açtığı görülür: “Şiiri şiir yapan öğelerden hiçbirini arkaya itmeden, yok saymadan, dünyaya, insanlara, insanlar arası ilişkilere bakışta, açısı çok geniş olan, bütünü kapsayan bir noktaya gelindi. Ulaşılan kapsayıcılık şiiri yeni anlatım olanakları aramaya yöneltiyor ister istmez. Bu olanakların geliştirilmesinde, geçmişteki öbür şiir deneylerinin yanı sıra Divan şiirinden de yararlanılacak, bunu kimse yadsıyamaz, ama herhalde pek fazla değil.” İKİ ŞİİR ANLAYIŞI Çağdaş Türk şiirinin iki ana kaynaktan beslenerek iki ayrı dalda geliştiği yolundaki saptaması, Memet Fuat’ın özgün bir değerlendirmesidir: Nedim Yahya Kemal Nâzım Hikmet Orhan Veli’nin oluşturduğu birinci ana yolun özelliklerini, “açıklık, su gibi akan bir dil, yaşama coşkun bir bağlılık...” diye özetler. Şeyh Galip Ahmet Haşim Necip Fazıl Kısakürek Fazıl Hüsnü DağlarcaAhmet Muhip Dıranas’ın yer aldığı ikinci ana yolda gördüğü özellikler, “imgelere düşkünlük, derinlik, içe dönüklük”tür.. “Birinci çizgideki şairler, açık, dışa dönük, dilin, sözcüklerin, söyleyişin şiirine ağırlık veren, imgeleri anlatıma güç katmak için kullanan şa Memet Fuat Ödülleri sahiplerini buldu Aralık 2002 tarihinde yitirdiğimiz Memet Fuat’ın anısına düzenlenen “Memet Fuat Eleştiri/İnceleme, Deneme, Yayıncılık Ödülleri”nin altıncısı ve “Memet Fuat Genç Şiir Ödülü”nün ikincisi, sahiplerini buldu. Cevat Çapan, Konur Ertop, Nurdan Gürbilek, Uğur Kökden, Hasan Kuruyazıcı, Nilüfer Kuyaş ve Mustafa Öneş’ten oluşan Seçici Kurul’un değerlendirmesi sonucunda; İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’nın verdiği 5.000 TL’lik Eleştiri/İnceleme ödülü bu yıl ilk kez iki yazar arasında paylaştırıldı. Yeşim Dinçer’in, “Ecinniler’in Gölgesinde” ile İ. Erkan Irmak’ın “Kayıp Destan’ın İzinde ya da Manzaralar’da “Yiten”: Kuvâyi Milliye ve Memleketimden İnsan Manzaraları’nda Milliyetçilik, Propaganda ve İdeoloji” adlı yüksek lisans teziyle Eleştiri/İnceleme ödülüne değer görüldü. Adam Yayınları’nın 5.000 TL’lik Deneme ödülünü, “Tepedeki Yabancı” adlı kitabıyla Şavkar Altınel kazandı. Yayıncılık Ödülü’ne Sel Yayıncılık öncü kitaplar yayımlamakta gösterdikleri süreklilik nedeniyle değer görüldü. Memet Fuat Genç Şiir ödülünü ise, “perdesiz” isimli dosyası ile Didem Gülçin Erdem kazandı.. 2009 yılı için 45 dosyanın katıldığı yarışmada Nazmi Ağıl, Egemen Berköz, Haydar Ergülen, Turgay Fişekçi ve Mustafa Öneş’ten oluşan Seçici Kurul, ayrıca Özgür Asan, Mehmet Erikli, A. Emre Cengiz, Hakan Yirik, Mehmet Ersoy, Çağdaş Çetinkaya, Gökben Derviş, Onur Kerem Tever’in dosyalarını da “övgüye değer” buldu. İlkeleriyle örnek bir edebiyat adamı olan Memet Fuat aynı zamanda şiir alanındaki eleştirileri ve genç şairleri değerlendirmeleri ile de önem kazanmıştır. Bu sebeple Memet Fuat Genç Şiir Ödülü, genç şairlerin çalışmalarını desteklemek, yüreklendirmek ve başarılarını ödüllendirmek amacını taşıyor. 5.000 TL tutarındaki Eleştiri/İnceleme Ödülü, Bilgi Üniversitesi Yayınları tarafından ve aynı tutardaki Deneme Ödülü de Adam Yayınları tarafından karşılanmaktadır. Genç Şiir Ödülü 2.000 TL tutarındadır. Yayıncılık Ödülü ise Bihrat Mavitan tarafından tasarlanan heykelcikle değerlendirilmektedir. Bütün ödüllerin heykelcikleri Bihrat Mavitan tarafından tasarlanmaktadır. “Memet Fuat Ödülleri”, 10 Nisan 2010 Cumartesi günü İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin santralistanbul Kampüsü’nde gerçekleşecek törenle kazananlara verilecektir. 2009 Haziran’ında yitirdiğimiz arp sanatçısı Ceren Necipoğlu’nu öğrencisi Elif Güngör’ün dinletisiyle anacağımız Ödül Töreni’nde Selahattin Özpalabıyıklar ve Sevengül Sönmez “Usta Yayıncı Memet Fuat’ı” konuşacaklar. Memet Fuat Ödülleri’nin kısa süreli sergisinde Memet Fuat Kitaplığı’ndan ve Pirâye Koleksiyonu’ndan derlenen belgeler, kitaplar da ilgilisini bekleyecek. ? 19 min karşıtı,’ diyorum, inanmıyorlar,” der. Bu yaşlı ozan, karşısındakini doğru dürüst dinlemez, başkalarını kolay kolay beğenmezmiş: “Gençleri soruyorum. Tek beğendiğin yok.(...) Bir şeyler yazıp yayımlayan herkese düşman gibisin.(...) Başarılı bir şair olmuş, güzel yapıtlar vermiş, övülmüş, ödüller almış, antolojilere geçmiş, ama beklediğine ulaşamamışsın.” Eski kuşaktan, toplum sorunlarına kapalı, biçim yeniliklerini önemseyen biri olduğu görülüyor yaşlı ozanın: “Yazdıklarını işçilerin anlaması imkânsız. Çoğunu aydınlar bile çözemiyor. Bilmece gibi.” “Sürekli sözcüklerle oynuyor, her şeyi örtüyorsun, arkadaki insan, şair görünmüyor.” “Yaşlı Bir Şaire Mektuplar”, olgunluk dönemindeki eleştirmecinin şiir sorunlarına, şiire, şairlere yaklaşımını özetlemektedir: “1. Şiirin ayrı bir dili yoktur.(...) Sırasında sözcüklerin sıralamasında yapılan değişikliklerle, sırasında dil kurallarının zorlanmasıyla, sırasında sözcüklerin bağlarından koparılmasıyla da şiire ulaşılır.(...) Şiir imge, benzetme, eğretileme tekniklerini konuşma dilinden almış, bilinen dünyanın, gerçekliğin ötesine ulaşmak için kullanmıştır. 2. Eski şiirin kullandığı şiirleştirme teknikleri, günümüzde de kullanılmakta, bu tekniklerle ‘yeni’ şiirler yazılmaktadır. Doğru olan, şiirleştirme tekniklerini ‘eski’, ‘yeni’ diye ayırmak, ayıklamak değil, çoğaltmak, eski teknikleri geliştirmek, onlara yeni teknikler eklemektir ki, günümüzde yapılmakta olan da budur.(...) Eski şiirleştirme teknikleriyle şiir yazılmasına nasıl hiçbir engel yoksa, onları kullanmadan, olabilirse, salt yeni şiirleştirme teknikleriyle şiir yazılmasına da hiçbir engel yoktur. Önemli olan, ortaya, çağdaş, çağın gereklerine uygun bir ‘şiirsel güzellik’ ortaya koyabilmektir. 3. Bir şairin sanat aracı, kullandığı şiirleştirme tekniklerinin toplamıdır. Başarı için yeterli olmasalar da, bu teknikleri sınırlamak değil, geliştirmek, çoğaltmak şairi güçlü kılar.” ŞİİRİMİZİN GELECEĞİ “Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi”nin sahibi Memet Fuat, yapıtında şiirimizin 19201970 dönemini derinlemesine incelemiş, yönettiği dergilerde, eleştiri yazılarında şiirimizin en yeni gelişmelerine tanıklık etmiştir. Bütün bu birikim şiirimizin geleceğiyle ilgili olarak onun şu umut dolu görüşlerini beslemiştir: “Ben ‘şiir’den yıllardır hep bir şeyler beklemişimdir, gözlerim hep geleceğe dönük olmuştur, genç şairlere hep umutla bakmışımdır. (…) Bugün Türk şiirinde kendi kültür geçmişimizin itişiyle büyük atılımlara gidilebileceği kanısındayım. Söylenceye düşkünlüğümüzden, destan sevgimizden, şiirsel halk öykülerimizden, şiirimizin çözük anlatılar ile (Yunus’ta doruğuna varan) şaşırtıcı yoğunlaştırmalar arasındaki gidiş gelişlerinden, türler arasında nereye konulacağı kestirilemeyen ‘Memleketimden İnsan Manzaraları’ deneylerinden, belki de, daha önce benzerini görmediğimiz bir anlatı türü doğacaktır. ‘Tohum altta nefes nefese’...” ? NOT: Memet Fuat’ı anma töreni ve ödül dağıtımı İstanbul Bilgi Üniversitesi, Santralistanbul, E1301 Salonunda, 15.30’da başlayacaktır. Bilgi Üniversitesi’ne giden taşıtlar Taksim AKM önünden her 20 dakikada hareket etmektedir. SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1051
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle