27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ başlar. Sonrası kalemin hükmündedir artık. Ela, bir yandan Meryem’le ilgili bir yazı dizisi hazırlarken, öte yandan karşı koyamadığı bir tutkuyla onun romanını yazmaya başlar. Ancak Meryem’in yazgısına, bu yazgının birbirinden çok farklı yüzlerine esir düşerek çaresiz kalacaktır. Meryem’in yazılmaya değer hikâyelerinin sonsuzluğunda kaybolan Ela’nın tutunacağı tek şey kendi yaşamının sınırlarıdır... Küreselleşme ve Spor/ Rahşan İnal/ Evrensel Basım Yayın/ 184 s. Rahşan İnal, “Küreselleşme ve Spor” başlıklı çalışmasında küreselleşme sürecinin sporda da işlediğini, sporun kırılgan, romantik, sevdalı izleyicileri taraftarlara, onları müşteriye dönüştürenlere, yeni dünya düzeninin spor imparatorluğu labirentini nasıl kurduğuna ve bu imparatorluğun küresel bağımlılık gösteren yapısına değinirken, sosyal bilim disiplinleri arasında spor ve küreselleşme konusunda nasıl bir araştırma işbirliği sağlanacağını da ortaya koyuyor. Vatan, Millet, Reyting/ Esra Ercan Bilgiç/ Evrensel Basım Yayın/ 104 s. Esra Ercan Bilgiç, televizyon haberlerinde milliyetçilik konusunu işlediği “Vatan, Millet, Reyting” adlı eserinde bütün kaotik, akışkan ve hızla tüketilen doğasına karşın, televizyon haberlerinin bireyler üzerinde kendine özgü bir etkileme gücünü vurguluyor. Kişilerin veya grupların, televizyon haberlerinin etkisiyle belli kurum veya kişilere karşı tepki/sempati duyması ve yine yaygın medya haberleriyle ‘banal milliyetçiliğin’ yaygınlaştırılmasına değiniyor. Türkiye’den Gümrük Manzaraları/ Mehmet Çardak/ Evrim Yayınları/ 300 s. Mehmet Çardak, “Türkiye’den Gümrük Manzaraları”nı Türkiye’deki gümrük çarkının işleyişini göstermek amacıyla kalme aldığını belirtiyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin kısa gümrük tarihinde yapılan yanlışlar, meydana gelen yolsuzluklar ve rüşvet olayları kitabın konusunu oluşturuyor. Çardak, son 40 yılda ortaya çıkan olaylarla Türkiye’nin gümrük tarihini kamuoyuna açıklayarak, gelecek nesillere önemli bir kaynak bırakmayı amaçlıyor. Tapınak Şövalyeleri’nin Düşüşü/ Göktuğ Halis/ Erko Yayıncılık/ 252 s. Göktuğ Halis’in kaleme aldığı “Tapınak Şövalyeleri’nin Düşüşü” isimli çalışma, Tapınakçılar Tarikatının yok oluşunu doğuran sosyoekonomik koşulların analizinden hareketle, Ortaçağ Avrupası’nın dünyevi ve ruhani iktidarları arasındaki çatışmasının nabzını tutuyor. Maddi uçuruma yuvarlanmış bir Kral’ın, Kilise’nin iktidar alanına pervasızca müdahalesinden, Engizisyon mantığının en acımasız uygulamalarını ele alan kitap, Haçlı hayalini yaşatacak tek odak noktası olan Tapınakçıları yıkıma göndererek, hayatının en temel gayesini, “Haçlı umudunu” da yok ettiğini çok geç anlayan bir Papa`nın kişisel trajedisine uzanan bir tarihin çerçevesini çiziyor. Kürtler/ Basil Nikitine/ Çeviren: E. Karahan, H. Akkuş, N. Uğurlu/ Örgün Yayınevi/ 566 s. Dicle ve Fırat ırmaklarının kaynaklarında yer alan Ağrı (Ararat) dağ bölgesinde, yüzyıllardan beri, sosyal ve dilbilimsel soydaşlığıyla tarihte çok kere izini bırakmış aşiretler yaşar: Bunlar Kürtlerdir. Kürt sorunlarıyla ilgilenen birçok uzman yıllardır bu konularda düzenli bir incelemeye girişmiş olmakla birlikte, ‘Kürdistan’ın neresi olduğu daha kesin olarak bilinmiyor. Basil Nikitine’nin “Kürtler” isimli kitabı konuya açıklık getirmeyi amaçlıyor. Ağrı’ya Dönüş/ Haluk Şahin/ Say Yayınları/ 110 s. Son zamanlarda Ağrı Dağı’nın Erivan’dan görünüşüyle ilgili kitaplar ve yazılar yayımlandı. Peki, Ağrı Dağı bu taraftan nasıl görünüyor? Haluk Şahin, eteklerindeki bir köyde doğduğu bu ünlü dağın Türkiye’den görünüşünü kişisel izlenimleri, tarihçesi, efsaneleri ve tartışmalarıyla anlattı. “Ağrı’ya Dönüş”, 1989 yılında gerçekleşen ve yaşlı babasıyla birlikte doğduğu köye yaptığı hem fiziksel hem de zihinsel yolculuğun öyküsü olma niteliği taşıyor. Sırça Otel’de Bir Oda/ Olivier Rolin/ Çeviren: Sertaç Canbolat/ Can Yayınları/ 184 s. Günümüzün Fransız edebiyatının en seçkin yazarlarından Olivier Rolin, yeni romanı “Sırça Otel’de Bir Oda”da, okura ortadan kaybolan ünlü bir yazarın belki de bir casus Paris’te bir tren istasyonunda bulunan bavulundan çıkan metinlerden oluşan çılgın bir “labirent” sunuyor. Buenos Aires’ten New York’a, Tokyo’dan Helsinki’ye, Port Said’den Vancouver’a, yazarın kaldığı birbirinden farklı 43 otel odasında yaşananları anlatıyor Rolin. Anka Kentim Antep’im/ Lütfiye Aydın/ Heyamola Yayınları/ 324 s. “Başını çevirmeye gör, her an bir başka sürpriz. Yıkık bir duvarın çatlağından hatta üzerinden fışkırmış tozlu bir incir… Çağ yorgunu evlerin avlularında unutulsa da sevecenliğini hiç yitirmemiş, hem bodur hem gümrah bir nar ağacı. Sanki azıcık kulak versen; göçleri, ayrılıkları, açları fısıldayacak bir simge. Taşa oyulmuş bir motif ya da haç biçimli kuş tağaları.” Lütfiye Aydın, “Anka Kentim Antep’im” isimli kitabında G. Antep’in tarihi, kültürel ve sosyal dokusuna değiniyor. Banker Kastelli: Şeytan mıydı, Melek mi?/ Memduh Bayraktaroğlu/ Epsilon Yayınevi/ 216 s. Abidin Cevher Özden, yani herkesin tanıdığı ismiyle Banker Kastelli, Memduh Bayraktaroğlu’na anlattığı yaşam öyküsünde muhteşem konaklardan, izbe koğuşlara, dünyanın en ünlü otellerinin kral dairelerinden, Tunus’un uykuyu ayakta uyuduğunuz nezarethanelerine kadar pek çok ayrıntıya yer veriyor. Bayraktaroğlu, “Banker Kastelli: Şeytan mıydı, Melek mi?” isimli kitabında, Kastelli’nin yaşamına ışık tutuyor. İslamın Şoku/ Marc Ferro/ Çeviren: İdil Engindeniz/ İthaki Yayınları/ 256 s. İslamın Batı’ya meydan okuması tarihten bakıldığında beklenmeyen bir durum muydu? İslam dünyasının Batı’yla karşılaşmasının yarattığı şokun tarihsel dinamikleri nelerdir? İslamın modernleşmesi ya da modernitenin İslamlaştırılması günümüz dünyasını nasıl etkilemektedir? Marc Ferro, daha önce Fransa ve Rus Devrimi örneklerinde gösterdiği ustalığı, bu kez daha geniş bir alanda, bir türlü durulmayan Ortadoğu’da sınıyor. Ferro, “İslamın Şoku” başlıklı eserinde, Cezayir’de bulunmuş ve Cezayir Ulusal Kurtuluş Hareketi’ni desteklemiş, bir tarihçi olarak İslama içeriden biri olarak bakıyor. Hayalet Hikâyesi/ Peter Straub/ Çev.: Gökçe Ateş Aytuğ/ İthaki Yayınları/ 676 s. Herkes bazen korkmuştur. Herkes kalbinin etrafına sarılı soğuk bir el gibi hissetmiştir korkuyu. Ama hiç kimse, doğaüstü bir günaha karşı cevap arayan doğaüstü bir güç tarafından ziyaret edilen bir “Hayalet Hikâyesi”ni yaşamak için karanlığın şeytani kalbinde mahkum olan Milburn`ün dehşete kapılmış kadın ve erkekleri kadar korkmamıştır... Peter Straub’un “Hayalet Hikâyesi” korku romanı sevenlere sesleniyor. Kıskaç Harekâtı/ Erol Bilbilik/ Profil Yayıncılık/ 152 s. NATO, II. Dünya Savaşı sonrası İngiliz Lord Ismay’ın deyişiyle Rusları dışarıda, Almanya’yı alaşağı edilmiş halde ve ABD’yi içeride tutmak için kurulmuştur. Bir başka deyişle temel amaç Sovyetlere karşı güvenlik değil, Avrupa’nın güvenliği için ABD’nin katkı koymasını sağlamaktı. Ancak NATO kurulduğu günden bu yana en çok eleştirilen kurumlardan biridir. Bunun temel sebebi de ABD’nin güdümünde olmasıdır. Bu çok da haksız bir eleştiri değildir. Peki NATO bugün işlevini tam olarak yerine getirebilmekte midir? Yazar Erol Bilbilik, “Kıskaç Harekâtı” isimli araştırmasında NATO’nun bugüne kadarki faaliyetlerini, olaylara yaklaşımını ve en önemlisi de kime hizmet ettiğini sorguluyor. Aynı zamanda II. Dünya Savaşı’ndan ¥ SAYFA 28 CUMHURİYET KİTAP SAYI 982
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle