05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Simone de Beauvoir 100 yaşında Bovouard düşesinin kitaplarını toplamaya başlarım, Chick’e nispet olsun diye...” SARTRE’IN GÖLGESİNDE Beauvoir’ın çok verimli, çeşitli, özgün olsa da yapıtlarını Sartre’dan sonra vermesi, bir süre gölgede kalmasına neden olmuştur. Oysa Bulantı, Özgürlük Yolları ve Varlık Hiçlik’in ilk okuyucusu, Sartre’ın da dilediği gibi en acımasız eleştirmeni olan Beauvoir bu yapıtlardan hem çok etkilenmiş, hem de her şeyden önce kendisi olarak, titizlikle kendi kişisel yetişimini tamamlamıştır. Kendi kadın gerçekliğini arayan, hiç çekinmeden betimleyen Beauvoir, son derece özgün ve yürekli yapıtlar sunarak varoluşçuluğa kendi özel havasını ve rengini vermiştir: Düşünce kadını kimliğini, felsefe eğitimini ve yazarlık uğraşını ustaca birleştirmeyi başarmıştır. Bir başyapıt yaratma sevdasını taşımamış, kendi coşkusunu, sıkıntılarını, düş kırıklıklarını, çelişkilerini kadının sorumluluğunu, özgür ve bağımsız olma düşüncesini, özellikle de kadınlara anlatmaya çalışmıştır. Bunda başarılı olduğu, kitaplarının çok satmasından, birçok dile çevrilmesinden anlaşılmaktadır. Beauvoir’ın biçemi tek düzelik tehlikesini göze alacak kadar yalın ama etkilidir. Yaşamının sonuna doğru yazdığı Tout compte fait’de (Bütün Hesaplar Görüldü), bir yazı ustası olmadığını, Virginia Wolf, Marcel Proust, James Joyce gibi duygularını parıltılı bir biçimde canlandıramadığını, dış dünyayı sözcüklerle pek yakalayamadığını, ama amacının bu olmadığını belirtir. Beauvoir’ın asıl amacı kendi yaşam beğenisini, dolaysız bir biçimde insansanlara aktararak başkaları için var olmaktı. Bu saptamaların ışığında romanlarının anı ve özayaşam öyküleri, denemelerinden farklı olarak modern roman anlayışında olduğu rahatlıkla söylenebilir. Romanlarında her zaman çok boyutlu ve tutarlı bir evren oluşturması, kahramanların okurlarına tanıdık gelmesi çok okunmasının bir nedeni olmuştur. Romanlarında çokseslilik, söyleşimlilik, iç söylem, değişik anlatıcı tipleri, kahramanların özne olarak kuruluşu gibi özellikleriyle kendine özgü bir roman biçemi de geliştirmiştir. Ancak okurlar ve eleştirmenler uzun yıllar roman sanatını değil de savunduğu düşünceleri ve sunduğu gerekçeleri inceledikleri için, yapıtlarının sanatsal yönü pek dikkat çekmemiştir. Beauvoir, Bir Genç Kızın Anıları’nda, “9 Ocak 1908 günü sabahın dördünde, Raspail bulvarına bakan, beyaz lake mobilyalarla donatılmış bir odada doğdum. Ertesi yaz çekilmiş aile fotoğraflarında, tatlı gülücüklerle bir bebeğe bakmakta olan uzun etekli, şapkaları devekuşu tüyleriyle süslü hanımlarla, kimi hasır, kimi panama şapkalı beyler görülür (...) Albümün sayfasını çeviriyorum, başka resim: Annemin kucağında benden başka bir bebek. Ben ise, iki buçuk yaşındayım, başımda berem, [üstümde] plili bir eteklik; kızkardeşim de yeni doğmuş....” diye söze başlar. Bu anılarında çocuk Simone, hayranlık duyduğu biraz avukat, daha çok da amatör tiyatro oyuncusu, çok çapkın baba Georges de Beauvoir ile iflas etmiş görgülü, eğitimli bir kentsoylu aileden gelen, genç yaşında yaşanabilecek tüm acıları görmüş geçirmiş, koyu Katolik dindar annesi Françoise Brasseur arasında sıkışıp kalmış, kavgasız bir günün geçmediği çocukluğunu ve genç kızlığını anlatır. Damatlarına drahoma veremeyen aile, evililiklerinin ilk yıllarında genç çifte para desteği sağlar. Belki de bu nedenle, KİTAP SAYI 20. yüzyılın şansı Kierkegard’ın dediği gibi “Kadın olmak ne büyük felaket... ama asıl felaket kadının kadın olduğunu anlamamasıdır.” İşte Simone de Beauvoir, kendi yaşamından yola çıkarak, kadına nasıl kadın olunacağını anlatmak için durmadan yazmıştır. Tüm yaşamı boyunca kadının geleneksel yazgısını dikkatle inceleyerek, “Kadınlık durumunu nasıl öğrenir, nasıl duyumsar? İçine kapatıldığı evren nedir? Nasıldır? Kurtuluş yolu var mıdır? Nasıl kurtulunur” gibi sorulara yanıt arayarak dünya kadınlarını bilinçlendirmeye çalışmıştır. Ve o bütün bu soruların ve sorunların bilincinde hep özgür bir kadın olarak yaşamıştır. 1986 yılında öldüğünde Elisabeth Badinter, “Siz kadınlar, her şeyinizi ona borçlusunuz” demekten kendini alamamıştır. Aslında yirminci yüzyıl, Simone de Beauvoir gibi bir kadını yetiştirdiği için çok şanslıydı. Keşke yirmi birinci yüzyılda Türkiye’de Simone de Beauvoir’ın yolundan giden, aydın sorumluluğu taşıyan kadınlar çoğalsa, cumhuriyet yasalarının kendilerine sunduğu özgürlüklerden ve haklardan fazlasını isteseler, erkeklerin yanında eşit insan olma hakkını doyasıya yaşayabilseler. P e Hanım, Diyarbakır Efsaneleri’ni yeniden ve di birleştirerek Cumhuriyet Kitapları’ndan yeyayımladınız. Kitabınız üzerine yeni açılımlar rek, bir kez daha konuşmak istiyoruz. Bu kitayazımına epey önce başlandı. O ilk araştırma uzdur? 21989 yılları arasında o ? Ayşe (Eziler) KIRAN Zeynel KIRAN “Bir kadın olarak doğan her dahi insanlık için bir kayıptır” Stendhal O kumayı, öğrenmeyi, öğretmeyi, yolculuk etmeyi, kentleri, doğayı, hemcinsini, karşı cinsi, kısacası yaşamı seven, akıllı, zeki, kararlı, yaratıcı, yürekli, çalışkan ve güzel bir kadın. Ne bu özelliklerin tümü, ne de içerikleri yüzyılımızın bu önemli yazarını tam olarak betimleyemez. Beauvoir’dan günümüze, pek çok niteliğinin yanında, dünyayı değiştirmek için yazını düşüncelerinin hizmetine sunan, uzun soluklu denemeler, romanlar ve ilerici, “angaje” bir kadın yazar imgesi kalmıştır. Fransa İkinci Dünya Savaşı’ndan yalnız savaş yorgunu değil, insan ilişkileriyle yüzleşmek zorunda kalan bir ülke olarak da çıkar. İşbirlikçiler, direnişçiler, muhbirler, işkenceciler, savaş kaçkınları, savaş kahramanları, savaş zenginleri, savaş mağdurları... Savaş sonrasında hesaplaşmak ve birbirlerinin yüzüne bakmak zo runda kalırlar. İşte bu koşullarda Beauvoir, uzun süre, yaşamın anlamını, önemini, insan ilişkilerini sorgulayan, insanın kendine ve başkalarına karşı sorumluluğunu tartışan, Fransız kültür yaşamına egemen olan varoluşçuluğun kuramcısı JeanPaul Sartre’ın sevgilisi, yakın arkadaşı olarak tanınmıştır. Bu düşünce akımının, yaşam anlayışının gençler ve aydınlar tarafından kısa zamanda benimsenmesiyle ikisi de bir anda varoluşçuluğun neredeyse “yıldızları” haline gelmişlerdir. Varoluşçuluğun temel görüşü olarak kabul gören yaşam ile felsefenin birbirinden ayrılamazlığı iki yazarın da yaşam biçimlerinde ve anlayışlarında görülmektedir. Sartre ve Beauvoir bu felsefe anlayışını, sorumlu insan tutumunu, yeni bir yaşam biçimini daha iyi anlatabilmek için, insan yaşamına tüm derinliğini veren yazına başvurmuşlardır; çalışmalarını engelleyecek ev işi, yemek yapmak gibi her türlü uğraştan uzak durmuşlardır; çalışmalarını daha çok kafe, otel odaları, misafir olarak gittikleri dost evlerinde sürdürmüşler; dergi yöneticiliği yapmış, gazete makaleleri, denemeler, özyaşam öyküleri, anılar, manifestolar, romanlar, tiyatro piyesleri yazmışlardır. Ancak bu anlayışın gençler arasında ve kimi sanatçı çevrelerinde hızla ama yüzeysel bir biçimde benimsenmesiyle, düşünce temel ilkelerinden uzaklaşarak neredeyse modaya dönüşmüştür: Siyah kazaklar, gözlükler, saçlar; caz müziği, felsefe kitapları ve toplantıları, bohem yaşam... İşte tam da bu dönemi yansıtan Günlerin Köpüğü’nde, varoluşçu Boris Vian, karısını elinden alan Sartre ve bunu bilen Beauvoir’ı ikinci derecede gülünç kahramanlara dönüştürerek, sanki onlarla hafifçe alay eder. JeanSol Partre’ın kalabalık ve çok tartışmalı geçen bir konferansına katılan düşes Bovouard şöyle sunulur. “Üstünde Bovouard düşesiyle adamlarının kasıldıkları bir loca, bu çelimsiz zavallılar kalabalığın bakışlarını çekiyor ve göklere çıkarılmış bir felsefeciler sınıfının, geçici, yetenek ve zenginliklerini gösteren şatafatıyla, sanki sövüyordu onlara.” Romanın baş kahramanı Colin, bir meydan okuma yarışında arkadaşı Nicoslas’ya, Chick’in JeanSol Partre’ın kitaplarını topladığını, Bovouard düşesinin de bir yazar olduğunu vurgular: “Nicolas, dedi Colin, eğer bu akşam tam anlamıyla, sonuna kadar aşık olamazsam, artık bundan sonra... ben de ? SAYFA 16 CUMHURİYET 933
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle