Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hıfzı Topuz’dan ‘Abdülmecit’ ‘Abdülmecit Batı’ya bir pencere açtı Batı kültüründen esinlenerek bir dizi reforma girişen, genç yaşta yaşama veda eden zarif ve duygusal bir padişahın hüzünlü öyküsünü Abdülmecit adlı kitabında anlatan Hıfzı Topuz, “Abdülmecit’in Batı’ya açtığı pencere Türkiye’de birtakım müesseselerin kurulmasına neden olmuştur. O müesseselerde yetişen insanlar Türkiye’nin geleceğine yönler verdi. Namık Kemal’ler, Ziya Paşa’lar, Mithat Paşa’lar, Tevfik Fikret’ler, Mustafa Kemal’ler o dönemde kurulan müesseselerde yetişti ve onlar Türkiye’yi başka bir yöne götürdü” dedi. Hıfzı Topuz’la kitabı üzerine konuştuk. Ë Tolga YENİGÜN “Mithat Paşalar, Namık Kemaller, Tevfik Fikretler ve daha sonraları Mustafa Kemaller Abdülmecit döneminde aydınlığa ve bilimselliğe açılan pencereden ışık alarak yetişmiştir.” Hıfzı Topuz yiz? Abdülmecit’i niye seçtim? Abdülmecit genel olarak az tanınan bir padişah. Romana başlamadan önce çeşitli toplantılarda okurlarla buluştuğum zaman okuyuculara ve öğrencilere “Abdülmecit hakkında ne biliyorsunuz” diye sordum. Çoğunun Abdülmecit’i son halife Abdülmecit Efendi ile karıştırdığını gördüm. Oysa Abdülmecit önemli bir padişahtır. 16 yaşında tahta çıkıyor. Tanzimat Fermanı onun zamanında ilan ediliyor. Kırım Savaşı onun döneminde oluyor, Islahat Fermanı ilan ediliyor. Ne yazık ki sarayın masrafları veHarem kadınlarının savurganlığı Hazine’yi batırıyor. Yine bu dönemde köle satışlarının yasaklanması gibi önemli kararlar alınıyor. Ayrıca Abdülmecit dönemine ilişkin önemli kaynaklarımdan biri anneannemdir. Bu ayrıntı kitapta yok. Anneannem Abdülmecit’in yaveri Şerif Paşa’nın gelini ve ilk romanımın kahramanı Meyyale Hanım’ın kızı Rebia Hanım’dır. Çocukluğumda anneannemden kayın pederinin hikâyelerini dinlerdim. Serfiraz hikâyesi de onlardan biri. Onlar beni etkiledi, sonra baktım tarih kitaplarında bunlar var, bunları değerlendirmeye başladım. Abdülmecit’in torunlarından Prenses Fevziye Osmanoğlu ile Paris’te UNESCO’da 20 yıl beraber çalıştık. Ondan da büyük dedesinin insancıl yanlarını öğrendim. Bu da tabii ki beni etkiledi. “ONUN ZAMANINDA AVRUPA TOPLULUĞU’NA KATILDIK” Kitapta üzerinde durduğunuz konulardan biri de o dönemde Osmanlı’nın Batı’ya yaklaşma çabasında olması. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Batı’yla yakınlaşma III. Selim döneminde başlıyor. Ondan sonra da II. Mahmut’un araladığı pencereyi Abdülmecit daha da açıyor. Batı müziği, tiyatro ve opera saraya giriyor. Batılı SAYFA 4 O smanlı padişahları arasından Abdülmecit’i seçmenizin nedenini öğrenebilir mi besteciler padişaha besteler yapıyor. Padişah Fransızca öğreniyor ve elçilerle Fransızca konuşuyor. Yabancı dergileri okuyor. Bunlar önemli ama Batı kültürüne geçiş için yeterli değil ve Abdülmecit Batıyı uzaktan izliyor, bu kadar az bilgiyle aydınlanma akımını öğrenmesi mümkün değil. Aydınlanmayı öğrenmek için geniş bir eğitim gerekli, klasiklerin ve Avrupalı düşünürlerin yazdıklarını bilmeden Aydınlanma’yı öğrenmek kolay değil. Bu da bir eğitim meselesidir. Bu bağlamda Abdülmecit’in ki yüzeysel bir Batı sempatizanlığıdır. O dönem Batı’ya yaklaşılmasında Reşit Paşa’nın, Ali ve Fuat Paşaların da rolü var. Bir taraftan da devletin tutucu kanadı var. Birtakım sadrazamlar, paşalar, vezirler şeriatçı. Bunlar devrimlere engel olmaya çalışıyor. Abdülmecit bunların arasında bocalıyor. Abdülmecit aslında çok iyi niyetli, hoşgörülü, alçakgönüllü ve duygusal bir insan ama devleti yönetmek için bunlar yeterli değil. Devleti yönetmek için başka yetenekler lazım ve bu yetenekler onda yok. Fakat Abdülmecit önemli işlere de imza atıyor. Onun işbaşına getirdiği insanlar Batı’ya yakınlaşmamız Abdülmecit döneminde kadınlar kısmi de olsa bazı özgürlüklere kavuşuyor, bu konudaki değerlendirmenizi alabilir miyim? Evet. Abdülmecit döneminde kadınlar biraz özgürlüğe kavuşuyor. O dönemde kadınlar sarayın dışına çıkıyor, dolaşıyor. O zamana kadar kadınlar dışarı çıkamıyordu. Kadınlar Kapalıçarşı’ya, mesire yerlerine gidiyor. Başka insanları görüyor. Kadınlar giyimlerine de özen gösteriyor. Mücevherciler saraya gelerek onlara takılar satıyor. Kadınlar bunları alabildiğine satın alıyorlar. Kadınlar fiyatlarını hiç düşünmeden mücevher satın alıyorlar. Kadınlar ne beğenirlerse alıyor. Kadınların aldığı mücevherlerin parası saray masraflarının yarısını geçiyor. Abdülmecit maalesef bunlara karşı koyamıyor. O zaman tutucu çevreler bu olaylara büyük tepki gösteriyorlar. Mesela Cevdet Paşa kadınların bu özgürlüklerine deli oluyor. O dönemdeki ekonomik tablo ve alınan borçlara ilişkin görüşlerinizi öğrenebilir miyim? Abdülmecit zamanında olumlu işler yapılmış olmasına karşın padişahın bilincine varamadığı bazı kararlar da alınıyor. İkinci Mahmut hastayken İngilizlerle imzalanan bir “ticaret anlaşması” var. Bu anlaşma Türkiye’de İngilizlere ticari ilişkilerde birtakım haklar tanıyor. Abdülmecit zamanında bu haklar başka devletlere de tanınıyor. Devlet yavaş yavaş ekonomik ve mali bağımsızlığını kaybediyor. O dönemde Avrupa’da büyük gelişmeHıfzı Topuz’un kitabı yazmasının nedenlerinden biride Paris’te UNESCO’da 20 yıl beraber çalıştığı Abdülmecit’in torunla¥ rından Prenses Fevziye Osmanoğlu’ndan öğrendiği Abdülmecit’in insancıl yanları... ler olmuştur. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1023 da önemli roller oynuyor. İlk defa Avrupa Devletler Topluluğu’na Osmanlı Devleti kabul ediliyor. Türkiye şimdi bunun için hâlâ uğraşıyor. Abdülmecit önemli kararlar verirken çevresindekilerin etkisinde kalıyor. Sizin bu konuda söyleyecekleriniz nelerdir? Padişah, kadınların ve sarayda çevresindeki insanların etkisindeydi. Bunlar Abdülmecit’e her zaman yön veriyor. Abdülmecit oldukça zayıf bir insan. O devrim düşüncelerini gerçekleştirirken engellerle karşılaştı ve hoşgörülü olduğu için fazla dayatamadı. Ona suikast hazırlayan insanları bile affetti. Onun zamanında kimse asılmadı. Yurt gezilerinde halkını tanıdı ve çok etkilendi. İnsanlarla kucaklaştı. Padişahı dev gibi bir insan olarak düşünenler çok şaşırdılar. Abdülmecit’in kadınların etkisinde kaldığını belirtmiştim. Hünkâr çok âşık oluyor ama sevdiği kadınlar onu alabildiğine sömürüyorlar. O bunlara karşı koyamıyor. Kendisini aldatan kadınları dahi affediyor.