Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hamit Erdem’den tarihi bir araştırma 1920 Yılı ve Sol Muhalefet Daha önce Mustafa Suphi üzerine hazırladığı kitapla dikkat çeken Hamit Erdem’in can alıcı, oylumlu araştırması 1920 Yılı ve Sol Muhalefet kitabı, bize, Yeşil Ordu Cemiyeti’ni, “(Hafi)gizli Türkiye Komünist Partisi”ni, “Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası”nı, “(Resmi) Türkiye Komünist Fırkası”nı ayrıntılı olarak önümüze getiriyor. Ë Gültekin EMRE mperyalist işgallere karşı direnişin örgütlendiği, o nedenle unutulmaması gerekli yıllardır 1920’li yıllar. İstanbul’daki “teokratik” hükümeti yıl sonunda yıkılır, yerine “burjuva” Cumhuriyet’i kurulur. Osmanlı bitmiş, yerine yeni bir devlet kurulmuştur. Ulusal Kurtuluş Mücadelesi emperyalizmin yenilmesiyle sonuçlanmış, “ulus devlet”in inşa süreci başlamış, solun da gelişmeleri tüm gücüyle desteklediği bir süreç yaşanmıştır o zorlu yıllarda. Aslında 1920 yılı o günlerdeki sol açısından oldukça karmaşık bir dönemdir. Bugün inanması zor ama o günkü Meclis’in içinde ve dışında sol/ komünist partiler kurulabilmiş, “bunlar yeni bir devletin kuruluş sürecinde görüşlerini açıklamış ve siyasi mücadelede bulunmuştur.” “İttihat ve Terakki Partisi’nden gelen sol siyasi hareket, Eskişehir ve Ankara’da örgütlenen Yeşil Ordu Cemiyeti, Ankara’da kurulan Hafi (gizli) Komünist Parti, Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası, Baku’daki Türkiye Komünist Partisi gibi örgütler” politikayı elit çekişmelerden çıkarıp Anadolu halkını siyasi mücadeleye çağıran bir hareket başlatmıştır. Türkiye siyasi hareketi için bu önemli dönemin bir özelliği de Rusya’daki sosyalist devrimin “Kurtuluş Savaşı’nı yürüten sivil ve asker kökenli yönetici kesimi derinden” etkilemesidir. Bu iki ülkenin ortak düşmanı İngiliz emperyalizmidir. Türkiye Bolşevik Devrimi’n zaferinden ciddi etkilenmiş, Ulusal Kurtuluş Savaşı hareketinin kadrolarında derin bir sempati yaratılmasına neden olmuştur. Rusya’daki devrimin yankıları “Anadolu’da ulusal devrimin ‘toplumsal boyutunun’ adeta keşfedilmesini sağlamıştır.” “Ulusal Mücadele’nin sorumlu kumandanları, milletvekilleri, gazetecileri Türk devriminin sosyal yanını uzun uzun tartışmış, komünizmin literatüründeki birçok kavramı günlük yaşamın içine” sokmuştur hiç çekinmeden. O nedenle 1920’de faaliyet gösteren sol partilerin bir kısmı “Büyük Millet Meclisi’nde, günlük gazete ve dergilerde, kahvehane toplantılarında, parti çalışmalarında propagandalarının ana eksenine ‘İslamiyet ve Komünizm’ kavramlarını da yan yana” koymuştur. Geniş bir kesimce tartışılan bu kavramların da yardımıyla, “eşit ve adil” bir düzenin başlaması için ellerinden geleni yapmışlardır. Biraz tuhaf olsa da ne yazık ki gerçek, “Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra ve henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken devlet eliyle ilk kurulan parti” Türkiye Komünist Fırkası’dır. Devletin kurduğu bu ilk parti, daha sonra yine devletin kapattığı parti olur. Sola karşı baskı, parti kapatma, ilerici aydınların soruşturulması, hapsedilmesi, dergi, gazete, kitap yasaklanmasının ardı arkası hiç kesilmeden sürüp gitmiştir bugüne dek eleştiriye tahammülsüzlük örneği olarak. 1925’ten sonra Takriri Sükun Yasası baskıları sistemli hale getirmiştir. Tek parti diktatörlüğünden komünizm düşmanlığına ve faşizm sempatizanlığına uzanan bir çizgi de unutulmamalıdır geçmişi göz önüne getirdiğimizde. Karanlıkta kalmış bir dönemi, unutulan belgelerin ışığında yeniden gündeme taşıyor Hamit Erdem. 1920 Yılı ve Sol Muhalefet kitabı, karartılan yılların sis perdesinin büyük ölçüde aralanmasına, yeniden anımsanmasına, tartışılmasına, gündeme taşınmasına da katkı sağlayacak önemli bir çalışma olarak duruyor önümüzde. Yalnızca kuru belgeleri sunmuyor bu çarpıcı çalışma, 1920’li yılların “arka planındaki toplumsal yapı” da ayrıntılı bir biçimde ele alınıyor, inceleniyor. Elbette yeni politikalar üretebilmek için geçmişimizi iyi irdelemek gerekiyor. “Türk burjuva devriminin ilk yılları, tek parti dönemi, İkinci Dünya Savaşı, bu acımasız savaştan sonraki sancılı yıllar, toplumsal yaşama darbelerin damgasını vurduğu ağır aksak yürüyen demokrasili yıllar, bütün bu dönemlerin; başından itibaren” yanlış anlaşılan, uygulanan, herkesin kendine göre yorumladığı “Kemalizmin çerçevesini belirlediği ideolojik bir iklimde” yaşadığını hepimiz biliyoruz. Yeşil Ordu Cemiyeti, Halk Zümresi de dahil yukarıda adı geçen partilerin kuruluş amaçları, parti içi ve dışı uygulamaları, döneme ışık tutan bildirileri, parti programları, etkili yayın organları, siyasi faaliyetleri çok ayrıntılı bir biçimde ele alınmış. Ayrıca çok zengin bir kaynakça da kitabın sonunda yer almış dizinle birlikte. Unutmadan, 1914 başından 1923 yılının sonuna kadar kronolojik olayların, o günlere damgasını vuran önemli liHamit derlerin fotoğraflarının Erdem da 1920 Yılı ve Sol Muhalefet kitabında yer aldığını belirtmek gerek. ? 1920 Yılı ve Sol Muhalefet/ Hamit Erdem/ Sel Yayıncılık/ Şubat 2010/ 352 s. SAYFA 23 E CUMHURİYET KİTAP SAYI 1046