Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? desinde yirmi altı; üçüncü perdesinde yirmi alt sahne vardır. Sahnelerin sık sık değişmesinden ötürü, oyun esnek bir olay örgüsüne sahiptir. Ayrıca kalabalık bir oyuncu ekibinin de gene olay örgüsünün izlenmesinde, kanımca, zorluklara neden olduğu gibi kimin neyi söylediği pek de akılda kalacak gibi değildir. Bu bağlamda arka arkaya sıralanan repliklerden öne çıkanı yok gibi. Buna koşut olarak öne çıkan bir kişi de yok. Don Marzio ortalıkta en çok görünen kişi ve dedikoduculuğuyla ondan ona laf taşıyan kişi olmasına karşın olay örgüsünün onun etrafında döndüğü söylenemez ve öteki kişilerin o karaktere bağımlılıklarını gösteren hiçbir ipucunun varlığından söz edilemez. Kişilerden her birinin birer karakter olması ya da birer karakteri simgelemesi olgusunun tiyatro gerçekliğiyle örtüşmesine karşın sanki maskelerinden henüz sıyrılmış tiplemeler olarak kişiliklerini bulamamış oldukları söylenebilir. Belki de bunun içindir ki yapıtın adında bir kişi ya da bir ad yok ama bir ortam (bir dükkân)var. Kişiler yapmış oldukları esprileriyle henüz sanat komedisinin çerçevesini aşamadıklarını gösterir gibiler. Ne ki izleyicinin dikkatini çekmek adına yazarın kimi zaman kişilerinin ağzına bir takım populist güldürü unsurlarını koyması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bu nedenle oyunun en canlı tablosu oyunun döndüğü mahalle ortamıdır. Üç tane dükkân yan yana. Ortada kahvehane; bir yanda berber dükkânı, ötekinde kumarhane. Karşıdaki evlerden birinde bir balerin, ötekinde dışarıdan gelmiş bir yabancı kadın. Kişileri ayakta tutan sanki ortamın kendisidir. Kişilere özgü karakter irdelemesi yapmak nerdeyse olanaksızlaşırken aynı tipleri hazırlanacak benzer ortamlarda bulmanın olanaklı olabileceği duygusu egemendir okurun üstünde. Bu oyunda da yaşam gerçekliğinin her türlü entrikasını görmek olanaklıdır. İnsan ilişkileri açısından bakıldığında erdemin, kötü alışkanlıklar (kabahatler, günahlar, kusurlar) üstünde yengisinin toplum sosyoloji açısından eğitici bir işlev gözetilerek işlendiği gözden kaçmaz. Yazar dürüst insanların yanı sıra dürüst olmayanları da işlerken, ki yazarın gerçeklik anlayışı bunu gerektirir, sempatisinin dürüstten yana olduğunu net biçimde ortaya koyar. Ve düzenbaz, üçkâğıtçıların yargılanmasını sanki acelesi varmış gibi toplumsal adalete bırakmaksızın kendisi yapar. Doğal olarak bu oyunda da tıpkı Lokantacı Kadın da olduğu gibi yeşermekte olan yeni toplum bilincine koşut olarak kötüyü sorgulamanın kaçınılmaz olduğu ve kötüyü sorgularken iyiyi öne çıkarmanın gerekli olduğu gözden uzak tutulmamıştır. Oyunda ilginç olan, kahve kültürünün altının çizilmesidir. Kahve (kahvehane)alışkanlığı bugün de İtalya’da çok yaygındır. Önceleri beylerin bir içeceği olan kahve sonraları en yoksul kişinin de tutkusu olmuştur. SOYLU YAŞAMINDAN KESİTLER Goldoni, Yazlık Merakı, Yazlık Macerası, Yazlık Dönüşü adlı üçlemesinde soylu ailelerin yaşamlarının bir dönemini geçirdikleri tatil beldesinde yaşanılanları anlatır. Yaşamlarından bir kesittir. Kendine özgü bir yaşam biçimi olarak gözükse de aslında kışlık evlerinden taşıdıkları sorunlarının, insan ilişkilerinin farklı boyutlarda tartışılmasına olanak sağlayan mekânlardır. Gerçekte daha bir iç içelik vardır. Yazlık komşularla olan mekânsal yakınlık gerçekte dedikoduların, boş lafların daha da fazla gündemi oluşturması kaçınılmazdır. Yazlık yaşamı da soylu ailelerin toplumsal çöküntüsünün, sınıfsal kararsızlık ve dağınıklığının işaretidir. Bir kentsoylu olan Goldoni için bundan daha güzel bir malzeme olamazdı. Aynı zamanda iyi bir güldürü ve eğlence kohepsinde olay örgüsünün temel devindinusu. Yazlık konusunda oyunlarında dile rici gücü duru aşktır. Adı Sevgililer olan getirmek istediği, herkesin bir yazlık tutbu oyun doğal olarak ötekilere oranla kusunun olduğu bu sevda uğruna nelere daha çarpıcı bir aşkı sergilemelidir. Birkatlanıldığı ve gösterilen özveriye karşın birini bağlılıkla, içten seven iki kişinin eğlenceli olmaktan çıkıp ıstıraba dönüşmutlu olmaları gerekir; öyle ki maraz kıstüğü; bu maceranın kendisinin eğlendirikançlığın dışında tutkularının önüne geci olmadığı ama olayın, Goldoni’nin kıvçecek engel tanımıyorum ben. Güzel rak bir zekâyla sergilediği anlatımında ve İtalya’mızda seven kalplerin felaketini alayımsı yaklaşımında çok daha eğlendioluşturan bu maraz kıskançlık dinginliği rici olduğudur. Goldoni, buluttan nem bulandırır; durgunluk içinde fırtınalar kapan Venedik soylularını gücendirmekopartır”. Yazarın saptaması doğrudur. mek ve kızgınlıklarını üstüne çekmemek Oyunda da Eugenia, sevgilisi Fulgeniçin olayın Livorno’da geçtiğini söyler. zio’yu yengesinden bile kıskanır. Adım Yazlık Merak’ında soylu kişilerin yazlık adım izler onu ve aradığında bulamadığı harcamalarını karşılamak için yaptıkları zaman maraza çıkartır. Bu konudaki sapdelice özveriler anlatılır. Yazlık Merakı tamasının doğruluğunu kanıtlamak için ilk kez 1761 yılında sahnelenir. Yazlık oyunda böyle bir kıskançlık perdesinin Maceraları’nda gene yazlıkçıların duru, yer aldığını savunanlar çıkabilir ama her dingin bir yaşantı yerine gergin ve karne kadar “güzel İtalya’mızda” diyorsa da maşık günlerin sıralandığı ve ancak paraevrensel nitelikli bir hastalığın kanıta gesı olanın böyle bir işkenceye girebileceğireksinimi olamaz. Yengesiyle iskambil nin anlatıldığı bir yapıttır. İlk güldürüdeoynamaya ya da gezintiye gitmeye dayaki kişilerden başka yeni kişilerin de bunamayan Eugenia soylu sınıfın bir başka lunduğu bu yapıt 1762 yılında ilk kez Veyüzünü yansıtır. Bu konuda erkekler danedik’te karnavalda sahneye konmuştur. ha mı hoşgörülüdür. Kadınlarına kur yaSınırsız eğlence gibi görünen ama gerpılmasından hoşnut görünen soylu erçekte bir işkence olan yazlık günlerinin kekler var. ahlaksal ve ekonomik sonuçları da Yazlık GOLDONİ’DEN AĞIR ELEŞTİRİ Dönüşü’nün konusu olmuştur. Goldoni’nin oyunları genellikle züğürt soylulaParini’nin, Il Giorno (Gün) adlı yapırın (ağaların) oyunudur. Yazlık Dönütında bunun bir kur yapma sanatı (cicisşü’ndeki Leonardo’nun dayısı Bernerdibeismo) ve karşılıklı anlayışa dayalı olduno ile parasal tartışğu gösterilmek istema konusu bu nir. Kur yapanlar oyunların ana izleğimutlu, yapılanlar ni oluşturur. Lemutlu, kocalar onardo yazlık sevmutlu. Kur yapan dasına tüm birikimierkekler kadın tavni bitirmiş, evlenelamak konusunda ceği kızın getireceği her türlü ödünü çeyize göz dikmiştir. vermeye hazırlar. Ancak evlenebilmeÇünkü bir başka si için görünüşü kadınla gözükmek kurtarması gereksoylu sınıfın yaşam mektedir ve bunun biçimi bağlamında için de paraya geayrı bir hüner olareksinimi vardır. rak değerlendirilDayısı Bernardino, mektedir. Bu ilişki Leonardo’nun tam kimi kuralları getersi bir kişiliğe sarektirir. Örneğin, hiptir ve para konuerkeklere “çok sesunda işini bilir. Levildiklerini belli etonardo’nun ağlanamek her zaman iyi cak haline güler ve değildir”, der Eualay eder. Para megenia. Fulgenzio’yu selesinden ötürü yeyengesi Clorinğenin dayıya düşda’nın kıskanması man olması işten bida gene soyluların le değildir. Bunun tipik yaşam biçimiböyle olması Goldone girer. Goldoni ni’nin ideolojik yakbu dünyayı çok ağır laşımından ötürü bir dille eleştirir ve değildir, gerçekte alaya alır. “Soylu budur. Goldoni’nin kişiler her şeyden soylu sınıfla bir heanlamak zorundasaplaşması olabilir dır” derken soyluama yazarın nesnel ların hiçbir şeyden doğruların arkasınanlamadığını söyledan koştuğu da bir mek ister. Ve sanat gerçektir. yapıtları üzerindeki pazarlığa neden Doğaçlama komeolan cehalet ve gördi tiyatrosundan yamemişliği kınar. Sazılı komediye geçiGoldoni’nin yapıtlarında nıyorum, Batı dünşin temel amaçlarıngenellikle bir aşk izleği ya yası, kalkınmışlığıdan biri de komedida örgesi vardır. Sevgiye nı, kentsoylu uygarye eski ağırbaşlılığıdayalı bir içerik taşır lığa ve onun ürünü nı, yazınsal ciddiyeolan yazar ve düşüoyunları. Kin ve nefret tini kazandırmaktı. nürlerine borçluBu bağlamda en iyi yoktur. Genelde mutlu ürünlerden biri de dur. Sevgililer, mutsonla biter. Bu eğilimi Gli innamorati’dir. lu sonla biter. Golbiraz da Goldoni’nin kişisel (Sevgililer) Yazardan doni’nin vermek iskarakterinden Okura (L’Autore a tediği ileti boş şeykaynaklanır. Goldoni iyi ve chi legge) denemelerle uğraşılmaması iyimser bir insandır; sinde Goldoni yapıgerektiği; akıl ve dünyayı toz pembe gören tıyla ilgili şunları mantığın öne çıktısöyler: “Sevgililerin ğı bir dünyanın yabiridir. Kin, nefret yer almadığı çok az ratılmasının kaçıtaşımayan, sevgiyle dolu. oyun vardır. Hemen nılmaz olduğunu 933 söylemesidir. Goldoni, Il bugiardo’yu (Yalancı) 1750’de yazdı. Öteki oyunlarına göre farklılık gösterir. Öteki oyunları çok kişili olmasına karşın Yalancı tek kişi etrafında dönen bir oyundur. O kişi de yalancının kendisidir. Oyunun özü yalancının söylediği yalanlardır ve olay örgüsü yalanlar dizgesine göre yol alır ve oluşur. Tüm kişileri eylemlerinde koşullandıran yalancı Lelio’dur. Oyunun adının Yalancı olması boşuna değildir. Örneğin, Kahvehane’de birden fazla kahraman vardır ya da hiç kimse kahraman değildir. Oysa burada sanki yalancıdan bağımsız bir iş yapılamazmış gibi insanlar bir işe kalkışmadan Lelio’nun bir yalan atmasını beklerler ve o yalanı (yalan olduğunu anladıktan sonra) belgelemek ve yüzüne vurabilmek için işe koyulurlar. Bir zümrenin, Venedik’ten bir insan kesitinin sabahtan akşama kadar uğraşısına dönüşen bu koşuşturma soylu sınıfın ne denli işsiz güçsüz olduğunu göstermeye yöneliktir. Lelio bir kahramandır. Ama negatif (olumsuz) bir kahramandır. Karşısında Florindo vardır. Düzgün, dürüst bir insandır. İkisi arasındaki çatışmada hep öne çıkan Lelio’dur ama kazanan Florindo olacaktır. Florindo’nun kazanması Goldoni’nin mantığına göre kaçınılmazdır. Dürüst olan kazanacaktır. Ne ki Lelio, Florindo’nun “zekâdan mahrum, budala bir delikanlı” olduğu kanısını taşımaktadır. Florindo’nun tutum ve davranışlarında utangaç ve ürkek birini canlandırması ne denli öz güvenden yoksun olduğunu ve bu tutum ve davranışıyla gülünç duruma düştüğünü belirtir. İlginç olan insanların ilk ağızda inandıkları yalanlarda Lelio’nun ne denli becerikli olduğudur. Kendi deyimiyle, “her yalan yüz yalanı doğurduğu için” ve Florindo’nun “mahcubiyeti, kendini gizleyişi” onu fırsattan yararlanmaya sürüklemiş ve ayaküstü yüz yalan sıralamıştır. Yalancılığıyla kadınlara taş çıkartmıştır. Evlenmek istediği ve sürekli iltifatlarla aldattığı Rosaria, temiz, el değmemiş soylu Venediklilerin aile kızı imgesiyle örtüşürken sanki Lelio’nun yalanlarında avuntu bulmak gibi bir çaresizlik belirtisi içindedir. Ne ki bu oyunda yitiren Lelio’dur çünkü sonunu getirememiştir. On kadar kişiden oluşan karakterler içinde bir tek Lelio’nun düzenbaz olması toplumun dürüst ve ahlaklı olduğuna işaret eder. Soylu ailelerde de dürüst insanlar vardır. Lelio’nun babası Pantalone’nin oğlunun tavırlarını onaylamadığı ve sürekli ona karşı kızgınlığını ortaya koyması Lelio’nun toplum dışı bir tip olduğunu gösterir. Ancak Lelio’ya göre bu toplum dışılık sıradışılıktır. “Uydurma, düzenleme kabiliyetinden mahrum bir insan zekâdan mahrum demektir. Fakat itiraf etmeli ki bu sefer bu iş beni bir dâhi seviyesine çıkardı” Goldoni bu oyunda bir tek Lelio’yu hedef almakla soylulara karşı, kanımca, insaflı davranmıştır. Ama Lelio oyundaki tüm etkin işlevine karşın Goldoni’nin tiyatroda gerçekleştirmek istediği devrim süreci gereği henüz bir karakter olma düzeyine gelememiştir. O bir yalancı değil, yalancıdır. Bu bağlamda tüm yalancıların niteliklerini özünde topladığı için henüz kişilik kazamamıştır ama bir maske de değildir. Goldoni’nin yapıtlarında genellikle bir aşk izleği ya da örgesi vardır. Sevgiye dayalı bir içerik taşır oyunları. Kin ve nefret yoktur. Genelde mutlu sonla biter. Bu eğilimi biraz da Goldoni’nin kişisel karakterinden kaynaklanır. Goldoni iyi ve iyimser bir insandır; dünyayı toz pembe gören biridir. Kin, nefret taşımayan, sevgiyle dolu. Gerçeğe güler yüzle bakmasını bilen ve oradan güldürü öğelerini çekip çıkarmasını bilen; eğlendiren ama düşündüren bir yazardır Goldoni. ? SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI