02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Peter Hristoff ve zanaatkâr dostları iş başında (Güllübahçe, Söke). biyat ve retorik, %8’i tarih ve coğrafya, %7’si din, %6’sı teknoloji, %3’ü felsefe ve psikoloji, %3’ü güzel sanatlar, %2’si dil ve dilbilim, %2’si diğer konulardan mürekkep. Toplam 5470 çeviri yapılmış. (Konularına göre dağılım: edebiyat ve retorik %46, toplum bilimleri %13, din %10, teknoloji %9 ve diğer %22.) Türkiye’de 1.156 kütüphanede 11 milyon kitap var. 2008’de ödünç verilen kitap sayısı 250 bin. Haziran, 2009 itibarıyla 7.601 yayımcı var. (1.165’i vakıf statüsünde.) 2095 Tevfik İhtiyar, resim piyasasının önemli kişilerindendir. Bir ara mali darboğaza düşünce banka takibine uğradığını okumuştuk. İhtiyar’ın çıkardığı dergideki (rh+sanat) Temmuz, 2009 tarihli yazısına göre, bu darboğaz sırasında anlaşmalı bir ressamı icra takibi başlatmış. Bir diğeri, galerisinde açılan sergide potansiyel müşterileri galeriden değil de kendi atölyesinden alım yapmaya yönlendirmiş. Böylelikle hem ressam, hem de müşteri galeriye komisyon ödemekten kurtulacaklardır. (Bu gibi bezirgân ressamların varlığı, klasik konser salonu basılmasından vahimdir.) Bir de her fırsatta KİTAP İÇİN’e konu(k) ettiğim İstanbul doğumlu, ABD vatandaşı iyi ressam, akademisyen ve örnek insan Peter Hristoff vardır. En son marifeti, Söke’nin Güllübahçe beldesindeki halı dokuma atölyesinin hamiliğidir. 31.10.2009 günü Asmalımescit’teki C.A.M. galerisinde bu atölye yararına bir sergi düzenledi. Sergide, kendisinin, Türk ve Amerikalı sanatçı dostlarının hibe ettiği 100 yapıt tanesi 100 TL’den satıldı ve hasılat Güllübahçe’ye gönderildi. (10 bin TL, 18 Güllübahçeli kadın zanaatkârın bir yıllık hammadde gereksinimini karşılayacak.) (Sevgili Okurum, Peter’e içten bir tribün güzellemesi yollayalım mı? Peter Hristoff, KİTAP İÇİN okurları ve yazarı seninle gurur duyuyor!) 2096 “Bir akşam yemeği için ideal sayı ikidir – ben ve kahrolası garson.” Nubar Gülbenkyan (18961972) 2097 24.12.09 tarihli Cumhuriyet Kitap’taki yazısında Mustafa Ş. Onaran, “…Ertuğrul Günay, sorunlarını iyi bilen, takım çalışmasına ¥ önem veren bir bakan olduğunu gösterdi” demiştir. Katılmıyorum! Kültür ve Turizm Bakanı’na yaptığı bu komplimandan (veya saptamasından diyelim) birkaç ay önce duayen yazar Onaran’ın, Kültür Bakanlığı adına bir kitap hazırlamış olduğunu bilenlerin kıs kıs güldüklerini görür gibiyim. (Herkesin bildiği gibi, AKP iktidarının Kültür Bakanı Ertuğrul Günay (E.G.), eski bir CHP’liydi. CHP’nin en militan, en solcu milletvekillerindendi. Komünizm sempatizanı bellenen DevYol’la organik ilişki içinde olduğu savıyla hüküm giymişti. Ardından CHP’de anahtar pozisyonlara gelmeye çalıştı. Parti üst yönetimini ego sorunlarıyla yordu, Genel Başkanlığa (s)oyundu. Sonunda CHP’den ihraç edildi. Ve son genel seçimlerde herhalde bakanlık sözü de alınca hem de AKP’ye transfer oldu. Maalesef E.G. Kültür Bakanlığı’na layık olduğu için atanmadı. AKP onu “mesaj mankeni” olarak kullandı. Bence, “Kapımız herkese açık, imaj kamuflajımıza yarayacağını düşündüğümüzü bakan bile yaparız” denmek istendi. Bir politikacı fırdöndü olabilir ama bu onun üstlendiği sorumluluğun altında ezileceği anlamına gelmez. E.G. gazetelerin ön sayfalarında kültür ve turizme yaptığı katkılardan dolayı hiç yer almadı mı? Ama sanatla, sanatçıyla ilgili konuşmalarında yaptığı gaflar silsilesini ön sayfalarda sürekli okuyup, hem güldük, hem şaşırdık. Televizyon programlarına katılıp düzeltme yapmak isterken daha aciz durumlara düştü. Bülent Ersoy yanıt hakkını kullanırken, E.G.’yi bir güzel silkelemişti diye anımsıyorum. Aralık’ta, televizyonda kanal safarisi yaparken TRT3’te bir süre durdum. CHP’liler, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2010 bütçesini eleştiriyorlardı. Kültür faslında nice falsoyu ıskaladılar. Ama Bakan’ı hırpalarken pek zorlanmadılar. Bir CHP’li milletvekili, AKP’ye geçmeden önce E.G.’nin AKP hakkındaki ağır eleştirilerinden alıntılar yaptı. Kameralar E.G.’ye odaklandığında o gözlerini kısmış sırıtıyordu. Utandım. Midem kalkar gibi oldu. National Geographic’e sığındım. 2098 Tanınmış gazeteci Ergun Babahan 2002’de, “Türkiye’de şu anda itibar düzeyi en düşük iki kurum siyaset ve medyadır” demişti. 2010’da da hem de irtifa kaybederek en dipte değiller mi? 2099 02.12.09! Galeri Nev’deki sergisinde nihayet adaşım ve hemşerim küresel çizer Selçuk Demirel’le (Artvin, 1954) tanıştım. Sergisindeki, “içinden kitap geçen” tek tablosunu ben kaptım. 23.12.2009! Metin Üstündağ ile nihayet ve SEL’de karşılaştık. Alıntı özürlü E.Ş.’nin kulakları çınlasın, Metin en çok alıntı yaptığım yazar/çizer’dir. Şiyir Sevişgenleri’ni, “Amigo okurum Selçuk Altun’a” diye imzalattım. (Selçuk ve Met Üst; yıl sonumu ışıttınız. Artık peşinizdeyim.) 2100 Usta aktör, koleksiyoner ve bibliyofil Ali Poyrazoğlu benden bir hafta sonra Selçuk Demirel’in sergisine gitmiş. Tablom onu da mıknatıs gibi çekmiş. Satıldığını duyunca, “Onu Ömer Koç mu yoksa Selçuk Altun mu aldı?” diye sormuş. Bu anekdotu telefonda ondan dinledim. Tablodan seve seve vazgeçmeye hazır olduğumu söyledim, kabul etmedi. Yayıncım, akademisyen, yazar ve şair dostlarım ve KİTAP İÇİN’in bazı tiryakileri, 10012000 arası maddelerimden de bir kitap kotarılmasını önermekteydiler. Ali Poyrazoğlu’nun önerisi bardağı taşıran son damla oldu. KİTAP İÇİNII Mart veya Nisan’da çıkacak! Selçuk Demirel’in izniyle anılan tablo kapağına nakşedilecek. Selçuk Altun KİTAP İÇİNII’nin reklamı için de kimseye yalakalık yapmayacak, yazı dilenmeyecek, imza günü düzenlemeyecek. Ödüllere aday olmayacak. Ondan aldığı tüm telif ücreti, geleceğin edebiyatçıları için B.Ü.’de kurduğu eğitim fonuna yatırılacak. KİTAP İÇİNII şimdiden Ali Poyrazoğlu ile has okurlarıma emanet. Ve benim senin ilginden başka bir ödüle gereksinmem yok, sevgili okurum! ? SAYFA 11 Şiyir Sevişgenlerin’den, MET ÜST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1042
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle