22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T H 12 AĞUSTOS ÇARŞAMBA üseyin Atabaş, “Dilin Gizil Gücü”nde (Elvan Yayınları) şiirin dille ilişkisini sorguluyor. Kitabın alt başlığı zaten, “Şiir Sanatına Giriş”. Dilin ve şiir dilinin öneminden, dilin şiirsel anlamından, dil ile şiirin ortak yazgısından, şiirde sözcük ekonomisinden söz ediyor; imgenin ne olduğu üzerinde duruyor; şiiri, arabesk şiirle ve şarkı sözüyle karşılaştırıyor. Şiirin gündelik dili aşma becerisi göstermesinin gerekliliğinden şiirin patoloji ile ilgisi olup olmayacağına kadar şiir çevresinde pek çok konu üzerinde durmuş. Şiirle ilgilenenlerin, şiir yazmaya istekli olanların mutlaka okuması gereken bir kitap. Öykü kitaplarından daha önce de söz ettiğim Hürriyet Yaşar’ın Türkçeyle yakından ilgilendiğini biliyor, yazdıklarını elimden geldiğince izlemeye çalışıyordum. Sonunda dil yazılarını bir kitapta toplamış Hürriyet Yaşar: “Anlam Kovalar Biz Kaçarız” (Cumhuriyet Kitapları). Kitap iki bölümden oluşuyor. “Bir Sözcükten” başlığını taşıyan bölüm, adından anlaşıldığı gibi, bir sözcükten kalkarak benzer sözcüklerin kullanımlarını irdeleyen yazılardan oluşmakta. Bu bölümde yer alan ve kitaba adını veren yazıda, kimi sözcüklerin kimi zihinlerde uyandırdığı belden aşağı ya da olumsuz çağrışımlar nedeniyle kullanılmaktan nasıl kaçınıldığı üzerinde duruluyor. Kitabın adını ilk okuduğumda kafamda beliren bu adın neden “Anlam Kaçar, Biz Kovalarız” olmadığı yolundaki sorunun yanıtı da bu yazıda. Biz anlamı kovalamıyoruz çünkü. Olumsuz bir çağrışım yüklendiğini düşündüğümüz sözcüğün yerine, yenisini koyuveriyoruz. Hela, ayakyolu ve benzeri sözcükler yerine oturttuğumuz “tuvalet” sözcüğünün de kirlenmeye başladığını sezdiğimizde “lavabo” demeye başlamadık mı hacet görülen o yere? İkinci bölüm eleştirilerden oluşuyor. Kemal Bek’in benim Türkçe “Off” kitabımdaki kimi noktaları eleştiren yazısına Hürriyet Yaşar’ın yanıt niteliğindeki yazıları da bu bölümde. O yazılar Hürriyet Gösteri’de yayımlandığında yanıtların benim verebileceklerimden daha iyi olduğunu görüp sessiz kalmayı yeğlemiştim. O zaman teşekkür etmiş miydim Hürriyet Yaşar’a? Etmediysem şimdi teşekkür ediyorum. Bamm Yayınları’nın Beslenme Saati adını verdiği kişisel gelişim dizisinde yayımlanan “Fax, Taxi & Sex”, ne bu addan ne de “Espassız Sayıklamalar” biçimindeki alt başlığından anlaşılıyor; ama aslında bir Türkçe kitabı. (Espas,“boşluk” demek. Grafik tasarımlarında ve harfler ara ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER sında uygun boşluklar bırakılmasını sağlamak amacıyla basım işlerinde kullanılan bir sözcük.) Adnan Algın, bu ilk kitabında reklamcılık alanında yapılan dil yanlışlarıyla tatlı tatlı dalgasını geçerken Türkçenin reklam yazarları tarafından (da) doğru kullanılmasının ne kadar önemli olduğunu çarpıcı biçimde vurguluyor. Adnan Algın’ın cin gibi bir zekâsı var; bu zekâyla yaptığı can alıcı eleştiriler zevkle okunuyor. Yaşıyla ilgili bilgim yok; ama Adnan Algın’ın genç bir reklamcı olduğunu tahmin ediyorum. Yaş konusunu da bu noktada çok önemsiyorum. Büyüklerin eleştirileri, gençler arasında ilgi uyandıracağı kadar, tepki de uyandırabilir. Yaptıkları yanlışları, “Ne karışıyor benim yazdıklarıma!” başkaldırısıyla bir çeşit özgürlük gibi savunmaya da kalkabilir gençler. Bu yüzden içlerinden birinin, bir yaşıtlarının, yanlış yapmanın özgürlük olmadığını söylemesi çok önemli. Adı İngilizce, “Business Advertising Marketing Media” sözcüklerinin kısaltması olan “BAMM” Yayınlarının bu kitabı basması da çok önemli. Dünyanın ortak iletişim dilinin İngilizce olduğunu kabul etsek bile, bunun Türkçeye özen göstermemenin bahanesi olamayacağının en açık kanıtı! emal Engin’den müjdeli bir haber geldi: İstanbul Yeşilyurt’ta, içinde 60 70 yıllık ağaçların bulunduğu park, K iş merkezi ve otopark yapılmaktan kurtulmuş. Bu kurtuluş, semt sakinlerinin kararlı savaşımı sayesinde sağlanmış; ama bu sayfalarda da üzerinde durulduğu için, sevinçten biz de pay istesek Yeşilyurtlular vermezlik etmez herhalde. ir müjde de Meral Naymaner’den: Cunda’daki mezarlığın kapısında bir süredir “Kabristanlık” değil, “KabrisB tan” yazıyormuş. Ayvalık Belediyesinden rica etsek belediye otobüslerinin üstündeki “Kabristanlık”ı, da “Kabristan” yapar mı acaba? “Mezbahane” sözcüğünü “Mezbaha” yapmasını da Yalova Belediyesinden istesek, bunu da Yalovalı Türkçesever Cumhuriyet okurları iletse belediyeye, çok şey istemiş olur muyuz? Ş. Şenal Günay’a teşekkür ederim. “Mezbaha” karşılığı kullanılan ve Türkçe olduğu sanısı veren “kanara” sözcüğünün, Arapça kökenli olduğunu, başlıca sözlük ve ansiklopedilerimizde, “kınnare, kinnare, kannare = derisi yüzülen hayvanların kesildiği yer” olarak geçtiğini bildirdi. li Durmaz, Ankara’da İl Milli Eğitim Müdürlüğüne 100 metre yaA kınlıktaki bir anaokulunun adının, “M.E.B. Nene Hatun Ana Okulu” diye yazıldığını söylüyor. Bütün yazım kılavuzlarında yer alan bir bilgiden Milli Eğitim Bakanlığının haberinin olmaması kolay kolay açıklanabilir mi? “Tut kelin perçeminden” dedirten bir durum… Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz. Kısaltma, “M. E. B” biçiminde değil, “MEB” diye yazılmalı. “Anaokulu”, “ilkokul” gibi, “ilköğretim” gibi bileşik bir sözcüktür; tek sözcük olarak “anaokulu” diye yazılmalı. Sokak adlarının “Cevahir Sokak”, “Gül Sokak” değil, “Cevahir Sokağı”, “Gül Sokağı” biçiminde yazılması gerektiğine bu sayfalarda birçok kez değinildi. Ali Durmaz, Ankara’da sokak adlarının “Sok.” diye kısaltılmış olmamasına karşın, Cumhuriyet dahil, tüm gazetelerde “… Sokağı” sözcüğünün “… Sok.” biçiminde yazıldığına dikkat çekmiş. Bir harfin yerine nokta koyduğumuza göre tek harften mi tasarruf ediyoruz? Cumhuriyet’i uyaralım; belki öteki gazeteler de örnek alır. Künyede ve ilanlardaki adres, “Ahmet Rasim Sok.” değil, “Ahmet Rasim Sokağı” biçiminde olmalı. Ali Durmaz’ın bir uyarısı da “Türkiye’nin en önemli beyaz eşya üreticisi ve satıcısı Arçelik”e… Yazım kılavuzları bu kısaltmanın “L” biçiminde olmasını önerdiği halde, Arçelik, kullanma kılavuzlarında “Litre”nin kısaltmasını “Lt” diye yapıyormuş. Bu öneri de Ali Durmaz’dan: Tüm resmi ve özel kuruluşlarda (özellikle kamuya doğrudan bilgi ve belge verenlerde) en azından bir Türkçe öğretmeni görevlendirilmelidir. Böylece Abdi İpekçi Parkında açlık grevi yapan öğretmen adaylarının iş sorununun çözümüne de katkı sağlanmış olur. ? www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. 16 AĞUSTOS PAZAR 13 AĞUSTOS PERŞEMBE 15 AĞUSTOS CUMARTESİ B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şairin dizeleri ve şiir kitabının adı ortaya çıkacaktır. 1 J 2 D 3 L 4 B 5 B 6 E 7 A 8 F 9 A 10 B 11 B 12 B 13 G 14 H 15 C 16 G 17 I 18 A 19 A Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 34 56 14 I. ”Akşama doğru Gökbel’den kurtulmuşlardı ama ... işleri yine ters gitti.” (Halikarnas Balıkçısı). 20 A 21 K 22 J 23 A 24 A 25 D 26 G 27 D 28 A 29 E 17 78 69 65 80 30 E 31 E 32 E 33 B 34 H 35 L 36 C 37 D 38 K 39 G J. Bez, beze. 40 A 41 J 42 L 43 G 44 L 45 G 46 B 47 B 48 D 49 G 50 G 1 22 59 41 66 Tanımlar ve sözcükleriniz: 51 B 52 K 53 G 54 A 55 B 56 H 57 G 58 G 59 J 60 K 61 G A. Güzel Avrat Otu, İmbatla Dol Kalbim ve Ona Sevdiğimi Söyle adlı hikâye kitapları da olan yazar. K. “Elli, altmış günlük bir ayrılık için bu kadar telaş ... değil mi” (R. N. Güntekin). 62 B 63 B 64 A 65 I 66 J 67 B 68 D 69 I 70 G 71 D 52 21 60 38 7 18 40 54 28 72 E 73 G 74 A 75 F 76 F 77 F 78 I 79 L 80 I L. “Onlar kahve, süt, hatta kışın salep içmeyi, zeytin, peynir ... ve ekmek yemeyi tercih ederler..” (Abdülhak Şinasi Hisar). 74 24 64 23 20 9 19 B. Kan Dökülecek adlı romanı da olan, Pulitzer ödüllü yazar. 25 2 71 68 37 48 27 E. “Kan ...” (Serdar Akinan yönetmenliğinde hazırlanan belgesel). G. Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk adlı romanları da olan, müntehir yazar. 79 42 3 44 35 1018. sayının çözümü: A. BORGES VE BEN, B. ORTA DİREK, C. ŞİST, D. LEVİ, E. ULYSSES, F. Ğ, G. AZIK, H. İHTİRAS, I. NÜKHET, J. EVİ, K. NUTUK, L. AHDİ, M. YAKUP, N. EROS, O. TEZHİP. Şiir: “Herkes bozuk saat gibi kendini / taşıyor kesik bileğinde / tül ve siyah, ruh ve süret ve tuz. Artsshop.” 33 51 4 11 12 C. Yüz, çehre. 10 46 47 67 63 5 55 53 39 61 70 45 26 73 43 16 31 30 6 29 32 72 15 36 F.”tefeciler ... koymuşlar” (İzzet Yaşar). 49 57 13 50 58 H. “... Baydar” (Elveda Alyoşa ve Kedi Mektupları adlı yapıtları da olan yazar). D. Ölü, ölmüş. 77 75 76 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1019 SAYFA 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle