Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ mek demekti. Onu diri diri kabire sokmak demekti. Şimdi buna nasıl dayanacaktı...” İsmail Şıhlı, “Deli Kür” adlı romanıyla okuyucunun karşısına çıkıyor. yucuya “kentli olmak” kavramının sınırlarını anımsatan bir belge niteliğinde. Dolaylı Hayvan/ Ergun Kocabıyık/ Boğaziçi Üniversitesi Yay./ 398 s. Ergun Kocabıyık, “Dolaylı Hayvan”da insan denilen dolaylı hayvanın izini sürüyor. Kovaladığı ama bir türlü yakalamayı başaramadığı bu gizemli hayvanın ardında bıraktığı izleri okumaya çalışarak onu anlamaya çabalıyor. İlk ataları hominidlerden başlayıp, totem hayvanlarına, yarı hayvan yarı tanrılardan nefs hayvanlarına, canavarlardan günahkârlara, delilere, dışlanmışlara ve canları pahasına hayvan dünyasının tehlikeli derinliklerine sokulma cesareti gösteren uç beyi araştırmacılarına kadar bu melez hayvanın değişik veçhelerini ortaya koymaya ve nihayetinde bütün bunlardan dolaylı hayvanın kimliğini belirlemeye çalışıyor. Paylaşılamayan Topraklar/ M. Talat Uzunyaylalı/ Babıali Kültür Yay./ 342 s. “Mamahatun Parkı’nın sağ tarafındaki sekiz metre derinliğindeki çukur ağzına kadar Müslüman cesediyle dolmuştu. Ölülerde balta ve kılıçla yapılmış birer haç işareti vardı. Ayrıca başsız gövdeler; kollar, bacaklar şurada burada yatıyordu. Birkaç kundak çocuğu çukurun sırt yerine kardan adam gibi dikilerek uzaktan ateş edilmek suretiyle kevgire çevrilmişti. Bir iki çocuğun, tek kılıç ve balta darbesiyle kafaları koparılmıştı. Ahırlardaki hayvanlar götürülmüş, evler talan edilmiş, ambarlardaki un, tohumluk arpa ve buğday ya götürülmüş ya da yakılmıştı.” M. Talat Uzunyaylalı’nın arşiv çalışmalarından, hatıralardan ve savaş raporlarından faydalanarak yazılmış olan “Paylaşılamayan Topraklar”ı 19141922 yıllarında Doğu, Güneydoğu, Orta Anadolu illerinin ve Kafkas Müslümanlarının yaşadıkları felaketlerden bir kesit sunan ve Tehcir’in arka planını anlatan bir roman. Türkçede ÖyküRoman/ Mahir Ünlü/ İnkılap Kitabevi/ 624 s. Mahir Ünlü, “Türkçede ÖyküRoman” adlı antolojide Tanzimat Dönemi’nden 1960 sonrasına kadar Türk roman ve öykücülüğünde önemli isimlere ve eserlerinden seçkilere yer veriyor. Örüler, yapıtlardan, edebiyat ders kitaplarından ya da seçkilerdeki örneklerden yararlanılarak seçilmiştir. Seçkide, dönemler ve sıralamalar, genellikle, edebiyat tarihimizdeki saptamalara uygun olarak yapılmış; yalnızca, “yeniler ve 1960 sonrası” sıralamasında, yazarların doğum tarihleri ile yapıtlarının yoğunlaştığı yıllar göz önünde bulundurulmuştur. İstavrit/ Zati Erbaş/ Eflatun Yayınevi/ 76 s. “Pencereyi her aralayışımda sarı bir sıcak doluyor içeri/ yol körükten/ yeni çıkmış/ çekiç yüzü görmemiş bir demir gibi kayıyor altımızdan/ uzaklaşıyoruz yaşadığımız şehirden/ hiç hesap yapmadan/ hiçbir şeyle hesaplaşmadan/ sarıya dönmüş her Voodoo/ Heike Owusu/ Çeviren: Çiğdem Canan Dikmen/ Yurt Kitap Yayın/ 340 s. Voodoo, tüm dünyada bilinen büyülerdendir. Bu büyüler için de geçerli olan spritüel yasaya göre herhangi bir şey mikro kozmosta nasılsa, makro kozmosta da öyledir. Örneğin Voodoo bebekleriyle çalışmanın büyüyü kolaylaştırdığı herkes tarafından bilinir ve ciddiye alınır. Bu nedenle tüm insanların kolektif bilinçaltı bu tür büyülere karşı açıktır. Büyünün hedef aldığı kişinin bilinçaltına ulaşmak da bu yüzden kolaydır. Kurbana hastalık veya ölüm getiren büyüler son derece dikkatli olmayı gerektirir. Sadece hedef alınan kişi kendi içinde kötülük taşıyorsa veya bu tür bir cezayı haklı gösterebilecek suçlar işlemişse, büyü tam olarak etkisini gösterebilir. Heike Owusu imzalı “Voodoo”, aynı adlı büyüyle ilgilenenlerin başvuracağı bir kaynak olabilir. İda’nın Merhameti/ Doğan Erdem/ Postiga Yayınları/ 528 s. Doğan Erdem, “İda’nın Merhameti”yle okuyucuyu, iktidar sahibi bir genel yayın yönetmeni gazeteciyle birlikte Kaz Dağları’na, Yavuz Sultan Selim’in küpesinin peşinden götürüyor. Bir yandan Kaz Dağları’nda birbirinden farklı amaçlarla bir araya gelmiş altı kişi, düğümlerin çözüldüğü, gizlerin açığa çıktığı bir düzlemde tutkularının, saplantılarının esiri olarak kendi yazgılarına sürükleniyor, öte yandan Tebriz’in alınmasıyla başlayan romanın tarihi bölümlerinde, Yavuz Sultan Selim’in nedimi Hasan Can, bize kendi iç dünyasının kapılarını aralarken, padişahın ve onun yakın korumaları olan Solaklar’ın tarihe yön veren yaşamlarından da bazı kesitler sunuyor. Selçuk Erdem 3/ Selçuk Erdem/ Boyner Yayınları/ 112 s. 2000 ve 2001 yıllarında “Unplugged” ve “Unplugged 2” adlı kitaplarının devamı niteliğinde olan “Selçuk Erdem 3”, sekiz yıl aradan sonra yayımlandı. Penguen dergisinin kurucuları arasında bulunan ve halen aynı dergide editörlük yapan Selçuk Erdem’in karikatür kitabı okuyucusuyla buluşuyor. Yer’in Sesi: Ulus İşhanı’nın Söyledikleri/ Ali Cengizkan ve Didem Kılıçkıran/ Arkadaş Yayınevi/ 128 s. Kentli olmak salt mekânsal aidiyet belirten bir tanımlama değil, o aidiyetin bireylere yüklediği sorumluluğu da içeren, böylelikle tarihsel, sosyal ve kültürel bağlara işaret eden bir tanımlamadır. Ali Cengizkan ve Didem Kılıçkıran’ın Ankara için okumanın kapılarını açtıkları “Yer’in Sesi: Ulus İşhanı’nın Söyledikleri” kitabı okuCUMHURİYET KİTAP SAYI 1019 yer/ zaman/ sarıya, sıcak bir sarıya dönmüş/ bozkır ve zaman/ rüzgârla oluşan/ hortumlar gibi savuruyor her şeyi/ kendimi buluyorum/ yangın/ yerlerinden havaya yükselen duman gibi/ bu döngünün içinde/ telgraf/ direklerine tünemiş alıcı kuşlar/ son yolculuklarına çıkmadan/ bekliyor/ hangisi taşıyacak beni sana/ sarı, sıcak, toz, sen ve ben/ topraktan gelen çağrıya cevap vermeden/ yaşam yenilemeyecek kendini/ boylu boyunca uzandım toprağın üzerine/ sonra kalktım sarı bir/ sıcağa bulandım/ gökyüzü mavi, maviye döndür beni.” Zati Erbaş’ın “İstavrit” isimli kitabı Eflatun Yayınevi tarafından şiirseverlerle buluşturuluyor. Makro Ekonomik Göstergelerin Yorumlanması/ Ömer Faruk Çolak, Alaattin Aktaş/ Eflatun Yayınevi/ 140 s. İktisat eğitimi almamış olanlar, tüm bu bilgi yoğunluğu içinde konuşulanları ve yazılanları irdelemeye çalışırlarken profesyonel iktisatçıların kullandıkları kavramları anlamakta zorlanıyor. Bu da iktisadı zor bir alan haline getiriyor ya da anlaşılmaz kılıyor. Ömer Faruk Çolak ve Alaattin Aktaş’ın yazdığı bu kitabın amacı; makro ekonomideki gerçekleşmelerin nasıl algılanması ve yorumlanması gerektiğini temel kavramları açıklayarak anlatmaktır. Bu anlamda “Makro Ekonomik Göstergelerin Yorumlanması”, hepimizin yaşamını ilgilendiren ve etkileyen makro ekonomiye ilişkin verileri anlamayı kolaylaştıracak bir kılavuz kitap niteliğindedir. Marksist İktisat Teorisi/ Meghnad Desai/ Çeviren: Nail Satılgan/ Eflatun3 Yayınevi/ 178 s. Meghnad Desai’nin kitabı, gelişmiş kapitalist ülkelerin neoklasik gelenek içinde eğitim gören iktisat öğrencilerine Marx’ın iktisat teorisini bir bütün olarak ve bildikleri analiz araçları ile ilişkisini de kurarak anlatmak gibi canlı bir ihtiyaçtan doğmuştur. Ancak, buradan hareketle, kitabı sıradan bir ders kitabı gibi görmek yanlış olacaktır. Çünkü, Desai, Marksist iktisadı yaşayan bir teori olarak ele alıyor ve bir yandan eksiklik ve hatta yanlışlıklarını vurgularken, öte yandan kapitalizmin çağımızdaki dinamiğini de açıklayacak yönde geliştirilmesi için öneriler getiriyor. Kaçak Avı/ Stella Rimington/ Çev.: Dilek Şendil/ Yapı Kredi Yay./ 332 s. İngiliz istihbarat teşkilatı M15’in ilk kadın başkanı olan Stella Rimington, “Kaçak Avı” adlı romanında istihbarat dünyasını içeriden bir gözle anlatıyor. Baş karakteri de kendisi gibi bir kadın: Liz Caryle. Orta sınıftan bir İngiliz, ailesinin banliyödeki evinde büyüdükten sonra Londra’da, Britanya İmparatorluğu’ndan artakalmış farklı istihbarat departmanlarında görev alan Caryle üzerinden bu karmaşık ilişkiler ağı anlatılıyor. Liz Caryle macerasında, Komünizm sonrasında petrol gelirleriyle multimilyoner haline gelen Rusoligarkların aralarındaki hesaplaşmalara karışmak durumunda kalıyor. Yeni atandığı KarşıCasusluk Masası’nda takip edeceği Brunovski adındaki oligarkın çevresine dahil olmak için hızlandırılmış bir biçimde Rus sanat tarihi kursu alan genç kadın, yeni yaşantısında şaşaanın tehlikeden uzak olmadığını kısa zamanda öğrenecektir. Stella Rimington “Kaçak Avı”yla maceraseverlerle buluşuyor.? SAYFA 29