Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? yön izlemektedir. Papalık makamı John Calvin’in papa olmasıyla birlikte Cenevre’ye taşınmıştır. Bunun sonucunda dünya baskıcı bir Kilise’nin altında birleşmiştir. Bu kurumun en faal organları ise Yüksek Disiplin Divanı ve Adak Meclisi’dir. Bilim, özellikle de fizik, filozoflar ve, her şeyin ötesinde, teologlar için uygun sayılan bir konu olarak görülür. Teknolojik olarak, Lyra’nın dünyası bir yandan bizimkine eş, hatta bazen bizi aşan ilerlemelere sahipken diğer yandan sorunlu ve ters özellikleri de barındırır. Ulaşım yayan olarak, sandallarla ya da zeplinlerle gerçekleşir. Geneline bakıldığında Lyra’nın dünyası büyük ölçüde ortaçağı yansıtır: tarımsal, yarı feodal, takvimin hasat, panayır zamanı ve John Faa adındaki bir kral tarafından yönetilen Çinganların mevsimsel göçlerine göre ayarlandığı bir dünya. Pullman’ın sınırsız hayal gücünün ürünleri olan ve edebiyat tarihine geçen üç önemli buluş –Cinler, Toz ve Aletiyometre– ilk kitapta çok önemli rollere sahip. Lyra’nın dünyasında her insanın bir cini vardır. İnsanların yoldaşı olan bu cinler havyan şeklindedir, ama hem akla hem de konuşma yetisine sahiptirler. Lyra’nınkinin adı Pantalaimon’dur (Lyra ona Pan diye seslenmektedir) ve ilk başta onu, hikâyemizin kahramanının hayvan benzeri sanırız, ama daha sonra Pan’ın –ve diğer cinlerin– bizim dünyamızda ruh diye bilinen olguya denk düştüğünü öğreniriz. İnsan ve cin arasındaki bağ önemli, yadsınamaz ve bazen de telepatiktir. Pan, tıpkı diğer çocukların cinleri gibi, “değişmez” değildir –istediği hayvanın şekline ihtiyari olarak bürünür ve Lyra ergenlik çağına ulaşana dek bu gücü elinde tutar. Kitap ilerledikçe insanlar ve cinleri arasındaki ilişkiye ait daha pek çok özellik ortaya çıkar. LYRA VE CİNİ Lyra ve cini ile ilk olarak, Lyra’nın amcası olarak gördüğü ve bir kâşif olan Lord Asriel’in Jordan Koleji’ne yapacağı ziyaret için gerçekleştirilen hazırlıkları gizlice izlerlerken tanışırız. Lord Asriel, ‘Toz’ diye tarif edilen bir olguyu gözlemlemek için yaptığı Kuzey gezisinden yeni dönmüştür. Kuzey Işıkları’yla bir şekilde bağlantısı olan bu görünmez parçacıklar Philip Pullman serinin ilk kitabı olan Kuzey IşıklarıAltın Pusula’yla, edebiyatta tür kavramını aşan bir başyapıt yaratıyor. Bu anlamda, hem yetişkinleri kendine çeken bir çocuk kitabı hem de en sağlam gerçekçileri bile etkileyen fantastik kurgu özelliğini içinde barındıran bir şaheserle karşılaşıyoruz. çocuklara karşı ilgisiz kalırken yetişkinlere karşı güçlü bir hayranlık beslemektedir. Bu sırada, Kilise’nin Mrs. Coulter yönetimindeki Yüksek Disiplin Divanı önemli bir atılıma geçmiştir. Mrs. Coulter inanılmaz derecede cazibeli, cana yakın, güzel bir kadındır ve ona eşlik eden cin altın bir maymundur. Bu güzel bayanın büyüsü altında olan ve Toz’un taşıdığı anlamdan – ‘ilk günah’ olabileceğinden– korkan Kilise lideri, Mrs. Coulter’den Kuzey’e bir gezi tertiplemesini ve bir çocuğu cini henüz ‘değişmez’ hale gelmeden kopararak bu Toz’un engellenebilir ya da yok edilebilir olup olmadığını öğrenmesini ister. Coulter’ın emri altındaki çocuk hırsızları Gogoklar, İngiltere’nin her yanında çocuk avına çıkarlar. Kolej’deki en yakın arkadaşı Roger’ın Gogoklar tarafından kaçırılması üzerine Lyra, Kuzey’e gidip onu kurtarmaya karar verir. Kuzey IşıklarıAltın Pusula, Lord Asriel ve Mrs. Coulter’ın Toz’u anlamak ve mümkünse kontrol altına alabilmek için birbiriyle rekabet eden planları ile Lyra’nın Roger’ı bulma ve aynı zamanda harika bir aygıt olan 933 aletiyometreyi Lord Asriel’e götürme macerasını anlatıyor. Kendisine yöneltilen her soruyu yanıtlayan aletiyometreyi okuyabilmek ömür boyu çabayı gerektirmektedir, ancak kahramanımız Lyra’nın bu konuda doğuştan gelen bir yeteneği vardır. Aletiyometrenin ve bir grup Çinganın yardımıyla Kuzey’e giden Lyra kendisi ve geçmişiyle ilgili birçok şeyi keşfeder. Bu yolculuk sırasında, Yeni Danimarkalı bir maceraperest –Lee Scoresby– ve konuşma yeteneğine sahip bir kutup ayısıyla –Iorek Byrnison– tanışır. Böylece, içine girdiği macera daha renkli hale gelir. Pullman’ın muhteşem hayal gücüyle yarattığı ve insanın bitmesini hiç istemediği o ender kitaplardan biri olan Kuzey IşıklarıAltın Pusula’yla ömür boyu sürecek bir yolculuğa başlayın ve Lyra Gümüşdil’in ruhunuza işlediğini, karakterlerin rüyalarınızın birer parçası haline geldiğini hissedin. ? Altın PusulaKuzey Işıkları (Karanlık Cevher Dizisi, 1. Cilt)/ Philip Pullman/ Çeviren: Sevin Okyay/ İthaki Yayınları/ 516 sayfa SAYFA 21 CUMHURİYET KİTAP SAYI