23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B U L M A C A 1 B 1 H 2 F 3 G 4 E 5 6 J 7 H 8 İLKER MUMCUOĞLU D 9 A 9 K 10 I H 11 I 12 B 13 A 14 G 15 D 16 G 16 I 17 F 18 E 19 H 20 L 21 J 22 D 23 H 22 I 24 G 25 K 26 I 26 H 27 I 28 H 29 L 30 L 31 J 31 F 32 I 33 C 34 L 35 G 35 E 36 H 37 L 38 G 39 H 40 B 41 I Feyza HEPÇİLİNGİRLER 19 Haziran Salı Türkçe Günlükleri nasıl bu kadar iyi anımsayabildiğini ve okurun gözünde kolayca canlandırabileceği netlikte nasıl anlatabildiğini sormuştum. Aynı okulun aynı bölümünü çok yıllar sonra bitirmeme karşın, ben onun kadar iyi anımsayamıyordum çünkü. “Gençsiniz de ondan.” demişti Vedat Türkali. Beni genç bulduğu o yıl, yarım yüzyılı devirdiğim yıldı. “150'likler” ise yakın tarihimizin pek bilinmeyen bir yanıdır. Ben Refik Halit Karay nedeniyle yıllardır merak eder dururdum 150'likleri. Ciddi olarak araştırmaya pek yeltenmedim. Belki de yeterli kaynak bulamayıp yolun başında vazgeçecektim bu işten. Kimdir bu 150'likler? ”Kurtuluş Savaşı sırasında düşman devletlerle işbirliği içinde, işgal İstanbul'undaki hükümetlerde yer alarak ve onlara destek olarak; Kuvayı Milliye'ye ve Ankara Hükümeti'ne yazı, söz ve eylemle karşı çıktıkları için 1924'te” Türkiye Cumhuriyeti uyruğundan çıkarılarak ülke dışına sürülen 150 kişidir. Emin Karaca, aralarında Refik Halit kadar ünlü Ref'i Cevat (Ulunay), Rıza Tevfik, Çerkez Ethem gibi kişilerin de bulunduğu 150'likleri yazmış aynı adı taşıyan kitabında /Altın Kitaplar). 42 L 43 L 44 I 44 I 45 F 46 G 47 L 48 F 49 I 50 I 51 J 52 C 53 C 54 L 55 J 56 57 L 58 J 59 J 60 D 61 A 63 H 62 L Ü 63 G 65 C 64 A 65 E 66 J 67 E 68 J 69 J 70 B 72 A 71 J 72 L 73 F 74 B 77 C 75 E 76 A 77 C 78 I 79 A 80 J 81 H 85 J 86 G D Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Turgut Toygar’ın şiir kitabının adını ve alıntıladığımız şiirinin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şiirden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat “H/5” ve “Ü/56” harfleri ipucu olarak yerine konmuştur ünyanın en zor işi, hiçbir şey yapmadan oturmakmış meğer. ÖSS'de salon başkanlığı, yalnız bu yüzden değil, bir de taşınan sorumluluk yüzünden çok ağır bir görev. Önceki yıl, sınav başlamadan az önce, üstü başı kan içinde bir kız çocuğu gelmişti. Trafik kazası geçirmiş. Eli ayağı zangır zangır titremekte. Sınava girecek durumda değil; ama girmezse bir yılı kaybedecek. Hemen karar vermek gerek. Ailesini temiz üst baş almak için eve yollayıp çocuğu sınava aldım. Sonuç ne oldu; kazandı mı, girdi mi üniversiteye, hâlâ merak ederim. Bu yılki olaysız geçti. Sorulara da ancak bugün bakabildim. Türkçe soruları güzeldi. Artık edebiyat dersinden soru çıkması da güzel. Orhan Asena'nın ve Orhan Kemal'in sorulması daha da güzel. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Eski Yunanlılarda, belli bir biçimi ve karakteri olan müzik yapıtı. 79 11 61 76 64 B. “Jane ..” (Charlotte Bronte’nin romanı). 40 12 70 74 C. Herkesçe duyulma, yayılma. 53 52 77 33 D. Kalbin, gevşeyip kasılmasından ileri gelen kımıldanışı. 22 15 8 60 E. “Sansürttürme Şair...” (Akgün Akova’nın bir şiir kitabı). 4 75 18 67 65 F. “Guhi zerre geh güneş gahi kamer gahi... “(Niyazi, XVII. yy.) 45 2 73 48 17 G. “Yürü Direncim” adlı şiir kitabında, “Coşku / Fazla şişmiş bir balon / Rengarenk kaynıyor yüreğimde. / Ben değilim o / Şarabın burukluğu / Dudağın kilidi / Ve açamadığın kapı. / Şimdi sar beni / Umutlar zil takmış / Çıldırıyor acı.” dizeleri de yer alan şair. 3 63 14 24 46 38 35 16 H. Tropikal Afrika’da (Gabon) yetişen ve daha çok kaba dokulu, yarı sert ve yarı ağır gripembe bir odun veren ağaç, ozigo. 23 39 28 36 81 19 1 7 I. “... Felsefe Bahçesi” (Salâh Birsel’ih bir deneme kitabı). 32 50 26 78 27 11 10 41 44 49 J. “...... Cinayeti” (Agatha Christie’nin bir romanı). 59 69 71 21 55 31 80 6 66 58 68 51 K. Eski Yunan mitolojisinde, İstanbul Boğazı’na Bosporos (İnek geçidi) adını verdiren rahibe. 25 9 L “..... Diyordu” (Friedrich Nietzsche’nin bir yapıtı). 20 43 29 42 54 34 47 62 37 57 30 72 20 Haziran Çarşamba Galiba çağdaşlaşıyoruz, galiba günü yakalamaya başladık diye sevinmeyegörün, bir haber alır, yeniden düşersiniz umutsuzluk deryasına. Milli Eğitim Bakanlığı, asılmak üzere afişler göndermiş okullara. İki tanesi şöyle: Müfredat Çağın Gereklerine Göre yenilendi. 180 bin kız çocuğumuz Okula başladı. Yenilenen müfredatta büyük harf küçük harf kullanımı böyle aşure kıvamında mı tutulmuş? Bu kadarcık şeye dikkat göstermeyen kafaların “yenilenme”den anladığı şey nedir acaba? “Kız çocuğumuz” derkenki o sahiplenme de ilginç! “Bizim” vurgusu ne kadar çok önemseniyor. İstanbul'un üst geçitlerinde de, “18 Özürlüler Merkezimiz açıldı” gibi sözler ve bu sözlerde benzer vurgular var. Bizim, biz yapıyoruz, başardık, vurgusu. MEB kime hazırlatır bu afişleri? Bu afişlerdeki yazım yanlışları günlerce, belki aylarca o duvarlarda durur; öğrencilerin gözüne gözüne girer; üstelik öğretmenler tarafından hiç yadırganmazsa aynı öğretmen, büyük harflerin belli yerlerde kullanıldığını, kimsenin kafasına göre harfleri büyütme ya da küçültme hakkı olmadığını nasıl anlatacak çocuklara? 23 Haziran Cumartesi Okullar kapandı. Çocuklar tatilde şimdi. İlköğretimde her gün, anlamını pek de düşünmeden, “büyüklerini saymak, küçüklerini sevmek” diye yineledikleri andın yerine, yaygın eğitim aracı olarak televizyon geçti. Zaten yaşamlarının ortasındaydı; şimdi tek başına ve daha egemen. Ne görüyor, ne duyuyorlar orada? Sözgelimi, çok hareketli oldukları için çocukların bakmadan yapamadıkları reklamlarda neler görüyorlar? Yatakhane öğretmeninin makaraya alınıp mahcup ve rezil edilmesinin ne kadar eğlenceli olduğunu; çağdışı kalmış görünen babaanneyi adam etmek için uğraşmaya değmeyeceğini, babaannenin pekâlâ, “Babaanne lütfen! Televizyon izliyorum. Çekilir misin önümden?” diye azarlanabileceğini; bir genç kızın, cep telefonuyla çok konuştuğunu söyleyen yaşlı kadından, “Bu işi teyzemize nasıl anlatacağız!” diye yakınmasının sevimliliğini görüyorlar. Ekmeğine peynir süren ve tattığı peyniri çok sevdiği anlaşılan çocuklara, “Ne?”, “Ne?” diye bağıran sesi duyuyorlar. Günde kim bilir kaç kez… Her reklam kuşağında… Toplumda artık sevgi ve saygının kalmadığından mı yakınıyordunuz. Televizyonda olsak biri, bıkkınlıkla seslenirdi bir yerlerden: “Öf, nasıl uğraşacağım sizinle yaa!” 21 Haziran Perşembe Türkiye Yazarlar Sendikası’nın yönetiminde dört beş yıl birlikte çalışmışlığımız var; ama epeydir görüşmemiştik Emin Karaca ile. Bu süre içinde boş durmamış. Yeni çalışmalar yapmış, yeni kitaplar yayımlamış, eskilerin yeni baskılarını çıkarmış. “Nâzım Hikmet Şiirinde Gizli Tarih” ile “Nâzım Hikmet ve Siyasal Yaşamı”nın 4. baskıları, “Nâzım Hikmet ve Aşkları”nın 5. baskısı Karakutu Yayınları'ndan çıkmış. TC'nin hukuksal öyküsünü anlattığı ve kendisine Cevdet Kudret İnceleme Ödülü'nü kazandıran “Sintinenin Dibinde” ve bir medya imparatoru olarak Aydın Doğan'ın yaşamöyküsünü anlattığı “Plazaların Efendisi Aydın Doğan” da Karakutu Yayınları tarafından yeniden basılmış. Avrupa'daki mültecilerle konuşmaları içeren “12 Eylül'ün Arka Bahçesinde”nin yeni basımını yapan ise Ozan Yayıncılık. İki yeni kitaptan biri, “Abdülkadir Pirhasan Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey” alt başlığıyla sunulan, “Vedat Türkali Ansiklopedisi“ (İnkılap Kitabevi). “Güven” romanı yayımlandığında, Vedat Türkali'ye İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni 24 Haziran Pazar Recep Nas, Cumhuriyet'in BİLE “start” sözcüğünü kullanmasından rahatsız olmuş. “Kime yakınayım, bir tek siz geliyorsunuz aklıma.” diye bana yazmış. Girdi dilimize bu sözcük, yerleşti; ama hâlâ karmaşa sürüyor. Verilen bir şey midir, alınan bir şey midir start? Altın Koza start alır, yaz konserleri start alır, TED Turnuvası start alır; ama arada ne fark varsa, Rock'n Coke 2007 start verir, Selçuk transfere start verir, Moda Fuarı start verir. Sorsak “Türkçesi yok ki!” diyen çıkar mı acaba? Başlamak eyleminin nesi eksik? Bu anlamların tümünü karşılar. “Başladı, başlamak üzere, başlayacak…” demek varken başımıza dert sardırmakta üstümüze yok doğrusu. ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. 906. sayının çözümü: A. YÜZ LİRAYA, B. ÜRGÜP, C. CUŞİŞ, D. EKOL E. LM, F. KAĞIZMANLI, G. AHMED, H. YEŞİM, I. IRIPLARIN ÇALKANTISINDA, J. ROGER MOORE, K. AYET, L. NUBUK Şiir: “güneş henüz yok, ıslak gün / nemli toprak bulaşıyor paçalarıma / aldırmıyorum nicedir uzaklaştığım yere.” CUMHURİYET KİTAP SAYI 907 SAYFA 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle