05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Italo Calvino Yapaylıktan kaçış için... dıklarını da diğerlerinden ayırt etmez; onlardaki içtenliğin, özgürlüğün bir patlaması olduğunun altını çizer. Bu etkide ilk roman olan Örümceklerin Yuvalandığı Patika, yazarı için yeri doldurulamaz bir deneyimdir örneğin. İdeolojisini en kestirme yoldan betimlediği bu uzun anlatıyı, aslına bakarsanız Sen Alo Demeden Önce önsözünde, politikanın ‘ahlaksal’ biçimde bu denli bir yapıtta yer almasını kesin bir çerçeveye oturtur: “(…) yazar olumlu bir görüşe sahip olduğunda ve düşünceleri açıklığa kavuştuğunda, simgelerin ve düşünsel geçişlerin amacı sona erer ve ahlaksal öykü ölür.” Tabii ki okuru, içeriğine rağmen edebiyat hazzına fazlaca kazanç eklediği için, bu yapıtı hemen kabul etmeye hazırdır, en azından onun yapıtlar dominosunda ilk taş olduğu için. SAN GİOVANNİ’NİN SONUNDAKİ IŞIK Edebi yönelimlerinin, yöntemlerinin nicel çokluğu, biraz da Avrupa ve Amerika’nın seçkin kentlerinde bulunmasından ve bu yerleşim merkezlerinin oluşumu ve çağrışımları üzerine etraflıca düşünmesinden kaynaklanır. New York için “geometrik, derinliksiz, geçmişsiz, gizemsiz bir şehir” diye bahsederken Avrupa kentlerine üstün beğenisini sunar. Gözlemlerini ve biriktirdiklerini sağaltarak, sadece kentler ve imgeleri üzerine kitaplar da yazmıştır. Üzerine çok konuşulan, farklı bir anlatı yapısıyla kurguladığı, içinde bulunduğumuz ya da mutlaka uğradığımız şehirlerin doğurgan ve kısır görünümlerini varsıl bir dille, mitsel isimlerle işlediği Görünmez Kentler ya da salt kent kavramı hakkında kaleme aldığı Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler adlı öykü kitabı bu konuda belirgin örneklerdir. Paris’te Münzevi ile Fransa yıllarını anlatan yazar, güncel olan birçok edebi oluşumu da takip eder. Fransa’dayken, ‘Yeni Roman’ ve ‘Göstergebilim’den etkilendiği gözlemlenir Calvino’nun. Hatta, Borges’in sesi bile duyulur bazı roman ve öykülerinde. Ancak Calvino, özgünlüğünü koruma ayrıcalığına her zaman sadık kalır ve kuramcıların, eleştirmenlerin ulaşamayacağı bir yerde üretir yapıtlarını. Mesela, Sandık Gözlemcisinin Uzun Hikâyesi ya da Palomar başka başka Calvinoları işaret ederken, Karga Sona Kaldı, Kozmokomik Öyküler, JaguarGüneş Altında, Kesişen Yazgılar Şatosu ya da diğer öykülerinin bilmeceleri, yapbozları, şaşırtıcı ama somut dünyaların uzantıları olarak vardırlar. Yazmış olduğu son kitabı San Giovanni Yolu, yazarın son kitabı aynı zamanda. Ancak Italo Calvino’nun ölmeden önce eşine söylediğine göre bu kitap, bir ‘bellek alıştırması’nın ön çalışması olan bu notlar –yoksa onlara ‘esaslı yazınsal girişimler’ mi demeli? yanı sıra onun tüm eserlerine açılan birer kapı. Yenilenmiş haliyle gösterge paradigmaları, her yerde karşılaşılan ve postmodern’e giydirilen tanımlar, şu en popüler adıyla metinlerarasılık kavramı, Nev Verismo ile Nouveau Roman arasında esneyebilen anlatı yapısı gibi birçok yöntemle yazılmış yapıtlarının küçük çekirdekleri bu metinler; başka bir deyişle, yapıtlarının kendi yaşam deneyimlerine ait küçük birer gölgesi. Ne var ki, onun gölgeleri bile bu yöntemlerin bilinen bütün duvarlarını parçalayarak, ardından yeniden inşa ederek, içkin bir biçemle sanatsal görevlerini yerine getiriyor ve yapıtlarının sayısı oranında biricikliklerinin kesinliği, okurunu hikâyelerine kaçınılmaz sertlikte ortak edişi Calvino’yu okuma nedenlerini alabildiğine çoğaltıyor. Yazarın Türkçedeki sürprizi Kum Koleksiyonu ise dünyamızı oluşturan, gözden kaçırdığım taşlardan çok anlamlı makaleler tepesi. ‘SergilerKeşifler’, ‘Gözün Erişebildiği’, ‘Fantastiğe İlişkin Değerlendirmeler’ ve ‘Zamanın Biçimi’ başlıkları ise farklı görüngüleri Calvinovari biçimde okura açan yönleri bu varsıl tepenin ve birbirine benzeyen ifadelere uzak duran, hatta onların dikkate alınmaması konusunda okuru da uyaran işaret fişeklerinin yaldızlandığı bir kitap, Kum Koleksiyonu. Açıkçası bu kitap bütünlüğüyle ve çeşitliliğiyle ayrı bir Calvino yazısının başlığı olarak görülmeli. Calvino, yine San Giovanni Yolu’ndaki son denemesinde güneşten bile sakladığı kendi özünü ve onun geometrisini tekrar hesapladığını söyler. Bu hesap, zamanın ve ışığın evreninin sıfırlanması üzerinedir ve onun yazınsal anlamda bilinen en son çabasıdır. Calvino okumak, en yaygın nedeniyle, bu dünyanın yapaylıklarından en akıllıca kaçış biçimidir, ışığa. ? Kum Koleksiyonu/ İtalo Calvino/ Çeviren: Kemal Atakay/ YKY/214 s. San Giovanni Yolu/ İtalo Calvino/ Çeviren: Kemal Atakay/ YKY/94 s. SAYFA 11 Yapı Kredi Yayınları ‘Kalem Sincabı’ Calvino’nun yapıtlarını yayımlamaya devam ediyor. Son olarak yazarın, Kum Koleksiyonu adlı kitabı okurla buluştu. Kısa bir süre önce de San Giovanni Yolu yayımlanmıştı. Ë Sedat DEMİR üfredat’tan sıkılıp, vaktiyle dersleri asmış olanlar sevinmeli. Yalnız değiller çünkü, onların sıkı bir dostu var! Italo Calvino, edebi olanakların sergilendiği ünlü Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu’nun çalışkan yazarı, gençlik yıllarında etütleri kırıp kırıp sinemaya kaçıyormuş ve dediğine göre sinema, onun için, en kolay ve en el altındaki, ama onu en uzağa götüren yolmuş. Böyle diyor usta yazar, olası birçok yapıtı için sayfalarında tohumlar tutan San Giovanni Yolu adlı kitabında. Beş denemeden oluşuyor San Giovanni Yolu. Sunuşunda, onun bir tasarı kitap olduğunu anlıyoruz ve babasının dünyasıyla yol ayrımını dile getirdiği kitaptaki ilk yazısının ardından ‘Bir Sinema Seyircisinin Özyaşamöyküsü’yle, görüş belirtmekten öte, sinemanın insan belleğinin bütünlüğü üzerindeki etkilerinden bahseder Calvino. Üçüncü başlığın altında, İtalya’daki iç savaşın içinde direnişçi olan kendisinin bir portresi var. ‘La Poubelle Agree’ adlı dördüncü denemesini, işe toplumun tükettikleri imgelerle bir araya gelen şehir çöplüğünün de karıştığı bir argüman oluşturuyor ve uygarlığın devamını sağlayan çöpçülerin önemlerinin büyüklüğünün, aslında grev kararı aldıklarında ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Karanlığın aydınlatıcı bir yorumu olan sonuncu yazısında ise, kendisinde daha önce görmediğimiz bir biçemle dünya algısını tanımladığı, dünyasını biçimlediği yer olan düşlemlerden felsefi açılımları olan bir metin çıkıyor ortaya. Çocukluğunun da aralarına karıştığı bu beş farklı denemeden okuruna yansıyan ışık, Calvino’nun yaşam, yazın ve düşün dünyasının çeşitliliği ve renkliliği olarak görünüyor. Seçtiği kelimelerin kendi gerçeklikleriyle kurduğu görünmez ilişkinin cazibesi Calvino’yu yine vazgeçilmez yapıyor ve yeniden okuruna Calvino okumanın zorunlulukları üzerine düşünmesini sağlıyor. KALEMİ ELDEN BIRAKMADAN… Calvino okumayı düşünenler gözünü açık tutmalı! Çeşitlilik, hızlılık, kesinlik, açıklık, hafiflik ve farklılık… Eserleriyle, başarmak istedikleri bunlar Calvino’nun ve başardıkları da. Yazdıkları herhangi bir edebi akımla ya da kıstasla CUMHURİYET KİTAP SAYI 982 ‘M tanımlanamadığı gibi, kendi yapıtlarının arasında da en ufak bir benzerlik bulunmayan, birbirleriyle kıyaslanamayan kalem ustasıdır Calvino. Kurmacalarında farklı tekniklerle biçimlendirilen ilginç dünyalar var; her öncü gibi yenilikler peşinde olmuş ve kendini hiçbir zaman ele vermiyor. Hakkında böylece söylediğimizde, bu cümlelerin gelişigüzel dillendirdiğimiz ya da strateji barındıran saptamalar olmadığını her iyi okur bilir. Kalemini elinden bırakmadan ve metinlerini yormadan yoğuran yazara, editörü Cesare Pavase ‘kalem sincabı’ yakıştırmasını yaparak, sanki yeni bir canlı türünü muştulamıştı. Yine hakkında çok uzun bir makale yazarak ve ismindeki seslerden nedeniyle ‘İtalyan Kalvin’ diyerek Gore Vidal, onunla yakınlaşabilmiş olmanın keyfini çıkarmıştı. Sürdürdüğü yazın yaşamı boyunca Calvino, handiyse postmodern diyebileceğimiz bir izleğin sınırsızlığında, okur ve yapıt arasındaki bağlarını sorgulayan, bu çabasını ürettiklerine yansıtabilen dinamik bilince, üstün enerjiye sahiptir ve özellikle romanöykü yazarını alışıldık yargılardan ve sınırlamalardan uzak tutmuştur. Bu soruşturmanın en yüksek biçimini ‘Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu’da fark eder okur, aynı zamanda kendi ayrımını da görür. Okuma eyleminin içinde bağımsız pasajlar halinde yer alan farklı –ve olası kitaplardan alıntılanan pasajlarla iyi ve kötü okurlara sorular yöneltilir. Zihin açıcı bir hikâyedir bu roman, sürekli çoğalan. Calvino üzerine düşünen, yazan ve okuyanların sıklıkla başvurduğu Amerika Dersleri’nde onun fısıldadığı gibi bir yapıtın olasılıkları çoğaltması, zaten bilgilerin, imgelerin, okunmuş metinlerin oluşturduğu insan ve onun etrafındaki her şeyin bir kitaplığı, bir kitaplığın üsluplar dizisini tanımladığı gerekçesiyle mümkündür ve böyle olmalıdır. Elbette yazın alanında, her zaman arkasında olduğu yargılar değildi bunlar, Calvino’nun. En azından yazın serüveninin başlarında. Calvino, Hemingway, Dos Passos gibi gerçekçi öykülemelerine yatkınlık gösteren Elio Vittorini’nin ve hocası Cesare Pavese’nin izini sürer ilk önce. Tabii ki bu anlamda Yeni Gerçekçilik’in kaçınılmaz rüzgârından etkilenir. Ancak, Yeni Gerçekçilik’in kendisi için bir sarsaklık süreci olduğunu vurgularken, bu acemiliğin içinden çıkar İtalo Calvino’ya editörü Cesare Pavase ‘kalem sincabı’ yakıştırmasını yapmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle