23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Alev Coşkun ile “Hasan Âli YücelAydınlanma Devrimcisi” adlı kitabını konuştuk. Efsane Bakan’la ‘Yücel’en dönemler... Alev Coşkun, Milli Eğitimde çığır açan, yurduna Köy Enstitüleri başta olmak üzere birçok olağanüstü hizmetlerde bulunan efsane bir Bakan'ın, eğitim ve kültür alanında yaptığı büyük atılımları büyüteç altına alıyor “Hasan Âli YücelAydınlanma Devrimcisi” (Cumhuriyet Kitapları) adlı kitabında. Yücel'in doğumunun 110'uncu yıldönümünde daha da genişlettiği çalışmasında hem kişisel hem de mesleki yaşamını sunuyor okurlara Alev Coşkun, özellikle yeni kuşaklara tanıtmayı hedefliyor. Yapıtta tarihi gerçekHasan Âli Yücel ler ve sorular da irdeleniyor. Köy Enstitülerine İnönü'nün desteğine rağmen, “köylükentli” diye bir sınıf ayrımının doğacağı savıyla Meclis'te sakıncalar ileri sürerek karşı çıkanlar kimlerdi? Asıl korkuları neydi? Yarı aydın da ne demekti? Atatürkçü çizgide eğitim reformlarıyla yaratmak istediği köklü toplumsal gelişmelerle aşırı sağcıların, yeniden güçlenen gericilerin, feodal yapının sürmesinde yararı olanların gözünü korkutan Hasan Âli Yücel'e suikast girişiminde bulunanlar kimlerdi? İnönü'nün çok partili siyasal sisteme bir an önce girmek istemesinin altında yatan asıl neden neydi? Köy Enstitüleri neden parladığı İnönü döneminde söndürülüyordu?İnönü neden koruyamadı? İnönü'nün iki büyük pişmanlığı…Alev Coşkun ile “Hasan Âli YücelAydınlanma Devrimcisi”ni konuştuk. miştir. Çok yönlülük vardır; müzik, resim, el becerileri gibi her alanda eğitim verilir. Uygulama bütünlüğü içerir; her beceri, eylem ve etkinliğin öncesinde akıl vardır. Düşünce, kuram, planlama yani akıl ön plandadır. Sistemin temelinde Karma Eğitime yer verilir. Köy Enstitüleri sisteminin özü insandır. Her insanın yöneleceği bir yer vardır, bu da bulunup çıkarılmalıdır diyerek hareket edilir. Kültürde yerelden evrensele yönelişe önem verilir. Köyden gelen öğrenci, öncelikle kendi enstitülerini çağdaş bir yaşam ortamına dönüştürüyordu, sonra eğitim yapıyordu ve kültürün her alanı ile ilgileniyorlardı. Laikçağdaş eğitim vazgeçilmezdi; dogmalardan arınmış bilimin önderliğine inanan bir anlayışla eğitim verildi. ? Gamze AKDEMİR asan Âli YücelAydınlanma Devrimcisi” klasik bir biyografi, klasik bir incelemeden çok farklı bir yapıda ilerliyor. UNESCO, Hasan Âli Yücel'in doğumunun 100'uncu yıldönümü olan 1997 yılında onun saygı ile anılması kararını aldı biliyorsunuz. Bu yıl da Yücel'in 110. yıldönümünü yaşıyoruz. Onu anarken, siyasetin tıkandığı ve kirlendiği bir dönemde kendisine yapılan türlü saldırılara karşın yolundan dönmeyen bir devrimcinin ve gerçek bir Atatürkçünün yaşamöyküsünü sunmak istedik. O nedenle daha önce üzerinde çalıştığım Yücel'le ve o dönemle ilgili çalışmaları genişlettim ve Köy Enstitüleri ile Atatürk Aydınlanma Devrimi'nin devamı olan birçok kültür atılımını gerçekleştiren Hasan Âli Yücel'in hem kişisel hem de mesleki yaşamını içeren ayrıntılı bir inceleme hazırladım. Onu tüm yönleriyle, yeni kuşaklara tanıtmayı amaçladım. Hasan Âli Yücel'in Köy Enstitüleri projesi, hem yaşama geçirilmesi hem de yürürlükte kaldığı altı buçuk yıllık süreç göz önünde bulundurulduğunda Atatürk'ün az zamanda büyük işler başardık sözünü doğrulayan yetkin bir örnek kuşkusuz. O nedenle Yücel'in kişiliğini, reformları ve tasarılarıyla eğitime ve ülkenin geleceğine aydın bakışını özetlersek neler söylersiniz ilk olarak? Hasan Âli Yücel, Atatürk'ün gerçekleştirmeye çalıştığı laik toplum düzeninin, laik eğitim sisteminin kurulmasında hem kuramcı hem eylemci olarak etkin rol almış bir kişiydi. Eğitim Bakanı olarak yaptığı etkinliklerde, kültürel alanda giriştiği düzenlemelerde, yarattığı kurumlarda ve yaptığı uygulamalarda temel noktası kimilerine göre “Türk hümanizması” daha doğru vurgulama ile “Türk Aydınlanması”nı geliştirmek, “H bunları yaşatmak olmuştur. Bunu çok büyük ölçüde başardığı, bu yolda birçok alanda ilk temelleri attığı rahatlıkla söylenebilir. Yücel, bulunduğu görevler de baştan seçimini ve farkını ortaya koyuyor. Öncelikle çok yönlü bir kişiliği var. Felsefe okuyor, edebiyat okuyor, Doğu ile Batı'yı birleştirerek özümsüyor, çekirdekten yetişiyor. Kamu görevinde bulunduğu toplam süre 29 yıl. 5 yıl öğretmenlik, 5 yıl Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişliği, 1 yıl da Paris'te incelemeler yapmıştır. Ardından Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürü oluyor 1 yıl süreyle. 2 yıl Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nden sonra 15 yıl milletvekilliği yapıyor. Ve milletvekilliği sırasında 7 yıl, 7 ay, 7 gün Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bulunuyor. Bu arada çok büyük eserler de veriyor. İLK ADIMLAR... Aydınlanma Devrimi'nin uygulama alanı... Kuşkusuz ki en geniş pencere…Hasan Âli Yücel'in kitabınızda tüm açılarıyla yer alan icraatlarını ve hangi ilk adımları attığını özetlersek.. Yücel, sadece Köy Enstitüleri ve eğitim alanında değil, bakanlığı döneminde kültürel alanda çok çeşitli girişimlere imzasını koyuyor. Neler yapmamış ki? Türk Yayın Sergisi ve Kongresi, Birinci Eğitim Şurası, Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi'ni gerçekleştirmiştir. Tercüme Bürosu'nu kurmuştur ve dünya klasiklerini yayımlamıştır: Bu arada Yücel ile ilgili bu konuda yanlış bir kanıdan söz etmek isterim. Dünya klasikleri denilince Hasan Âli Yücel sadece Batı dünyası klasiklerini yayımladı sanılıyor. Bu doğru değildir. Yücel, Yunan, Latin, Al “KÖYLÜ KENTLİ” Karşıcılar… Kitabınızda Yücel'in özellikle 1950'den sonra karşıdevrimcilerce birinci hedef seçildiğini anlatıyorsunuz. Onlara göre 'maymun gözünü açmamalı'ydı. Meclis'te 'aslanlar gibi!' karşı çıkılıyor, İnönü'nün desteğine rağmen hem de. Bu karşı çıkışların başında “köylükentli” diye bir sınıf ayrımının doğacağı tedirginliği geliyordu. Kazım Karabekir karşı çıkanların başını çekiyordu. Karabekir eleştirilerinde bu enstitülerde okuyan köylü çocuklarının, “yarı kültürlü, yarı aydın” öğretmenler olarak köylerde yarar sağlamak yerine zararlı olacaklarını söylüyordu. Köy Enstitüsü mezununun görev amacı, statüsü farklıydı bir kere. Daha geniş kapsamlıydı. Yasanın gerekçesinde de belirtildiği gibi Köy Enstitüsü'nden mezun olduktan sonra köye gidecek öğretmen, sıradan bir köy öğretmeni olmayacaktı. Öğretmenin çok ötesinde bir konuma sahip olacaktı. Köylüye eğitim, kültür, sağlık, tarım, hayvancılık ve modern yaşam konularında da örnek olacak, ona yardım edecekti. Bu nitelik karşıcıların hiç işine gelmedi. Sadece Meclis’teAlev Coşkun ve Gamze Akdemir... kilerin değil, feodal toprak ağalarının, şeyhlerin, tutuman, Amerikan, Fransız, İngiliz, İscuların, din hocası ve molla zihniyetlilerin kandinav, İtalyan, Macar, Rus, Bahem de hiç işine gelmedi. Onlara göre Köy bil, Hint, Çin klasiklerinin yanı sıra Enstitüleri kentten uzakta yeni bir sınıf yaDoğuİslam klasiklerini de yayımratacaktır; gerek kuruluş, gerekse eğitim lamıştır. Ayrıca ansiklopediler, deryöntemi yanlıştır; köylüler parasız çalıştırılagiler yayımlamıştır. Klasiklerin rak sömürülecektir; kız ve erkeğin bir arada toplamı 496 adettir. Sonra Ankara eğitim görmeleri ahlaksızlıktır. Onlara göre Devlet Konservatuvarı'nı kursistem keyfi olarak geliştirilmiş bir modelmuştur. Bakanlığı döneminde, dir, sonuçta “yarıaydın” yetiştirilecektir. Ankara Fen Fakültesi (1943), İstanbul Tek Yücel'in yanıtı da tokat gibi. nik Üniversitesi (1944) ve Ankara Tıp Fa 'Şehirde ve köyde oturanlar, ulusal vickültesi (1945) kurulmuştur. Üniversite redan ve ulusal bilinç bakımından ayrı özellik formu olan, 4936 sayılı Üniversiteler Kanugösterir görüşü yanlıştır' diyor Yücel. nu yasalaşmıştır. Tüm bunlar insana inanıl'Kentte otursun, köyde otursun, ülkümüz maz gibi geliyor değil mi, ama o bunları babirdir' diyor. 'Enstitüleri köy çevresinde kuşaran kişidir. Atatürk önderliğinde başlatıruyoruz, onlara kenti gösteremeyeceğimiz lan Aydınlanma Devrimleri'nin kültürün kanısını nereden çıkardılar' diye soruyor. '5 her alanında yaygınlaştırılmasını sağlamak yıl okutacağımız bu kişilere yarıaydın dediiçin çalışmış ve döneminde bunu başarmışler; 5 yıl okulda, 5 yıl enstitüde okumuş kişi, tır. yarıaydın değildir, aydındır diyor'. Başta Köy Enstitüleri olmak üzere bütün Ve devrim yaşatılamadı? bu devrimsel atılımlara geleneği bozmayarak Acıdır, karşıdevrim 1950'den sonra yükkarşı çıkanlar da oluyor tabi. Kitabınızda selmeye ve özellikle 1970'lerden sonraki Sokarşıcıların gerekçelerini de ortaya koyuyorğuk Savaş döneminde, eğitimde 'dinsiyaset sunuz. Bunları konuşacağız ama öncelikle ve ticaret' üçgeni egemen olmaya başladı. tüm bunları pek bilmeyen genç kuşaklar için Dincilik eğitime girdi, Atatürk'ün Eğitimde Köy Enstitüleri'nin temel eğitim felsefesi ve Birlik ilkesi temelinden dinamitlendi. Builkelerini anlatır mısınız? gün de aynı süreci yaşıyoruz. Laik eğitim Türk Aydınlanma sürecinde Köy Enstiden, 1946 sonrası CHP'nin verdiği ödünle tüleri köyün eğitim yoluyla uygarlığa ve çağbaşlayan girişim Demokrat Parti (DP) taradaşlığa açılması yönünde çok önemli bir fından etkin bir biçimde sömürüldü. 12 Eysimgeydi. Sistemde örneğin, bütünsellik lül gerici darbesinin geliştirdiği toplumsal vardır; köy yaşamının tümünü, köyün kendi ve siyasal ortamla dinin politikaya etkisi unsurlarıyla içten canlandırılması hedeflenCUMHURİYET KİTAP SAYI ? SAYFA 4 907
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle