Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
500. Doğum Yılında Carlo Goldoni Gerçeğe güler yüzle bakan, eğlendiren ama düşündüren bir yazar Ülkemizde Commedia dell’arte denilince Goldoni ya da Goldoni denilince Commedia dell’arte akla gelir. Oysa Goldoni, Commedia dell’arte’nin temel ilkelerini değiştiren kişidir. Goldoni’nin Commedia dell’arte ile yakından değil, uzaktan ilgisi vardır. Uzaktan ilgisinin nedeni de Commedia dell’arte’yi o biçimiyle benimsemeyerek uzakta kalıp temel değişiklikler yapmış olmasıdır. Tiyatrodaki devriminin temel hedefi Commedia dell’arte olmuştur. SAYFA 8 ? Prof. Dr. Necdet ADABAĞ oldoni 1707’de Venedik’te doğdu. Doktor olan babasının görevi nedeniyle değişik yerlerde öğrenimini sürdürdü. Pavia’da hukuk okurken Pavialı kadınlar üstüne yazdığı taşlamadan ötürü kentten kovuldu. 1731’de hukuk fakültesinden mezun oldu ve avukatlık yapmaya başladı. Ayrıca diplomat olarak Milano ve Genova’da görev yaptı; Genova’da tanıdığı Antonietta Conio ile 1736’da evlendi; bu sıralarda tiyatro yapıtları yaz G maya başladı. Diplomat kariyeri Goldoni için iyi bir fırsat olmuştu. Gerçek kimliğini tiyatro yapıtlarıyla bulacağını düşünen yazar gittiği yörelerde tiyatro kumpanyalarını aramaya ve onlarla iletişime geçmeye başladı. Yerinde duramaz bir karaktere sahip olmanın getirdiği etkinlik ancak tiyatro gibi pitoresk bir ortamda doyum yolları bulabilirdi. Bu seçimde bir rasgelelik yoktur. Tümden bilinçli bir yaklaşımın sonucudur. İçindeki sanata yakınlık fikri daha genç yaşlarda yorumsal bir yaklaşımı beraberinde getirir. Olana bire bir uymak yerine olanı değiştirmek düşüncesi; İtalyan tiyatrosuna yenilik kazandırmak ve “uydurma” senaryoların yerine yazınsal metinlerden kalkarak içerik ve düşünsellik taşıyan yapıtlarla söz konusu tiyatroya bir oturmuşluk sağlamak amacına dönük olarak ele aldığı devrimsel değişikliğin ilk ürünü 1738’de yazdığı Momolo Cortesan’dır. (Saray Adamı Girolamo) Bu yapıtta yalnızca başkahramanın rolü yazılı olarak sunulmuştur. Goldoni’nin yaptığına evrim (reform) mi demek doğru olur yoksa devrim mi sorusu herkesin aklına takılan bir sorudur. İtalyan sanat tiyatrosunu kökünden değiştirmeye dönük bir değişim, bana göre, nicel olmaktan çok niteldir. Bu nedenle girişimi devrimseldir ve Goldoni de devrimcidir. Geleneksel tiyatroya karşı çıkmak halkın ve tiyatro dünyasının beğenisine karşı çıkmak anlamını taşıdığı için özellikle o yıllarda yürek isteyen bir işti. O zamana dek tiyatro oyunları bizdeki Ortaoyununa benzer biçimde doğaçlama yapılan bir tiyatroydu. “Konu tiyatrosu” ya da “sanat tiyatrosu” da diyebiliriz adına. “Sanat tiyatrosu” denilmesinin amacı, sanattan, meslekten olan kişilerin ancak o tiyatroda oynayabilmesi anlamına gelmekteydi. Yazılı bir metin olmadığı için örneğin, amatörlerin oynaması olanaklı değildi. Bu arada yaptıkları espriler de doğaçlama ürünüydü. Ve her oyuncunun bir maskesi vardı. O maske bir tipi canlandırıyordu. Ortaya atılan bir konu vardı; oyuncular sahnede o konuya ilişkin, biraz da akıllarına geleni söylemekle halkın eğlenmesini sağlayacak boyutta güldürü öğeleriyle süsleyerek tiyatro yapıyorlardı. Oysa şimdi oyuncuların elinde yazılı bir metin olacaktı ve oyuncular sahneye hazırlıklı çıkacaklardı. Goldoni’nin devrim yaparken çıkış noktası, tiyatronun ciddi bir iş olduğu gerçeğinden; tiyatro yapmanın da kendine özgü bir biçim ve biçem taşıdığı fikrinden kalkmış olduğudur. Ayrıca belirli bir ideolojisinin olması gerektiğine inandığı da su götürmez bir gerçektir. Ciddiyetin içeriğinde güldürü olmayacak gibi bir varsayıma kapılmamak gerektiğini hemen anımsatmakta yarar var. Ancak güldürü öğesinin belirli bir ölçüde seçkinci bir kimliğe ulaştırılarak sunulması gereği sözü edilen ideolojik içeriğiyle örtüşen bir yapıdadır. 1700’lü yıllar insanlık tarihinin temel sayfalarından birini açacak yıllardan biridir. Henüz Fransız Devrimi’ne çok vardır ama devrim rüzgârları püfür püfür esmektedir. Bu bağlamda kentsoylu ekininin, ardından düşünce yapısının Avrupa’yı sarmış olması ve yazarın Avrupa’ya yakın bölgelerde (Venedik, Milano, Genova) fikir kulüpleri, düşün dünyası ve öteki aydın çevrelerle iç içeliği onun bir başka dünya görüşü, yaşam biçimi edinmesine neden olmuştur. Ayrıca gene sözü edilen kentlerdeki tecim, küçük de olsa sanayileşme, denizcilik ve alışveriş dünyası içinde yoğrulan insanlardan edinmiş olduğu izlenimler insanlığın önünde yeni bir dünyanın açıldığının habercisi olmuştur. Yazar, artık kapalı tarım uygarlığından uzaklaşılarak makineye dayalı sanayi çağına geçilmekte olduğunu gözlemlemiş ve bu KİTAP SAYI ? CUMHURİYET 933