Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
T ecep Nas’tan epeydir mektup gelmiyordu. Yeni mektup, yeni konularla geldi. “Dil Derneği’nin ‘Türkçe Sözlük’ünde tribün sözcüğü açıklanırken ‘kapalı spor salonu’ deniyor (s.1922). Peki, salonun açık olanı var mı?” diye sormuş ilkin. Sözlüğün bendeki basımında “tribün”, 1345. sayfada ve evet, öyle denmiş: “Kapalı spor salonlarında ve stadyum, hipodrom gibi yarışma ve gösteri yapılan yerlerde izleyenlerin oturduğu basamaklı yer.” Ali Püsküllüoğlu’nun Türkçe Sözlük’ünde de birkaç sözcük değişikliğiyle aynı tanım var (s. 1726). Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’ünde “kapalı” sözcüğü kaldırılarak yanlışlık düzeltilmiş. Çok yapılan, çok da eleştirilmiş bir yanlış bu. “Salon” sözcüğü, o yerin “kapalı” olduğu anlamını zaten ilettiğine göre, ”kapalı spor salonu” denmemeli. 2 numaralı maddede, “Kanal 1’de ‘Kelime Oyunu’ diye bir izlence var. Bu izlencenin sunucusu hep ‘birleşik kelime’ diyor. Bunu bilginize sunmak istedim.” diyor Recep Nas. TDK de “birleşik kelime” diyor. O yarışmada soruları hazırlayanın tek başvuru kaynağının TDK’nin Türkçe Sözlük’ü ve Yazım Kılavuzu olduğu anlaşılıyor. Öyleyse yarışmayı ve aynı zamanda soruları da hazırlayan sunucusunu değil, doğrudan TDK’yi eleştirmek gerekir. Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’ın TDK Yayınları arasında çıkan “Türkiye Türkçesi Grameri” adlı kitabında Birleşik Kelimeler başlığının altında bu kavramın çeşitli dillerdeki karşılıkları verilmiş. Google Translate’ten tek tek baktım. Zusammengesetztes Substantiv Almancasıymış; karşılığı: bileşik isim. Fransızcası nom composé; karşılığı bileşik isim. İngilizcesi compound nom; karşılığı bileşik isim. Osmanlıcasını da vermiş Zeynep Korkmaz: mürekkep isim, ismi mürekkep. Ferit Devellioğlu’nun Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lugat’ında “mürekkeb” sözcüğünün Fransızcasının “composé” olduğu belirtilerek kimya, felsefe ve gramerdeki anlamı yazılmış: bileşik. Zeynep Korkmaz’la karşı karşıya bu sözcüğü tartıştığımızı da anımsıyorum. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapılan Türkçenin Zenginleştirilmesi Kurultayı’nda, “Birleşik kelime, yanlış bir adlandırma. Birleşik değil, bileşik olmalı.” dediğimde, Zeynep Hanım çok hiddetlenmiş ve “bileşik” sözcüğünün uydurma olduğunu haykırmıştı. “Bileşik” sözcüğü ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER R 12 KASIM PERŞEMBE TDK’nin Türkçe Sözlük’ünde var mı? Var. Anlamı ne? 1. Birleşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. 2. (kimyada) Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha çok elementten oluşan ve bunlardan bağımsız fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren (madde). Bu ikinci anlamı alın, kimya terimlerinin yerine dil terimlerini koyun, işte size bileşik sözcüğün tanımı: İki ya da daha çok sözcükten oluşan ve bunlardan bağımsız anlam, ses, tür nitelikleri gösteren sözcüktür. “Bileşik” demekten niçin bu kadar korkulduğunu anlamıyorum. TDK’nin Yazım Kılavuzu’nda “Birleşik Kelimelerin Yazılışı” iki alt başlıkla verilmiş: A. Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler B. Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler. “Bileşik”e “birleşik” demekte inat edilince dil mantığının işte böyle dışına düşülüyor. “Ayrı yazılan birleşik kelime” olur mu? Birleştirmişseniz birleşmiştir; artık ayrı değildir, ayrı yazamazsınız; yok ayrı yazıyorsanız o sözcükler henüz birleşmemiştir. Yalnız sözcük değil, herhangi bir “şey” hem birleşik hem ayrı olabilir mi? her bir fotoğrafa yazdığı şiirleri “Sıla Aşkı” adlı bir kitapta toplamış. O da kitabını kendi parasıyla bastıranlardan. 15 KASIM PAZAR “Sen hep kendini bilicen Geçme sınırını çizicen Önce rütbeni bilicen Herkes kendini bilecek Durma sınırını çizecek Kendi restini çekecek Bu alemde kendini bilicen Geçme sınırını çizicen Önce rütbeni bilicen Artık herkes kendini bilecek Durma sınırını çizecek Kendi restini çekecek” lif İpek, Kenan Doğulu’nun bu şarkısının bir süredir orada burada kulağına çalındığını, kulak kabartarak dinlediğinde de bazı söyleyişlerin dikkatini çektiğini yazmış. “Kenan Doğulu, şarkının görüntülerinde günde birçok kez insanın gözünün içine baka baka “bilicen, çizicen” demeye devam ediyor. Acaba ülkemizi uluslararası yarışmalarda temsil eden bir şarkıcının düştüğü durumdan haberi var mı? Bu kadar ünlü bir şarkıcı Türkçeyi böyle kullanırsa ona hayranlık besleyen okullu gençlerimiz ne yapmalı?” diye soruyor. Şiire bu kadar düşkün, bütün duygularını şiirle anlatan bir halkın çocuklarının bu saçma sapan sözleri neden sevdiğini, nasıl olup da yadırgamadığını doğrusu aklım almıyor. Elif’in yanılmasını, Kenan Doğulu böyle söylese de şarkının sözlerinin böyle yazılmamış olmasını gönülden dileyerek ben de araştırdım. İlk baktığım internet sitesinde buldum sözleri. Yazım Elif’in yazdığı gibiydi. Sitede insana, “Güler misin, ağlar mısın?” dedirten bir de duyuru vardı. “Sevgili Üyelerimiz lütfen şarkılara yorum yaparken Türkçe kurallarına dikkat edelim. Türkçemizde “w, q, x” harfleri bulunmamaktadır. Sefiom, qanqa, ChOk s3wiyOrum vs. gibi yorumlar artık onaylanmayacaktır.”? E nsanımızın kendisini en iyi ifade etme aracı hâlâ şiir. Anadolu’nun her yerinden şairinin kendi olanaklarıyla bastırdığı şiir kitapları gelir. Büyük iddiaları yoktur. Tek istedikleri, çabalarının görmezden gelinmemesi, kısacık da olsa bir yerlerde adlarının anılmasıdır. Çünkü o büyük yayınevlerine ulaşıp yayımlatamadıkları kitaplarına bütün yaşamlarını katmışlardır. “Çukurova Kurtuluş Savaşı Destanı”nı yazmak için Mehmet Demirel Babacanoğlu araştırmalar, incelemeler yapmış; ortaya 232 sayfalık bir destan çıkarmış. Kitabın sonunda 31 maddelik bir kaynak listesi var. Önsöz yerine yazdığı “özsöz”de yine o yüce gönüllülükle, “Eksiğimizi tama, azımızı çoğa sayınız.” diyerek saygılarını sunuyor. “Yok artık aşk makamı”, Hüseyin Toprak’ın “ödeşmem seninle ey yaşamak”tan sonra yayımladığı ikinci kitap. “Oğlum Murat’ın anısına…” sunusunu okuduğunuz an, karşınızdakinin evlat acısını tatmış bir baba olduğu gerçeği çörekleniveriyor içinizde: “taş erir / demir çürür / su kaybolur / birdenbire / ve ben / beni sorma / bakar dururum”. Mustafa Avşar da emekli matematik öğretmeni. Ünlülerden ve ünsüzlerden aldığı İ 13 KASIM CUMA www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru “sahici aşklar külliyatı” adlı kitabın çıktığı yayınevinin adını ve kitabın türünün adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, yazarın aynı kitaptan bir alıntı ve yazarın adını ortaya çıkacaktır. 1 L 2 F 3 A 4 B 5 B 6 F 7 C 8 L 9 I 10 H 11 K 12 E 13 E 14 A 15 F 16 C 17 A 18 A Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 74 70 40 29 67 10 47 I. Tediye etmek. 19 E 20 E 21 E 22 I 23 C 24 G 25 G 26 A 27 I 28 L 41 22 9 66 33 27 L 29 H 30 J 31 L 32 L 33 I 34 D 35 L 36 L 37 B 38 J 39 J. Flurya kuşunun diğer adı. 68 54 38 59 30 40 H 41 I 42 A 43 L 44 H 45 C 46 L 47 H 48 A 49 L 50 L 51 C 52 K 53 L 54 J 55 F 56 B 57 F 58 A 59 J K. “Döğüşen yiğitler de boyanır kana / ... mi çeker seni doğuran ana” (Halk türküsü). Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Bütün ...” (Arthur Miller’in bir oyunu). 60 K 61 D 62 L 63 K 64 K 65 B 66 I 67 H 68 J 69 K 11 52 63 64 69 60 45 70 H 71 F 72 B 73 A 74 C 75 G 76 L 77 G 78 G L. Muzaffer İzgü’nün bir mizah kitabı. 18 42 48 3 26 17 58 14 73 B. Gümüşhane’nin bir ilçesi. 43 49 8 62 50 35 36 53 28 31 76 39 1 46 32 61 34 15 57 71 6 2 55 65 72 56 4 5 37 C. Prensip. E. Vurun Kahpeye adlı romanın yazarının soyadı. G. Çok acayip, şaşılacak kadar çirkin olan şey. 1031. sayının çözümü: A. KOHENN, 51 74 16 7 20 13 23 19 12 21 78 77 75 24 25 H. “Anna ...” (Yedinci Şafak ve Transit adlı yapıtları da yaratan yazar). B. ABBAS SAYAR, C. NEDİD, D. IMMANUEL KANT, E. NECİB, F. KOD, G. AĞABEY, H. YUNUS KORAY, I. NİGARİ, J. AZİYADE, K. ĞĞĞ, L. IRIPLARIN. D. Bir portakal türü (yalnız ünsüz harflerini yazacaksınız). F. “... Şen” (Hızlı Gazeteci adlı çizgi romanıyla tanınan ünlü çizer). Metin: “yoksa tanrı’m, yoksa kaybolup gideceğim bu birbirine değmeyen hayatlar arasında, sızan kanın kaynağına doğru.” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1032