23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kitap İçin LV Selçuk ALTUN Yürekli ama kalpsiz da…” (Çok satar ve çok sığ yazar Canan Tan'la yapılan söyleşiden Radikal Kitap, 06.07.07 koparttığım incilerle yüreğinizin çikolatasını rencide etmişsem; Profiterol Kaplı Nağmelerden bir buketle affınıza sığınırım.) 1354 Temmuz 2007 ürünü veya yeni baskı kitap önerileri : İdil Biret (D.Xardel) / Edebiyatçılar Üzerine (Elias Canetti; Çev.Gürsel Aytaç) / Mimarlığın Aktörleri 19002000 (Uğur Tanyeli) / Kendileri (Haz.Selim Esen) / Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında* (Haruki Murakami) / Lucifer'in Bisikleti (küçük İskender) / Lumpen Sözlüğü (Levent Tülek) / Badenheim 1939 (Aharon Appelfeld) / Bir Kadının Penceresinden (Oktay Rifat) … (*Kitapta yazarın adıyla soyadı yer değiştirmiş!) 1355 The Last Novel'dan (David Markson): “Macera, onu anlatmasını bileni şereflendirir.” Thucydides Thomas Hobbes (15881679) geometriye bir ara öyle kendini kaptırmış ki, yatak çarşafında yer kalmayınca kalçasına diyagram çizermiş. Enrico Fermi (19011954) atom fiziği ders kitabını kurşun kalemle ve hiç silgi kullanmadan yazmış. “Müziğimi en iyi çocuklar ve hayvanlar anlamaktadır.” Igor Stravinsky (18821971) “Resim yapmak zor değildir; ya kolaydır ya da olanaksız.” Salvador Dali (19041989) 1356 Birhan Keskin'den turfanda şiir : Nehrin taşları Bu taşlarla bu kuşlarla bekledim, bu sırlarla bu yılları Bir mucizeyi gösterecektin bana, atladığım satırları Kaşlarımın yokuşunda gün akşam oldu, indim Ne bir mucize gördüm ne de işe yarıyor nehrin taşları. 1357 (K)aşınan Şiir : “Çelişkisiz şiir, şiir değildir.” Donald Hall, Şubat2002 “Bir okun yaya olduğu denli şiirin de sinir tansiyonuna gereksinimi vardır.” A.B,Jackson 2004 kışı “Reklâm, şiirin masumiyeti ve savunmasızlığını zedeler.” Michael Hofman, Ekim1993 1358 130 tanınmış AngloAmerikan yazara göre en iyi on polisiye roman (Kaynak: Top Ten, Ed.J.P.Zane): The Long Goodbye (Raymond Chandler) / The Killer Inside Me (Jim Thompson) / Red Dragon (Thomas Harris) / The Big Sleep (Raymond Chandler) / Tinker, Tailor, Soldier, Spy (John leCarre) / The Postman Always Rings Twice (James M.Cain) / The Maltese Falcon (Dashiell Hammett) / Mildred Pierce (James M.Cain) / The Silence of the Lambs (Thomas Harris) / Everybody Pays (Andrew Vachss). Ak kitap: Nobel konuşması. “Aytaç Targal İçin” 1351 Çok satar ama ne yazar Elif Şafak (EŞ), âlemin “Dişi Orhan Pamuk'u” olmak için çırpınır. Bu bağlamdaki edebi kapasitesizliğinin, önce kendisi farkındadır. Hırs küpü EŞ, aradaki farkı örtmek için yazdıklarıyla değil de yaptıklarıyla gündeme tutunmayı yeğler. Edebiyat dışı iletişimde, sınır tanımaz bir tutum benimsemiş gibidir. Küresel adıyla Elif Shafak, TCK'nun 301. Maddesinden yargılanırken, ülkemizi kalın bir tül perde arkasından izleyen bazı Batılı çevrelerin sözde desteğine mahzar olmuştu. İlk celsede beraat edince, onun yeterli rating alamadığı için sevinmediğini düşünmüşümdür. Türkiye Yayıncılar Birliği'nin bu yılki Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü'nü, EŞ'ye özgülemesini benimseyemem. Bu, Nedim Gürsel 53 yaşındayken “edebiyatta 40. yılını” kutlaması denli, trajikomiktir… 1359 Nicedir canım Mahir Öztaş'tan bir yeni roman ve Şavkar Altınel'den bir gezi kitabı çeker… 1360 Temmuz'da Londra'ya gitme bahanem, Cambridge'te Fitzwilliam Müzesi'ndeki Howard Hodgkin (doğ.1932) resim sergisiydi…Waterstone's Piccadily: yayımcısı, Orhan Pamuk'un Nobel konuşmasını (My Father's Suitcase) kitapçıklaştırmış. 1500 adetten mürekkep özel basımdan beşini aldım…Bu kez yeni binasındaki Britanya Halk Kütüphanesi'ne de (British Library 96 Euston Road) uğradım. 150 milyon kitap için 625 km uzunluğunda raf gerekirken, kütüphanenin kitap koleksiyonu her yıl 3 milyon artmakta. 1200 kişi kapasiteli okuma odaları, dingin sergi ve konferans salonlarını gezerken ürktüm. Lüks bir otelde yapılan küresel toplantıda, tek başına kalmışlığın tedirginliğini mi duyumsamıştım. (British Library'de ziyaretçilerin onarıma muhtaç kitapları evlatlık edinmesi (Adopt a Book) gibi bir uygulama da var.) 1361 “Neden mi yazıyorum?” sorusuna nice küresel yazarın yanıtını, ikirciklenerek okumuşumdur. Orhan Pamuk'unki (Babamın Bavulu) denli doyurucusuna rastlamadım : “Bildiğiniz gibi, biz yazarlara en çok sorulan, en çok sevilen soru şudur : Neden yazıyorsunuz? İçimden geldiği için yazıyorum! Başkaları gibi normal bir iş yapamadığım için yazıyorum. Benim yazdığım gibi kitaplar yazılsın da okuyayım diye yazıyorum. Hepinize, herkese çok çok kızdığım için yazıyorum. Bir odada bütün gün oturup yazmak çok hoşuma gittiği için yazıyorum. Gerçekliğe onu ancak değiştirerek katlanabildiğim için yazıyorum. Ben, ötekiler, hepimiz, bizler İstanbul'da, Türkiye'de nasıl bir hayat yaşadık, yaşıyoruz, bütün dünya bilsin diye yazıyorum. Kâğıdın, kalemin, mürekkebin kokusunu sevdiğim için yazıyorum. Edebiyata, roman sanatına her şeyden çok inandığım için yazıyorum. Bir alışkanlık ve tutku olduğu için yazıyorum. Unutulmaktan korktuğum için yazıyorum. Getirdiği ün ve ilgiden hoşlandığım için yazıyorum. Yalnız kalmak için yazıyorum. Hepinize, herkese neden o kadar çok çok kızdığımı belki anlarım diye yazıyorum. Okunmaktan hoşlandığım için yazıyorum. Bir kere başladığım şu romanı, öteki yazıyı, bu sayfayı artık bitireyim diye yazıyorum. Herkes benden bunu bekliyor diye yazıyorum. Kütüphanelerin ölümsüzlüğüne ve kitaplarımın raflarda duruşuna çocukça inandığım için yazıyorum. Hayat, dünya, her şey inanılmayacak kadar güzel ve şaşırtıcı olduğu için yazıyorum. Hayatın bütün bu güzelliğini ve zenginliğini kelimelere geçirmek zevkli olduğu için yazıyorum. Hikâye uydurmanın ve kurmanın 1352 Üçüncü romanımla (Ku(r)şun Lezzeti, 9.Baskıda) bir medya holdinginin doğaçlama aforozuna mahzar oldum. 2003'ten itibaren o gazete ve dergiler, önce kitaplarımın varlığını inkâr ettiler. Kökten geçinen gazeteleri ilanlarımı kabul edip, kitaplarımı bir kısa paragrafla tanıtırken; onlarla ilgili değerlendirme yazılarını hâlâ basmaz. (Örneğin, geçen yıl Kitap İçin notları kitaplaştığında; Gültekin Emre ve Kadir Aydemir'in yazılarını kullanmayı reddetmişlerdi.) Ku(r)şun Lezzeti; iş dünyasından gelip medyanın asları arasına katılınca, ülke gündemini çıkarları doğrultusunda yönlendirirken nüfuz ticaretiyle kamu varlıklarını hortumlamaya çalışanlara karşı bir kıs(s)a romandı. O kitabın hedefi, aynı zihniyetle mücehhez herkestir. Tek aileye odaklansam, onu inceleme niyetine yayımlatıp çok satan listelerini sarsardım. (Bu not da nereden çıktı diyenlere; Cumaları kitap eki aşkına Radikal alınca köşe yazılarına da göz gezdiririm. Genel Kurmay ve Gerçek başlıklı, 22.06.07 tarihli yazısını İsmet Berkan, “Anlaşılan Türkiye'nin özgür düşünceye alışması için daha çok fırın ekmek yemesi gerek” diyerek noktalıyordu. Komik mi? Trajik mi?) 1353 “Piraye'nin okuru ki çok fanatik bir okur kitlesidir neredeyse fan kulüp kuracaklar … Yazdıklarımla ortadayım… Çikolata Kaplı Hüzünleri yazdım, o kitabım süründü, ki edebiyat damlıyor ondan. Ondört Piraye var belki içinde… Son kitabımda edebiyat yok mu? Onda da var…Kendi yazdığım şiirleri kitaplarımda kullanıyorum ve onları kitap kahramanlarıma mal ediyorum… Kitaplarımla tanınıyorum ama yüz olarak biraz gerideyim… Hep kendimle yarıştım. Mükemmeliyetçi bir insanımdır…Kendimi üzmemek için hırsa ve kıskançlığa hiç kapılmadım… Edebiyat olarak istediğim yola girdim. Çok büyük ödüllerde gözüm yok. Kemik bir okur kitlesi edindim…Benim kitaplarımın yanında abur cubur gibi okunacak kitaplar da var. Elime aldığımda iki haftada yazarım dediğim o kadar çok kitap var ki…Lisedeyken toplumsal birçok konuyu yargılardım. Sol milletvekillerinin çocukları arkadaşımdı, aşırı uçtayımdır aslınSAYFA 14 Otoportre, 1964 Ertuğrul O. Fırat ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 916
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle