22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eni bir edebiyat dergisinin yayımlanması beni hep heyecanlandırır. Diyarbakır Birlik Lisesi ve Yüzyıl Işıl Lisesi’nin çıkardıkları dergilerden tutun da, genç edebiyatçıların bir araya gelip yayımladıkları dergilere kadar pek çok süreli yayın, bana her zaman umut vermiştir. Bugün ’50 Kuşağı diye tanımladığımız usta yazarların önemli bir bölümünün, bir zamanların a dergisi ile Mavi Dergisi’nden geçmiş olmasının, bu umutta payı vardır kuşkusuz. Memet Fuat’ın Yeni Dergi’sinden az mı yazar, şair, çevirmen yetişti? eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER celaluster@cumhuriyet.com.tr Edebiyat dergiciliğine özgün bir katılım: ‘Roman Kahramanları’ Kahramandan kahramansızlığa Y Derginin ilk sayısında, Hasan Ali Toptaş’ın, Attilâ İlhan’ın (yanda), Albert Camus’nün, Ferenc Molnar’ın (aşağıda) eserlerindeki kahramanlar ele alınmış. ÇOCUK ROMANLARI Mehmet Eroğlu ile İbrahim Yıldırım’ın yanıtları ise, Roman Kahramanları dergisinin ufkunu açabilecek “öneriler” taşıyor bağrında. Örneğin, Eroğlu, “Aslında belleğimdeki en canlı kahramanlar hâlâ çocukluğumda okuduğum İki Çocuğun Devrialemi adlı on ciltlik romanın iki kahramanı: Yanik ve Jano’dur” derken, dergide çocuk romanlarının kahramanlarının da incelenebileceğini “öneriyor” bir bakıma. KARŞIKAHRAMANLAR İbrahim Yıldırım da, kendi “roman kahramanları” arasında Beckett’in Watt’ını anarken, “karşıkahraman” kavramını gündeme getirmiş. “Onu Charlie Chaplin’e ve Harold Lloyd’a benzetebiliriz” diyor Yıldırım. “Ancak onu yaratanın Beckett olduğunu düşünürsek Buster Keaton’a yakın durduğunu da söyleyebiliriz. Bu benzetmeler konusunda küçük bir ipucu vereyim: Watt, tuhaf bir şekilde yürür, anlamsız konuşmalar yapar. Bir durumu, bir şeyi kavraması için her zaman olasılıkları gözden geçirmesi gerekir. Evet, Watt da Beckett’in diğer kahramanları olan Murphy, Malone ve Molloy gibi ‘karşı’dır…” DON QUİJOTE’DEN SAM SPADE’E Evet, “roman kahramanı” deyince, ister istemez, “karşıkahraman”ı da göz önüne almak gerekiyor. Göz önüne almanın da ötesinde, roman sanatının, Cervantes’in Don Quijote’sinden başlayarak, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sının Raskolnikov’undan, Joyce’un Ulysses’inin Leopold Bloom’undan, Raymond Chandler polisiyelerinin Philip Marlowe’undan, Dashiell Hammett’ın Malta Şahini’nin Sam Spade’inden, Orwell’in 1984’ünün Winston Smith’inden, Patricia Highsmith’in Tom Ripley’inden, Salinger’ın Gönülçelen’inin Holden Caulfield’inden, Nabokov’un Lolita’sının Humbert Humbert’ından, Anthony Burgess’in Otomatik Portakal’ının Alex’inden geçerek “karşıkahramanlar” üzerinden geliştiğini bile söyleyebiliriz belki de. Dahası, anlatı sanatının, “kahramansızlığa doğru” evrildiğini de. Bu bakımdan, Roman Kahramanları dergisi, roman türünün salt “baba” karakterlerini incelemekle yetinmeyebilir, “kahraman” sorunsalından yola çıkarak roman sanatının iç sorunlarını derinliğine irdeleyebilir diye düşünüyorum. ? YENİ BİR DERGİ Son yıllarda, edebiyat dergiciliğinin ana caddesinde de pek çok dergi var. Edebiyatımızın nabzı, 50’li, 60’lı, 70’li yıllardaki kadar olmasa da, bu dergilerde atıyor bir ölçüde. Dergiler de canlı varlıklar gibi. Doğuyor, yaşıyor, ölüyorlar. Kiminin soluğu yetmiyor, kimi ekonomik koşullara yenik düşüyor. Virgül dergisinin, olanaklarını sonuna kadar zorladıktan sonra kapanmak zorunda kalması beni ne denli üzdüyse, geçenlerde Roman Kahramanları adlı yeni bir derginin yayın yaşamına atılması da gönlümü o ölçüde hoş etti. ÖZGÜN BİR YAKLAŞIM Adından da hemen anlaşılacağı gibi, özgün yaklaşımıyla birçok dergiden ayrılıyor Roman Kahramanları. Sahipliğini Heyamola Yayınları adına Ömer Şükrü Asan’ın, yayın danışmanlığını Eray Canberk’in, genel yayın yönetmenliğini Irmak Zileli’nin üstlendikleri derginin “Merhaba”sını Zileli kaleme almış: “Onlar ikinci bir hayatın kahramanları. Hem gerçek yaşamın içinden çıkan, hem de o yaşamın ‘rutin’, ‘sıkıcı’, ‘günlük’ edimlerinden uzak, ama daha çok seçilmiş olayların, seçilmiş hikâyelerin, seçilmiş ruhsal ve duygusal hallerin içinde yaşayan kişiler; roman kahramanları… Hem alabildiğine gerçek, hem olağanüstü…” FARKLI PENCERELERDEN Zileli, derginin her sayısında iki yerli, iki yabancı roman kahramanı üstüne dosyalar hazırlayacaklarını, ama ele aldıkları roman kahramanına yalnızca edebiyatın penceresinden değil, insan bilimlerinin farklı pencerelerinden de bakacaklarını vurguluyor. Üç ayda bir yayımlanacak olan derginin ilk sayısında (OcakMart), Hasan Ali Toptaş’ın Bir Hüzünlü Haz’ının Alaaddin’i, Attilâ İlhan’ın Kurtlar Sofrası’nın Mahmud Ersoy’u, Albert Camus’nün Yabancı’sının Meursault’su ile Veba’sının Rieux’sü, Ferenc Molnar’ın Pal Sokağı Çocukları’nın Nemeçsek’i ele alınmış. SAYFA 6 ELEŞTİRİYE KATKI Pelin Aslan, Sibel Ercan, Elif Türker ve Mine Söğüt, Alaaddin’e; Öner Yağcı, Erendiz Atasü, Gönülden Esmenli Söker ve Tülin Arseven, Mahmud Ersoy’a değişik açılardan yaklaşıyorlar. Nedret Tanyolaç Öztokat, Feridun Andaç ve Ali Bulunmaz, Camus’nün “kahramanlar”ına; Şiirsel Taş ile Jaklin Çelik de Molnar’ın Nemeçsek’ine farklı bakışlar getiriyorlar. Hepsi de, romanı baş kişisi üzerinden irdelerken, ister istemez, edebiyat eleştirisine farklı bir boyut getiriyorlar. Böylesi çalışmaların, özellikle bizim edebiyatımızdaki “kahramanlar” üstüne incelemelerin, bizdeki edebiyat eleştirisine azımsanmayacak katkılarda bulunabileceğini sanıyorum. Dergide, kapsamlı bir biçimde incelenen dört “roman kahramanı”nın yanı sıra, Leyla Erbil, Ahmet Oktay, Sevin Okyay, A. Ömer Türkeş, Gün Zileli, Feryal Tilmaç ve Enver Aysever’in yazılarıyla da, hem “kahraman” kavramına değişik açılımlar getiriliyor, hem de farklı “kahraman” örnekleri gündeme taşınıyor. YA OYUN KAHRAMANLARI? Derginin başlarında, yazarlara “Sizin roman kahramanınız kim?” sorusu yöneltilmiş. Adnan Binyazar, “Deli sanılanın akıllı, akıllı sanılanın ahmak oldu ğunu mu öğrenmek istiyorsunuz, Don Quijote’yi; insanın ‘insan’dan öte bir duygular karmaşası olduğunun bilincine mi varmak istiyorsunuz, Hamlet’i okuyun…” diye yanıtlamış. Gerçi Hamlet bir roman kahramanı değil, bir oyun kahramanı; ama Binyazar’ın Hamlet’i anması, derginin adıyla belirlenen ufkuna yeni bir açılım getirebilir. Roman kahramanları kadar, Shakespeare’in Othello’su, Çehov’un Vanya Dayı’sı, Ibsen’in Doktor Stockman’ı gibi oyun kahramanları da yüreklerimizde yer etmemiş midir? ANLATI KİŞİSİ Mehmet Rifat, “roman kahramanı” deyişinden çok, “başlıca roman kişisi” ya da “başlıca anlatı kişisi” deyişini yeğliyor. Rifat’ın gözdesi, Proust’un Kayıp Zamanın İzinde’sinin Anlatıcısı. Nedim Gürsel, derginin sorusunu “kendine yontmaktan” alamamış kendini. Homeros’un, pek çoklarınca roman türünün kaynağı olarak da görülen Odysseia destanının baş kişisi Odysseus’un, “çoğu kez kendini özdeşleştirdiği bir kahraman” olduğunu söylemiş. Sonra da, son romanı Allah’ın Kızları’nı gündeme getirmiş: “Aslında Hz. Muhammed de diyebilirdim. Allah’ın elçisinden roman kahramanı olmaz diyenlere yanıtım Allah’ın Kızları’dır diyebilirim…” Albert Camus’nün Yabancı’sıda Meursault’yu Marcello Mastroianni canlandırmıştı. Ferenc Molnar CUMHURİYET KİTAP SAYI 1043
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle