05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun Çocuk Felsefesi Üzerine Denemeler Mustafa Ruhi Şirin, Kök Yayıncılık, 2006 (2. Baskı), 93 sayfa Resimleyen Osman Kehri (770 yaş) SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz ‘İnsan da ırmak gibidir, Suyu yeterse ulaşabilir denizlere’ “Nedir aşk anne” diye soran bir çocuğa nasıl cevap verilir? Kolay mıdır çocuklara aşkı anlatmak? Peki ya yaşamı, insanları, dünyada olup bitenleri?.. Kuralları vardır büyüklerin, hem kendileri için hem de çocuklar için yarattıkları demirden kuralları. Oysa, “Oyunların da / yasası varmış / Kurallara uymayan / hemen atılır oyundan / Dün, yakan top oynarken / oyundan atılınca, / bir an ovada / tek bir ağaç gibi / yalnız hissettim kendimi / Tekrar oyuna çağrılınca / sanki dünya / benim oldu birden” (s.22) diyen bir çocuk için ne kolaydır demir kuralları eğmek. Acaba o yüzden mi “Aslandan hiç / korkmadığım halde / Bilmiyorum niçin / korkuyorum büyümekten?” (s.36) diye sorar bir çocuğun yüreği? “Dünyanın anlamıyla ilgili küçücük sorusu bile cevapsız kalırsa” (s.35) mı sorular sormak demir ağırlınca korkular yükler çocuklara?.. “İnsan da ırmak gibiyse” neden çocukların kendi yollarında akmasına izin vermez ki büyükler?.. “Annelerin babaların eski çocuk ödevi, / kendi umutlarının çocuklarını yetiştirmekti / Bilmezdik nedir geçmiş / nedir gelecek / Ve nedir şimdi! / Tek doğru tek yol tek çare / annemizdi babamızdı” (s.58) diyen bir çocuk için başka bir yoldan akmanın bedeli nedir? Bu bedeli kimler öder? “Niçin uslu uslu / ağır ağır ve sessizce / okula gitmemiz istenirdi bizden / Niçin değer yerine önce / görevlerimiz öğretilirdi bize!.. Niçin her sabah henüz uyanmışken / ve hazıroldayken / Hem doğru hem de / çalışkan olduğumuzu / bağırarak söylerdik... Niçin oyuncaklarımızla / gidemezdik okulumuza? / Niçin, hal ve gidişten pekiyi almak, / iyi çocuk olmaktı!.. Niçin kanlı savaşlardan / ve kahramanlardan / ibaretti tarih? / Niçin önce matematik önemliydi, / sonra hayat bilgisi! / Niçin soru sormak öğretilmedi bize / Bu yüzden mi öğrenemezdik / içimizden dışarı çıkmayı! / Şimdi her yer / televizyon duvarlar şehirler / ve ülkeler okula dönüşse de / Dünya güçle yönetildikçe / hiçbiri kurtulamaz / sayıların egemenliğinden” (s.61) diye düşünen bir çocuk mudur bu bedeli ödeyecek olan, yoksa ona akacağı yollları gösteren yetişkinler midir? Çocukluğuna koşmak, birdenbire çocuklaşıvermek bir yetişkinin yüreğine baharı taşıyorsa neden büyükler hem kendilerine hem de çocuklara demirden kurallar koymaya devam ederler? “Uzaklaşınca birden / saf ve arı / çocukluk günlerinden / Senin de çok iyi tanıdığın / acı mı başlar baba?” (s.79) diyen bir çocuğu dinlemek ve izlemek bir yetişkine kim bilir ne kadar da zor gelir! Belki de düşleri, zamana ve mekÓAna yenik düştüğündedir yetişkinin çaresizliği. Çocukların saatine inat, çok hızlı çalışır onların saatleri. “Anne niçin oyun oynarken hemen hızlanır çocuk saati?” (s.21) diye soran çocuklara acaba anneler ne yanıt verirler? Oysa bütün yanıtlar “Kral Çıplak” diyebilen çocuklarda ve onların düşlerinde değil midir? “Hayal kurmasaydı çocuklar / Okyanusa düşerdi güneş / Bir daha gö MEKTUBUNUZ VAR! rünmezdi ay” (s.31)... Oysa her şey çocukta gizli değil midir? Her şey terk edilmeyen düşlerimizde değil midir? Aklımıza gelen daha onlarca soru... “Aşk Olsun Çocuğum Aşk Olsun”, çocuktan yetişkine, yetişkinden çocuğa pencereler açıyor, büyük küçük herkesi düşündürüyor. Hayat Bilgisi üzerine konuşan on dokuz denemeyi okurken akla gelen soruların ardı arkası kesilmiyor. Düşündüğümüz için mi varız, var olduğumuz için mi düşünüyoruz? Kim bilir... “Ne tek başına hayal / ne de bilgi yarar işe / Doğru eyleme yönelmek için / doğru bilgi ve / deneyim de yetmez / Doğru soruyu sormadıkça / doğruyu göstermez insana / hiç bir pusula” (s.31) diyor M. Ruhi Şirin. Büyük küçük hep birlikte doğru sorulara akabilmek, Denizlere ulaşabilmek umuduyla... . “Alakanat”, Aydın Balcı Tudem Yayımları, 2006 (Birinci baskı) (913 yaş) KONUK SİHİRLİ DEĞNEK = Fevzi Günenç “Şişko Patates” Seza Kutlar Aksoy, Toroslu Kitaplığı, 2006, 61 s., Resimleyen: Ferit Avcı Bugün harikulade bir kitaptan söz edeceğim. Şişko Patates… Yazan Seza Kutlar Aksoy. Kaç gündür elimden düşürmediğim bu kitap için ne yazacağımı bilemedim. Daha doğrusu ne yazmayacağımı bilemedim. Şişko Patates için söylenecek o kadar çok söz var ki... Kahramanımız Çiçek… Sevimli küçücük bir şişko patates kız. Kilolu olduğu için arkadaşlarının alay ettiği, içe kapanık biri. İşin doğrusu hak ediyor da bu alayları. Neden mi? Yiyip içmekten başka bir şey düşünmüyor da onun için. Çiçek’in yaşamı, iki küçük komşu kızına okuduğu bir masalla değişir. Ada ile Alara’dır bu komşu kızları. “Alaattin’in Sihirli Lambası” masalını anlatırken, kendini büyülü bir dünyanın içinde bulur küçük kız. Minik komşu kızlara güzel dilimizi, Türkçeyi doğru kullanmayı öğretir Çiçek. Yeni dostlar da edinir bu ara. Onlarla parkta oyunlar sahneler Çiçek. Oynadıkları oyunlarla oradaki bütün çocukları da masal dünyasına taşır sevgili şişko patatesimiz. İyilikte bulunması gerektiği zaman papatyaya dönüşür Çiçek. Papatya olmak onu güçlendirir. Güçlendiği zaman da güzel şeyler yapar. Küçücük bir şişko patates kız olsa bile, inanılmaz güzel işler yapar Çiçek… Kitabın yazarı Seza Kutlar Aksoy ablanın sihirli bir dünyası var. Gelin birlikte onun sihirli dünyasına girelim çocuklar. Bunu nasıl mı yapacağız? Çok kolay. Onun öbür kitaplarını da tanıyarak… “Büyülü Bahçe”: Bize yaşamdan gerçeği gösteren kesitler sunuyor. Bunların üzerine düşünmemiz gerektiğini ayrımsıyoruz. Öykülerin sonuna eklenen “Öykülerle Düşünmek” bölümü var. Bu bölüm okuduğumuzdan çıkardığımız sonuçları araştırmamız, tartışmamız gerektiğini gösteriyor. Böylece işlek zihinlerin oluşumunu destekliyor kitap. “Güvencin’in Saati”: Karanlıkta, Kimi zaman ay, kimi zaman yıldızlar yol gösterir bize. Yeterli midir bu? Değil… Kendimiz de bulabiliriz ışık kaynaklarını. Bilinmezliğin karanlığında bir meşale olur aydınlatır yolumuzu sorular. Soruların ışığında yeniden ortaya çıkıp parlayan sonsuz renkler olur yanıtlar da… “Küçük Prenses ve Kardelen”: Masalları gerçeğe dönüştüren bir masal cadınız var mı sizin de çocuklar? Zor anlarınızda, size yol gösteren bir cadınız?.. Yaşamımız aslında bir masal mı? Bunu Küçük Prenses ve Kardelen’i okurken anlayacağız. “Nun Gelince”: Göğsümüz sanki bir balonmuşuz gibi, uçurur kimi zaman bizi. Sevinç, başarı, sevgi, yardım edebilme duygularıyla taşarız. Bir hafifleme, kabına sığamama uçma isteğiyle dolarız. İşte bu duygularımızı kabartıyor Nun Gelince kitabı. Başka insanların, başka canlıların, havanın, suyun varlığını keşfediyoruz. Bu kitapların hepsi de Pencere Sey Yayınları arasında çıkmış. “Şişko Patates”: Şimdi gelelim Şişko Patates’e ilgili son sözlerimize. Toroslu Kitaplığınca yayınlanan bu kitap, bir masal kitabı mı? Öykü mü? Roman mı? Oyun mu?.. Hiç biri değil ama hepsi diyebiliriz çocuklar, evet hepsi!.. Dahası var: Şişko Patates, Yaratıcı Okuma Dosyası olan ilk kitaplardan. Ne demek Yaratıcı Okuma Dosyası biliyor musunuz? Milli Eğitim Bakanlığının hazırladığı yeni “İlköğretim Programı”nda zorunlu olan serbest okuma saatleri var. Öğretmenler, Şişko Patates gibi kitapları bu saatlerde okutuyor. Bu kitapların ekinde sunulan Yaratıcı Okuma Dosyalarındaki etkinlikleri uygulattırıyorlar. Yalnızca öğretmenler mi yapmalı sizce bunu? Anne babalar da bu yolla çocuklarının etkin okur olmasını sağlamalı. Aldırtın bu kitabı sizinkilere çocuklar. Sonra oturun anneniz, babanızla masaya. Okuyun, uygulayın. Ailece çok keyifli zamanlar geçirin. Okuyan gözler güzelleşir, diyorum ben. Bu sözüme siz ne diyorsunuz çocuklar? Haksız mıyım? Okuyan güzel gözlerinizden öpüyorum. Öteki Seçici Kurul Üyelerine: Tudem yarışmasında masal dalında ikinci olmuş bir masal, Alakanat. Hatırladınız mı? 2004 yılında hepimiz masal jürisindeydik… Kitap basılmış; yenilerde elime geçti. Nasılsa okumuştum, tekrar okuyacak değildim! Şöyle bir evirip çevireyim dedim ki… O da ne! Harika bir baskı! Sanki masallardan çıkıp gelmış bir kitap. KÓAğıdıyla, tasarımıyla… Daha kapak tasarımından çekip alıyor insanı içeriye. Okumayacağım derken, bir de baktım, heyecanla sayfaları çeviriyorum. Baştan sona tekrar okudum. Ve şimdi soruyorum… Bu masal nasıl oldu da yarışmada birincilik alamadı? Ay, yoksa ben eksik puan vermiş olabilir miyim? Taaaa 2004 kayıtları. Nerden bulacağım şimdi kim ne puan vermiş diye. Ama diyorum ben, bu masalın hakkı yenmiş, ille de birinci olmalıymış. Alakanat, genç bir kartal. Yaptığı hatanın sonuçlarına katlanmak zorunda kalıyor ve yaşamında unutamayacağı bir deneyim yaşıyor. Biz okurlar da, önce Alakanat’a yaptıkları için kızarken, değişimi ve olgunlaşması sürecinde, hayranlık duymaya başlıyoruz. Alakanat’ın öyküsünü okurken, sanki birlikte kanat çırpıyor gibi hissediyoruz. Evet, soruyorum, neden puanlarınız bu güzel masalı ikinci yaptı? Ne? Nasıl? Birinci olan öykü, “Dal Ucunda Gül” müydü? E ama o da aynı yazarın değil miydi? Onun da dili şurup gibiydi ve birinciliği hak etmişti. Şimdi anladım, Alakanat neden ikinci oldu… O zaman “Dal Ucunda Gül”ü de okumalıyım. Ne zaman çıkıyor? Eski Seçici Kurul üyesi Aytül Akal SİHİRLİ ÇOCUK DERGİLERİ! Kırmızı Fare (http://www.mavibulut.com.tr) Ebe Sobe (http://www.ebesobe.com) Bilim Çocuk (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk) Meraklı Minik (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk/(36 yaş) Seza Kutlar Aksoy’un PencereSey Yayınları’ndan yayımlanan kitapları: “Büyülü Bahçe”, “Nun Gelince”, “Küçük Prenses ve Kardelen”, “Güvercin’in Saati” Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cd. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul [email protected] Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 CUMHURİYET KİTAP SAYI 884 SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle