Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Ohne Worte’ Dünyanın bütün dilleriyle yazılmış bir kitap resimler mi? Bunlara, tekerlek ve yazıyı da ekleyebiliriz. Ben, yetinmemenin ilk dışavurumu olduğu, korunmaktan öte bir değer içerdiği, sanatı ve bilimi bugüne taşıyan yaratıcı düşüncenin ana rahmi saydığım için o resimleri çok daha önemli buluyorum: Var olandan yola çıkacaksınız, var olmayana varacaksınız… İnsan bunu ancak düşüncenin billurlaştığı bir soyutlama ile gerçekleştirebilir. İnsanın sanatsal yaratıcılık içinde vardığı üç doruk var ki, dünyanın bütün coğrafyalarında, kendinden başka bir şeye ihtiyaç duymadan başkalarına ulaşabilmiştir. Bunlar, müzik, resim ve karikatürdür. Kuşkusuz bunlara heykel ve dans da eklenmelidir. Burada, insanın kendini taşıdığı büyüklük büyüleyicidir. Bir dilin sözcüklerde varlık bulan anlam değerlerine başvurmadan, yalnızca ses, renk ve çizgiden oluşan yaratıcı mucizedir bu büyüklük. “Ağaç vardır, insan var olur” mu diyordu Albert Camus… luklar aldıracaktır. Böylece, sonsuz bir yazgı gibi hayatımıza korku salan, bizi küçük düşüren, yalnızlaştıran ve yabancılaştıran her türlü güç, şiddet, eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı bir yaşama alanı açılacaktır önümüze. Budala ciddiyeti, değersiz büyüklüğü, saygısız gücü, derme çatma inceliği, kendi boşluğu ile yüzleştirerek gülünç düşüren karikatür, insanı, içine düştüğü değersizlik duygusu ve yabancılaşmadan kurtaracak en özel olanaklardan birisidir. Semih Poroy, bu özel alanın çok özel bir ismidir. Güncel bir olaydan, binlerce yıl uzakta kalmış mitolojik bir hikâyeye; dünya halklarının tarihte yaşadığı kültürelsiyasal yıkımlardan, bugünkü politik bağnazlıklara; bireyin entelektüel yalnızlığından, doğanın yağmalanmasına; savaşın ahmak şiddetinden, insanın var oluş haklarına; büyüklerin birer hapishaneye dönen hayatlarından, çocukların çizdiği ev ve uçurtmalara; insan ilişkilerindeki ikiyüzlülükten, popüler kültürün yaldızlı sığlığına… dünya coğrafyasının bütün insan halleri, onun çizgilerinin konuğu ve sorunudur. Çizgi, derdin kendisi kadar önemlidir. Öyle bir saygıyla çizilir ki, gereksiz tek bir noktaya izin verilmez. Kâğıtta bırakılan boşluk çizgi kadar anlamlıdır. Çizgi, ancak bu boşlukla okunabilir. Ne kadar büyük, acil, önemli bir sorun dillendirilirse dillendirilsin, o soruna ilişkin hiçbir ayrıntı atlanmaz. Semih için kari ¥ ‘Ohne Worte’, Semih Poroy’un yaklaşık son on beş yıl içinde çizdiği 69 karikatürden oluşan bir seçme... Birçok karikatür, kitap için yeniden çizildi. Kitap, Frankfurt Kitap Fuarı sırasında yayımlandı ve Sardes Verlag’ın standında yer aldı. Yayınevinin söylediğine göre, fuar sırasında stanttan en çok çalınan kitap Ohne Worte oldu!!! Ë Şükrü ERBAŞ bilemeyiz. Böyle olunca da varlığımızı korumaya yönelik içgüdüsel reflekslerimiz de dahil tüm eylemlerimiz, tekrarın tekrarından öte bir değer taşımayacaktır. İnsanın en büyük buluşu ateş midir, mağara duvarına çizdiği ilk BİR YAŞAM ALANI Karikatür, bir trajedi halinde yaşadığımız gerçekliği komiğe çeviren, insan aklının en büyük buluşlarından birisidir. Bir karikatüre biraz yakından baktığımızda, o durumun trajik duygusu bizi kuşatacaktır; biraz uzaktan baktığımızda (zamanı da içeren bir uzaklıktan söz ediyorum), trajiği bir ayla gibi çevreleyen komik, geniş so G erçekliği dönüştürmenin tarihi, insanın soyutlama yeteneğinin tarihinden başka bir şey olmasa gerek. Kuşkusuz, dünyayı yalnızca eylem değiştirir. Ancak, var olanı ve talep edileniyle, tasarlanmış, dolayısıyla soyutlanmış bir dünya olmadan, neyi değiştireceğimizi ve değiştireceğimiz şeyin nasıl bir biçim içinde gerçekleşeceğini CUMHURİYET KİTAP SAYI 982 SAYFA 4